Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
23 pages
1 file
ÖZET: Hemen hemen aynı dönemin düşünürleri olan Kınalızade Ali Efendi ve Niccolo Machiavelli, içinde bulundukları ahlak ve siyaset koşullarını analiz edip yorumlayan ve yorum sonucunda ileriye dönük bir takım söylemlerde bulunan düşünürlerdir. Kınalızade Ali Efendi gücünün doruğunda olan Osmanlı Devleti'nin, Machiavelli ise bölünmüşlük ve istikrarsızlık içinde siyasal hayatını devam ettirmeye çalışan İtalya'nın birer düşünsel yansımaları olarak tarihteki yerlerini almışlardır. İki düşünür eserlerinde, yaşadıkları ortamın da etkisiyle siyasal ahlak konusunu ele almış ve devlet adamlarına bu doğrultuda nasihatler içeren söylemlerde bulunmuşlardır. Bir bütün olarak bakıldığında Kınalızade Ali Efendi, İslam geleneğinden hareketle ahlakı değerlendirmiş, toplum katmanları ve siyasete bu olguyu yerleştirmiştir. Machiavelli ise Ortaçağ'ın dinsel dogmalarından sıyrılıp ahlaka yeni bir statü yüklemiş ve bu bağlamda siyaseti özerkleştirmiştir.
Özet Makyevelizm, yaklaşık beş yüzyıldır kaynağını Machiavelli’nin fikirlerinden alarak yorumlanmaktadır. Buna göre, politik olaylar iyilik, kötülük gibi ahlâkî öğelerle sınırlandırılmamalıdır. Bununla birlikte Makyevelizm terimiyle bağlantılı olan çeşitli fikirler açık bir şekilde Machiavelli tarafından ifade edilmedi. Fakat sadece siyasî yazılarında ima etmişti. Makyavelizm’in tarihi aslında Machiavelli’nin fikirlerinin yanlış anlaşılması sonucunda oluşmuş bir tarihtir. Bu makalede hem Makyavelizm’in onun hangi fikirlerine dayanarak oluşturulduğuna hem de tarih boyunca oluşan farklı Makyevelizm yorumlarına değinilecektir. Abstract Machiavellism has been interpreted for around five hundred years originated from Machiavelli’s ideas. According to this idea, political actions should not be restricted by considerations of morality, of good or evil. However, many of the notions which are connected with the term Machiavellism were not explicitly stated by Machiavelli but only implied in his political writings. The history of Machiavellism is as much a history of misunderstandings as a history of the impact of Machiavelli's true ideas. In this article, it is evaluated the roots of Machivellism where they are based on his ideas and various insights of Machiavellism during the history.
Machiavelli'nin "Hükümdar" adlı kitabının rapor ödevidir.
Uluslararası Kınalızâde Ailesi Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2012
Kınalızade Ali Efendi even during his lifetime turned himself into a cultural icon among Ottoman intelligentsia and remained as such ever since. Even the over-critical Mustafa Ali was his admirer. Katip Çelebi praised him for having excelled all previous scholars in the field of ethics, a point which Kınalızade himself had stated as well. For ambassador Ebu Bekir Ratıb, Kınalızade was the first name that came to his mind when asked by Europeans whether there were Ottoman scholars who wrote on politics. But what made possible for Kınalızade to achieve such a popularity and, more importantly, what that meant for his contemporaries and later Ottoman elite? The answer to this question lies in the cultural manifestations of Ottoman identity of the time, best expressed in literary debates among poets. When cultural attitudes of Kınalızade’s generation examined we see that intellectuals, artists, and scholars tended to emphasize the distinctive qualities of being an Ottoman vis-à-vis previous and contemporary cultures. From poetry to architecture, Ottoman men of learning not only produced what they thought to be unique but also condemned imitation and displayed enthusiasm for originality in style and content. In this context, Kınalızade’s best known work, Ahlak-ı Alai was considered not only a distinctly Ottoman work of ethics but also an ideal expression of Ottoman accomplishments in language, morality, cultural formation and state building. In terms of its content, Ottoman intellectuals knew well that views on ethics and statecraft in Ahlak-ı Alai were not quite different than what has been said in previous works by al-Farabi, Ibn Miskawayh, al-Tusi, al-Davvani and Kashifi. But what made this work unique in the eyes of an Ottoman reader was its great synthesis of a diverse traditions of writings on ethics, its literary style and, perhaps more than anything else, its language. In this respect, it was widely recognized as the most sophisticated example of the still developing Turkish language, proving that the Turkish language was now at least as competent as Arabic and Persian as a medium of cultural expression in the highest quality. In poetry, by the sixteenth century, Ottoman poets had already thought that their language in poetry was no less artistic than any other. However, there was still no work to demonstrate this excellence of the Turkish language in prose. Ottoman intellectuals found, for all the right reasons, this much awaited cultural moment when Ahlak-ı Alai was composed and immediately embraced it as a representative text of their cultural identity.
69-Kınalızade-Ali-Efendi-Devlet-ve-Aile-Ahlakı Tercuman Gazetesi 1001 eser serisi
Şamil Öçal , kışladan Medreseye ss.591-598, 2013
Kemalpaşazâde, Levh-i İ Mahfûz (Süleymaniye, Nafiz Paşa, 445. tarihsiz) Çeviriyazı : Şamil ÖÇAL Bismillahirrahmanirrahim. "Yemhullahu ma yeşaü ve yüsbitü, 'ındehu ümmü'l-kitab" (Allah dilediğini siler, dilediğini yazar. Kitabın anası O'nun katındadır.) (Ra'd,13/39) kelâm-ı şerîfi ile işâret buyurulan, semâ-ı dünyada ve arşın sağında olan levh'e "Ümmü'l-Kitab" derler. Rivâyet olunur ki kalemin lügatini melâike beyninde Hz. Azrail aleyhisselamdan gayrı kimesne anlayamaz. İbn-i Abbas radıyallahü anh'tan rivayet olunur ki, levh-i mahfuz günde üçyüzaltmış türlü renge girer ve melekü'l-mevt bir kürsî üzerinde oturup, (s.2) daima ol levh'a nazar edip(s.3) bakar ki taraf-ı Hak'tan her ne (emr) olunursa onu yazar, ve ona memurdur; kat'an emr-i Barîy-i Tealaya muhalefet eylemez. Zîra Allah Tealâ hazretleri "Fâil-i Mutlak"tır, bir kimse O'ndan (ne yaptığını) sor(a) maz, ve ol kimesneye danışmaz, İrâde-i aleyhisi (her) ne ise onu işler. "Yemhullahu ma yeşâü" (Allah dilediğini siler) (Ra'd,13/39) Şöyle rivâyet olunur: [ki] "levh" ikidir: Biri, "Ümmü'l-Kitab ınde'l-Allah": Fevkânîdir ve "Levh-i ma'nevî"dir. Ve biri dahî "Levh-i Mahfûz"dur ki ona melâike[ler]in ittilâı vardır: Tahtânîdir. Lâkin, "Ümmü'l-Kitab"(ın) tefsirinde, "Câmiu'l-Fazail"de şöyle zikreylemişlerdir:[ki] "ve ındehû ümmü'l-kitab" olan, yanî "ve ındehû ümmü'l-kitab" ile ta'bir olunan, "Levh-i ma'nevî" ve "kelâm-ı ezelî"dir. Ol Levh-i Mahfûz (da olduğu) gibi, meleklerin ıttıla'ı ve nazarı ona erişmez. Ve mahv ve isbattan müstağnî yanî, tebdîl ve tağyîrden masûn ve mahfûzdur ki onda zaman iktirânı yoktur. Yani,"Ümmü'l-Kitab" olan levhi ma'nevî'de zaman yazılmaz. İmdi ol levh-i ma'nevîdir ve onda(ki) kelam ezelîdir. Pes, kelam-ı ezelîde tebdîl ve tağyîr ve zaman olmadığındandır ki "ve ındehû ümmü'l-kitab" denildi. Aslı ona yazılandır. Ol Allah Sübhânehu ve Teâlanın huzurundadır. Hiç ona kimsenin ittilâı yoktur. Ancak kendi zât-pâkından gayrı bir ferd bilmez. Ve melekler dahî ol kitapta ne yazılmıştır bilmezler. Zîrâ ol kudret kalemiyle yazılmıştır gine kendi bilir (s.4.). Hikmetleri her ne ise, murâd ettiğini emreder. Ve emri üzere mukarreb melekler emrini ve buyurduğunu yerine getirirler. Amma semâda olan Levh-i Mahfuzda mahv eder, ispat eder. İmdi şöyle ma'lum ola ki ol Hakk'ın katında olan "Ümmü'l-Kitab" olan levh-i ma'nevî hiç fenâ bulmaz, ve ona zeval dahî â'rız olmaz; ve tebdîl ve tağyîrden berîdir. Bu semâda olan levh gibi ta'lîka (?) değildir. Onun için hadîs-i şeriflerde zikrolunan mahv ve isbat bu semâ levhindedir ki, ona meleklerin ittilâı vardır ki herkesin ameline göre ömrünü artırır ve eksiltir. Ve dahî saîdi şakî ve şakîyi saîd eder. Onun için Cenâb-ı Vâcibu'l-Vücûd hazretleri Kurân-ı Kerîminde buyurur ki "Yemhullahu ma yeşaü ve yüsbitü". Yani, Allah zü'l-Celâl hazretleri dilediğini yazar ve
İstanbul Üniversitesi Yayınevi, 2022
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
The Journal of Academic Social Science, 2014
Beytulhikme An International Journal of Philosophy
Kitap: Kadizadeliler ve Sivâsîler Tartışması, 2019
Gazi Kırcaali Baba, 2023
DergiPark (Istanbul University), 2022
Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi Müdürlüğü), 2019
Patikalar ve Yollar: Felsefe Araştırmaları I, 2020
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 2001
DergiPark (Istanbul University), 2002