Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
28 pages
1 file
Öz Bu çalışmanın amacı, işe tutkunluğa yönelik kavramsal bir yazın taraması yaparak işe tutkunluğun kavramsal dayanağı, tanımı, kavrama yönelik yaklaşımları ve kavramın diğer kavramlardan farkı gibi bilgileri sistematik bir şekilde incelemek ve Türkçe yazına kazandırmaktır. İşe tutkunluk, kavramsal olarak Kahn'ın (1990) psikolojik koşullar teori‐ sine dayanmaktadır. İşe tutkunluğa yönelik dört yaklaşım olduğu görülmektedir; ihtiyaç‐ ları tatmin etme yaklaşımı, tükenmişliğin karşıt savı yaklaşımı, tatmin‐bağlılık yaklaşımı ve çok boyutlu yaklaşım. Bu yaklaşımlar incelendiğinde, işe tutkunluğun, koşula bağlı, güdüleyici ve kendi potansiyelini kullanmaktan doğan tatmin edici iş ile ilgili psikolojik bir durum olduğu görülmektedir. Buna göre işe tutkunluk; bireyin kişisel kaynaklarını kullanması ve sosyal ve örgütsel psikolojik ihtiyaçlarının karşılanması vasıtasıyla kendini fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak işin işleyişine adaması sonucunda oluşmaktadır. Son olarak, İşe tutkunluk; kavramsal olarak iş tatmini, örgütsel bağlılık, örgütsel vatandaşlık davranışları, akış, psikolojik güçlendirme, olumlu duygulanım, işe bağlılık, moral, tutum, işkoliklik ve kişilik özellikleri gibi kavramlardan farklı olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler Tutkunluk, İşe Tutkunluk, Psikolojik Durum, Örgütsel Davranış WORK ENGAGEMENT: A CONCEPTUAL REVIEW Abstract The aim of this study is to investigate the information about work engagement such as its concep‐ tual basis and definition, approaches to it and its differences from other concepts by reviewing the literature in a systematic way, and to bring this information into the literature in Turkish. As a result of literature review, work engagement is conceptually based on Kahnʹs (1990) theory of psychological conditions. It appears that there are four approaches to work engagement; The Needs‐ Satisfying Approach, The Burnout‐Antithesis Approach, The Satisfaction‐Engagement Approach
International Journal of Business Economics and Management Perspectives, 2021
Yakın zamanda kavramsal çerçevesi oluşturularak literatüre kazandırılan İş Becerikliliği (Job Crafting) kavramı, çalışanın iş becerisi ve motivasyonunu artırmaya yönelik iş ve görev tanımıyla ilgili sınırlarını, fiziksel ve bilişsel açıdan kendi isteğiyle bilinçli olarak değiştirip genişletmesi süreci olarak nitelendirilmektedir. Ulusal alan yazında henüz fazla araştırma değeri görmemesine rağmen, özellikle uluslararası, pozitif örgütsel psikoloji alanında; yaratıcı ve motivasyonel alt yapılı çalışan davranışlarını tetiklemesi ve işe ilişkin pozitif anlamlılık, benlik duygusu, örgütsel bağlılık, adanmışlık ve performans deneyimi gibi üretken sonuç odaklı davranış sağlaması sebebiyle önemini giderek artırmaktadır. Çalışma İş Talepleri ve Kaynakları Modeli (JD-R) ve İş Tasarımı Teorisi çerçevesinde şekillendirilmiş ve iş becerikliliğinin farklı yazarlarca ortaya konulan boyutlandırmaları incelenmiştir. İlişkili olduğu diğer kavramlar ve ilgili alan araştırmacıları tarafından edinilen bulgular ele alındığında, iş becerikliliği ile iş sağlığı ve güvenliği kavramlarının ortak olgusunun 'kişi-iş uyumu' olduğu düşünülerek gelecek çalışmalara öneri niteliğinde sunulmuştur.
Journal of Social Research and Behavioral Sciences , 2022
Başarıya duyulan ihtiyaç, bir bireyin hayatının her alanında başarmaya yönelik duyduğu gereksinimleri ifade etmektedir. Öyleyse bir işi başarma ihtiyacı, diğerlerinden daha iyi olmaya duyulan arzu veya kişinin kendisiyle olan yarışında daha iyi olma isteği olarak tanımlanabilir. Literatürde çoğunlukla girişimcilik özelliklerini ortaya koyarken irdelenen başarma ihtiyacı kavramı kuramsal açıdan ele alındığında ise daha çok temel motivasyon kuramlarından kapsam kuramları çerçevesinde ele alınmaktadır. Bu doğrultuda McClelland'ın Başarma İhtiyacı Kuramı, başarma ihtiyacının kuramsal altyapısını çizerken en çok kullanılan kuramdır. Bunun yanı sıra diğer kapsam kuramları da modellerinde başarma ihtiyacı kavramına yer vermiştir. Bu doğrultuda çalışmanın amacı, literatürde yaygın olarak girişimci kişilik özellikleri ile özdeşleştirilen başarma ihtiyacı kavramının işgören gözüyle değerlendirilerek farklı bir bakış açısı sunulmasıdır. Çalışmada öncelikle başarma ihtiyacı ile ilgili literatürde daha önce yapılmış olan çalışmalar kavramsal ve kuramsal açıdan değerlendirilmiş olup ardından başarma ihtiyacı işgören açısından değerlendirilmiştir. Yapılan literatür taraması neticesinde başarma ihtiyacının bir girişimci kişilik özelliği olmasının yanı sıra işgören açısından hem bireysel performans ve örgütsel bağlılık, hem de işletme performansı için önemli bir parametre olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
İbn Haldun çalışmaları dergisi, 2023
Öz: Bu makale, alanyazında iş tatmini olarak da sıkça karşılaşılan iş doyumunu, kavramsal ve kuramsal olarak açıklamak üzere hazırlanmış bir derleme çalışmasıdır. Çalışanların görev ve sorumlulukları ile fiziksel ve sosyal çalışma ortamlarından etkilenmeleri dolayısıyla işleri hakkında hissettikleri olumlu duygular (Sattar, Khan, & Nawaz, 2010) olarak tanımlanan iş doyumu, kuramsal açıdan içerik ve süreç yaklaşımları olarak iki ana grupta ele alınmaktadır. Makale çerçevesinde başlıca içerik yaklaşımları; Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisi, Herzberg'in çift faktör teorisi, McClelland'ın başarı motivasyon teorisi, Alderfer'in varoluş teorisi ve McGregor'un X -Y teorisi ile süreç yaklaşımlarının başlıcaları olarak ise; Vroom'un beklenti teorisi, Adams'ın eşitlik teorisi ve Latham & Locke'un hedef belirleme teorisi açıklanmıştır. Kuramlardan hareketle iş doyumunu etkileyen faktörler ve iş doyumunun etkilerinin de tanımlanmasıyla makale son halini almıştır.
Söylem Filoloji Dergisi, 2022
Türk edebiyatının önemli yazar ve şairlerinden Melih Cevdet Anday’ın Aylaklar romanına değinen pek çok çalışma olsa da bu çalışmaların uzamın anlamyükünü ayrıntılı olarak sunmadığı görülür. Ek olarak alanyazındaki çalışmaların daha çok betimsel düzeyde kaldığı, göstergebilim ya da anlambilim gibi yöntemlere dayanmadığı söylenebilir. Ancak yalnızca fiziki bir ortam ya da dekor olmanın ötesinde anlamlar yüklenen uzamın, göstergebilimsel çözümlemede ne tür sonuçlar sunacağını keşfetmek önemlidir. Bu çalışma, söz konusu önemden devinimle gerçekleştirilmiştir. Aylaklar romanındaki Şükrü Paşa Konağı’nın anlatıdaki işlevi, anlamı ve değerinin ne olduğu/olabileceği araştırılmıştır. Bu araştırma, temelde göstergebilim yöntemiyle sürdürülmüştür. Göstergebilimsel çözümleme gerçekleştirilirken anlambilimin tekniklerinden de yararlanılmıştır. Çalışmanın sonucunda uzamın Leman Hanım’la özdeşleştiği; bu uzamın Leman Hanım için öncelikle yaşamda kalmayı sağlayan barınma yönüyle belirdiği; öte yandan uzamın anlam alanını genişleterek varsıllık, iktidar ve soyluluk anlamlarını da yüklendiği önermelerine ulaşılmıştır. Böylece bir uzamın anlamlaması yapılarak anlatıdaki konumu belirginleştirilmiştir. Çalışmanın, anlatı yerlemlerinden olan uzama ilişkin yapılacak diğer çalışmalara esin kaynağı olmasını umuyoruz.
Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi, 2016
Sağlık sisteminde 1980'li yıllardan sonra büyük değişiklikler olduğu ve olmaya devam ettiği bilinmektedir. Sağlık ve hastalık kavramları ile uygulanan tanı ve tedavi yöntemleri de bu değişimden nasibini almaktadır. Kişiler hasta olmadan hastalığı önlemek adına yaşam tarzında değişiklikler yapmakta, tüketim davranışları ve hastalığa sebep olabilecek risklerden uzak durma davranışı sergilemektedir. Bireylerin sağlıklı olmak için sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyması, televizyon, sosyal medya, gazete ve dergiler sayesinde sağlık bilgisine sahip bireylerin sayısının artması sağlık hizmetlerine olan talebi arttırmaktadır. Bu durum sağlık alanında hizmet veren kişiler, ilaç firmaları ve sağlık sunucuları hastalık ve sağlık kavramlarını değiştirmeye yöneltmektedir. Bu yöneliş tıbbileştirme (medikalizasyon) sayesinde yapılmaktadır. Tıbbileştirme (medikalizasyon), insan doğası gereği yaşanılan olağan durumların hastalık olarak nitelendirilmesidir. Yaşlanma, menstrasyon, menapoz, ergenlik, beslenme gibi insan için doğal olan süreçler tıbbileştirilmekte yani hastalık olarak kabul edilmesi sağlanmaktadır. Bu çalışmada, tıbbileştirmenin ne olduğu, gündelik yaşamın nasıl tıbbileştirildiği ve tıbbileştirmenin nedenleri analiz edilmektedir.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2009
Geleneksel ekonomi ve karar verme teknikleri rasyonalite ilkesine dayanmaktadir. Girisimsel dusunme ve girisimci bilisi uzerine yapilan bircok konulmaktadir. Karar surecini bozan bu unsurlar hevristikler ve yanliliklar olarak tanimlanmaktadir. Girisimci hevristikleri ve bilissel yanliliklar girisimcilerin basari ya da basarisizliklarinin temel nedenlerine inmede kullanisli ipuclari vermektedir. Bu calismada girisimcilerin yaygin olarak kullandiklari ya da maruz kaldiklari girisimci hevristikleri uzerinde durulmaktadir
Üniversite Araştırmaları Dergisi, 2019
Yüzyıllardır işsizlik küresel boyutta mücadele edilen bir problemdir. 21. yüzyılda küreselleşme ve teknolojinin hızlı gelişimiyle birlikte birçok sektörde insan emeğinin değeri azalmaktadır. İşsizlikle başa çıkabilmek ve istihdam gücünü küresel düzeyde arttırabilmek için yenilik odaklı girişimler ve girişimciler önem teşkil etmektedir. Bu yüzden de, sadece eğitim ve öğretim veya araştırma faaliyeti gerçekleştirmeye yönelik üniversite kurgulamasına yönelik değişim ihtiyacı doğmuştur. Triple Helix modelinde yer alan Üniversite-Sanayi ve Devlet ilişkisinin yeniden tanımlanmasını sağlayan "Girişimci Üniversite Modeli" de bu ihtiyaç doğrultusunda geliştirilmiştir. Bir derleme ve politika araştırması olan bu çalışmanın amacı, girişimci üniversiteye yönelik kavramsal tanımlama bilgilerini ve girişimci üniversite olabilmek için sahip olunması gereken yeterlilikleri dört farklı kıtadaki gelişmeleri dikkate alarak sunmaktır. Bu araştırma kapsamında bazı teorik bulgular ve politik yönelimler paylaşılmaktadır. Bunlardan ilki, girişimci üniversitelerin yükseköğretim evrimsel süreci içerisinde en son aşamada yer almasıdır. Ayrıca, girişimci üniversite modelinin temelini oluşturan üniversite-sanayi-devlet ilişkisindeki yapının da değişme evriminde olduğu bulgusu araştırma sonucunda keşfedilmiştir. Çalışma, "Girişimci Üniversite Model'ine" yönelik kavramsal ve gelişim sürecini irdeleyen az sayıda çalışma arasında yerini almaktadır.
10. International European Congress on Advanced Studies in Basic Sciences, 2024
İnsan, uygarlık tarihi sürecinde hastalıklardan kaçınmanın yollarını aramış ve sağlığın peşinden koşmuştur. Bireyler her çağda ve her uygarlıkta hastalıklardan korunmak, sağlık durumlarını iyileştirmek ve sağlıklarını etkileyen olumlu veya olumsuz faktörlerin farkında olmak için temel sağlık bilgisine gereksinim duymuşlardır. Tıp ve iletişim bilimlerinin günümüzde geldiği noktada sağlık, bir okuryazarlık türü olarak kabul görmektedir. Kavramsal açıdan ‘sağlık okuryazarlığı’ olarak adlandırılan bu okuryazarlık; bireylerin sağlıkla ilgili bilgilere ulaşması, bu bilgileri anlaması, uygulayabilmesi ve sağlıkla ilgili kararlarında kullanabilmesi için gerekli olan zihinsel ve sosyal beceriler olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda sağlık okuryazarlığı, bireylere ve toplumlara büyük avantajlar sunmaktadır. Sağlık okuryazarı olan bireyler kendilerine, yakın çevrelerine ve topluma önemli katkılarda bulunarak sağlık ve yaşam kalitesinin yükselmesine yardımcı olmaktadırlar. Bu çalışmada son dönemlerin dikkat çekici kavramlarından biri olan sağlık okuryazarlığı konu edilmektedir. Çalışma, kavramsal bir bakış açısına sahiptir. Çalışma kapsamında sağlık okuryazarlığı; tanımı ve amacı, tarihsel gelişimi, tarafları, boyutları ve düzeyi temelinde ele alınmaktadır. Çalışmanın insan ve toplum yaşamı açısından önem arz eden kavramlardan biri olan sağlık okuryazarlığını konu alması nedeniyle önemli olduğu ve ardıl çalışmalar bağlamında alanyazına katkı sunacağı düşünülmektedir.
2014
Son yillarda yeni kamu isletmeciligine yoneltilen elestiriler karsisinda alternatif arayislari hizlanmistir. Yeni kamu yonetisimi, yeni kamu hizmeti, dijital cag yonetisimi gibi akimlar yeni kamu isletmeciliginin eksiklikleri veya yetersizlikleri uzerine insa edilmektedir. Kamu degeri de yeni kamu isletmeciligi sonrasi donemde yukselen akimlardan birisidir. Kamu degeri yonetimi, 1995 yilinda Moore tarafindan kaleme alinan Kamu Degeri Yaratmak: Kamuda Stratejik Yonetim” baslikli kitabinin ardindan kamu yonetiminin gundemine girmistir. Aradan gecen yaklasik yirmi yillik sure icinde kamu degeri, ABD, Ingiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi Anglosakson ulkelerde gelisme gostermistir. Bu calismada kavramsal ve kuramsal acidan kamu degerinin incelenmesi, temel ozelliklerinin ortaya konulmasi, bu alandaki temel tartismalara bir goz atilmasi ve boylece Turkiye baglaminda yapilacak ileriki calismalara isik tutulmasi amaclanmaktadir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Journal of Yasar University
Siyaset, ekonomi ve yönetim araştırmaları dergisi, 2015
The Academic Elegance, 2020
MİLEL VE NİHAL inanç, kültür ve mitoloji araştırmaları dergisi, 2016
Siyaset Ekonomi Ve Yonetim Arastırmaları Dergisi, 2015
DEAS (Uluslarası İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi), 2019
Journal of Economy Culture and Society, 2019
TTB Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi, S.29 (Ocak Şubat Mart 2007).
Çalışma Mutluluğu: Kavram ve Kapsam, 2018
İktisadi ve İdari Yaklaşımlar Dergisi
Tarih Okulu Dergisi, 2023
Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2018
KAMU BÜYÜKLÜĞÜ VE İŞSİZLİK ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ANALİZİ, 2019
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü dergisi, 2022
HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature), 2018
Parasosyal İli̇ şki̇ : Kavramsal Bi̇ r Çerçeve, 2019