Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Günümüzde halen “genç” nüfusa sahip olan ülkemizin büyüme ve kalkınma yolunda ilerleyebilmesi, işsizlikle mücadele edebilmesi için, gerek emek gerekse girişimci üretim faktörlerini en etkin şekilde kullanması gerekmektedir. Bu amaca ulaşmada devletin elinde kamusal araçları bulunmaktadır. İstihdam ve büyüme politikalarını etkileyebilecek bir vergi politikası, bu araçlardan biridir. Bu bağlamda 10.02.2016 tarihli 29260 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6683 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu (G.V.K)’nun mülga mük. 20. maddesinde, “Genç Girişimcilerde Kazanç İstisnası” başlığı altında bir istisna uygulaması getirilmiştir. Çalışmamızda, öncelikle girişimci kavramı ve ekonomik büyümeyi sağlamadaki önemi çerçevesinde dizayn edilecek vergi politikaları, teorik açıdan ele alınacaktır. Ardından ülkemizin içinden geçmekte olduğu demografik dönüşümde genç nüfusun ve potansiyel genç girişimci nüfusun büyüklüğü ve gelişimi vurgulanacaktır. Son olarak ekonomik büyüme yolunda genç girişimcilere yönelik bir istisna uygulaması olan ve 6683 sayılı Kanunun 1. maddesi ile G.V.K’nın mük. 20. madde hükümlerine göre “Genç Girişimcilerde Kazanç İstisnası” değerlendirilecektir.
İktisadi Kalkınma ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü, 2024
Gelir tuzağı (Revenue Trap), bir ülkenin herhangi bir gelir seviyesinde sıkışıp kalmasıyken, orta gelir tuzağı (Middle-Income Trap), orta gelir seviyesine ulaşan ülkelerin yüksek gelir seviyesine geçememesidir.Gelir tuzağı (revenue trap), geçiş ekonomilerinde devlet gelirlerinin sürdürülebilir bir şekilde artırılamaması durumunu ifade etmektedir. Bu durum, genellikle vergi sistemlerinin etkin işlememesi, vergi kaçakçılığı ve yolsuzluk gibi nedenlerle ortaya çıkar. Devlet, gelirlerini artırmak için vergi oranlarını yükseltse de ekonomik büyüme ve yatırımlar olumsuz etkilenmekte, bu da uzun vadede devlet gelirlerinin azalmasına yol açmaktadır.
XIII. ULUSLARARASI BÜYÜK TÜRK DİLİ KURULTAYI BİLDİRİLERİ KİTABI VARŞOVA-POLONYA 25-28 EYLÜL 2018, 2018
Türk yazı dili tarihinde en erken Eski Uygurca ve Karahanlıca metinlerde ‘çocuk; her hayvanın küçüğü’ anlamlarıyla kayıtlanan kenç sözü; çağdaş Türk yazı dillerinden sadece Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Kırım Tatarcası ve Gagavuzcada genç ‘genç, toy’ şeklinde yaşamakta, diğer Türk yazı dillerinde benzer anlamlar için yaş ~yaş ~ çaş ~ caş ~ jas ~yeş sözleri kullanılmaktadır. Türk dilinin sözlerinin kökenlerini içeren etimolojik yayınlarda bu sözün kökeni hakkında netleşmiş bir açıklama bulunmamaktadır. Bu yayınların önemlilerinden birisi olan ve 1999 yılında yayımlanan Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü’nde merhum Türkolog Haşan Eren; Ramstedt, Râsânen, Bang, Doerfer, Borovkov, Clauson, Sevortyan, Gombocz ve Ligeti gibi bilginlerin eserlerini değerlendirdikten sonra sözün Farsça bir alıntı olduğuna dair yorumların yanlış olduğunu ve kökeninin bilinmediğini açıkça yazmıştır (154. s.). Bu konudaki son görüşün sahibi Galip Güner sözcük hakkındaki bütün etimolojik bilgi ve görüşleri titizce değerlendirdikten sonra sözcüğün Soğdca bir alıntı olduğunu değerlendirmiştir. Bir dilin söz varlığında yer alan, fakat o dilin başka sözleriyle kökendeşliği açıklanamayan ve aynı zamanda kullanımı dar ya da sınırlı olan sözlerin alıntı olması ihtimalinin yüksek olduğu bilinmektedir. Diğer taraftan gençlik ve genç gibi anlamların soyut olduğu, bu bakımdan da bu tür anlamlara sahip sözlerin, ancak somut anlamlı başka sözlerin kullanımındaki anlam gelişmeleriyle soyut anlam kazandığı da dil bilimi araştırmalarında epeyi uzun zamandır yaygın kabul görmektedir. Türkçe genç sözünün, tarihsel ve çağdaş kullanımındaki darlık ve hangi somut anlamlı sözden kökenlendiği bugüne kadar açıklanamamıştır. Türk dilinin tarihî ve çağdaş alanlarında yaygınlığı az olan ve Ermenice, Bulgarca ve Yunancada Türkçe bir alıntı olarak varlığı bilinen genç sözünün kökeninin Türkçe olup olmadığının, Türk dilinin ve başka dillerin benzer ya da yakın anlamlı sözlerinin kökenleri de gözden geçirilip karşılaştırılarak incelenmesi bu sözlü bildirinin ana hedefidir.
gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi üzerine
Vergi Algı Ali Alaybek Dijital Kütüphanesi, 2022
kutuphane.uludag.edu.tr
Türkiye'de kentsel ve kırsal kesimde gelir gruplarına göre hanelerin gıda talepleri Doğrusal Formda Yaklaşık İdeal Talep sistemiyle incelenmiştir. Orta, yüksek ve en yüksek gelir gruplarındaki hanelerin gıda talep parametrelerinin fiyatlara, gelire ve sosyo-demografik değişkenlere, düşük ve en düşük gelir gruplarındaki hanelerin gıda talep parametrelerinin ise yalnızca fiyatlara ve gelire duyarlı olduğu belirlenmiştir. Türkiye'de gıda fiyat ve gelir esnekliklerinin hem kentsel ve kırsal yerleşim yerleri arasında hem de gelir gruplarına göre değiştiği çalışmanın diğer önemli bir bulgusudur.
TÜRKIYE’DE VERGILERIN GELIR DAĞILIMI ÜZERINE ETKILERI, 2021
Uluslararası standartlara göre Türkiye çok fazla vergi geliri toplayamayan ülkeler arasındadır. OECD verilerine göre 2018 yılında toplam vergi gelirlerinin GSYİH’ya oranı ülkemizde sadece yüzde 24 civarındadır. (Aynı oran Fransa’da yüzde 46, İtalya’da yüzde 42 seviyelerindedir.) Bu payın, 2009 Mart ayında arttığı, 2011 yılında da yüzde 26 seviyesine ulaştığı görülmektedir. Bu çalışmaya konu olan Hanehalkı Bütçe Anketlerinde yer alan hanehalklarının eşdeğer toplam gelirleri1 içinde eşdeğer toplam vergilerin payı ise yüzde 17 seviyesindedir.
AKÜ İİBF Dergisi, 2015
Gelirdeki artışla çevre kirliliği arasında ters-U şeklinde ilişkinin bulunduğunu öne süren Çevresel Kuznets Eğrisi (ÇKE) hipotezinin testi, son yıllarda artan çevre kirliliği ile beraber yapılan çalışmaların önemli konuları arasındadır. ÇKE hipotezinin geçerliliğini analiz eden bu çalışmanın literatürdeki diğer çalışmalardan farkı, analiz edilen ülkelerin gelir gruplarına göre ayrılması ve kirlilik değişkeni olarak CO2 (karbondioksit) dışında N2O (nitrikoksit) ve CH4 (metan) gibi iki emisyon verisinin daha kullanılmasıdır. Çalışmada; 31'i düşük, 79'u orta, 47'si ise yüksek gelir grubu toplam 157 ülkenin CO2, N2O ve CH4 verileri ile kişi başına GSYH, kişi başına enerji tüketimi ve nüfus yoğunluğu yıllık verileri 1980-2012 yılları için derlenmiştir. Panel veri modelleriyle, belirtilen 3 gelir grubu ve tüm ülkeler için toplam 12 model tahmin edilmiştir. Yapılan tahminler sonucunda, ekonomik büyüme ve kirlilik arasında üç modelde N şeklinde ilişkiye rastlanılmıştır.
Ülkemizin toplam nüfusu içinde gençlerin önemli bir oranda olduğu ve kırdan kente yönelen göçlerin de büyük oranda gençler tarafından gerçekleştirildiği düşünüldüğünde, aslında kentlerdeki kültürel sorunların bir yönüyle gençlerle yakın ilişkisi olduğu ortaya çıkar. Bu nedenledir ki ülkemizdeki kent kültürü sorunlarını gerçekçi biçimde tespit edebilmek, bu sorunlarla gençlik arasındaki ilişkiyi görmeye bağlıdır. Ülkemizde kent kültürünü geliştirmek adına öngörülen politika ve stratejilerin, gerek sorunu tespit aşamasında gerekse çözüm alternatifleri itibariyle merkezine gençleri alması, onların durumunu ekonomik, sosyal ve hatta psikolojik çerçevelerde irdelemesi gerekiyor. Türkiye’de gençlik politikaları, baskın olarak “gelecek yönelimli bir yatırım” düşüncesine (“geleceğin işgücü”, “geleceğin teminatı”, “geleceğin sahipleri” vs.) göre belirlenmekte; onların bugünlerini ve bugün olan ihtiyaçlarını görmezden gelmektedir. Bu çalışmada, ülkemizdeki kent kültürü sorunlarının gençlikle olan ilişkisi bu bağlamda kurulacak; bu sorunun, mevcut politikalar yerine, gençlerin yaşadıkları dönem ve mekâna göre değişen ihtiyaçları olan, ekonomik ve sosyal olaylardan farklı şekillerde etkilenen, kendi ihtiyaçlarını belirleyebilen, gerek kendileri ile ilgili gerek çevrelerindeki gelişmelerle ilgili fikirlerini dillendirmek ve hayata geçirmek için örgütlenme yeteneği olan bir yaklaşımı esas alan politikalarla aşılabileceği savunulacaktır
Gelir Dağılımı ve Çözümünde Yeni Arayışlar, 1998
Şüphesiz insanlık tarihinde önemli olan bir çok şeyin arasında üretim ve mübadele de ayrı bir konuma sahiptir. Bu hususlar endüstri devrimiyle, yani kitlesel üretimle beraber daha da önem kazanmıştır. Bu sebeple hangi malların üretileceği? Nasıl üretileceği? Ve kimler için üretileceği? Sistem farkı gözetilmeksizin ekonomik sorunların temelini teşkil etmiştir. Malların kimler için üretileceği sorununun cevabını sosyalist sistemler ekonomik eşitliği esas alarak merkezi idareyle düzenlerken, piyasa ekonomisini benimseyen liberal sistemlerde fiyat mekanizması çözüm arzetmiştir.
Vergi harcaması; devletin, ekonomik, mali ve sosyal amaçlarla tahsil edeceği vergilerden, kısmen veya tamamen, geçici ya da sürekli olarak feragat etmesidir. Uygulamada vergi harcamaları; vergi muafiyet ve istisnaları, vergi kredisi, düşük vergi oranları ve vergi ertelemesinden oluşmaktadır. Bir kamu harcaması türü olarak değerlendirilebilen vergi harcamalarının ileri analiz yöntemleri kullanılarak tahminlenmesi ve bütçe süreci içerisinde değerlendirilmesi mali saydamlık ve mali disiplinin gerçekleştirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Türkiye’de de 2001 ve 2007 yıllarında vergi harcama raporları yayınlanmıştır. 2006 yılından itibaren de her yıl vergi harcama tahminleri yayımlanmaktadır. Vergi harcamalarını gelir vergisi açısından inceleyen bu çalışmada Türkiye ve bazı OECD ülkelerinin verileri analiz edilmiştir. Sonuç olarak; her bir ülke için belirtilen dönemler değerlendirildiğinde; Kanada, Kore ve İspanya’da gelir vergisi açısından vergi harcamalarının GSMH içindeki paylarında artış yönlü tahminleme yapılırken, Almanya, Hollanda, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri’nde ise azalış yönlü tahminlemeler yapılmıştır. Türkiye’de ise; gelir vergisi ve GSMH içerisinde vergi harcamalarının payının artış eğilimli olduğu belirtilebilir.
Maliye Bilim Dalı Pınar TANRIVERDİ Danışman: Doç.Dr.Abdülkadir IŞIK Ekim, 2007 DENİZLİ TEŞEKKÜR İlk olarak çalışmam süresince yol göstericiliği ve önerileri ile beni destekleyen danışmanım Doç. Dr. Abdülkadir Işık'a tezime yapmış olduğu katkılardan dolayı teşekkür ederim. Babama, gerek mesleki tecrübeleri ile çalışmama yaptığı katkılardan dolayı gerekse sadece tez aşamasında değil ömrüm boyunca bana karşı gösterdiği sabır ve sevgi için teşekkür ederim. Kardeşim Neriman Tanrıverdi'ye gerekli kaynakları toplamamda yapmış olduğu yardımlar için ve eşime çalışmalarım süresince beni yalnız bırakmadığı için teşekkür ederim. i ÖZET GELİR DAĞILIMI ve VERGİLERİN GELİR DAĞILIMI ÜZERİNE ETKİSİ Tanrıverdi, Pınar Yüksek Lisans Tezi, Maliye ABD Tez Yöneticisi: Doç.Dr.Abdülkadir IŞIK Ekim 2007, 123 Sayfa Bu çalışmanın amacı, vergilerin gelir dağılımı üzerine etkisini araştırmaktır. Çalışmada öncelikle gelir dağılımı, bu güne kadar geliştirilen teorilerle tanımlanmış daha sonra vergi sistemleri ve yapıları araştırılarak gelir dağılımı üzerindeki etkileri Türkiye ve dünya ülkeleri baz alınarak açıklanmıştır.
XV. TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ KURULTAYI
VAN KALESİ HÖYÜĞÜ KAZISI TOPLUMUNDA GÖZLENENTRAVMA BELİRTİLERİNİN İNCELENMESİ , 2019
Tezin konusunu Van Kalesi Höyüğü'nden 2013-2016 yılları arasında çıkarılan insan iskeletlerinde gözlenen travma izleri oluşturmaktadır. İskeletlerin bulunduğu alan Ortaçağ'dan başlayarak Yakın Çağ'a kadar tarihlendirilmektedir. Tez çalışmasında Van Kalesi Höyüğü toplumunda gözlenen travma olguları incelenmiştir. Arkeolojik kazıdan elde edilen iskeletlerin kemikleri travma olgusu açısından değerlendirilmeye alınmıştır. Tez çalışması kapsamında 158 birey ve 48 izole bireye ait kemikler travma örneği açısından incelenmiştir. İncelenen kemiklerin her birinin kırık çeşidine bakılıp, travma belirtisinin olup olmadığı tespit edilmiştir. İncelemeler doğrultusunda 26 adet travma örneği tespit edilmiştir. Van Kalesi Höyüğü toplumunda travma olguları az sayıda bulunmuştur. Tespit edilen travmaların daha çok düşme, çarpma, darbe ve belirli bir hastalığa bağlı olan travmalar olması nedeniyle, toplumda gözlenen travmaların hayvancılık, bahçecilik ve tarımcılık gibi uğraştıkları günlük aktivitelerden ve işlerden dolayı olduğu düşünülmektedir. Toplumda şiddeti gösterebilecek travmalara rastlanılmamıştır. Muhtemelen bu toplumun sosyo-ekonomik durumunun düşük olması nedeniyle ve yetersiz beslenme gibi durumlardan dolayı travmalar görülmüştür.
“Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Çözümlü Sorular” kitabının amacı Maliye bölümlerinde verilen Türk Vergi Sistemi I (Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi) dersi için çözümlü soruları içeren yardımcı kitap ihtiyacını karşılamaktır. Özellikle öğrencilerimizin vergi hesaplamaları örnek sorularının ve çözümlerinin yer aldığı kaynak taleplerinden yola çıkılarak bu boşluğu doldurmak temel gayemiz olmuştur. Her ne kadar sorular ve çözümler defalarca gözden geçirilmiş olsa da kitabın bu ilk baskısında yine de gözden kaçan hatalar ve eksiklikler olacaktır diye tahmin ediyor, hata ve eksikliklerin kıymetli öğrencilerimiz ve değerli Hocalarımızın geri dönüşüyle ikinci baskıda giderileceğini ümit ediyorum. “Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Çözümlü Sorular” kitabı iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde öncelikle Gelir Vergisi ile ilgili temel bilgilerin açık uçlu sorular ile öğrenciye kavratılması amaçlanmıştır. Daha sonra Gelir Vergisi ile ilgili çözümlü sorular yer almaktadır. Ayrıca bu bölümün sonunda “Kazanç Türlerine Göre Özet Bilgiler”, “Gelir Vergisi İle İlgili Güncel Tutarlar ve Oranlar” ve “Gelir Vergisi Hesaplamaları ile İlgili Özet Bilgiler” de yer almaktadır. İkinci bölümde Kurumlar Vergisi için hazırlanmış açık uçlu sorular ve cevapları bölümün devamında ise çözümlü Kurumlar Vergisi soruları yer almaktadır.
Trabzon/Türkiye ÖZ Türk ekonomisi İkinci Dünya Savaşı yıllarının olağanüstü şartlarından olumsuz etkilenmiştir. Türkiye fiilen savaşa iştirak etmemiş olsa da ekonomisinin tarıma dayalı oluşu ve tarım ürünlerinin pazarlanması noktasında ortaya çıkan olumsuzluklar, ayrıca uygulanan savaş ekonomisi nedeniyle erkek nüfusun askere alınması ve buna bağlı olarak da üretimin düşmesi bu dönemin en önemli sorunlarıydı. Türk ve Müslüman ahalinin bu zorluklarla uğraştığı sırada savaş döneminin olağanüstü şartlarından istifade edip aşırı fiyat ve enflasyondan yararlanarak maddi kazançlarını misliyle artıran bir zümre ortaya çıkmıştır. Bu sırada piyasadaki nakit para sıkıntısını da göz önüne alan Türk Hükümeti, bir defaya mahsus olmak üzere belli bir gelirin üstünde olan vatandaşlara yönelik olarak "Varlık Vergisi" kanununu çıkarmıştır. Günümüzde yapılan çalışmaların birçoğunda Varlık Vergisi'nin sadece gayr-ı müslim vatandaşlardan toplandığı yönünde aktarım yapılmaktadır. Fakat Giresun ilindeki uygulamanın da gösterdiği gibi Anadolu'da yaşayan Türk ve Müslüman kesim de bu vergiyi ödemek zorunda bırakılmıştır. Bu çalışmada ilk olarak Varlık Vergisi'nin ne olduğu ve neden çıkarıldığının üzerinde durulmuş ardından savaş yıllarında Giresun ekonomisinin genel durumu hakkında bilgiler verildikten sonra verginin kentte nasıl ve kimlerden tahakkuk ettirildiği ortaya konulmuştur.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.