Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2015, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası
COMPETITION REGULATIONS IN OTTOMAN INDUSTRY In contrary to Europe, Ottoman State intentionally prevented to establishment of aristocracy and bourgeois class. Economic policies were designed to sustain the presence of a strong middle class. But system began to shake during 1820’s, because of intensifying European competition. Later signed Balta Limanı Trade Agreement even severed the competition. As a result of this situation, how could increase the competition power of local production was the main problem of this era. Artisan scale producers wanted to be protected with social motivation, against private factories which their numbers increased after 1880’s. Newly established factories were banned to interfere to activities of artisans. But proper functioning of the market did not neglect, while artisans protecting. In order to increase the competition power of industrial production, Ottoman State tried to establish demand support to raw material producers and Ereğli coal mines for local fuel. At the last part of the article, local factories will be mentioned which they wanted to apply modern production facilities. In order to increase their competition power, state thought that private sector had to be supported. For this reason tax exemptions were granted them. In addition to this, state tried to give demand support to local factories.
Article, Akademik Araştırmalar Dergisi (Journal of Academic Studies), 2004
During the Ottoman period there was established an organization named ‘hisbe’ or ‘ihtisab’, the office of superintendent of markets. It dated back to the early years of Islam, in order to regulate social and economic behaviour thro-ughout bazaars and marketplaces and to maintain them in accordance with social norms. This organization had some powers and responsibilities of today’s ministries of finance, trade, economy, industry, justice and of the organization of religious affairs as well as those of municipalities. The officials named ‘muhtesib’ of this organization checked goods and services exchanged in the market and whether they met the standards in price and quality that were fixed by the government and applied some corrabarative rules for that. In this study, after giving brief information about this organization and the duties of its officials, the 20th section which deals with ‘ihtisab’ of the Ottoman Code of Laws for Suleiman the Magnificient has been briefly analysed. The study has pointed out that Ottomans attached much importance to social order, economic stability, business and trade ethics, quality of goods and services, conditions of health, cleanliness of environment, animal rights as well as those of slaves, workers and tenants. All goods and services produced and exchanged at that time, standards and selling prices of them, even standards, measures and qualities of inputs used in the production of these goods and services were listed one by one and in detail in those regulations. The paper presents a historical record of these regulations. KEY WORDS: Ottomans, hisbe, ihtisab, the office of superintendent of markets, the Ottoman Code of Laws, Law of Municipality and Standards, tradesmen, artisans, market, standard, quality and price control, social order, business and trade ethics, slave rights, animal rights.
Journal Of History School, 2018
OSMANLI İMPARATORLUĞU'NDA İKTİSADİ REKABET VE GALATA BANKERLERİ 1 Tevfik Orçun ÖZGÜN 2 ÖZ Osmanlı İmparatorluğu 19. yüzyılda zayıflayan siyasi ve askeri gücü nispetinde ekonomik hâkimiyetini de kaybetmekteydi. Bu dönemde dış borçlar ve kısa vadeli borçların ödeme güçlüğü maliye üzerinde yoğun baskı yaratmaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu maliyesi bu baskıları taviz vermeden aşmak için çabalar sarf etmiştir. Bu dönemde Galata Bankerleri ise hazinenin başvuracağı en yakın finans kaynakların biri haline gelmiştir. İstanbul'un Galata semtini bir finans merkezi haline getirmeyi başaran bankerler, Avrupa finans piyasaları ile olan bağlantıları sayesinde her dönemin ekonomik yapısına uymayı başarmışlardır. Avrupa sermaye piyasaları kaynaklı bankacılık faaliyetlerinin Osmanlı piyasasına girmeye başlaması ile bu alanda da varlık göstermek zorunda kalmışlardır. Böylece Osmanlı ekonomisinin ihtiyacı olan finans kaynağını tedarik etme yönünde yeni bir döneme girilmeye başlanmıştır. Galata Bankerlerinin sağladığı borçların yerini dış kaynaklı kredilerin almaya başlaması onları yoğun bir rekabet ortamına sokmuştur. Bu çalışmada genel bir Galata Bankerleri tarihi aktarılmıştır. Osmanlı ekonomisi üzerindeki rekabet incelenerek Galata Bankerlerinin maliye üzerindeki etkisinin boyutu ortaya koyulmaya çalışılmıştır.
This study examines the structure of Turkey’s manufacturing industry and concentration level. As of 2010, the concentration level is analyzed 243 companies of 75 operates in a competitive structure in the oligopolistic market structure in Turkey. The results of the study show that the scale economics, advertising, and capitals are impact factors on the concentration.
2014
Günümüzün en önemli sosyo-ekonomik etkenine sahip olan endüstrilerden birisi olarak kabul edilen g da sektörü bir çok alt dallar bünyesinde bar nd ran karma k bir faaliyet kolu olarak öne ç kmakta olup ülkemizde de son y llarda büyük bir geli im göstermektedir. Bu geli menin düzeyini, temel de"i kenlerini ve dinamiklerini anlamak ve sektörün sürdürülebilir rekabet üstünlü"üne katk da bulunmak, sektör ve ülke ekonomisi için önem ta maktad r. Bu çal mada Porter' n elmas modeli kullan larak Türk g da sektörünün uluslararas rekabetçilik analizi yap lm t r. Analiz do"rultusunda sektörün rekabetçilik düzeyi belirlenmi ve rekabet yap s n n temel özellikleri aç klanarak, dünya arenas nda daha rekabetçi bir konuma gelebilmesi için stratejiler önerilmi tir. Çal ma esnas nda nitel ara t rma yöntemi kullan lm t r.
the Journal of Academic Social Sciences
The causes and consequences of the world becoming a global village can be seen from very different angles. But its most important impacts come up as the planning and execution of economic and social activities. Therefore, it is necessary to establish and maintain structures, dominating quality at every stage of the economy. That is, ensuring accordance with international standarts. The standarts, published and continuously improved by the International Organization for Standadization (ISO), provide a positive environment for the following outcomes: Standarts, facilitate the trading of commodities on a global scale. As these standarts are a global language, they provide easy diffusion of information. As a result of the positive externality of this information, management activities and risk managements are facilitated. In this study, in ensuring the establishment and operation of quality management systems in enhancing the competetiveness of enterprises in Turkey, how ISO standarts can be used and in which areas improvements can be provided, will be given.
İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2016
Bu çalışmanın amacı Türkiye'nin imalat sektörünün uluslararası rekabet gücünü tespit ve analiz etmektir. Bu nedenle, uluslararası rekabet gücü endekslerinin hesaplanması için Türkiye ve dünyanın 1995-2014 yılları arası ithalat ve ihracat verileri kullanılmıştır. Daha sonra, Türkiye imalat sanayi sektörünün uluslararası rekabet gücü ve uluslararası rekabet gücündeki değişmeler değerlendirilmiştir. Bu bağlamda bu çalışmada hesaplanan uluslararası rekabet gücü endeksleri göstermektedir ki, Türkiye'nin genel olarak imalat sanayi sektörü uluslararası rekabet gücüne sahip değildir. Ancak, Türkiye, ofis ve telekom araçları, makine-ulaşım araçları ve kimya sektöründe rekabet gücüne sahip değilken, yiyecek ve içecek, tekstil, giyim, demir ve çelik, otomotiv ürünleri sektöründe rekabet gücüne sahip olduğu tespit edilmiştir.
Rekabet hukukunda de minimis, normal şartlar altında rekabet hukukunun yasaklayıcı normları çerçevesinde rekabeti sınırlayıcı anlaşma olarak değerlendirilebilecek bazı anlaşma türlerinin, rekabeti hissedilebilir ölçüde sınırlamaması nedeniyle rekabet otoritelerince dikkate alınmaması olarak tanımlanabilir. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un ilk hâlinde düzenlenmeyen de minimis kuralı, 4054 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten çeyrek asır sonra, 7246 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Türk rekabet hukuku mevzuatına dâhil edilmiştir. Bu doğrultuda, ilgili pazarda belli bir pazar payına sahip teşebbüsler arası de minimis niteliğindeki, kanunun deyimiyle “rekabeti kayda değer ölçüde kısıtlamayan” anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği kararları, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle Rekabet Kurulu tarafından soruşturma konusu yapılmayabilecektir. 7246 sayılı Kanun’da ana hatlarıyla düzenlenen de minimis kuralının usul ve esaslarına, 2021/3 sayılı Rekabeti Kayda Değer Ölçüde Kısıtlamayan Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Teşebbüs Birliği Karar ve Eylemlerine İlişkin Tebliğ’de yer verilmiştir. Söz konusu Tebliğ hazırlanırken büyük ölçüde Avrupa Komisyonu’nun 2014 tarihli De Minimis Duyurusu’ndan yararlanılmıştır. 7246 sayılı Kanun öncesinde Rekabet Kurulu, mevzuattaki bu boşluğu 4054 sayılı Kanun’un 9/3. maddesine dayandırdığı kararlarıyla doldurmuş, uygulamada de minimis kuralının eksikliğini adeta hiç hissetmemiştir. Gerçekten, 7246 sayılı Kanun öncesinde Kurul’un “de minimis” terimini açıkça zikretmeden, ancak fiilen de minimis kuralı varmış gibi değerlendirmelerde bulunarak ilgili teşebbüslere soruşturma açmaksızın, 9/3. madde uyarınca görüş yazısı göndermek suretiyle dosyayı kapattığı sayısız kararı bulunmaktadır. Bu kararlarında Rekabet Kurulu; teşebbüslerin büyüklüğü, ilgili coğrafi pazarın boyutu, usul ekonomisi gibi de minimis’i çağrıştıracak gerekçelerle, 7246 sayılı Kanun’un “açık ve ağır ihlal” olarak nitelendirdiği ve pazar payı eşiklerine bakılmaksızın de minimis’ten yararlandırmadığı anlaşma türlerine dahi kimi zaman soruşturma açmamıştır. 7246 sayılı Kanun öncesinde istikrar kazanmış bu kararlar karşısında de minimis kuralının, 7246 sayılı Kanun’da düzenlendiği biçimiyle Türk hukukunun ihtiyaçlarına cevap verip vermediği, özellikle de pratikte uygulanabilirliği önemli bir soru hâline gelmiştir. Bu çalışmada 7246 sayılı Kanun’da düzenlendiği biçimiyle de minimis kuralının, Rekabet Kurulu’nun 7246 sayılı Kanun öncesinde verdiği kararları karşısında Türk rekabet hukukunda uygulanabilirliği tartışılmaktadır.
İktisat Fakültesi Mecmuası, 2014
OTTOMAN PRIVILEGE SYSTEM WITHIN THE EXAMPLE OF ICE INDUSTRY Ottoman State firstly assessed the entrepreneurs of artificial ice production, within privilege system. Later when the availability of ice production machines increased, Ottoman State also permitted to found ice factories out of privilege system. But in this article, artificial ice producers within privilege system are the main target. In this system, state granted monopoly rights to entrepreneurs under specific conditions, for factory production. For the beginning point of the article, establishment reasons of privilege system will be explained. Later main principles of privilege system will be mentioned, with some examples of other sectors. At the last, privileged ice industry enterprises will be evaluated within three headlines. When privileged ice factory founders were mentioned, their demands and interviews with government were narrated. Later privilege contracts which were regulated newly establishing industrial plants were compared. At the last, entrepreneurs’ activities were mentioned during post privilege period, with their successes and failures. For three enterprises in ice production sector, Salim Ağa and partnership in İzmir could found factories and companies. But Numan Efendi who was the last privilege owner did not put planned factories into practice.
Adapazarı kelimesinin ikinci kökü olan Pazar sözcüğü ilk zamanlardan itibaren bölgede kurulan pazarın şehir için ne derece önemli olduğunu açıklamaktadır. Dolayısı ile bölgenin bir köy yapısından şehir statüsüne kavuşmasında bu pazarın etkisi çok fazladır. Şehirde kurulan pazarlarda sadece Müslümanların değil gayrimüslimlerin de rahatlıkla alışveriş yapabildikleri bir ortam mevcut idi. Tarım ekonomisinin hâkim olduğu Adapazarı’nda kurulan pazarlar zamanla şehrin gümrüğünün kurulmasına da vesile olmuştur. Adapazarı’nda ihtiyaç fazlası üretilen ürünler pazarlarda değerlendirildiği gibi şehirlerarası veya ülkeler arası ticarette de kullanılmıştır. Bu durum Adapazarı’nda önemli bir gümrüğün de kurulmasına vesile olmuştur. Kadim sıfatıyla anılan yani geçmişi eskiye dayanan bu gümrük Osmanlı Devleti içerisindeki diğer kara gümrüklerine göre çok daha sonra lağvedilmiştir. Adapazarı’nın kadim gümrüğü günümüze kadar gelemese de bugün Gümrükönü adıyla bir bölge ve vergi dairesi ismi olarak yaşamaktadır.
Selcuk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi, 2006
Çalışmada ileri yönetim teknolojilerinin temelinde Küçük ve Orta Ölçekli 75 işletmeyi kapsayan bir uygulamaya yer verilmiştir. Bu uygulanın değerlendirilmesi ile elde edilen bulgular doğrultusunda Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin ileri yönetim teknolojilerini kullanım düzeyleri ve bunu rekabet güçlerine etkisi incelenmiştir.
Journal of Gazi University Faculty of Law, 2016:20(2), 371-390
Rekabet otoriteleri tarafından verilebilecek temel veya süreli idari para cezaları ile ihlalden zarar görenler tarafından açılabilecek tazminat davalarına ek olarak uğranılabilecek olası itibar ve müşteri portföyü kaybı da düşünüldüğünde, rekabet ihlallerinin teşebbüsler açısından “maliyeti” son derece yüksek olabilmektedir. Rekabet ihlallerinin yol açtığı maliyetlerin önlenmesi veya azaltılması noktasında en etkin yöntemlerden birisi de rekabet uyum programlarıdır. Bu makalede Rekabet Kurumu’nun rekabet uyum programlarına ilişkin izlediği rekabet politikası ile Rekabet Kurulu’nun kararlarında uyum programlarına ilişkin yaklaşımı incelenmektedir. Makalede Rekabet Kurumu’nun rekabet savunuculuğu faaliyetleri kapsamında rekabet uyum programlarının yaygınlaşmasını sağlamak üzere aktif bir politika izlediği; buna karşın Rekabet Kurulu’nun ise kararlarında rekabet uyum programlarına genel olarak kayıtsız kaldığı, teşebbüslere verilecek cezanın belirlenmesinde bu programları hafifl etici neden olarak değerlendirmediği ve uyum programı uygulayan teşebbüsleri herhangi bir biçimde ödüllendirmediği gözlemlenmektedir. Makale Rekabet Kurulu’nun rekabet uyum programlarını hiç dikkate almayan mevcut yaklaşımını değiştirmesi ve teşebbüsler tarafından bir uyum programı uygulanmasının diğer indirim nedenleriyle birlikte değerlendirilerek somut olayda cezanın belirlenmesinde hafifl etici unsur olarak dikkate alması gerektiğini ileri sürmektedir
Özet Bu çalışmanın amacı Türkiye'nin imalat sektörünün uluslararası rekabet gücünü tespit ve analiz etmektir. Bu nedenle, uluslararası rekabet gücü endekslerinin hesaplanması için Türkiye ve dünyanın 1995-2014 yılları arası ithalat ve ihracat verileri kullanılmıştır. Daha sonra, Türkiye imalat sanayi sektörünün uluslararası rekabet gücü ve uluslararası rekabet gücündeki değişmeler değerlendirilmiştir. Bu bağlamda bu çalışmada hesaplanan uluslararası rekabet gücü endeksleri göstermektedir ki, Türkiye'nin genel olarak imalat sanayi sektörü uluslararası rekabet gücüne sahip değildir. Ancak, Türkiye, ofis ve telekom araçları, makine-ulaşım araçları ve kimya sektöründe rekabet gücüne sahip değilken, yiyecek ve içecek, tekstil, giyim, demir ve çelik, otomotiv ürünleri sektöründe rekabet gücüne sahip olduğu tespit edilmiştir. Abstract The purpose of this paper is to determine and analyze the international competitiveness of Turkey's manufacturing sector. Thus, data of Turkish and World manufacturing sector's export and import between 1995-2014 are used in order to calculate and Reveal International Competitive Power indices. Then, International competitiveness of Turkish manufacturing sector and changes in its international competitiveness are evaluated. In this context, all indices show that Turkey's manufacturing sector doesn't have international competitiveness in general. Turkey reveals international competitive power in the food and beverages, textiles, clothing, iron and steel products automotive sectors, whereas it does not have international competitive power in the office and telecom equipment, machinery-transportation and chemical industries.
2007
Günümüzün en önemli sosyo-ekonomik etkenine sahip olan endüstrilerden birisi olarak kabul edilen g da sektörü bir çok alt dallar bünyesinde bar nd ran karma k bir faaliyet kolu olarak öne ç kmakta olup ülkemizde de son y llarda büyük bir geli im göstermektedir. Bu geli menin düzeyini, temel de"i kenlerini ve dinamiklerini anlamak ve sektörün sürdürülebilir rekabet üstünlü"üne katk da bulunmak, sektör ve ülke ekonomisi için önem ta maktad r. Bu çal mada Porter' n elmas modeli kullan larak Türk g da sektörünün uluslararas rekabetçilik analizi yap lm t r. Analiz do"rultusunda sektörün rekabetçilik düzeyi belirlenmi ve rekabet yap s n n temel özellikleri aç klanarak, dünya arenas nda daha rekabetçi bir konuma gelebilmesi için stratejiler önerilmi tir. Çal ma esnas nda nitel ara t rma yöntemi kullan lm t r.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2014
Küreselleşme ile birlikte değişen rekabet olgusu beraberinde bu olguyu sadece işletmelerin değil şehirlerin ve sektörlerin üzerinde durması gereken önemli kavramlardan biri haline getirmiştir. Bu bağlamda şehirlerin ve sektörlerin yükselişi hem yerel hem de uluslararası arenada kendilerini nasıl konumlandıracaklarına bağlıdır. Burada pozisyonu belirleyecek olan en önemli araç, rekabetçilik düzeyinin rasyonel bir şekilde belirlenmesini sağlayacak rekabetçilik analizleridir. Bu çalışmada gıda ve içecek imalatı sektörü için önem arz eden Kırklareli'nin, bu sektör bağlamındaki rekabetçiliği Porter'ın Elmas Modeli ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda Kırklareli gıda ve içecek imalatı sektörünün rekabet düzeyi, yapısı, dinamikleri ve sürdürülebilir bir rekabet avantajı sağlamada iyileştirilmesi gereken faktörler ortaya konulmuştur.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2018
Günümüzde firmalar teknolojik gelişmelerin baş döndüren bir hız kazandığı, müşteri istek ve beklentilerinin sürekli değiştiği, buna paralel olarak ürün yaşam ömrünün kısaldığı, tahmin edilmesi zor ve karmaşık bir çevrede faaliyet göstermektedir. Firmaların bu değişim ve dönüşüme ayak uydurarak bu şiddetli rekabet halkasının içinde kendilerine yer bulması elzemdir. Sürdürülebilir bir büyümenin yanı sıra pazara hakim olma adına firmaların benimsedikleri rekabet yaklaşımları firmaların performansları üzerinde önemli etkiye sahiptir. Bu anlamda Türkiye'nin öncü sanayi işletmelerinin benimsedikleri rekabet yaklaşımları ile firma performansı arasındaki etkileşimin belirlenmesi önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı firmaların agresif rekabetçilik eğilimlerinin finansal performansları üzerine etkisini incelemektir. Bu amaçla agresif rekabetçiliğin altı farklı finansal performans göstergesi üzerine etkisi araştırılmış ve regresyon analizi ile araştırmanın hipotezleri test edilmiştir. Araştırma sonucunda agresif rekabetçiliğin; firma performansı göstergelerinden Vergi Öncesi Kar/Aktif Toplamı, Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kar/Aktif Toplamı ve Satış Hasılatı/Aktif Toplamı oranlarını istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif yönde etkilediği tespit edilmiştir. Bu sonuç, firmaların agresif rekabetçilik eğilimlerini artırmalarının, hem karlılıklarını hem de varlıkların kullanım etkinliğini artırabileceğine işaret etmektedir.
Journal of the Human and Social Science Researches, 2017
Bu calismada, Turkiye Basketbol liglerinde faaliyet gosteren kuluplerin 2014-2017 sezonlari icin rekabet duzeyleri arastirilmistir. Basketbol Super Liginin yani sira iki alt lig olan Turkiye Basketbol 1. Ligi ve Turkiye Basketbol 2. Ligi (iki grup) incelemeye dahil edilmistir. Alt ve ust liglerde rekabet duzeyleri hesaplanarak alt liglerden ust liglere cikildikca rekabet duzeyinin degisip degismedigi (bozulup/bozulmadigi) yillar itibariyle kiyaslanmistir. Basketbol liglerinin piyasa yapisi ve rakebet duzeyleri yogunlasma endeksleri metedolojisinden hareketle belirlenmistir. Literaturde en sik kullanilan “n” firmali yogunlasma endeksi CR-4 ve Herfindahl Hirschman Endeksi (HHI) hesaplama yontemleri kullanilmistir. Analiz sonuclarina gore, Super Lig takimlari arasinda CR-4 yogunlasma endeksi skorlari 2014, 2015, 2016 ve 2017 sezonlari icin sirasiyla 0.29, 0.27, 0.29 ve 0,30 olarak hesaplanmistir. HHI sonuclarina gore ise ilgili yillarda sirasiyla 221, 193, 212 ve 229 olarak hesaplanmi...
Abant Izzet Baysal University Graduate School of Social Sciences, 2014
The new concept of competition shaped by globalization make it one of the most important agendas for cities and industries. In this context, economic growth of cities and industries depend on how they position themselves in national and international arena. The most important tools to determine their position are analyses of competitiveness that measure level of competitiveness rationally. In this study, Kirklareli which is important for manufacture sector of food products and beverages is analyzed on the basis of Porter’s Diamond Model. Competitiveness, structure, and dynamics of the sector are revealed and needs to improve competitiveness are determined by the analysis.
da, üstün beceri ve atletizm sergilemeleri için yarışmacılara bir platform sağlamaktaydı. Günümüzde ise, bu gösteri için yalnızca bir imkân sağlamamakta, aynı zamanda aslında elit yarışmacıları başarılarından dolayı ödüllendirmektedir. Spor, tarihsel açıdan sosyal bir hareket olarak kabul edilse de, elit spor günümüzde ticari bir endüstridir. 1 Dünya genelindeki bu ticari faaliyet, kazançlı sözleşme ve sponsorluklarıyla birlikte, her yıl tahmini olarak 384 milyar dolar getirmektedir. 2 Sonuç itibariyle, birçok sporcu geçimini bu rekabetten sağlamaktadır. Bu maaş artışları nedeniyle, seçkin sporcular yarıştıkları branşlarda profesyonel olarak kabul edilmektedir. Günümüzde, modern sporun ticari faaliyet olarak kabul edilmesi ve sporcuların profesyonel olmasından dolayı, önceden yalnızca ticari faaliyetlerde uygulanan common law kuralları, artık sporda da uygulanmaktadır.
VII. Uluslarası Ahilik Sempozyumu, 2024
II. Viyana Kuşatmasının ardından Kutsal İttifak Devletleri ile yapılan on altı yıllık savaş, Osmanlı Devleti’nin ekonomik durumunu her yönden olumsuz etkilemiştir. Savaş süresince sanat, zanaat, sanayi ve her türlü üretim faaliyetleri durma noktasına gelmiştir. Bu uzun savaş dönemi, esnaf ve halkı da derinden etkilemiş, diğer ekonomik ve sosyal alanlarda olduğu gibi büyük sıkıntılar doğurmuştur. Bu dönemde özellikle ithalat daralmış ve fiyatlar artmıştır. Hüseyin Paşa, halkın ve esnafın zor durumunu dikkate alarak çeşitli düzenlemeler yapmıştır. Karlofça Antlaşması’ndan sonra savaş masraflarının ortadan kalkmasıyla, Amcazâde Hüseyin Paşa, savaş sırasında alınan bedel-i sürsat, bedel-i nüzül, bedel-i beldar gibi vergileri kaldırmış, birikmiş vergilerden olan zehair, beygir, öküz, araba, cerehor ve güherçile gibi yükümlülükleri de cezasız olarak affetmiştir. Vergi affına ek olarak, halkın temel ihtiyaçları arasında yer alan sıvıyağ, sabun, kahve, tütün gibi ürünlerden alınan vergilerin miktarını azaltmıştır. Ayrıca yerli üretime önem vererek, paranın değerini korumaya çalışmış ve ihracata yönelik sanayi üretimini desteklemiştir. Selanik ve Bursa’daki imalathanelerde çuha ve ipekli kumaş dokuma faaliyetlerini hızlandırmış ve bu ürünlerin ithalatına kısıtlama getirmiştir. Bu önlemler sayesinde üretim artmış, Hüseyin Paşa kalite ve üretim standartlarına da özen göstermiştir. Bu çalışmamızda özelde Hüseyin Paşa, genel anlamda 17. yüzyılın sonlarında Osmanlı esnafının içinde bulunduğu durum ortaya konmaya çalışılacaktır. Kaynaklarımızı Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinde bulunan belgeler oluşturmaktadır. Bu belgelere ek olarak yapılan müstakil çalışmalardan da istifade edilmiştir. Yöntem olarak doküman analiz yöntemi kullanılmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.