Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2018
Bu soylesi 09.04.2018 tarihinde, Necmettin Erbakan Universitesi Ahmet Kelesoglu Ilahiyat Fakultesi’nde, Afyon Kocatepe Universitesi Islâmi Ilimler Fakultesi ogrencilerinden Aysenur Mart’in, Dr. Ogr. U. Ercan Şen’in gozetimi ve danismanligi nezaretinde, bir proje kapsaminda Necmettin Erbakan Universitesi Ilahiyat Fakultesi Tefsir Bolumu hocalarindan Prof. Dr. Mehmet Sait Şimsek ile yapilmistir. Soylesinin amaci, Turkiye’de tefsir ilminin gelismesinde cabalari bulunan ve bizzat tefsir yazmis bir isim olarak Prof. Dr. Mehmet Sait Şimsek’i ve goruslerini daha yakindan tanimaktir. Soylesi uc bolumden olusmakta olup, ilk bolumde genel itibariyle Mehmet Sait Şimsek’in hayati, yetismesi ve tefsir ilmine iliskin dusunceleri uzerinde durulmus; ikinci bolumde “ Hayat Kaynagi Kur’ân Tefsiri ” isimli tefsirinin detaylari ele alinmis; soylesinin son bolumu ise Muslumanlari ilgilendiren guncel bazi meseleler etrafinda temerkuz etmistir.
Klasik dönem tefsir anlayışını takip eden XIX. yüzyıl ve sonrasında batıda kültür ve düşüncede büyük değişimler yaşanmıştır. Bu değişim hareketleri sonuçta İslâm dünyasını da etkisi altına almıştır. İslâm dünyasının son iki asır içerisinde batı medeniyetiyle yüzleşmesi, geçmiş dönemdekilerden mahiyet itibariyle farklı olmuştur. Çünkü bu dönemde İslâm dünyası önceki yüzleşmelerde olduğu gibi belirleyici ve etkin bir konumda değildi. Son iki asırda İslâm dünyasının dağılma sürecine girmesi sonucunda oluşan bu kötü durum Müslüman ilirm adamlarının düşüncelerini özellikle de Kur'ân yorumunu derinden etkilemiştir. Özellikle aydınlanma düşüncesi sonucunda batıda ortaya çıkan fikri akımlar, bilim ve teknikteki ilerlemeler İslâm dünyasında derin etkiler bırakmış; aklı, nakli bilgilerin önüne geçiren, bilgi kaynağı olarak sadece aklı ve beş duyuyu esas alan pozitivist, materyalist, kuşkucu ve deneyci çağdaş düşünce ve akımların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Aydınlanma düşüncesinin hakikatin bilinmesinde aklı temel paradigma olarak belirlemesi; pozitivizm, determinizm ve her şeyden şüphe etmeyi imana ve hakikate önceleyen söylemi, Kur'ân ve tefsir anlayışlarını derinden sarsmış; modern çağa uygun, aklı ve pozitif bilimi esas alan modernist/çağdaş tefsir anlayışlarının ve aşırı rasyonel te'villerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. 1 Bu bağlamda özellikle XIX. asrın
Aylık Dergisi, 2020
Melikşah Sezen - Mehmet Sait Şimşek ve Hayat Kaynağı: Kur'ân Tefsiri
2021
Bir insanın hayatını yazmak, yazabilmek için ya onun kendisini ya da onu yakından tanıyanları, hayatını iyi bilenleri dinlemek gerekir. Bizler de bu çalışmayı kaleme almaya karar verirken M. Sait Şimşek hocamızı kendisinden dinlemeyi tercih ettik. Böylelikle hocamızın hayatını kendi dilinden dinleme fırsatını da yakalamış olduk. 1 Hocamızı dinlerken yaşadıklarından çok etkilendiğimizi, yer yer üzüldüğümüzü ve hocaya hayran kaldığımızı ifade etmeliyiz. 1.1. Doğumu ve Ailesi M. Sait Şimşek, 12 Nisan 1951 tarihinde Mardin Merkeze bağlı İpek Yolu üzerinde bulunan ve eski bir yerleşim yeri olan Kumlu (Dükuk) 2 köyünde dünyaya gelmiştir. Musul'dan Mardin'e yaklaşık dört yüzyıl önce 1 Bu çalışmada verilen bilgilerin hepsi M. Sait Şimşek hoca ile 25-30 Nisan 2021 tarihinde çevrimiçi olarak gerçekleştirdiğimiz röportaja dayanmaktadır. M. Sait Şimşek ile yapılan başka bir söyleşi için bk. "Hayat Kaynağı Kur'an Tefsiri" ile ilgili yapılan söyleşi için bk.
The Journal of Academic Social Science Studies, 2012
The Qur'an is the word of God. The Qur'an was sent by God to Muhamammed. He told the people who live with him in the Qur'an. Then reach forwarded all contemporaries. Thus, all of humanity has reached the Koran. Invited them to Islam. The Prophet stated that the Koran was still alive. Also people have asked where they did not understand. Still wondering what they have learned by asking. After the death of the Prophet's people have struggled to understand the Koran. People have interpreted the verses of the daily life of the new conditions. Because Qur"an is for all ages. This provides commentary. In order to, interpretations of the Qur'an were made from the early ages. In order to, dozens of works put forward our age. In today's scholars M. Said ġimĢek wrote a commentary for this purpose. Simsek's work consists of five volumes. Claims that are included in reviews of works towards contemporary life. Work is important in this respect.This study examines M. Sait ġimĢek's book The Interpretation of the Qur'an of the Life Source. This study aims at the determination of contemporary comments in this book. In this study, some of Simsek's book of exegesis, theology, canon law issues are examined and some current issues. This study also reveals that the main method of Simsek's book, which is writing.
A-ciRi$ 2001 vrlbasrnda artrk geride btrakmrg oiacafrmrz 20' yiizyrl, diinvanrn varoluqundan bert, en nlzll f"fis"n yi.izyri iinvantna sahiptir' En t,tiitit ielismeler ulaqrm-iletiqim alanrndi olmu9, televizyonun getlr-diEi sosval deligmelere, internettn vJdi Eer teknoloii harikalannr n getrroigl ioqptcr. yenilikler eglik etmigtir ve etmeKteolr. Ttirkive , kitle iletigimi alantnda' geligmig tilkelerdeki yenilikleri.di'in-iaOitcl "Oiger geliqmekte olan tilkeift;; qol tiic""takiP-ederel.< bu alanda Eafr goktan yakalamtg; hatta vaprlan-yatrrrmlarrn sabit sermaye initivett6ri bile kargrlanmrgur' Soru sudur... Acaba Ti'irkiye , kitle ilettiit vo da daha genel bir ifadeyle tleiiiiti ter.nnlojisinde sahip .oldulu ilerlemevi, ileiiqim alanrnda kaliteye J., iii" it. t"g*it edebilmiq midir? Cluoo ittifakla "haylr" geklinde olacaktri. Gerek giirsel, gerekse yaztlr bastn, halen ig1nde bulundufu Yozlaqma ortamrndan stynlamamtqfir' Bu vozlasma sadece Ti'irkiYe'Ye 6zeu d6 deliidir ve Batr i.ilkelerinde-[i"t"ovunin da benzer problemleri vardtr. 6zel televizyonlann yaygtllasmastyla "ratlng" kaygtst, ya -d-1 "tirai rekabeti" temel problemi teqht eder"ken, medyanrn poptiler ktilttirel hazzr doyurma amactyla -genel. btr vozlaqmi igine girdigi gdzlenmektedir. Sorun (izel televizyonlann cloluquyla geligmig, ardrndan devlet ielevi zvonlari onlarla rekabet iEine sirerek, ilkelerinden tzvizler vermeie baslamrslar , gazeteler de, Yazllr Lastnin en Onemli temsilcileri olarak . gdrsel medya karqrsrnda varhk ifadi edebilme-k iEin,-boyah basrnr ttiretmiglerdir.
─ Kıymetli Hocam; bildiğiniz gibi, 16 Mayıs günü, YÖK tarafından, " Öğretmenlik Lisans Programları " konusunda yapılan yeni düzenlemeler açıklandı. Öncelikle şu hususu sormak istiyorum. YÖK niçin anılan programları güncelleme ihtiyâcı duydu? ─ Evet.. Program güncellemelerinin pek çok nedeni olabilir. Yapılan araştırmaların sonuçlarına bağlı olarak zamanla pek çok doğru/gerçek değişir. Bu bağlamda bazı eğitim araştırmaları bazı ders değişikliklerinin gerçekleşmesine yol açabilmektedir. Yeni doğruların ve ulaşılan gerçeklerin ışığında yeni ihtiyaçlar belirebilir. Bunlara yönelik yeni programlar hazırlanabilir. Burada konu
DergiPark (Istanbul University), 2015
Bu çalışmanın amacı Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Bütün Şiirleri" adlı eserinde örneklenen kafiye türlerini tespit ederek A. Hamdi Tanpınar'ın şiirlerinde ses zenginliğini sağlamak amacıyla hangi tür kafiyeleri seçtiğini tespit etmektir. Çalışmamızda şairin, şiirlerinde kafiye türlerini hangi sıklıkla kullanıldığı istatistiki verilere dayalı olarak tespit edilmeye çalışılacaktır. Tanpınar, ilk şiirlerini hece ölçüsü ile yazmış olup ancak daha sonra şiirlerindeki biçimsel farklılıklar serbest nazma dönüşmüştür. Bu mükemmeliyetçi tavır onun şiirinde kusursuz şiir anlayışının doğmasına neden olmuştur. Tanpınar'ın şiirlerindeki ses zenginliği kafiyelere dayanmakta ve şair bilinçli olarak kafiye türlerine şiirinde yer vermiştir. Böylece Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiirleri, kafiye türlerine yaslanan estetik bir dile dönüşmüştür.
Makale Mehmet Said Şimşek'in yazdığı "Hayat Kaynağı Kur'ân Tefsiri" adlı eserini değerlendirmeyi hedeflemektedir. Makalede Şimşek'in tefsir yöntemi, rivayet ve dirayet açısından özellikleri ele alınacak. Şefaat, Hz. İsa'nın nüzulü, Ehl-i Kitab'ın kurtuluşu ve İstiva gibi konulardaki yaklaşımlarına makalede yer verilecektir.
Ilmi Arastırmalar Dil Edebiyat Tarih Incelemeleri, 2014
Haldun Taner, Cumhuriyet dönemi Türk tiyatrosuna yeni yönelişler, anlayışlar ve tarzlar getirmiş bir tiyatro yazarıdır. Keşanlı Ah Destanı ile epik tiyatro türünde başarılı bir eser ortaya koymuştur. Devlet gücünün ve kanunların değil de zorbalı ğın hakim olduğu gecekondu insanının hayatını konu aldığı bu eserle yerli tipler yaratmış, onların konuşma, davranış ve hayat anlayışlarını iyi bir şekilde sergilemesini bilmiş.tir. Anahtar Kelimeler. Haldun Taner, Keşanh Alı Destanı, epik tiyatro, Türk tiyatrosu. A study on the Epic of Keşanlı Ali by Haldun Taner Haldun Taner is a playwright who introduced new directions, approaches and thematic views to Turkish theather. W ith his work Keşanlı Ali Destanı, he brought in a new successful example of epic theatre. In this work, he deseribes skillfully the lives of people living in shanty houses and creates new characters. He aslo displays beautifully their ways in daily conversations, behaviour, and their philosophy of life in general. Key Words· Haldun Taner, Keşanlı Ali Destanı, epic theater, Turkish theatre. Yard. Doç. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi. [email protected] © GÖKKUBBE, istanbul 2005 '
sendika.org, 2016
Suriye’de devam eden iç savaş ve karışıklıklar beş yılı geride bıraktı. Bu süreçte resmi rakamlara göre yaklaşık 12 milyonu aşkın Suriyeli evini terk etmek zorunda kaldı. Türkiye’de bugün 3 milyona yakın Suriyeli’nin olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’ye “Geçici Koruma Statüsü” ile kabul edilen Suriyelilerin ise sadece 269 bin 200’ü AFAD’ın 10 ilde kurduğu 26 barınma merkezinde yaşıyor. Geriye kalanların yaklaşık yüzde 90’ı Türkiye’nin dört bir tarafına dağılmış durumda. Bir süredir Türkiye’de yaşayan, Türkiye’nin sosyo-ekonomik yapısına aktif olarak dahil olan ve artık geçiciliğinden söz edemeyeceğimiz Suriyeliler için mülteci kavramını kullanmak gerekir kanısındayız. Bu yazıda Suriyelilere dair bir “Mevcut Durum Raporu”ndan ziyade, edinilen izlenimlere ve onların hikayelerine yer verilmeye çalışıldı. Çünkü bazen bir hayata dokunuş, milyonlarla ifade edilen verilerden daha etkileyici ve gerçekçi olabilmektedir.
İntihal /Plagiarism: Bu makale, en az iki hakem tarafından incelendi ve intihal içermediği teyit edildi. / This article has been reviewed by at least two referees and scanned via a plagiarism software. http://dergipark.gov.tr/cuid
İpek Özkal Sayan (Der.), Prof. Dr. Kurthan Fişek için Yönetim Üzerine, Ankara: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, s. 363-376. , 2010
Bu makalede, "yönetim ve gülmece" (mizah) konusunu kamu yönetimi yazınında -bilgimiz dâhilinde-ilk işleyen kişi olan Prof. Dr. Kurthan Fişek'in izinde ilerlenerek, bu alandaki son gelişmeler ve konunun çözümlenmesinde kullanılabilecek farklı boyutlar okuyucuya aktarılmaktadır. Bu amaçla yazıda, Fişek tarafından 1970'lerde yönetim ve gülmece konusunda yazılan iki makalenin açtığı yoldan gidilerek, yönetim olgusuna kuramsal ve uygulamalı boyutta gülmece gözlüğünden bakan kimi eserler incelenmiş ve sunulmuştur.
Öz Tuğrul Tanyol, ilk şiir kitabı çıkmadan yaklaşık iki yıl önce yazdığı " Şiirde Gelenek Sorunu " makalesiyle yatağından uzaklaşmakla karşı karşıya kalan Türk şiirinin birikiminin nerede olduğuna işaret etmiştir. Bu çalışmanın amacı Tuğrul Tanyol'un görüşleri üzerinden gelenekle kurulan ilişkinin değişimine ışık tutmaktır. Tanyol, modern Türk şiirinin oluşmaya başladığı Tanzimat Dönemi'nden çok önceleri oluşmuş Divan şiiri ile Halk şiiri geleneğimizi önemser. Ancak bu iki şiir geleneğinin Batı'daki örnekleri gibi bir senteze ulaşamadığını belirtir. Osmanlı dönemi içinde bu sentezi engelleyen koşullar nispeten Cumhuriyet'le ortadan kalkmışsa da gelinen noktada durum Halk şiiri lehine gelişmiştir. Şiirde geleneğin öncelikle bir dil meselesi olduğunu, dolayısıyla her şeyden önce geleneğin kendisini sanatçıya dayattığını ifade eden Tanyol, gelenekten yararlanmanın, geçmişi biçimsel olarak taklit etmek olmadığını, söyleyiş yani üslup temelinde geleneğe yaslanılınca şiirin derinlik kazanacağını fikrini ortaya koyar. Bu çalışmada, Tanyol'un sadece gelenek ile ilgili görüşlerine yer verilmemiştir. Aynı zamanda yazmış olduğu şiirler içinde gelenekten nasıl yararlandığına da değinilmiştir. Abstract Tuğrul Tanyol pointed out where the accumulation of the Turkish poetry, which faced away from his bed by the article "The Problem of Tradition in Poetry" he wrote about two years before his first book of poetry. The purpose of this study is to shed light on the change in tradition established through the views of Tuğrul Tanyol. Acording to Tanyol, Divan poetry and Folk poetry tradition that preceded the modern Turkish poetry that started after the Tanzimat period, are important. However, he states that the tradition of the two poems can not reach a synthesis like the ones in the West. Although the conditions that prevented this synthesis in the Ottoman period were relatively removed in the Republic period, the situation developed in favor of folk poetry. Tanyol states that tradition in poetry is primarily a matter of language, and therefore, above all, tradition imposes itself on the artist. Tanyol, however, reveals that the use of tradition is not to formally imitate the past, but that poetry will become profound if it is based on the saying, that is, on the basis of style. In this study, Tanyol's views on tradition are not given only. İt also mentioned that how poetry has benefited from tradition.
DergiPark (Istanbul University), 2018
Merkeze yakın bir köydü. Resmiyette de merkeze bağlıdır. Oradan ailem Ceylanpınar'a taşındı. O zaman ben köyde ilkokulun 1. ve 2. sınıfını okumuştum. 3. sınıfa Urfa'ya bağlı Ceylanpınar'da başladım. Orada ilkokulu bitirdikten sonra Mardin'de İmam-Hatip'e başladım. İki yıl yatılı imtihanı kazandığım için Diyarbakır İmam-Hatip'e geçtim. Orada da üç yıl okudum. İmam-hatibin yedi yılını beş yılda bitirdim. O dönemde 'not ortalaması sekiz ve üzeri olanlar üst sınıfın imtihanlarına girebilirler' şeklinde bir madde vardı. Lise kısmında ben birinci sınıftayken iki seneyi de bu şekilde geçtim. İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü imtihanlarına girdim. Yedekte kaldım, kazanamadım. Oradan Erzurum'a gittim. Erzurum'da okudum. 1973'te de Erzurum Yüksek İslâm Enstitüsü'nü bitirdim. Birinci sınıfın sonuna doğru Diyanet'te açılan vaizlik imtihanlarına katıldım ve ikinci sınıfta hem Erzurum Yüksek İslâm Enstitüsü'nde öğrenciliğime devam ettim hem de Erzurum'un Tekman ilçesinde vaizlik yaptım. Orayı bitirdikten sonra Mardin merkez vaizi olarak atandım. Orada da 1976 yılına kadar vaizlik yaptım. Oradan Gemlik İmam-Hatip Lisesi meslek dersleri öğretmenliğine geçiş yaptım. 1977 yılında da Konya Yüksek İslâm Enstitüsü'ne araştırma görevlisi olarak girdim. Doktoramı Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde yaptım. Ondan sonra kademelerle buraya kadar geldik. Ayşenur Mart: Sizi ilk kez tanıyan öğrencilere kendinizi nasıl tanıtırsınız? Prof. Dr. Mehmet Sait Şimşek: Aslında merakına göre davranırım. Eğer öğrencide bir merak sezmişsem ona göre söylerim. Mesela kendimi tanıtmadan önce, öğrenci birtakım kitapları okumuş mu, fikirlerle ilgisi var mı, memleket meseleleri vesaire ile ilgili mi ona bakarım. Ayşenur Mart: İlme olan ilginiz ve özellikle de tefsir ilmine olan merakınız nasıl başladı?
Kasaba'dan Esinti dergisi, 2015
Bu söyleşide Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden Afşar Timuçin ve Haydar Ergülen'le şiir üzerine konuştuk.
Dil ve edebiyat araştırmaları dergisi, 2024
Tacettin Şimşek'in İlkyaz Tatili isimli kitabı -Çocuklar İçin Şiir-alt başlığıyla yayınlanmış bir eserdir. Çocuk edebiyatı alanında kuramsal çalışmaları bulunan Şimşek, aynı zamanda bu türde şiirler yazan bir şairdir. Onun İlkyaz Tatili kitabı, gerek şairin kendi çocukluk döneminin izlerini taşıması ve gerekse tema olarak bugünün çocuklarının karşı karşıya bulundukları kimi problemleri işlemesi bakımından ilgi çekicidir. Çocuğa görelik açısından başarılı şiirler kaleme almış olan şair, mensubu olduğu toplumun değerlerini onlara aktarmayı da ihmal etmez. Kitap "Çocukistan, Suların Rüyası, Adı Galiba Aşk ve İlkyaz Tatili" adıyla dört bölüme ayrılmıştır. Şairin bu eserinde gökyüzü, tabiat, yasak, hayal, rüya, öğretmen, yetimlik, anne ve teknoloji gibi öne çıkan başlıklar başta olmak üzere çocuğun hayata bakışı çocuk şiiri formunda kaleme alınmıştır. İlk gençlik dönemine atılan adımlar gibi başka temalar da yine bu şiirlerde çocuk bakışı ve diliyle işlenmiştir. Çocuklar için kaleme alınan eserlerin hangi özellikleri taşıması gerektiği konusunda üniversitede uzun yıllardır dersler veren Şimşek'in kendi eserlerinde çocuk edebiyatı unsurlarını nasıl uyguladığına bakmak ayrıca ilgi çekici olacaktır. Tacettin Şimşek'in şiirleri üzerine burada yapılan tespitler, onun şair ve çocuk edebiyatı yazarı Cahit Zarifoğlu'nun etki halkasında yer aldığını göstermektedir. Bu etki üç şiirinde belirgin olmakla beraber şair, şiirlerinin genelinde kendi sesini yakalama başarısını göstermiştir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.