Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
6 pages
1 file
Özet-Bugün mimarlık disiplininin ürünleri olan mekanların birer tüketim nesnesi haline geldiğini görmekteyiz. Bu noktada iç mimarlık disiplininin fiziksel ögelerinden biri olan mobilyanın da aynı derecede tüketim nesnesine dönüştüğü görülmekte. Bir nesnenin gerçek anlamını ve amacını yitirip gösterge haline gelmesi, bu bağlamda bu nesneye yeni anlamlar ve amaçlar yüklenmesine yol açar. Böylece nesne bir statü göstergesi olarak tüketim nesnesine dönüşür. Bu bağlamda bu çalışmada statü göstergesi haline dönüşen mobilyanın bu sorunsalının güncel değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla ofis mekanlarında kullanılan ve birer göstergeye dönüşmüş olan mobilyaların statüyü ne şekilde ifade ettiği araştırılacaktır. Bu alana özgü üretim yapan firmaların son dönem çıkarmış oldukları ürünler üzerinden incelenecektir. Bu inceleme sonucunda toplanan metinsel göstergelerin değerlendirilmesi sonucu mobilyanın ne şekilde statü göstergesine dönüştüğü saptanacaktır. Anahtar Kelimeler-Mobilya, statü, gösterge. Abstract-We today see that places, consequences of architecture discipline, have become consumption objects. From this point of view, it is seen that furniture, one of physical items of interior architecture discipline, has equally changed into a consumption object as well. When an object loses its original meaning and purpose, it becomes an indicator, which results in attributing new meanings and purposes to the object. Thus, the object turns into a consumption object as a status indicator. In this regard, this study aims to evaluate currently the research question of Furniture that has become a status indicator. For this purpose, how the furniture that is used in offices and becomes an indicator represents the status is analyzed. In this study, the recent products of furniture manufacturers are examined and how the Furniture turns into a status indicator is found out by evaluating textual indicators gathered at the end of the examination.
Dünyada ve Türkiye’de mobil medya uygulamalarına paralel olarak akıllı telefon kullanımı da hızla artmaktadır. Akıllı telefonların Türkiye’de özellikle genç kullanıcılar arasındaki yaygınlığına rağmen, ürünlerin algılanması farklılaşabilmektedir. Bu çalışmada, günümüzde dijital çağın yeni statü sembollerinden biri olma özelliğiyle diğer markalardan farklılaşan iPhone marka akıllı telefonların, örnek kitle kabul edilen üniversite gençliği tarafından bir statü tüketimi olarak nasıl algılandığını ortaya çıkarmak amaçlanmaktadır. Çalışmada elde edilen verilerin analizi yapılarak, örneklem gruplarının sosyo-demografik değişkenlere göre dağılımları ve bu değişkenlerin gruplar arasında fark yaratıp yaratmadığı incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda, iPhone sahibi olan kullanıcılar ile olmayanlar arasında statü tüketimi eğilimi bağlamında farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Anahtar sözcükler: iPhone, statü tüketimi, akıllı telefon, tüketim kültürü
İzmir Akdeniz Akademisi bu toplantısında, Akdeniz olgusunun mobilite boyutunu ön plana alarak Akdeniz olgusunu kavrayabilmek açısından açılımı olan, verimli bir alana el atmış oluyor. Akdeniz sözcüğü genellikle iki farklı anlamda kullanılıyor. Bunlardan birincisi bir deniz olarak Akdeniz'dir. Kapsamı ve içeriği nesnel olarak belirlenmiştir. Bu fiziki coğrafyanın bir terimidir. İkincisi ise bir bu denizi ve çevresindeki karayı içeren, bir havzayı ifade etmek için kullanılmaktadır. Bu daha geniş olan kavram daha çok beşeri coğrafyanın bir terimidir. Bu kavram bir " construct " tır. Değişik yazarların Akdeniz'i farklıdır. Braudel'in1 ve Abulafia'nın2 Akdeniz'i bir birinden farklıdır. Fiziki coğrafyanın Akdeniz'i son buzul çağı sonrasında buzların erimesi ve okyanusların 120 metre yükselmesi üzerine Cebelitarık'tan akan sular varolan bir kapalı havzayı doldurarak MÖ .8000'lerde Akdeniz'i oluşturmuştur. Bir beşeri coğrafyacı fiziki coğrafyanın bu nesnel olarak belirlenmiş olan Akdeniz'e çevresindeki karadaki yaşam alanlarını ekleyerek kendi Akdeniz kavramını inşa edecektir. Böyle bir Akdeniz kavramı oluşturmaya çalıştığınızda çıkış noktasında bu havzada bir yaşam bütünlüğünün oluştuğu biçiminde bir ön kabulünüz vardır. Akdeniz'in sınırlarını bu kabülü gerçekleştirecek biçimde tanımlarsınız. Örneğin kuzey sınırını zeytinin ağacının üst sınırıyla, güneyini palmiye tarımının kuzey sınırı ile tanımlarsınız. Bu halde inşa edilen Akdeniz havzasının sınırı iklim ve tarımsal arazi kullanmayla belirlenmiştir. Ama Akdeniz çevresindeki karasal kesimin derinliği insanların mobilite kapasitelerine bağlı olarak tanımlanırsa, mobilitenin gelişmesine paralel olarak genişleyen bir Akdeniz kavramı inşa edilmiş olacaktır. Günümüzde Akdeniz çalışmalarında, Akdeniz kavramının kullanılmasında iki farklı bakış açısının yarıştığı söylenebilir. Bunlardan birincisinde beşeri coğrafyaya uygun olarak inşa edilen Akdeniz kavramını kullanarak Akdeniz'in bir tarihi-coğrafyası yazılmaktadır. İkincisinde ise geliştirilmek istenilen bir tarihi coğrafya anlatısı değildir. Yönelinen bu coğrafyada ortaya çıkan bütünlüğü ve farklılığı bulunulan " Akdenizliliği " orta çıkarmak, onun varlığını hissettirmektedir. Bunu salt bir nostalji arayışı olarak değil, 21.nci Yüzyıl Akdeniz'ini bir çatışmalar alanı/denizi olarak değil bir barış ve işbirliği alanı/denizi olarak görmek arzusunun bir yansıması olarak da değerlendirmek gerekir. Akdenizlilik salt nesnel olanlar üzerinden değil, aynı zamanda da özneller arasının sağlanabilmiş olması üzerine dayandırılmaktadır. Deniz ve karanın bütünleştiği bu kavramda iki farklı durumla karşılaşabiliriz. Eğer bu Akdenizlilik farkında olunmadan yaşanıyorsa, ortaya çıkması için bir ön koşuldan söz edemeyiz. Ama bu farkında olarak bilinçli bir kavram halinde ele alınıyorsa, bundan söz edilebilmesi için burada yaşayanların Akdeniz'in tümünü algılayabilmesi, hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Bu da sistemdeki mobilitenin belli bir düzeye ulaşmış olmasını gerektirir. Bir başka deyişle Akdeniz'deki uygarlıkların bunu sağlayacak bir düzeye gelebilmesi için MÖ.1400'lere gelinmiş olması gerekecektir. Ben bu konuşmada salt Akdeniz'in tarihi coğrafyaya ilişkin bir üst anlatı kurulmasıyla ilgilenmeyeceğim. Akdenizlilik kavramının olanaklarını da araştırmaya çalışacağım. İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Akdeniz Akademisinin düzenlediği bir toplantıda bu sorunun görmezden
SOCIAL MENTALITY ANDRESEARCHER THINKERS JOURNAL, 2018
Araştırma ile cep telefonu kullanan tüketicilerin mobil reklamlara yönelik tutumunu ölçmek amaçlanmaktadır. Ölçekte tüketicinin mobil reklamlara yönelik tutumu yararlılık, rahatsız edicilik, fiyat, güven ve yasal düzenlemeler alt boyutlarında ölçülmüştür. Araştırmada veri toplama yöntemi olarak nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Nicel veri toplama aracı olarak anket aracı seçilmiştir. Anket formu “Google Drive Form” uygulaması ile hazırlanmıştır. Toplamda 406 kullanılabilir anket araştırmaya dahil edilmiştir. SPSS programı kullanılarak anket sonuçları analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda yararlılık, rahatsız edicilik, güven ve fiyat boyutlarında tüketicilerin tutumunun ortalamanın altında bir değer aldığı yani bu boyutlarda olumsuz bir tutuma sahip oldukları tespit edilmiştir. Yasal düzenlemeler boyutunda tüketici tutumu ortalamanın biraz üstündedir. Yani tüketici yasal düzenlemelerin gerekliliğini düşünmektedir. Tüketicinin genel olarak mobil reklamlara yönelik tutumu olumsuzdur. Anahtar Kelimeler: reklam, internet reklamı, mobil reklam, tüketici tutumu
Folklor Akademi Dergisi, Cilt: 4, Sayı: 2, 2021.
21. yüzyılda Konut Tartışmaları Kongresi, 2020
Öz Modern dünyada hizmetlere erişim ve hareketliliğin artması insanların üst kimlikler edinme ve bu kimlikler üzerinden cemiyet hayatına katılımlarını sağlamaktadır. Artık "mecra" yerden bağımsız, özelleşmiş gruplar içerisinde kurulmaktadır. Modernleşme ile iş, bilgi, nesne ve hizmetler mecraya uyacak şekilde temin edilmektedir. Tüm bu unsurlar hareketli ve yer değiştirmeye uygun şekilde gelişmiştir. Mobilite, sadece fiziksel değil, teknolojik, sosyal ve ekonomik olgu ve durumlar ile bu durumlara ilişkin hareketlilik ve bu hareketlilikten kaynaklı yaşam biçimlerinden doğar. Endüstrileşme ve kapitalizmin doğurduğu modern dünyada insanın 'yer' ve 'çevre' ile ilişkisi sorgulanır. Modernlik sonrası dönemde "mobilite" ve "yersizleşme" kavramları önemli sorunsallar olarak gündem oluşturmuştur. Günümüz küresel kapitalizmi "yer"i değil, dolaşımın ve tüketimin hâkim olduğu "mobilite" mekanlarının üretimini yaygınlaştırmıştır. Bu çalışma, insan, hareket, yaşam ve çevre kurguları üzerinden 'y' kuşağı olarak tanımlanan 1983 ile 1995 yılları arasında doğan kitlenin değerleri, gereksinim, beğeni ve alışkanlıklarının nasıl biçimlendiği konusundaki tespitleri, konut arzı bağlamında irdelemektedir.
Gelişen iletişim teknolojileri ve kullanıcılar arasında artan mobil iletişim ihtiyacı nedeniyle mobil iletişim sektöründe son yıllarda hızlı bir gelişme yaşandığı görülmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojileri sosyal yaşam içinde önemi giderek artan bir olgudur. Buna paralel olarak gelişen ve yayılımını hızla sürdüren mobil teknolojiler ise birçok yeni hizmeti de yanında getirmektedir. Genç nüfusun gün geçtikçe daha fazla ilgisini çeken ve kendine mobil pazarda ciddi bir pay yaratan mobil uygulamaların kullanıcılar tarafından neden tercih edildiğinin belirlenmesi etkin ve verimli pazarlama stratejileri geliştirilmesi adına büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, Planlanmış Davranış Teorisi (PDT - Theory of Planned Behavior), Teknoloji Kabul Modeli (TKM - Technology Acceptance Model), Teknoloji Kabul ve Kullanım Birleştirilmiş Modeli (TKKBM - Unified Theory of Acceptance and Use of Technology) ile Kullanımlar ve Doyumlar Teorisinin (KDT - Uses and Gratifications Theory) entegre edilmesiyle birlikte tüketicilerin mobil uygulamaları kabulünü etkileyen faktörlerin belirlenmesi ve bu faktörlere ait göstergelerin birbirine etkisinin, geliştirilen model sayesinde ilişkisel bir düzlemde ortaya konması amaçlanmaktadır. PDT, TKM, TKKBM VE KDT modelleri üzerine yapılan literatür araştırması neticesinde, tüketicilerin mobil uygulamaları kabulünü etkilediği belirlenen faktörler ve faktörler arası ilişkiler, teknolojiye yönelim niyetlerini ortaya koyan 4 önemli modelin entegrasyonu ile açıklanacaktır. Bu bağlamda, çalışmanın sonucunda önerilen modelin, ilgili kurumlar ve uygulama geliştiriciler tarafından yapılacak iyileştirme projelerine, teknolojik yatırım hamlelerine ve özel işletmeler için kabul ve kullanım eğilimlerinin yol göstereceği pazarlama stratejilerine destek olabileceği öngörülmektedir. Anahtar Kelimeler: Mobil Uygulama, Mobil İletişim, Planlanmış Davranış Teorisi, Teknoloji Kabul Modeli, Teknoloji Kabul ve Kullanım Birleştirilmiş Modeli ile Kullanımlar ve Doyumlar Teorisi
20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan Arts and Crafts ve Art Nouveau stilleri tasarım alanında geçişi simgeleyen, kendilerinden önceki dönemin izlerini taşırken kendilerinden sonraki dönemleri de etkileyen yaklaşımlar olarak kabul edilebilir ve melez olarak tanımlanabilirler. Çalışmada arada olma hali, klasik ve modern dönem ile birlikte tartışılarak; mobilya örnekleri üzerinden geçişi ifade eden melez bir biçimsel dil kullanımı tartışmaya açılmıştır. Melezlik ifadesi ise sandalyelerin okunmasını kolaylaştıran yüzeyler üzerinden biçim grameri kullanılarak tanımlanmıştır. Süreçte, öncelikle hem klasik hem de modern döneme ait, geçiş dönemi ile benzerlik gösteren örnek sandalyelerin tespiti yapılmış ve yüzeylerin biçimleri grafik bir dille ifade edilmiştir. Sonrasında iki dönemin diğer stillerle biçimsel ilişkisi bileşenlerin çakıştırılmasıyla saptanmıştır. Tüm bunlar, Arts and Crafts ve Art Nouveau stillerinin modern ve klasik dönemlerle ilişkisini ortaya koymuş ve arada olmak yani melezlik kavramıyla nasıl bütünleştiğini sandalye tasarımları üzerinden tanımlamıştır
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
akuiibf.aku.edu.tr
7. International Konowledge, Economy and Management Congress Proceedings, 2009
8. ULUSLARARASI MİMARLIK VE TASARIM KONGRESİ 8 th INTERNATIONAL CONGRESS ON ARCHITECTURE AND DESIGN, 2022
ULUSLARARASI HUKUKTA KUVVETLER STATÜSÜ ANLAŞMALARI, 2020
EĞİTİM KURUMLARINDA ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ KONULARI II NEGATİF ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ , 2022
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, 2021
Geçmişten Günümüze Montajı Kullanıcı Tarafından Yapılan Mobilyaların Sektördeki Yeri, 2017
Selçuk Üniversitesi edebiyat fakültesi dergisi, 2023
Spor Ortamında Mobbing (Farklı Bakış Açıları İle), 2019