Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Seyahat Ve Otel Isletmeciligi Dergisi, 2015
Teorik Bakış, 2018
Etnografik Hikayeler – Türkiye’de Alan Araştırması (içinde), 2016
Antropologlar, alan çalışması sırasında yaşadıkları çeşitli kişisel deneyimleri arkadaş sohbetlerinde sık sık dillendirirler. Ama nitel çalışmalar kâğıda dökülürken “önemsiz detaylar”, “terslikler”, hatta “başarısızlıklar” olarak görülen bu deneyimler genellikle yansıtılmaz. Oysa araştırmacının sahada karşılaştığı ya da dahil olduğu kimi durumlar (kimlik çatışmaları, bürokratik ve ideolojik engeller gibi), araştırmanın ilerleyişini etkilediği gibi, yönünü dahi değiştirebilir. Etnografik Hikâyeler, işte bu kişisel öykülere, yani alan sürecinin taşıdığı zorlukları, belirsizlikleri, çalkantıları, hesaplaşma ve gerilimleri yaşayan bireyler olarak maceralı yolculuklardan dönmüş araştırmacıların deneyimlerine odaklanıyor. Kitaptaki yazarlar araştırmalarını yaparken karşılaştıkları “rahatsız edici” durumları, etik sorunları, duygusal gelgitlerini entelektüel ve insani bir bakış açısıyla ve açık yüreklilikle tartışıyor; sorular soruyorlar. Alan çalışmasının pratik ve teorik koşullarına ve tartışmalarına işaret eden bu yazılar, birbiriyle diyalog ve bazen de çatışma halinde, hayatın ve araştırmanın kesiştiği ve ayrıştığı noktalar üzerine düşünmemizi sağlayarak sosyal bilimlere bakışımızı tazeliyorlar. İÇİNDEKİLER Sunu Tayfun Atay Giriş Kendini ve Ötekini Yazmak: Alan Araştırması ve Deneyim Z. Nilüfer Nahya ve Rabia Harmanşah Biz ve Onlar Sarkacında: Bir “Türk” Kadın Araştırmacı Olarak Türkiye’de Zorunlu Kürt Göçü Çalışmanın Şeceresi Yeşim Mutlu Alanda Bir "Brezilyalı": Günümüz İstanbulu’nda Çoklu Kimlik Müzakeresi ile Cinsellik ve Ahlak Üzerine Bir Alan Araştırması Patricia Scalco Mahalle Kahvesinde "Abla", Kabul Günlerinde "Hanım": Sınıf ve Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Gecekonduda Kadın Araştırmacı Olmak Burcu Şentürk İçeriden Ses Var: Kadın Kapalı Cezaevi Hikâyeleri Sanem Kulak Gökçe "Bunların Gerçek Olduğuna İnanmıyor musunuz?": Araştırma Etiğine Dair "Yukarıdan" Notlar Emel Coşkun Çoğunluğun Azınlığında Bir Antropoloğun Yabancılık Deneyimleri Ahmet Kerim Gültekin Gelin, Anne, Yabancı ve Araştırmacı: Türkiye’deki Kürt İşgücü Göçü İncelemesinde Konumsallık Anna Grabolle-Çeliker Sıkıntılar, Yüzleşmeler, Tanışmalar: İstanbul Süryani Kadim Cemaati’ni Anlama Süreci Su Erol "Komşuda" Etnomüzikolojik Alan Çalışması Yürütmek: Araştırma Yöntemi, Kimlik ve Etnografya Meseleleri Sophia Kompotiati Alanda Takım Çalışması: Yorumlama, Müzakere, Uzlaşma Emine Onaran İncirlioğlu Kaynakça Katkıda Bulunanlar: Ahmet Kerim Gültekin, Anna Grabolle-Çeliker, Burcu Şentürk, Emel Coşkun, Emine Onaran İncirlioğlu, Patricia Scalco, Sanem Kulak Gökçe, Sophia Kompotiati, Su Erol, Tayfun Atay, Yeşim Mutlu Kapak Tasarımı: Emine Bora Kitabın Baskıları: 1. Basım: Nisan 2016
Çankırı Karatekin Üniversitesi Karatekin Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2013
Biyoloji tarihindeki en önemli tartışmalardan biri yaşamın kökeni tartışmasıdır. Dünya üzerindeki yaşamın nasıl ortaya çıktığı ile ilgili birçok teori ortaya atılmıştır. Bu teorilerden en ilginç olanı, Dünya üzerindeki yaşamın diğer gezegenlerden köken aldığını savunan panspermia teorisidir. Bu çalışmada ilk olarak panspermia teorisinin ortaya çıkma nedenleri, temel argümanları ve tarihsel gelişimi incelendikten sonra, bugünkü bilimsel veriler ışığında bu teorinin günümüzde hala savunulup savunulamayacağını tartışılacaktır.
2011
In this work, the detection performance of a low-frequency (narrow-band) metal detector by the horizontal spatial distribution of the scattered electromagnetic waves from a buried conducting object in the soil is examined with wave equation based Quasi-Static Finite-Difference Time-Domain method in two-dimensional Cartesian coordinates. The problem space is constructed with a transmitter/receiver, air-ground interface and a square cross-sectioned buried non-magnetic conducting object in the soil. Second order Mur type boundary condition is used to terminate the numerical problem space. The receiver and transmitter (monostatic) antennas are modeled as point sources. The received signals are obtained from the time domain scattered wave data by moving the antenna at a certain height above the ground along a straight line. Then Fast Fourier Transform is applied for passing through to the frequency space. The spatial distribution of the scattered wave is obtained along to the straight li...
SineFilozofi
Filmlerin hammaddesi görülür ve duyulur imgelerdir. Bu imgeler, alıştığımız ve tanıdığımız bir uzayzamana aittirler. Kamera hareketi ve kurgu gibi sinematik araçlar, bildiğimiz bu uzay-zamanı akışkan hale getirerek filmsel bir düşünüşün yolunu açarlar. Ama belirli sinematik araçlarla fiziksel sınırlarından kısmen kurtarılmış olan ekran dünyası temsil düzeyinde halen buraya aittir. Çünkü sinemanın görünür evreni temsile dayalıdır. Bu; kültürel, ideolojik ya da en genel anlamıyla dünyevi olarak güdülenmiş bir temsil sistemidir. Ekranın görülür sınırları içerisinde bu temsilin aşılması neredeyse imkansızdır. O nedenle, farklı gerekçelerle, temsil dışı olan bir olgu anlığa düşürülmek istendiğinde, alan dışının görünmezliği kullanılabilir. Nitekim başka bir anlamın inşasının peşinde olan bazı yönetmenler bunu denemişlerdir. Fotografik gerçekliğin giremediği ama düşüncenin girebildiği yerleri görünmeyen uzayzamanın olanaklarıyla anlığa düşürmeye çalışmışlardır. Böylece, geleneksel devamlılık sisteminin sahte bir diegetik süreklilik hissiyle donattığı çerçeve dışını, temsil ötesi bir maveraya dönüştürmüşlerdir. Bu çabalar sonucunda ekran dışı, öykü evreninin doğal bir parçası olarak algılanmak yerine, temsil edilemeyenin virtuel mekânı haline gelmiştir.
Özet Filmlerin hammaddesi görülür ve duyulur imgelerdir. Bu imgeler, alıştığımız ve tanıdığımız bir uzay-zamana aittirler. Kamera hareketi ve kurgu gibi sinematik araçlar, bildiğimiz bu uzay-zamanı akışkan hale getirerek filmsel bir düşünüşün yolunu açarlar. Ama belirli sinematik araçlarla fiziksel sınırlarından kısmen kurtarılmış olan ekran dünyası temsil düzeyinde halen buraya aittir. Çünkü sinemanın görünür evreni temsile dayalıdır. Bu; kültürel, ideolojik ya da en genel anlamıyla dünyevi olarak güdülenmiş bir temsil sistemidir. Ekranın görülür sınırları içerisinde bu temsilin aşılması neredeyse imkansızdır. O nedenle, farklı gerekçelerle, temsil dışı olan bir olgu anlığa düşürülmek istendiğinde, alan dışının görünmezliği kullanılabilir. Nitekim başka bir anlamın inşasının peşinde olan bazı yönetmenler bunu denemişlerdir. Fotografik gerçekliğin giremediği ama düşüncenin girebildiği yerleri görünmeyen uzay-zamanın olanaklarıyla anlığa düşürmeye çalışmışlardır. Böylece, geleneksel devamlılık sisteminin sahte bir diegetik süreklilik hissiyle donattığı çerçeve dışını, temsil ötesi bir maveraya dönüştürmüşlerdir. Bu çabalar sonucunda ekran dışı, öykü evreninin doğal bir parçası olarak algılanmak yerine, temsil edilemeyenin virtuel mekânı haline gelmiştir. Anahtar Kelimeler: Temsil edilemeyen, Ekran dışı, Virtuel dışarı.
Sahte bilimler, belirli bir kesimce bilim oldukları iddia edilen, empoze edilmeye çalışılan, bilimsel yöntemlerin aşamalarından geçmeyen ve bilimsel araştırma ile desteklenmeyen, sadece varsayımlardan, kişisel açıklamalardan ve örneklerden ibaret olan, dini inançlarla
Minör, 2022
Bilgi söz konusu olduğunda dünyanın failliğini teslim etmek, dünyanın kendi bağımsız mizah anlayışını açığa çıkarabilecek birtakım düzen bozucu imkânlar için de yer açar. Bu tür bir mizah anlayışı, hümanistlerin ve kaynak olarak dünya fikrine bağlı olan kimselerin rahatını kaçırır. Dünyayı nüktedan fail olarak görselleştirecek feministler için zengin hareket ve çağrışım imkânları sunan figürler mevcuttur. 1
Birikim Dergisi No: 410-411, 2023
Daha tematik konuşmam gerekirse şöyle tarif edebilirim: TİP'i yaratan siyasal iradenin kurucu tezi Türkiye'de sosyalizm mücadelesinin kitleselleşme evresinin açıldığıydı. Elbette her siyasal parti ve örgüt büyümek, yeni insanlarla güçlenmek, nihayetinde kitleselleşmek ister; TİP'i ayırt eden bu isteği "kendiliğinden" halinden çıkarıp etkin bir siyasal çalışmaya ve yönelime dönüştürmesi oldu. Çünkü kitleselleşme isteği, aynı zamanda siyasal tarzınızı, örgütsel kurgunuzu, iletişim biçiminizi ve önceliklerinizi buna uygun hale getirmeyi gerektirir. Bu tartışmanın ve arayışın doğduğu demeyeyim ama tetiklendiği uğrak ise Gezi Direnişi oldu. Gezi Direnişi'ne kadar, kabaca, şöyle bir kurgu tüm Türkiye sosyalist hareketine hakimdi: Doğru siyaseti yapmaya ve örgütü kurmaya devam ettiğimiz sürece, nesnel koşullar olgunlaştığında kitlelerle buluşacağız. Gezi Direnişi, "nesnel koşulların olgunlaşması" beklentisi açısından birçok umut vaat etmesine rağmen yukarıdaki model çalışmadı. Hatta, bırakın Türkiye sosyalist hareketinin Gezi Direnişi'nden beslenip büyümesini, neredeyse tüm parti ve örgütler küçüldü. O halde, yaklaşık 30 yıl hakim halde bulunan modelin doğruluğundan kuşku duymamız gerekirdi. Çünkü bir model zihinde ne kadar mükemmel, rasyonel ya da pürüzsüz görünürse görünsün gerçek hayat ve somut deneyimler onun tek mihenk taşıdır.
DergiPark (Istanbul University), 2013
Dokuz Eylül Ünivesitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2017
Nurullah DENİZER * ÖZ İnsan, doğası gereği merak eden, sorgulayan, bir bilginin hakikatini kabullenebilmek için ikna olması gereken ve bu konuda sürekli tatmin arayışı içerisinde bulunan bir varlıktır. Bu durumdan dinî bilgi de istisna değildir. İnsan vahiy ile kendisine bildirilen dinî bilgiler hususunda da sürekli bir merak ve onların hakikatini arayış içerisinde olmuştur. Dinî bilginin fizikî dünyaya dair yönü her devrin imkânları nispetince araştırılmış ve araştırılmaya devam etmektedir. Dinî bilginin metafizik yönü ise fizikî imkânlarla doğrulanabilir bir alan değildir. Dolayısıyla bu konular iman sahası içine girmektedir. Sağlam bir imanın, içerisinde şüphe barındırmaması beklenir. Bununla birlikte imanın bu seviyeye ulaşması sürecinde birey, inandığı konular hakkında şüphe içerisine düşebilir. Bu durumda şüphe; bireyin imanî meselelerde çıkmaza girmesine ve hatta imanını kaybetmesine sebep olabileceği gibi onu, kuşku duyduğu konuları araştırmaya sevk ederek imanda tahkik seviyesine de ulaştırabilir. Bu çalışmada öncelikle, Kur'ân-ı Kerîm'de şüphe anlamında kullanılan kavramlar ele alınacak, Kur'ân-ı Kerîm'de hangi konularda insanların şüpheye düştüğü değerlendirilecek ve Hz. Peygamber'in konu ile ilgili hadîs-i şerîflerinden de yararlanılarak şüphenin iman ile olan ilişkisi, Kur'ân-ı Kerîm ışığında ortaya konmaya çalışılacaktır.
Hiperspektral görüntü işleme ülkemizde giderek önemi artan bir konu olmaya devam etmektedir. Hiperspektral sistemlerin geliştirilmesi ve kullanılması üzerine son zamanlarda ülkemizde önemli projeler başlatılmıştır. Bu bildiride 20122014 yılları arasında TÜBİTAK UZAY'da yapılan hiperspektral görüntü işleme araştırmalarının kısa bir özeti sunulmaktadır. Yapılan çalışmalardan birisi hiperspektral görüntü işlemenin tarım alnındaki uygulamalarının araştırılmasıdır. Bu konuda literatür araştırması yapılarak bir inceleme hazırlanmış ve sunulmuştur. Hiperspektral görüntü işleme konusundaki araştırma konularından birisi boyut indirgemedir. Bu konuda karşılaştırmalı deneyler yapılarak yapılan çalışmalar yayınlanmıştır. Bir başka üzerinde durulan araştırma konusu öznitelik çıkarmadır. Hiperspektral verinin başka tipte veriler ile füzyonu üzerine de araştırma yapılmıştır. Bu konuda yapılan deneysel çalışmalar sunulmuştur.
2006
Yak n-halkalarda asalln bir cok farkl genelle tirilmesi callm t r. Bu cal mada, asal yak nhalkalar icin c1-asal yak n-halkalar ad yla yeni bir genelle tirme verilmi tir. Bir N yak n-halkas uzerinde, c1N-grup kavram tan mlanm ve c1-asal yak n-halkalar ile c1-N-gruplar aras nda literature uygun bir ili ki oldu u ispatlanm t r. 1990 y l nda Booth, Groenewald ve Veldsman taraf ndan tan t lan e-asal yak nhalkalar n, ayn zamanda c1-asal oldu u ispatlanm t r. Bunun tersinin yak n-halkan n s f r-simetrik olmas halinde bile do ru olmayaca na bir ornek verilmi tir
ÖZET Tüm milletleri birbirine bağlayan, milli hislerin gelişmesini ve farklı toplulukların bir arada olmalarını sağlayan belli dini ve kültürel inanışlar, özel günler ve birtakım değerler bulunmaktadır. Türk toplumunu da bir arada tutan belli değerler, halk inanışları ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkan birtakım uygulamalar söz konusudur. Tarihin hemen her devrinde Türk yaşam alanları birçok inanışa sahne olmuş ve bu inanışlar beraberinde pek çok uygulamayı getirmiştir. Bu kültürel değerler, Türk mirasının temelini oluşturan en önemli hazine sayılmış ve halen de sayılmaktadır. Bu makalemizde Makedonya Türklerinin gökyüzü ile ilgili halk inançları, bu inançların kökenleri ile bu kökenlerin yapı taşlarının incelenmesi söz konusu olacaktır. Makedonya Türklerinden bazı kaynak şahıslarla yapmış olduğumuz derleme çalışmaları sonucu sözlü kaynaklardan edindiğimiz bilgilerin yanı sıra, yazılı kaynaklardan da yararlanarak Türk kültüründe gökyüzü ile ilgili inanç ve geleneklerin Makedonya Türkleri arasında ne şekilde devam ettiğini ele alacağız. Amacımız, Makedonya Türklerinin gökyüzü ile ilgili inanç ve uygulamalarını inceleme yoluyla Türk kültürünün birleştirici özelliklerini belirlemek ve farklılaşmaların hangi noktalarda olduğunu ortaya koymaktır. ABSTRACT That connects all the nations, and different communities in the development of national feelings in a way that makes them certain religious and cultural beliefs, special occasions and there are some values. In Turkish society that holds certain values and beliefs of the people there are certain practices that occur to them. Belief in almost every period of history has witnessed in many areas of Turkish life and has many applications with these beliefs. These cultural values form the basis of Turkish heritage and are still considered to be regarded as the most important treasure. This article related to folk beliefs sky Turks in Macedonia, with the origins of these beliefs, there will be examination of the roots building blocks. Turks of Macedonia as a result of compiling some of the resources that we have done parties, as well as oral sources, the information gained, the advantage of written sources in the sky in the Turkish culture and traditions of faith among the Turks of Macedonia continue to be what we'll discuss that. Our goal, the Turks of Macedonia in the sky through the review of Turkish culture
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.