Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
3 pages
1 file
Rus askerlerinin desteğiyle Hocalı'ya (Xocalı) ulaşan gözü dönmüş Ermeni askerler "katliam"a başlamışlardı. 25 ve 26 Şubat 1992'de öldürülen bebekler, yaşlılar ve ırzına geçilen genç kızların, kadınların canhıraş feryatları Xocalı sokaklarında yankılandı. Çıkarlarının olduğu coğrafyalar için tüm olanaklarını seferber edenlerin sesi bu kez çıkmadı ve sadece seyrettiler! Hayali nükleer, kimyasal silahlar bahanesiyle ve yerel halka "huzur" vaadiyle çok büyük ordularını seferber eden büyük devletler sessizce beklediler.
Bu çalışmanın amacı 1992 yılında yaşanan Hocalı katliamının hangi gerekçelerle ve hangi amaç doğrultusunda gerçekleştiğini araştırmak ve vurgulamaktır. Yunanlıların, Samsun'dan İskenderun'a kadar çekilecek çizginin batısında kalan bölge ile Türkiye ve Yunanistan'ın etrafındaki tüm adaları, günümüz Makedonya devleti ile Arnavutluk'u içine alan topraklar üzerinde Bizans Devletini yeniden kurmayı hedefleyen, adına Megali İdea dedikleri Büyük Ülkülerinin bir benzeri de Ermenilerde bulunmaktadır. Adına Büyük Ermenistan veya Birleşik Ermenistan dedikleri toprakların bir kısmını Türkiye'nin doğu bölgesi, bir kısmını da şimdiki Ermenistan sınırları içinde yer alan topraklar oluşturmaktadır. Yaklaşık son 3 yüz yıldır sürdürülen bu iddia ve yaşama geçirilmek istenen bu ülkü, sayıları milyonları bulan yöre insanının kan ve gözyaşının akmasına neden olmuştur ve halen de neden olmaktadır. Rus Çarı I. Petro'nun 18. yüzyılda ortaya koyduğu sıcak denizlere inmek politikası, şekil değiştirmiş olsa da halen daha farklı bir şekilde ve yöntemle devam etmektedir. Rusya Federasyonu'nun 2008 yılında Kuzey Gürcistan'da yer alan Osetya ve Abhazya'yı işgal etmesi ve Kırım Parlamentosunun aldığı katılım kararı ile Ukrayna'nın bir parçası olan Kırım'ı kendi yönetimi altına alması, Rus Çarı I. Petro'nun yüzyıllar önce ortaya attığı sıcak denizlere ulaşmak fikrin gerçekleştirilmesi yönündeki adımlardır. Sıra artık Türkiye'den toprak koparmak aşamasına gelmiştir. 8 Haziran 1945 tarihinde Türkiye'den Kars ve Ardahan'ı resmen talep etmek cüretini gösteren dönemin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği yöneticileri şimdi artık hayatta olmasalar bile, kendilerinden sonra iktidara gelenler halen daha Ermenilerin bu taleplerine sıcak bakmaktalar ve desteklemektedirler.,
Dağlık Karabağ; Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminde Azerbaycan’a bağlı özerk bir bölgeydi, 1991 yılında SSCB’nin dağılması akabinde uluslararası bir krizin konusu oldu. Rusya’nın ermeni nüfusunu yapay olarak artırdığı dağlık karabağ , ermeni halkının ve daha sonraki yıllarda kurulacak olan Ermenistan devletinin gündemine girdi. bir çok develetten oluĢan SSCB döneminde ve öncesinde karabağ azerbaycana aitti. Bölge nufusuda Azerilerden oluĢuyordu. Ama daha sonrasında SSCB nin sürgün ve ayrıĢtırma politikalarından dolayı bölgedeki ermeni nüfusu yapay olarak artmıĢtır.SSCB nin dağpılmasında sonra bölge hukuki olarak bölge Azerbaycan toprağıdır..Lakin Ermenistan burada hak idda etmiĢtir.Bu ortam çok geçmeden bir savaĢı doğurmuĢtur. BaĢlayan bu savaĢı adı tarihe karabağ savaĢı olarak geçecek ve tarihte derin izler bırakan bir olaya neden olacaktı HOCALI KATLĠAMI na neden olacaktı.SavaĢta ermeniler rusya ordusu tarafından desteklenmiĢti 366. Rus motorize alayı tarafından desteklenen ermeni birlikleri 26 subat 1992de kutĢatma altında tutukları hocalıya girdi. Tarihte eĢine az rastlanır bir vahĢet yaĢandı azerbaycanın o küçük kasabsında. 1300 kiĢi Canice ve vahĢice öldürüldü.1275 kiĢi insanlık dıĢı koĢullarda esir alındı. 25 çocuk o gün hem öksüz hem yetim , 130 çocuğunda ya öksüz yada yetim kaldığı bir katliam gerçekleĢti.Bu insanlık dıĢı olayın adı Hocalı katliamı olarak kaldı. 26.yılına girilen hocalı katliamının , halen daha hukuken Azerbaycan topraklarının 5 te 1 ermenistan iĢgali altındadır. Ve ne üzücü ki hala daha bu katliamın sorumluları bir cezai süreç tabi değiller.iĢgal altındaki vatanlarında uzaklaĢtırılan 1milyona yakın Azeri yurtlarında uzaktalar. 150 ye yakına azerinin akıbeti hâlâ daha belli değil.Bu çalıĢma bu olaylar silsilesini daha iyi anlatmak için derlenmiĢtir.
Bu çalışmada, 2003 yılında Kocaeli İlinde uygulanan hanehalkı gelir ve tüketim harcamaları anketinden elde edilen veriler yardımıyla Engel fonksiyonları tahmin edilerek, Kocaeli'nde yaşayan hanehalklarının harcama kalıpları ortaya konulmuştur. Hanehalkları alt, orta ve üst gelir kategorisi ile kır, kent ve ana evren (Kocaeli) olmak üzere altı kategoriye ayrılarak analizler gerçekleştirilmiştir. Tahminlerde harcanabilir gelir (toplam harcamalar) ile hanehalkı büyüklüğü açıklayıcı değişken olarak kullanılmıştır. 10 ayrı harcama grubu için Engel eğrilerinin tahmin edilmesinde dört farklı fonksiyonel kalıp kullanılmıştır. Bu kalıplardan log-doğrusal model verilere en iyi uyum sağlayan kalıp olarak belirlenmiş ve gelir seviyesi ile hanehalkı büyüklüğünün harcama grupları üzerindeki etkisi bu model yardımıyla araştırılmıştır.
25. YILINDA HOCALI SOYKIRIMI ULUSLARARASI SEMPOZYUMU E-KİTABI, 26 ŞUBAT, 2017
Hocalı Katliamı (soykırımı), 20. yüzyılın sonunda başlayan küresel terörün ilk işaretlerinden biri olmuştur. Hocalı soykırımını, sözde Dağlık (Yukarı) Karabağ’ın işgalinden ve aslında uzak tarihinden farklı düşünmek mümkün değildir. Zira Karabağ meselesi, genelde Güney Kafkasya’nın ve elbette Azerbaycan’ın işgal ve talanını, özelde ise Hocalı Soykırımı’nı çağrıştırır. Bu da sözde Dağlık Karabağ’ın işgalini ve dayandığı arka planı iyi anlamayı gerektirmektedir. Hocalı Soykırımı, sözde Dağlık Karabağ’ın 1550’den beri işgal edilme planlarını perçinleyen ve kadim topraklarını Türksüzleştiren son darbe olmuştur.
Nişantaşı Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2013
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, yalnızca Anayasa değişiklikleri için referandum düzenlemektedir.
SÖZLÜ TARİH YÖNTEMİ İLE HOCALI SOYKIRIMI, 2019
KHOJALY GENOCIDE WITH THE METHOD OF UTTERED (VERBAL) HISTORY On the night of February from 25 to 26, 1992, the Armenian armed forces committed genocide against the Azerbaijanis in Khojaly. However, the fact of this genocide has not received its rightful place and legal assessment in the world. It is crucial to investigate the true essence of the events in Khojaly, the atrocities and the causes of Khojaly genocide in order to promote the Khojaly genocide in the true and the rightful way. As we know, the root causes of the Khojaly genocide are deeper and go back to the previous periods. Armenians –the new comers in the Caucasus, as well as in Anatolia, that had no state have dreamt for centuries about the Greater Armenia. Armenians used different ways to realize these dreams. After settling on the ancient Azerbaijani lands taking use of the terms of the Turkmenchay Treaty of 1828 through the assistance of tsarist Russia, committed terror and genocide against the Turkish-Muslim population again with the help of the Russians and Western states, for the first time in 1918, they have succeeded to establish a state in the Caucasus, in the territories of the former Iravan Khanate. Since then, they have been able to expand their territory by applying genocide, exile and terror tactics against the Turks. Today, they continue to occupy 20% of the territory of Azerbaijan Republic by terror and genocide. The genocide policy for the imagination of Armenians to create Greater Armenia in other lands, which they have been practicing for centuries, led to many problems, as well as the Khojaly genocide. Why it was namely Khojaly? Those who witnessed the genocide in Khojaly and a large number of Khojaly residents that were taken prisoners can play an important role in answering this question. The events were not seen with the politicians’, public figures’ and lawyers’ eyes, but the inhabitants’ of Khojaly who experienced this tragedy. Our reportage recorded as a sound-film with Durdana Aghayeva and her 20-year-old brother, who tasted the pain of the Armenian captivity, is given in the article as an uttered (verbal) history. The causes of the genocide in Khojaly, the events that took place before, during and after the raid of Armenians in Khojaly, as well as the tortures and brutality in captivity made to Durdana Aghayeva by Monte Melkonyan, Karo and other Armenian butchers, who committed Khojaly genocide are elucidated in the article. 1992 yılı Şubat ayının 25’den 26’na geçen gece Ermeni silahlı birlikleri Hocalı’da Azerbaycanlılara karşı soykırım yaptılar. Ancak, bu güne kadar bu soykırım gerçeği dünya kamuoyunda hakettiği yeri ve hukuku kıymetini alamamıştır. Hocalı soykırımını dünya kamuoyunda doğru ve iyi bir şekilde tanıtılması için Hocalı’da yaşanan olayların, vahşetlerin, Hocalı soykırımına getiren sebeplerin asıl mahiyetinin araştırılması çok önemlidir. Bilindiği gibi Hocalı soykırımı nedenlerinin kökleri daha derinlere, önceki dönemlere inmektetir. Kafkasya’da, aynı zamanda Anadolu’da gelme halk olan ve devletleri olmayan Ermeniler asırlar boyunca “Büyük Ermenistan” kurma hayaliyle yaşamışlar. Ermeniler bu hayalleri gerçekleştirmek için farklı yöntemler kullandılar. Çarlık Rusyası’nın yardımı ile 1828 yılında Türkmençay anlaşmasının şartlarından yararlanarak eski Azerbaycan topraklarında yerleştikten sonra, yine de Rusların ve batılı devletlerin yardımı ile Türk-Müslüman nüfusa karşı terör ve soykırım yaparak 1918 yılında tarihte ilk defa olarak Kafkasya’da, eski İrevan hanlığının topraklarında bir devlet inşa etmeyi başardılar. O zamandan da Azerbaycan Türklerine karşı soykırım, sürgün, terör taktiğini uygulayarak topraklarını genişletmeyi başarmışlar. Bugün, Azerbaycan topraklarının %20’sini terör ve soykırım uygulamakla işgal altında tutmağa devam etmektedirler. İşte Ermenilerin asırlarca uyguladıkları özge topraklarında kendilerine “Büyük Ermenistan” kurma hayali uğruna soykırım politikası birçok sorunlara, aynı zamanda da Hocalı soykırımının gerçekleşmesine yol açmıştır. Acaba neden Hocalı? Bu soruya cevap bulunmasında Hocalı’da yaşanan soykırıma tanıklık etmiş ve esir alınmış çok sayıda Hocalı sakininin anlatımları önemli rol oynayabilir. Olaylara siyaset ve devlet adamlarının, hukukçuların gözü ile değil, işte bu musibetleri yaşamış Hocalı sakinlerinin gözü ile bakılmaya çalışılmıştır. Sözlü olarak anlatımlarını görüntülü ve sesli olarak kayda aldığımız, 20 yaşındayken kardeşi ile birlikte Ermeni esirliyinin acısını tatmış, Dürdane Ağayeva ile röportajımız sözlü tarih olarak makalede yer almıştır. Makalede Dürdane Ağayeva’nın anlatımında Hocalı soykırımın nedenleri, Hocalı’ya Ermenilerin saldırısından önce, saldırı sırasında ve saldırı sonrası cereyan eden olaylar incelenmiş, ayrıca Monte Melkonyan, Karo ve diğer Hocalı soykırımını işlemiş Ermeni celatlarının Dürdane Ağayeva’ya verdiği işkenceler, esirlikte onun maaruz kaldığı gaddarlıklar da yer almıştır.
Değişik dilsel ögelerin birbirlerinin yerine kullanılması olarak tanımlanabilecek olan nöbetleşme dilin doğasında olan bir özelliktir. Dillerde birçok dilbilimsel düzeyde nöbetleşmeler görülür. Türkiye’nin farklı bölgelerinde konuşulan ağızlarda ve yaşayan Türk lehçelerinde de zaman eklerinden kiplere ve ismin hal eklerine kadar birçok nöbetleşme görülmektedir. Bu çalışmada Türk dillerindeki bazı hal biçimbirimlerinin birincil görevini bırakıp başka hal biçimbirimleri yerine kullanılması olayı işlenmektedir. Bu yapılırken, Türkiye Türkçesi ağızlarında görülen hal eki nöbetleşmeleri, hem artzamanlı hem de eş zamanlı olarak bazı Ural dilleri, Altay dilleri, Eski Türkçe, Orta Türkçe ve yaşayan Türk lehçelerindeki benzer kullanımlar ışığında ele alınarak bu durumun diller arası boyutuna da dikkat çekilmektedir. Aniden ortaya çıkmamış olduğunu gözlemlediğimiz, uzun bir zaman dilimine ve geniş bir dil coğrafyasına yayılmış bu tür nöbetleşmelerin sebepleri üzerinde de durulmaktadır. Hal eklerinde görülen nöbetleşmelerin neden kaynaklandığını kesin olarak belirlemek zor olsa da, nöbetleşmelerin nedenleri konusunda birkaç teori irdelenmekte ve bir durum değerlendirilmesi yapılmaktadır. Anahtar Sözcükler: hal eki nöbetleşmesi, otonom olmayan durum, dilsel özellik sınırı, fiillerin rejimi, yüzeysel yapı
Lobicilik; uzun dönemde kar sağlama, toplum yararına hizmet etme ve baskı gruplarının devamını sağlama gibi amaçların yanında, politik güç ve kamuoyu oluşturmayı hedefleyen ve böylece çevresel her türlü faktörü örgüt lehine çevirip kullanımını sağlayan bir halkla ilişkiler işlevi olarak tanımlanabilir. Bu tanımlamadan yola çıkarak, lobicilik faaliyetinde bulunan örgüt için kamuoyunun desteğinin önemini ayrıca vurgulamak gerekir. Kamuoyunun nezdindeki itibar, örgütün hayatta kalması ve hedeflerine ulaşabilmesi için en önemli unsurdur. Son dönemde neredeyse tüm batı toplumlarında bir takım etnik gruplarca yürütülen lobicilik faaliyetleri, yazık ki Türkiye'de imaj kaybına uğramış ve bu faaliyetleri yürüten ülkelerin Türkiyeye karşı olumsuz bakış açısıyla yaklaşmasına yol açmıştır. Bu duruma neden olan en büyük etkenin Ermeni lobi çalışmaları olduğu düşünülmektedir. Türkiye'nin zedelediği bu imajı tekrar elde etmek ve yeniden güven sağlamak için lobicilik faaliyetlerinden yararlanması gerekmektedir. Bu doğrultuda lobicilik olgusunun hem kamu eliyle hem de STK düzeyinde kurumsallaşmış etki düzeyi yüksek lobicilik yapıları kurulmaya ve de hızla güçlendirilmeye çalışılmalıdır. 7 7
Türkiye’deki deve varlığı sayılarına ve dağılımına bakıldığında Anadolu’da eski zamanlarda yük taşımak amacıyla kullanılan develerin son yıllarda deve güreşleri organizasyonlarında kullanıldığı ve bunun etrafında bir kültürel mirasın geliştiği görülmektedir. Bu mirasa bağlı olarak devecilik etrafında oluşmuş folklorik birikim kültür turizmi ekseninde görünür kılınmaya başlanmıştır. Ege bölgesinde sıkça rastlanan deve güreşleri, alan araştırmasının gerçekleştirildiği Çanakkale’nin değişik yerlerinde de yapılagelmektedir. Çalışma, Çanakkale özelinde halk kültüründe deveciliğin bugünkü görünümüne odaklanmakla birlikte, tarihsel ve çevresel bağlamında bazı perspektiflerin analizlerine de yer vermektedir. Çanakkale’de deve yetiştiriciliği etrafında oluşan folklorik birikimin ortaya konulması amaçlanan bu çalışmada, veriler Eylül-Kasım 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilen saha çalışmalarında mülakat yapılan deve yetiştiricileri ve deve güreşleri cazgırlarından elde edilmiştir. Devenin küçük yaşlardan itibaren nasıl yetiştirildiği, güreş teknikleri, deve güreşlerinin zamanı, deve güreşlerinin kökenleri hakkında sözlü gelenekteki anlatılar, deve etrafında oluşan halk inanışları, havut hayırı, havut süslemeleri, geleneksel halk baytarlığı, yöresel adlandırmalar, atasözü ve deyimler ile cazgır salavatlamaları / manileri çalışmanın konusunu oluşturmaktadır.
GİRİŞ "Halkla İlişkiler"in tarihsel yolculuğu, PR, lobicilik, tanıtım, reklam, propaganda, pazarlama ve spin doktorluk kavramlarının ayrışan ve örtüşen özellikleri boyutunda yaşanan gel-gitler ve bunun yol açtığı tartışmalar eşliğinde tüm hızıyla devam etmektedir. Kavramsal tartışmaların, küreselleşme olgusu ve bilgi iletişim teknolojilerinde kaydedilen hızlı ve tüm yönetsel mekanizmaları dönüştürücü etkisiyle önümüzdeki dönemde daha da yoğunlaşması sürpriz olmayacaktır. Yasama, yürütme ve yargı organlarının elindeki kamu gücünün karar ve müdahalelerini doğrudan ya da dolaylı biçimde etkilemeye yönelik bir faaliyet olan ve 20. yy. ortalarına dek halkla ilişkiler ile bağlantısından söz edilmeyen lobicilik de bu tartışmalarda yerini almış bulunmaktadır. Artık PR terimi neredeyse iletişim adına yapılan her şeyi kapsayan, hatta geribesleme (feedback) içermeyen iletiyi bile halkla ilişkiler etkinliği sayan bir anlam kazanmıştır. Bu durumu, gelişmesini kapitalizme borçlu olan halkla ilişkilerin, gene kapitalizmin içerdiği acımasız rekabet koşullarının etkisiyle yozlaşması, daha kötüsü herkesin, büyük olasılıkla işine öyle geldiği için "fili tuttuğu yerden tarif etmesi" olarak nitelendirmek mümkündür. Bu çalışmada halkla ilişkilerin doğuşu ve mevcut konumu, işlev yönünden pek çok benzer özelliklere sahip diğer kavramlarla birlikte ele alınıp değerlendirilecek, daha sonra son yıllarda insanlık toplumuna bir PR uygulaması olarak sunulan halka dayalı lobicilik mercek altına alınacaktır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Finansal Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi, 2016
HAVACILIKTA HALKLA İLİŞKİLER, 2022
A Kültepe Text about Slave Transportation, 2020
DEÜ Hukuk Fakültesi Dergisi, 2024
HALİT ZİYA UŞAKLIGİL VE TÜRK HALK KÜLTÜRÜ, 2014
Barış İçin Küçük Bir Şey Yap Hibrit İyi Niyet Performans Bienali 2024, 2024
BURDUR'A DEĞER KATAN ŞAHSİYETLER, 2024
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi/ Journal of General Turkish History Research, 2019
Tykhe : Sanat ve tasarım dergisi, 2022