Academia.eduAcademia.edu

MICHEL FOUCAULT'DA DİL VE SÖYLEM

2016

Öz Çağdaş Fransız düşünürlerinden Foucault, Kelimeler ve Şeyler'de konuşan, çalışan ve yaşayan özneyi sorunsallaştırarak çözümlemelerde bulunmuştur. O, bu eserinde dört epistemik dönemin çözümlemesini yapmıştır. Ortaçağ ve Rönesans episteminin te-mel karakteristiği benzeşim iken Klasik dönemin epistemi temsil üzerine oturmuştur. Klasik dönemdeki sonluluk düşüncesi yerini insan şeklinin ortaya çıkmasına bırakmış-tır. Modern epistemde ise insan üç boyutta ele alınmıştır: Birincisi matematik ve fizik bilimleri; ikincisi süreksiz fakat birbirine benzeyen özellikleri düzene sokan bilimler (dil, hayat, emek); üçüncü boyut ise aynı'nın düşünülmesi şeklinde gelişen felsefi düşüncedir. Dil ve söylem ilişkisinde söylem dilsel birlikler halinde kendisini açığa vurur ve söyleme rasyonellik özelliğini verip onu meşru kılar. Her ne kadar söylemin kendisi bir iktidar olmasa da söylem bu güçlü yanını bilginin üretilmesiyle ortaya koyar, bil-ginin doğruluğu hep bu söylem ile üretilir. Foucault, söylemin dilden dile aktarılışını ve yazarın ortadan kayboluşunu söylemi sınırlandıran bir unsur olarak görmektedir. O, yorumun söylemdeki keyfiliği aynı'nın biçimini taşıyan bir sınırlandırmadır. Yazar da aynı şekilde keyfiliği ben'in biçimini taşıyan bir aynı'lığı kullanarak sınırlandırır. Foucault, klasik dilbilimdeki söyleneni ortadan kaldırıp kendi nesnesi olan söylenene görüneni yerleştirmiştir. O, dili arkeolojik ve soybilimsel olarak incelemiştir. Dil çalışmalarında söylemin oluşumu ve dönüşüme uğraması önemli yaklaşımlarındandır. Söylemin çok karmaşık olduğunu söyleyerek bilgi ve sistemin oluşumunu toplumsal pratikle içiçe geçmiş dil sistemleri biçiminde ele almıştır. Anahtar Kelimeler: Foucault, dil, söylem, epistem, Las Meninas, Don Kişot