Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Deyimler (tabirler), gerçek anlamlarından uzaklaşıp yeni kavramlar meydana getiren kalıplaşmış sözlerdir. Türk milletinin varoluşuyla beraber düşündüğümüz deyim kullanımı bu aziz milletin farklı coğrafyalarda ve iklimlerde edindiği deneyimi yansıtması bakımından da çok büyük bir önem arz etmektedir. Deyimler, ifadeye canlılık, akıcılık ve zenginlik katmalarından dolayı dilin söz varlığı içinde önemli bir yere sahiptirler. Bu çalışmada Batı Trakya-Gümülcine ağzında görülen deyimler üzerinde bir tesbit ve gruplandırma yapılmıştır. Yöre ağzıylayla ilgili ağız çalışmamızda geçen metinlerden ve metin dışı derlemelerimizden elde edilen bu deyimler; köken, yapı, anlam ve söz dizimi bakımından değerlendirilmiştiri.
Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi
Deyimler, anlatıma canlılık ve akıcılık katmaları bakımından dilin söz varlığı içinde önemli bir yere sahiptir. Türkçe deyimleri bakımından dünyanın zengin dillerinden biridir. Orhun Yazıtlarından itibaren yazılı metinlerle takip edilebilen Türk dili, bu tarihî seyri içinde pek çok deyim üretmiştir. Bu deyimlerin yoğun olarak kullanıldığı yerlerin başında Türkiye Türkçesi ağızları gelmektedir. Türkiye Türkçesi ağızlarında kayda alınmayı bekleyen birçok deyim varlığı yapılan kısıtlı çalışmada tespit edilmiştir. Başta teknolojik gelişmeler olmak üzere pek çok nedenle ağızlarda yer alan söz varlığı yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu sebeple Türkiye Türkçesi ağızları ile ilgili söz varlığının tespiti ve kayıt altına alınması oldukça önemlidir. Bu çalışmada Oğuzeli ağzında kullanılan ancak standart Türkçede yer almayan deyimler ele alınmıştır. Oğuzeli ve köylerinden yapılan derlemeler ile tespit edilen deyimler üzerinde çeşitli tasnifler yapılmıştır. İlk olarak belirlenen deyimle...
Mavi Atlas, 2016
There are mainly three main groups in Anatolian dialects such as Eastern Group Dialects, Western Group Dialects and Northeast Group Dialects Group. With this classification Gumushane dialect is shown in Eastern Group Dialects. In this main group that is divided into four subgroups , Gumushane province dialect creates one of the subgroups in the second degree in Kars, Erzurum, Erzincan dialects. In this study, it is tried to determine the expressions situated in Gumushane dialect and located in Compiliy Glassory, and to give with a glosary. First of all, words in Gumushane sources in DS have been identified and then selected idioms have been shown with full, half and idiomatic examples. Expressions are evaluated in relation to the theme that they pointed out. The expressions in Gumushane dialect are required to be compiled in detailed and evaluated in a line to follow the changes in administrative and geographical embodiments in the region. With such a study that can be represented in different regions, it will be more varied comparison with expression that are compiled from Turkey Turkish and the expression that will be compiled. Because of that, it is an urgent need to determine the border of the expressions.
There are mainly three main groups in Anatolian dialects such as Eastern Group Dialects, Western Group Dialects and Northeast Group Dialects Group. With this classification Gumushane dialect is shown in Eastern Group Dialects. In this main group that is divided into four sub-groups, Gumushane province dialect creates one of the sub-groups in the second degree in Kars, Erzurum, Erzincan dialects. In this study, it is tried to determine the expressions situated in Gumushane dialect and located in Compiliy Glassory, and to give with a glosary. First of all, words in Gumushane sources in DS have been identified and then selected idioms have been shown with full, half and idiomatic examples. Expressions are evaluated in relation to the theme that they pointed out. The expressions in Gumushane dialect are required to be compiled in detailed and evaluated in a line to follow the changes in administrative and geographical embodiments in the region. With such a study that can be represented in different regions, it will be more varied comparison with expression that are compiled from Turkey Turkish and the expression that will be compiled. Because of that, it is an urgent need to determine the border of the expressions.
Genel olarak gerçek anlamının dışında kullanılan ve anlatımı daha etkileyici ve güzel yapan, toplumun bütünü tarafından benimsenen kalıplaşmış sözcük öbekleri şeklinde tanımlayabileceğimiz deyimler, en önemli anlatım yollarından biridir. Çalışmamızda Doğu Trakya Ağızlarıyla ilgili yapılmış olan 14 saha çalışmasından hareketle bu bölgedeki deyim kullanımı hakkında bir tasnif çalışması yapılmaya çalışılmıştır. Bu sınıflandırma ile Türkçenin zengin söz varlığına ve sözcük öbekleri vasıtasıyla meydana getirilen kullanım çeşitliliğine dikkat çekilmek istenmiştir. Idioms are a style of expression as a metaphor which means they do not imply to the literal meaning. Idioms used for making the expression more efficient in a language and as a formulaic expressions are adopted by the whole society commonly. In this study examined from 14 texts of studies contucted on Eastern Thrace dialect and classificated usage of idioms in region.With this classification essay we tried to draw attention to rich vocabulary of Turkish language and different usage of word phrases.
Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi
Türkçenin söz varlığı yalnızca standart dilin verileriyle ölçülemez. Türkiye Türkçesi ağızlarında görülen ancak standart dilde yer almayan birçok söz varlığı unsuru da bulunmaktadır. Bu unsurlar içerisinde Türkçenin tarihî dönemlerini aydınlatabilecek ve zenginliğine kanıt oluşturabilecek soyut ifade biçimleri mevcuttur. Deyimler, dildeki bu soyut ifade biçimlerinden biri olup gelişmiş bir dilin anlatım gücünü, işlenmişlik düzeyini, söz varlığının zenginliğini gösterir. İçinde filizlenip oluştuğu topluluğun sosyal ve ekonomik hayatı ile tarihî ve kültürel kimliği hakkında bilgiler verir. Bu bağlamda deyimlerin Türk dili tarihi çalışmalarında ve ağız araştırmalarında katkısı büyüktür. Deyimlerin göz ardı edilmesi, ağız araştırmalarının önemli bir eksikliğidir. Yapılan çalışmalarda özellikle kayıt altına alınmamış deyimlerin tespit edilmesi, nerede, ne zaman ve ne anlamda kullanıldığının belirlenmesi gerekir. Bu çalışmada, Kütahya merkez ağzında kullanılan deyimler üzerinde duruldu. Beddua ve iyi dilek ifade eden dualardan oluşan deyimler sonraki çalışmalara bırakıldı. Amaç, ağız sözlüğü ve atlası oluşturma çalışmalarına katkıda bulunabilmektir. Çalışma; tarama, derleme, belli ölçülere göre listeme ve tanımlama olmak üzere dört aşamada gerçekleştirildi. Çalışma sırasında Tuncer Gülensoy'un Kütahya ve Yöresi Ağızları adlı kitabındaki metinlerde kullanılan deyimler ile Kütahya'da doğup büyüyen ve bugüne kadar bu ilde yaşayan şahıslardan elde edilen metin dışı derlemelerde geçen deyimler dikkate alındı. Metin dışı derlemeler, kaynak kişilerden not alma metoduyla elde edildi. Bu deyimlerin yazılı kaynaklarda yer alıp almadığını belirlemek amacıyla da Güncel Türkçe Sözlük, Bölge Ağızlarında Atasözleri ve Deyimler, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, Derleme Sözlüğü, Misalli Büyük Türkçe Sözlük ile A. Turan Sinan'ın Türkçenin Deyim Varlığı, Ö. Asım Aksoy'un Deyimler Sözlüğü, Necmi Akyalçın'ın Türkçemizin Anlamsal Zenginlikleri Deyimlerimiz, Yusuf Çotuksöken'in Türkçe Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, Özcan Türkmen'in Emirdağ Ağzında Atasözleri ve Deyimler adlı çalışmaları gözden geçirildi. Yapılan taramalar sonucunda Kütahya merkez ağzında bulunup kayıt altına alınmayan veya farklı anlam taşıyan deyimler tespit edildi, gruplandırıldı, fişlendi sonra da alfabetik sıraya göre listelenerek karşılıkları verildi ve örneklendirildi.
ÖZET 93 Harbi olarak nitelenen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı büyük kayıpların yanı sıra önemli bir göç sorununu da beraberinde getirmiştir. Rus ilerleyişi ve istilâsı karşısında binlerce insan yerini yurdunu bırakarak göç etmek zorunda kalmış bu da yeni bir felâkete yol açmıştır. Açlık, soğuk ve hastalık gibi faktörler sefaletin boyutlarını iyice arttırmıştır. Rus ve Bulgar saldırılarının halen devam ettiği bu ortamda Osmanlı Devleti elindeki sınırlı imkânlarla muhacirlere destek olmaya çalışmıştır. Ekmek, giysi gibi temel ihtiyaçlardan bile yoksun olan bu insanların her şeyden önce hayatta kalabilmeleri için yardımlar yapılmıştır. Çalışmamıza konu olan Gümülcine de, bu dönemde muhacirlerin sığındıkları geçici iskân bölgelerinden birisi olmuştur. Burada muhacirlerin temel ihtiyaçları karşılanmaya çalışılırken hastane, yetimhane gibi ihtiyaç duyulan bazı düzenlemeler de yapılmıştır. Ancak sayının çokluğu, salgın hastalıklar, mevsim şartları ve yokluk gibi faktörler onları fazlasıyla etkilemiş ve kalıcı çare olarak iskân sorunlarını çözmek için yeni yollar aranmaya başlanmıştır. ABSTRACT The Russo-Ottoman war of 1877-78, called 93 war in Turkish historical literature, gave rise to a gigantic wave of migration in addition to losses of different kinds. In the face of Russian advance and occupation lots of settlements were evacuated and the inhabitants living there in were obliged to immigrate. The number of the immigrants who were compelled to leave their soil during the war reached about 1.250.000 soul. (Mc.Carthy, 1998, 105) The majority of the immigrants were from the regions in the neighborhood of the Danube and the Adrianople province, for the fightings had concentrated on these two regions. Situated in the hinterland of Constantinople, the Danubian and Adrianople provinces had a substantial Muslim population. But from the very early days, war policies against the Turkish side had developed so as to target the annihilation of the Muslim Turkish population in the region. As the first step the Muslim population was disarmed and reduced to an unguarded state. Next, Bulgarian bands were formed and Bulgarian people were armed. The security of the immigrants, on the other hand, failed to be assured and the immigrants faced various difficulties in the process of migrating. Attempts of some of the immigrants to use railway routes in escaping gave rise to further disturbances. Filled up with immigrants, trains were unsuccessful in carrying soldiers, munitions, provisions etc. to the military front, which led to the growth of other problems. Having heard the atrocities carried out by the Russians in the region, Muslims leaving their homlands in masses sought for safe places to take shelter in and, however temporarily, settled in places they found secure enough. Various measures were taken and various services were offered to meet the needs of the immigrants settling in new towns temporarily. And one of these towns was Gumurdjina, the very subject matter of the article. The very topic of our article, Gumurdjina, within the province of Adrianople at that time, like many other places within the same province, came to be a place of temporary settlement. It was predicted that not less than 80.000 immigrants were settled in Gumurdjina within two months (January and February) in 1878. At that time the Ottoman official institution responsible for the services to the immigrants settling within the Adrianople province was " the Commission for the Settlement of Immigrants ". Headed by Hacı Şerif Bey, this commission was supposed to mediate in settling the immigrants in convenient places, while the essential needs of the immigrants were tried to be met by native wealthy people as well as by the British Help Committee and the French Protestant Committee. But all the measures fell short and as the winter of 1878 approached, the number of the diseased and dead increased. Between February and June, 1878, in Adrianople for example, 16.000 out of 45.000 immigrants caught typhus and 10.000 of them lost their lives. (Şimşir, I, 571-72) Most of the deaths were due to malnourishment and exposure to hard winter conditions. Epidemics spread more easily and swiftly in barracks, cottages and other deserted places as spots hosting the immigrants and causing their lives. Limited aid available along the frontiers were distributed first among the widows, orphans and disabled, while the healty were excluded and thus aggravating the conditions of the jobless in the countryside. It was predicted that the number of the deaths among the immigrants rose to 20.000 in Gumurdjina between August and December, 1878. (Şimşir, I, 742). The European Commission founded to investigate the condition of the Muslim immigrants settling around Gumurdjina and Drama, together with Ottoman representative Naşid Pasha, came to the region and conducted explorations therein. The investigations and explorations in the region revealed that the reason behind the withdrawal of the local people against the mountains was the oppression by the Bulgarians and the Russian soldiers, which also brought about the pillaging of their animals, produces and properties. (BOA, Y.E.E., 43/105). Thousands of diseased, widow and children as well as their need to be examined medically, called for the decision to construct a few hospitals and orphanage in the region and the 5.000 gold coins necessary for this entreprise, upon the approval of * Yrd. Doç. Dr., Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
Karadeniz Araştırmaları
Deyimler çoğunlukla ne zaman ortaya çıktığı bilinmeyen, halkın ortak ürünü olan kalıplaşmış yapılardır. Deyimlerin bünyesinde tarihî dönemlerde kalmış, günümüzde unutulmuş kelimelerle karşılaşmak ihtimal dâhilindedir. Ayrıca deyimler standart dilde kullanılmayan, sadece ağızlarda yaşayan kelimeleri de ihtiva edebilir. Ağızlarda yaşayan deyimlerin daha iyi anlaşılabilmesi için ihtiva ettikleri kelimelerin de muhataplar tarafından biliniyor olması gerekmektedir. Söz konusu gereklilikten hareketle Alanya yöresi ağızlarında kullanılan 1500 civarında deyim taranmış ve standart Türkiye Türkçesinde kullanılmayan 65 kelime incelemeye tabi tutulmuştur. Alanya yöresinde kullanılan deyimler hususunda Tevfik Hacıhamdioğlu tarafından hazırlanan Alanya Ağzından Esintiler adlı eser kaynak alınmıştır. İncelenen kelimelerin tespit edilebildiği ölçüde kökenleri gösterilmiştir. Ayrıca ilgili kelimelerin Eski Türkçe, Eski Anadolu Türkçesi, Osmanlı Türkçesi ve Türkiye Türkçesinin diğer ağızlarında tanık...
2019
Bati Trakya bugun Yunanistan sinirlari icinde olup karasal Yunanistan’in Kuzey Dogusunda yer almaktadir. Bati Trakya Musluman Turk Azinligi ise; 24 Temmuz 1923 Lozan Baris Antlasmasi ile mubadele disi tutularak Yunanistan sinirlari icerisinde birakilmis onemli bir Turk toplulugudur. Bati Trakya Turklerinin soyledikleri maniler cesitli zamanlarda ve farkli yerlerde soylenilmistir. Bu calismada Bati Trakya’nin Gumulcine sehrinde Hidirellez senliginde soylenen maniler ele alinmistir. Hidrellez, Turk dunyasinda bilinen mevsimlik bayramlardan biridir. Gumulcine’de Hidirellez’den bir gun once aksam ezanina yakin mahallenin genc kizlari ici su dolu bir comlege kendileri icin degerli olan bir obje birakirlar. Aksam ezanindan sonra comlek bir gul agacinin atina birakilir. Comlegin uzerine kilim konulur ve kizlarin hep birlikte bez parcalarindan diktikleri “bez bebek” kilimin uzerinde comlege oturtulur. Hidirellez gununun sabahi, sabah namazindan sonra yasi buyuk olan kiz; bez bebegi comlegin...
2020
Geleneksel yaklasima gore deyimler kulturlerin ozelliklerini yansitan kaliplasmis ifadeler olarak nitelendirilmektedir. Baska bir deyisle deyimler gunluk hayati iceren, az sozle cok kavram ve yarginin dile getirildigi keskin ifadeler olarak aciklanmaktadir. Fakat, bilissel dilbilim yaklasimina gore deyimler insanin kavramsal dizgesinin urunleri olarak nitelendirilmektedir. Bu calismada bilissel dilbilimin kuramlari ve yontemlerine dayanilarak kulak sozcuguyle kurulmus deyimlerin anlamlari incelenmektedir. Calismanin temel amaci, isitmenin gerceklesmesinde onemli bir rol oynayan vucut parcasini ifade eden kulak sozcuguyle kurulmus deyimlerin anlamlarini guduleyen bilissel mekanizmalari ortaya cikarmaktir.
Muş, Tarih, Toplum, Siyaset ve Hafıza, 2020
/Language_contact 10 https://www.wikiwand.com/en/Pluricentric_language * Standart Kurmancîde bütün "a" sesleri uzun okunduğu ve hasköy ağzında uzun "a"nın yanı sıra kısa "a" da kullanıldığı için kısa "a" sesi italik olarak gösterilmiştir.
Kastamonu Eğitim Dergisi, 2020
Teknolojinin hızla yayılması, köyden kente olan göçler ve okuryazarlık oranının artması ağızlardaki pek çok kelimenin ve dil yapılarının yok olmasına sebep olmaktadır. Ağız çalışmaları dil araştırmalarında büyük bir öneme sahiptir. Türkiye’deki ilk ağız araştırmaları 19. yüzyıla kadar uzansa da asıl çalışmalar Türk Dil Kurumunun kurulmasıyla başlamış ve zaman içinde 12 cildi bulan Derleme Sözlüğü oluşturulmuştur. Fakat bu sözlükte de eksiklikler ve hatalar bulunmaktadır. Bu eksiklik ve hataların giderilmesi için de yeni derlemeler yapılması gerekmektedir. Bu çalışmada, Giresun ili Eynesil ilçesinde tespit edilen Derleme Sözlüğü’nde ve ölçünlü Türkçede bulunmayan kelimeler, deyimler, ikilemeler ve atasözleri yer almaktadır. Çalışmada yer alan kelimelerin bazılarının Derleme Sözlüğü’nde olmadığı, bazılarının da Giresun ağzı içinde gösterilmediği tespit edilmiştir. Derlemeler ilçenin değişik yerlerinden yapılmıştır. Derleme yapılırken daha çok orta yaşın üstünde okuma yazma bilmeyen kadınlar ve ilçe dışında uzun süre yaşamamış olan kişiler tercih edilmiştir. Çalışma sonunda derleme sözlüğünde olmayan 21 kelime, 8 deyim, 5 ikileme ve 2 atasözü tespit edilmiş ve anlamlandırılmıştır. Tespit edilen kelime ve deyimler derleme sözlüğünde olup olmamasına ve Giresun ağzında gösterilip gösterilmemesine göre sınıflandırılmıştır.
elelebizbize.com
Gossip columns about celebrities published in daily newspapers are a genre type not sufficiently studied from the point of linguistics. Gossip as information about an absent person, which is shared among people, is a common way of communication. Contexts which are formed by either oral or written, directly or by a means of communication are channels conveying information about people around us. Today celebrities such as politicians, models, actors/actresses, people at TV show programs, athletes and others have become a part of our social network through the media (Schely-Newman 2004). Within the context of this paper, gossip columns published in some Turkish daily newspapers are analyzed from the point of stylistics and critical discourse analysis (CDA). Although different gossip columnists are expected to have different styles, the results of this research show that they have almost the same style. From the point of critical discourse analysis, Bergmann's (1993) basic triad of gossip interaction -gossiper, gossipee and audience -is applied to "identities", seen by Fairclough (1995) as a major issue to be addressed in analyzing media texts. This application can be summarized as: gossiper = the column as persona, gossipee = selected celebrities, audience = readers. The function of gossip column where this application is found is to remind the society members of the social norms and values (Levin and Arluke 1987). The basic idea of analysis from the point of CDA is that the relation between power and ideology presented to the readers through selected linguistic features can be found out. As a result of this study, the columnists are found to see themselves as the protector of social norms; in order to carry out this task, the columnist mentions between lines what should or should not be done by showing what a celebrity did. Another result of this analysis is that these texts have the features of both oral and written texts; moreover, they have an informal style. In other words, the columnists create these written texts by using the features of oral texts.
Akçakoca Ağzındaki Bazı Kelimelerin Derlenmesi ve Semantik Olarak İncelenmesi, 2024
Akçakoca, Rize, semantik, derleme, Türkçe
Genel olarak gerçek anlamının dışında kullanılan ve anlatımı daha etkileyici ve güzel yapan, toplumun bütünü tarafından benimsenen kalıplaşmış sözcük öbekleri şeklinde tanımlayabileceğimiz deyimler, en önemli anlatım yollarından biridir. Çalışmamızda Doğu Trakya Ağızlarıyla ilgili yapılmış olan 14 saha çalışmasından hareketle bu bölgedeki deyim kullanımı hakkında bir tasnif çalışması yapılmaya çalışılmıştır. Bu sınıflandırma ile Türkçenin zengin söz varlığına ve sözcük öbekleri vasıtasıyla meydana getirilen kullanım çeşitliliğine dikkat çekilmek istenmiştir.
Ardahan Ağızlarında Kullanılan Bazı Sözler Üzerine, 2022
Bir ülkedeki yöresel konuşma farklılıklarına ağız denilmektedir, ağızlar edebî dilde olmayan ya da zamanla kullanımdan düşmüş kelimeleri saklamaktadırlar, bu sebepten dolayıdır ki Anadolu ağızlarında çok sayıda arkaik ya da Oğuzca dışı kelime veya özellik bulunmaktadır. Ardahan ili özel coğrafi konumu sebebiyle Orta Asya’dan Anadolu’ya giriş kapısıdır; kitleler hâlinde göç eden Türk boylarının bir kısmı bu bölgeye yerleşmiş, bir kısmı da Anadolu içlerine gitmiştir. Bölgede kalan Türk boyları birbirleri ile kaynaşmış, bu kaynaşmanın sonucunda bölgenin ağızlarında oldukça fazla miktarda kültürel tabakalaşma oluşmuştur. Çalışmamızda bölgede kullanılan bazı kelimeler ele alınarak, değerlendirilmiş, kelimelerin tarihî ve bulunabildiği kadarıyla da çağdaş lehçelerdeki seyirleri art zamanlı ve eş zamanlı incelenmiştir.
Öğretmenin Sesi Dergisi, 2023
Rodop dağlarının eteklerinde, sırtını bu dağlara vermiş o şehir Gümülcine... Rodop ilinin, aynı zamanda Doğu Makedonya ve Trakya eyaletinin merkezi durumundaki Komotini şehri. Evliya Çelebi o meşhur Seyahatnamesinde "Bağ ve bahçelerinin etrafı kamışlarla çevrili olup, şehrin içinden Şikarlı çay denilen suyu çok tatlı bir nehir akmaktaydı. Bu küçük nehir üzerinde 5 ağaç köprü vardı ve şehre yakın akan Kalfa çayı ile birleşerek Akdeniz'e dökülmekteydi. Bu iki nehir binlerce bağ, bahçe ve bostanı da sulamaktaydı" diye bahsettiği şehir Gümülcine.
“Göçmenler İçin Göçmenler: Berlin`de Aydın Göçmenlerin Göçmenlere İlişkin Özgürleştirici Kolektif Deneyimleri” adıyla 10-11 Mayıs 2012 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilen A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi Uluslararası Eğitim Sosyolojisi Sempozyumuna sunulan ve daha önce yayınlanmamış bir araştırmanın verilerinden yararlanılarak yayına hazırlanmıştır.
Dil, geçmişten günümüze iç ya da dış etkenlerden dolayı sürekli değişip gelişen bir olgudur. Bu değişim, dilin ölçünlü yapısında hızlı bir şekilde gerçekleşirken o dilin ağızlarında ise daha yavaş gerçekleşmektedir. Bazen ölçünlü dilde kabul gören herhangi bir dil ögesi ağızlarda da yer edinebilmekte, ancak daha önceki ögenin yerini tamamıyla alamamaktadır. Yani dil kullanıcısı zihninde yer alan eski ögelere de konuşmasında her fırsatta yer verebilmektedir. Bu yönüyle bir dilin tarihî dönemleriyle olan bağlantısı ağızlarda daha net biçimde yer almaktadır. Aşağıdaki tümcelerde yer alan sındı ve soku (daşı) sözcükleri ölçünlü dilde olmayan ve Afyonkarahisar ağızlarında kullanılmaya devam eden eskicil ögelerdir. (a) (…) hē ondan sōna meselā ônceden sındı denirdi şindi ne §o sosyeteleşdî ma¢asa döndü. (Uysal, 2012, s. 249) (b) (…) meselā dibek de esas öz türkce şey §olara¢ so¢u daşı geçer bizde, dibek sōnadan meselā.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.