Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
16 pages
1 file
Mehmet Akif Ersoy, Süleyman Nazif, Asım, Malta Geceleri, Hadisat gazetesi
Okt. Ġhsan KONAK BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ YAYIN İLKELERİ Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından "Hakemli Dergi" statüsüne uygun yılda iki sayı olmak üzere yayımlanır. Dergi içeriği, tüm kullanıcılara açık, ücretsiz "açık eriĢimli" bir dergidir. Kullanıcılar yayımcıdan ve yazar/yazarlardan izin almaksızın, dergideki makaleleri tam metin olarak okuyabilir, indirebilir, dağıtabilir, makalelerin çıktısını alabilir ve kaynak göstererek makalelere bağlantı verebilir. Bu dergide yayımlanan makalelerin ilim ve dil yönünden sorumluluğu yazarlarına aittir. Fikirlerden Enstitümüz ve Üniversitemiz sorumlu tutulamaz. Makalelerde belirtilen görüĢler, Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisinin görüĢünü yansıtmaz. Dergide yayınlanan makalelerin tüm yayın hakları Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisine aittir. Makalesi dergimizde yayınlanmıĢ olan yazarlar makalenin Özet kısmının veya tamamının PDF olarak dijital ortamda yayınlanmasını kabul etmiĢ sayılırlar. Dergi yazım kurallarına uymayan makaleler değerlendirmeye alınmaz. Basılmama kararı verilen yazılar varsa hakem raporuyla birlikte yazarına iade edilir. Yayın için kabul edilen yazıların yayın hakkı, yayınlanan yazılarında her türlü telif hakları dergiye aittir. Yazara herhangi bir telif hakkı ödenmez.
Asyanın Göstergeleri: Hüzün ve Umut / THE SIGNS OF THE ASIA: BLUES AND HOPE, 2024
"Dil var olduğu müddetçe umut imkânı vardır. Peki o halde niçin kimi zaman yazarın eserlerinde görünen umutvari görünüm sonunda topyekûn bir umutsuzluğa dönüşür? Niçin onun eserlerinde çağa göre argümanlarını değiştiren, ancak özünde hiçbir değişikliğin olmadığı tüm toplumsal sistemlerin yol açabileceği trajik süreçler ortaya çıkar.? Sanatın özgürleştirici rolünü özümsemiş Adorno'ya göre yaşanan dünyanın kötülüğü, gerçekliğin yaydığı karanlık, sanat için idealdir. Çünkü sanat da gerçeklik üzerine bir düşünme biçimidir ve "düşünen, kırgınlık ve umutsuzluğa sürüklenmez; düşünme, kırgınlık ve umutsuzluktan yücelmedir". Bu bakımdan kötülüğü ve karanlığı yetkince tasvir eden sanat, özgürleştirici eyleme yakın bir eylem olacaktır. Duru da aslında bırakılmış nesil derken sığınışı sanatta bulanlardan, umudu ve aydınlığı ortaya çıkarmak adına umutsuzluğu ve karanlığı sanatta dönüştürücü bir ideal olarak kullananlardandır. Onun eserlerinde düşünenler, sorgulayanlar kaybediyor, yok olup yitiyor gibi görünse de umutsuzluğun, kaybedişin içinden doğan yücelme ile hatırlanacak olan da yine onlardır. Açıkça söylemese de savaşların, kişisel ve toplumsal yıkımların, baskının, amansız rekabetin, yozlaşmış insani değerlerin yol açtığı kozmik umutsuzluğun karşısına, barışı, samimiyeti, dostluğu, sevgiyi koyar. Duru, öyküleri vasıtasıyla karanlığın ve umutsuzluğun hüküm sürdüğü bir dünyaya pencere açarak umudu kendi yazarlık serüveninde görenlerdendir."
Marife 16 (2), 2016
Kaza ve Kader itikatlarının Müslümanların gerilemesine neden olduğuna ya da en azından ilerlemesinin önündeki engel olduğuna dair Batılı iddialara karşı hocası Abduh'un görüşlerini aktaran Mehmet Akif Ersoy'un Sebilü'r-reşad'daki makalesi
2025
Şiirde zirve, şairin imgesi ve eğretilemesidir. İyi bir şair, dizede, beyitte ya da bentte anlamı kaybetmeden, imgeler oluşturabilmeli, imgelerini de başta istiare (eğretileme) olmak üzere üst düzey söz sanatları üzerinden kurabilmelidir. Zaten de her iyi şair, anlaşılır ve kısa imgelerle zihinlerde büyük tablolar oluşturur. Ancak ne var ki, her an nereden çıkacağı bilinmeyen ve dalga dalga yayılan piyasa şairleri ya da müteşair topluluğu, narsist duygularla bulamaç yapılmış tüm küskünlüklerini kahır yoluyla püskürterek söyledikleri ve yazdıkları metinleri şiir sınıfına batırarak iyi şiiri ve iyi şairi boğmaktadır. Ara tatilde görüştüğümüz Erol Erdoğan Hocam, şiir kitabı çıktığında bir adet de benimle paylaşacağını söylediğinde doğrusu ne ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Sürpriz cumartesi günü gerçekleşti.
Asya Studies, 2023
Öz Asker ve eczacı olan Avanzade Mehmed Süleyman 19-20. asrın en üretken yazarlarındandır. Hedef kitlesi genel okuyucu olan yazar edebiyat, sağlık ve ahlak kitapları yanında okültist metinler de kaleme almıştır. Bunlardan biri; Ulûm-ı Hafiyeden Âyine ile Keşf-i İstikbâl (Gizli İlimlerden Ayna ile Geleceğin Keşfi)'dir. Eser yalnızca ayna ile değil çeşitli fal yöntemleri, tefeül ve istihare ile geleceğin öğrenilmesi usullerini de anlatmaktadır. İnsanların nereden gelip nereye gittiklerini merak ettiğini düşünen Avanzade genellikle geleceğin daha çok merak edildiğini, bu sebeple çeşitli vasıtalar aracılığıyla geleceğin öğrenilmesi için büyü ve fal pratiklerinin ortaya çıktığını düşünür. Bu eserinde ise söz konusu usullerden bazılarına yer verdiğini söyler. 20. yüzyılın başında İstanbul'da pek çok popüler fal kitabının basıldığı bilinmektedir. Herhangi bir kalıcılığı olmayan ve kısa sürede unutulan bu metinler hem fal kültürüne hem de dönemin sosyal hayatına dair kayda değer bilgiler içermektedir. Yazar, fal ile ilgili tarihi bilgilerle ve çeşitli hükümdarların fal merakına dair anekdotlarla zenginleştirdiği eserinde, falın hangi amaçlarla bakıldığına dikkat çekmektedir. Âşıklar sevgili tarafından bir karşılık görüp görmeyeceklerini, genç kızlar ise kiminle nişanlanacaklarını öğrenebilmek için fala başvurur ki bu husus hâlâ geçerlidir. Dikkat çeken başka bir husus ise sosyal medya aygıtlarının henüz yaygınlaşmadığı o dönemde uzaktaki insanların sıhhat ve afiyetlerine dair merakların fal yoluyla giderilmeye çalışılmasıdır. Bu durum falın yalnızca bir keyif aracı değil aynı zamanda bir ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada Avanzade'nin söz konusu eseri tanıtılmış ve Latin harfleriyle okuyucuya sunulmuştur.
Söylem, 2016
Süleyman Nazif, sanat anlayışı bakımından Servet-i Fünûn topluluğuna bağlı bir şairdir. Sadece şair kimliğiyle değil çeşitli türdeki yazılarıyla da dikkati çeken Nazif'in mektupları da yazı hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Bu çalışmamızda, Avrupa'da bulunduğu günlerde çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış ve daha sonra kitap haline getirilerek Abdullah Cevdet'e ithaf edilmiş El-Cezire Mektupları, kısa bir açıklama bölümü ve değerlendirmeden sonra metin içi çeviriyle verilmiştir. Süleyman Nazif, yazdığı beş mektupta sadece Araplar tarafından El-Cezire olarak adlandırılan bölgede yaşayan insanların iç parçalayıcı durumunu anlatmaz. Aynı zamanda Tırhala Savaşı'nın daha başlamadan masa başı anlaşmalarla kaybedilmesi gibi İmparatorluğu yakından ilgilendiren olaylar da onun mektuplarında yerini bulmuştur. Vatan topraklarında adalet, hak, hukuk, eşitlik gibi kavramlar artık ne telaffuz edilir ne de ona uygun davranılır. Nazif, bu beş mektubunda olanı tüm samimiyetiyle verirken olması gerekenin de altını çizmeye gayret etmiştir.
Mehmet Akif Ersoy'un üzerinde fikri biyografik bir çalışmadır...
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2016
Çalışma Acısı: Emek ve Eziyet , 2022
MAZLÛM’UN YÛSUF U ZÜLEYHÂSI’NDA CİNSELLİK, 2018
HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature), 2021
Paradigma Akademi, 2023
Turkish Studies - Language, 2024