Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
247 pages
1 file
Hunlardan kalma bir belge dolayısıyla en eski metni 4. yüzyıl olarak gösterilen Türkçe, bugün oldukça geniş bir sahada yaklaşık 250 milyonluk bir nüfiıs tarafından konuşulmaktadır. Yirminin üzerinde yazı diliyle temsil edilen Türk dili, tarihî süreçte diğer diller gibi çeşitli aşamalardan geçmiş; doğal bir sonuç olarak da fonetik, morfolojik ve leksikolojik açılardan pek çok değişikliğe uğramıştır. Söz dizimi (sentaks) bahsi ise günümüze kadar Türkçenin belki de en az değişen alanıdır. Bununla birlikte Türkçe, söz dizimsel açıdan da birtakım süreçlerden geçmiştir. Bugün farklı lehçelerde farklı biçimlerin ortaya çıkması bunun bir göstergesidir. Türk lehçeleri arasında Özne-Nesne-Yüklem sırası, tamlamalarda tamlayanın ve tamlananın yeri gibi temel unsurlarda benzerlikler bulunsa da söz diziminin başka alanlarında onları birbirinden ayıran ya da birbirine yaklaştıran başka unsurlar da mevcuttur.
Ekonomik, sosyal, politik alanlarda görülen önemli değişme ve gelişmelerin etkisiyle, günümüz okullarının çevreleri eskiye oranla daha karmaşık ve çok değişkenli bir duruma gelmiştir. Bu değişme ve gelişmeler, bir yandan okullarının yapı ve işleyişini etkileyerek, yeni okul yapılarının oluşturulmasını gündeme getirirken, diğer yandan bu okulları yönetecek müdürlerin niteliklerinin yeniden belirlenmesini de zorunlu kılmıştır. Bu makalede yirmibirinci yüzyılda okul çevrelerinde meydana gelen değişme ve gelişmeler ile bunların okullara yansımaları özetlenerek; çağdaş okulları yönetebilecek okul müdürlerinin yeterli olmaları gereken liderlik alanları ve özellikleri vurgulanmaktadır.
Üyeliği gibi birtakım ulusal ve uluslararası kuruluşlarda görevler yürütmektedir. Evli olan PELER, dört çocuk babasıdır.
International Central Asia Symposium Book , 2018
ÖZET Bu çalışma yirmi yıl öğrenci, dört yıl da akademisyen olarak içinde bulunduğum lehçe bölümleri camiası içinde edinilen tecrübelere ve yapılan gözlemlere dayanmaktadır. Türk Cumhuriyetleri arasında karşılıklı lehçe öğretiminin önemi her gün daha da artmaktadır. Ancak Türkiye'de lehçe öğretiminde istenen başarı elde edilememektedir. Bu durumun öğrenci ve akademisyen kaynaklı nedenleri vardır. Sorunların başında uygulanan öğretim yöntemleri gelmektedir. Lehçe öğretiminin kendine has yöntem ve teknikleri belirlenmemiştir. Gramere dayalı yabancı dil öğretimi lehçe öğretimine de uygulanmaktadır. Lehçe öğreten akademisyenlerin çoğu öğrettiği lehçede yeterince konuşma ve kullanma becerisine sahip olmadıkları için bunları öğrencilere aktaramamaktadır. Bu nedenle lehçe öğretiminin yöntem ve teknikleri geliştirilmeli, akademisyenler, öğreteceği lehçelerin ana dil statüsünde olduğu ülkelerde eğitim almalı veya vermelidir. Bir diğer sorun hem öğrenci hem de bazı öğreticilerin lehçe öğretimini yabancı dil öğretimi olarak algılamalarıdır. Oysa Türk lehçeleri pek çok ortak özelliğe sahiptir. Bununla birlikte bu yakınlık da bir sorun kaynağı olabilmekte, öğrenciler lehçeler arasında bu kadar yakınlık olamayacağını düşünerek farklı sözcükler aramaktadırlar. Bu nedenle öğrencilere öncelikle lehçelerin bir yabancı dil olmadıkları bilinci aktarılmalıdır. Lehçelerin hangi amaca yönelik olarak öğretileceği netleştirilmelidir. Öğrenci lehçeyi filolojik olarak incelemek amacıyla mı, günlük hayatta pratik kullanım amacıyla mı öğrenecek? Öğretim de buna yönelik olarak planlanmalıdır. Anahtar kelimeler: lehçe, lehçe öğretimi, sorunlar, çözümler.
International Journal Of Turkish Literature Culture Education
Anlamlarına göre sözler, somut ve soyut olarak ikiye ayrılır. Ġnsan zihninde soyut olarak bildiğimiz kavramlar ise somut bir anlamdan doğarlar. Ancak bu anlam geçiĢi mecaz yolla sağlanır. Somut bir kelime çeĢitli yollarla iliĢkilendirilerek baĢka bir kavramı belirtebilir. Böylece mecaz anlam doğar. Mecaz anlamın temel / somut anlamla iliĢkisi hissedilir. Ancak bazı kavramlar, mecazlaĢtıktan sonra temel / somut anlamla ilgisini kaybeder. Böylelikle soyutlaĢır. Dillerde ilk bakıĢta bu tür soyut anlamların temel / somut anlamla ilgisini hissedemeyiz. Ancak söz varlığı çalıĢmalarında bu anlamları ortaya çıkarabiliriz. Hatta kimi somut kavramların farklı dillerde ortak Ģekilde mecazlaĢıp soyutlaĢtığı görülmektedir. "Sis, duman, buhar" anlamlarına gelen kelimeler, Arapça, Farsça ve Rusçanın yanı sıra Türkçede de "üzüntü, keder, sıkıntı" anlamlarını belirtebilirler. Türkçenin tarihî ve bugünkü söz varlığında tespit ettiğimiz iki söz "busuĢ' ve "buñ" sözleri bu tür mecazlaĢmıĢ soyut sözlerdir.
Abstract Life long learning is very important to obtain personal and social necessities today. Teachers also have to accommodate to this change and to adapt themselves to this permanently changing world and social life as a result of technological developments. The teacher who wants to acquire life long learning habit, need to have a habit of reading. This reseach aims to examine the interest of the teacher candidates for Contemporary Turkish Literature which has an important role in our reading culture. The descriptive survey method was used in this study. The study sample consisted of 394 fourth year students from five different departments in Kilis 7 Aralık University- Muallim Rıfat Faculty of Education. According to the results of the statistical analysis of the study, most of the teacher candidates consider the subject of the book before buying them, and favoured ElifŞafak as a novelist, Mehmet Akif as a poet, and Ömer Seyfettin as a story writer in their first choice.
In this article, Aqaba pledges, the most important step of migration to Yasrib, content and inter-textual relations have been investigated from a problematic viewpoint. In the study, the Aqaba negotiations, which were completed within 3 years and constituted the hejira sub-structure, were tackled in turn and tried to be concluded with an evaluation by pointing out text problems.
International Language, Literature and Folklore Researchers Journal, 2017
Binlerce yıllık birikimin sonucu olarak kalıplaşan ve günümüze kadar gelen Türk atasözlerinin Balkanlardaki serüveni çok eskilere dayanmaktadır. Balkanlara Türklerin gelişi İskit dönemine, yani milattan önceki yüzyıllara dayandırılsa da en çok üzerinde anlaşılan dönem milattan sonra ikinci yüzyıl ile dördüncü yüzyılla arasına denk gelmektedir. O tarihlerden 13. yüzyılda Osmanlının Balkanları egemenliği altına alıncaya kadar, kısmi irtibatı olan Türkler bu tarihten sonra bölge halkalarını her yönü ile etkilediği gibi dil ve kültür alanında da etkilemiştir. Balkan halklarının günümüzde dillerinde var olan kelimelerin sayısı bunun göstergesidir. Balkan halklarından birisi olarak Osmanlının Balkanlardan çekilmesi sonucu ortaya çıkan Makedon toplumunun sözlü kültüründe var olan atasözleri ele alındığında birçok benzerlik ve aynılıkları tespit etmemiz mümkündür. Makedonya Türk atasözleri ile Makedon atasözleri arasındaki benzerlikleri ele alacağımız bu çalışma iki toplum arasında var olan tarihi bağların sözlü kültür alanında tespitine dayanmaktadır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Fenomen Yayıncılık, 2023
Prof. Dr. Kerime Üstünova Armağanı, 2022
Çağdaş Felsefe ve Teknik, Editör: Tacettin Ertuğrul, Pinhan Yayıncılık, 2023
Tiyatro Ara, 1995