Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
113 pages
1 file
I. Dünya Savaşı Sırasında Kafkasya, Kırım ve Kazan’daki Türkçülük Hareketlerine Dair Genel Bir Giriş
Patrimonyal bir yapıya sahip olan Osmanlı İmparatorluğu'nda Türkler, devletin kuruluşunda ve ilerlemesinde başat bir rol oynamalarına rağmen uzun yıllar boyunca resmi söylemde rolleri nispetinde değer görmemişler ve tanınmamışlardır. İhtişamlı zamanlarında Avrupa karşısında kendisini mükemmel olarak tanımlayan Osmanlı İmparatorluğu, değişen ve ilerleyen dünya düzenine ayak uyduramamış ve fikri, askeri ve ekonomik bunalım yaşaması, devletin giderek zayıflamasına ve çöküşüne neden olmuştur. Türkler bu çöküş esnasında yaşanan, küresel sonuçlara neden olan Fransız Devrimi'nin dünyaya enjekte ettiği milliyetçilik olgusundan göreceli olarak geç etkilenen milletlerden biri olmuştur. Bu araştırmada, Fransız Devrimi etkisinde gelişen Türkçülük fikri, öncelikle ulusal kimlik bilincinin edinilme süreci ve ideolojik gelişim evreleri çerçevesinde incelenmiştir. Türkçülüğün tarihsel çerçevesi çizildikten sonra bu ideolojinin I. Dünya Savaşı sırasında imparatorluk sınırları dışında kalan Kafkasya, Kırım ve Kazan gibi coğrafyalarda askeri ve siyasi açıdan etkilerinin derecesinin saptanmaya çalışıldığı bu incelemede alan çalışmasından daha çok dönem çalışması yapılmıştır. Bu yüzden, bu çalışma Rusya coğrafyasındaki Türkçülük hareketlerinin evrimine dair derinlemesine yapılacak çalışmalara bir giriş niteliği taşımaktadır.
Öz: Edebî metinlerin taşıdığı estetik ve sanatsal değeri ortaya çıkarabilmek için farklı çözümleme ve okuma yöntemleri kullanılır. Ontolojik tahlil metodu da, edebî eserin heterojen bir yapı taşıyan varlık katmanlarını esas alarak metnin estetik ve sanatsal değerini ortaya çıkarmayı hedefler. Genellikle şiir tahlilinde kullanılan bu metot, bu yazıda küçürek öykü türünde uygulanmıştır. Küçürek öykülerin varlığı ve hayatı sorgulayan yapısı ve özellikle şiir türüne yakınlığı ile yoğun ve derin anlam tabakası bu incelemeye imkân tanımaktadır. Ferit Edgü'nün " Merdiven " adlı küçürek öyküsünün incelendiği bu çalışmada, ontolojik tahlil için temel başvuru kaynağı olan İsmail Tunalı'nın " Sanat Ontolojisi " adlı eseri esas alınmıştır. İncelemesini yaptığımız " Merdiven " adlı öykü de varoluşçuluk akımının etkisinin önemli ölçüde hissedildiği bir öyküdür. Her ne kadar ontolojik tahlil metodu şiir metinleri için daha uygulanabilir olarak görülse de bu çalışmamız özellikle şiirselliğin ağır bastığı küçürek öykülerin incelenmesinde bundan sonra yapılacak çalışmalara da bir örnek teşkil edecektir. Abstract: It is used different methods of analiyses and reading for uncover to lirary, aesthetic and artistic value of the text carries. Ontological analysis method in the literary works of the text based on the presence of a heterogeneous layer structure which aims to reveal the aesthetic and artistic value. Usually, these methods used in the analysis of poetry, has been implemented in this article short short story genre. Short short story questioning the existence of the history and structure of life and intense and deep layers of meaning, especially with its proximity to the poetry makes it possible to this review. Ferit Edgü's " Merdiven " has short short story in the study of history, which is the main reference source for the ontological analysis Ismail Tunalı " Sanat Ontolojisi " is based on his work. We do the review " Merdiven " is a story that has significantly felt the impact of the current story also existentialism. Although this work is also seen as a more viable method for ontological analysis of poetic texts, especially the study of history short short story outweigh the poetic to the work to be done after that it will also serve as an example.
Sol Yayınları., 1878
Friedrich Engels’in müthiş eseri Anti-Dühring..
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 2015
4.Yıldız Sosyal Bilimler Kongresi, 2017
Heidegger, felsefesine Varlık sorusu ile başlamıştır. Heidegger’in düşünsel derdi, uzun zamandır filozoflar tarafından hak ettiği değeri görmeyen Varlık’ın anlamını belirlemektir. Bundan dolayı O, geleneksel felsefenin Varlık sorusunu gündeme getirmekle işe koyulur. Ona göre geleneksel felsefe Varlık konusunda daha en başta hataya düşmüştür. Zira Aristotelesçi gelenek ve Descartes ontolojisi varlığı ihmal etmiştir. Bu ihmalkârlık Varlığın üstünü örtmüş ve böylece Varlık unutulmuştur. Heidegger’e göre özellikle Platon ve Aristoteles’ten sonra Varlık, var olanlar ya da var olan nesneler olarak anlaşılmaya başlanmıştır. Yani “Varlık nedir?” sorusu “Var olan nedir?” sorusu ile yer değiştirmiştir. Heidegger, felsefenin konusunun Varlıktan ziyade, var olanlara dönüşmesi, filozofun da var olanlara yönelmesi ve onlarla haşir neşir olmasından dolayı felsefenin kendi alanından çıktığını filozofun da felsefe dışı bir etkinlik yaptığını ileri sürmektedir. Bu bağlamı ile Platon ve Aristoteles’ten beri süre gelen sözde felsefe; ona göre, metafizikten ibarettir. Zira ilk neden bizi varlıkların varlığına götürmektedir bu ise felsefe değil düpedüz teolojidir. Heidegger, buradan hareketle Platon ile başlayan tüm batı düşünce tarihinin salt bir metafizik olduğunu öne sürmektedir. Böylece ona göre felsefe, teoloji ve metafizik aynı şey olmakla birlikte aralarındaki fark ise farklı sözcüklerden oluşmalarıdır. Üstüne Heidegger, inanç ve düşüncenin birbirlerine indirgenemez iki durumu ifade ettiğini öne sürmektedir. Ona göre din, inanç ya da iman gibi aşkınlık ile ilgilidir. Filozof, Tanrı meselesinde bir düşünür olarak konuya yöneleceğinden dolayı Tanrısal konularda konuşma yeterliliğine sahip değildir. Bu bağlam ile Heidegger’e göre din felsefesi gibi bir şeyin var olma imkânı sorgulanması gereken bir düşünüş tarzını ifade etmektedir. Zira ona göre din bir hayat tarzı olup felsefenin alanından oldukça uzak bir yerde yer alır. Bu çalışmada Heidegger’in varoluşçuluk anlayışına değinilerek, bütün batı felsefe geleneği içinde hâkim olan felsefe ve teolojinin yakın ilişkisinin bir sonucu olarak ilan ettiği onto-teo-loji fikri irdelenecek ve din felsefesinin imkân temelleri sorgulanacaktır. Anahtar Kelimeler: Varlık, Teoloji, Metafizik
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Uluslararası Kutadgu Bilig Kurultayı, 2019
CUMHURİYETİN 100. YILINDA ÇAYÖNÜ’NDEN OSMANLI’YA ERGANİ , 2023
KAMU KURUMLARI İNTERNET SİTELERİNİN ERİŞİLEBİLİRLİK DÜZEYLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ, 2013
THE INTERNATIONAL SUSTAINABLE TOURISM AND ENVIRONMENT PROTECTION CONFERENCE, 2018