Academia.eduAcademia.edu

AHLAK-

Abstract

Kur'an, mükerremliği, muhteremliği, soyluluğu, fazilet ve asaleti; soya, aşirete ve kabileye değil, sadece takvaya bağlamış, "En keriminiz en sakınanızdır" demişti. Sahabe de aralarında konuşurlarken saygınlıklarını; soylarına, maddi güçlerine ve toplumsal mevkilerine bağlamamış, daha önce Bedir'de bulunup bulunmamak, Uhut'a katılmış olup olmamak gibi değerler üzerine bina etmişlerdi. Peygamberi yahut sahabeyi görmüş olup olmamak, onlarla sohbet etmiş olup olmamak da yalnız başına bir ayrıcalık sayılmamıştı. Bu durum, bidayette sadece, sonraki nesiller için, Peygamberin mesajına daha yakın bulunanı tespit etme açısından bir önem arz ediyordu. Ne var ki sonraki dönemlerde sahabeye, tabilerine ve daha sonrakilere, koruyucu birer makam verildi. İcat edilen bu makamlar sayesinde de saygınlığın ve kerametin yönü değişti. Sahabe makamı, ilk inananlarla Mekke'nin fethinden sonra Müslüman olanları aynılaştırdı. Savaşmak için Bedir'e katılanlarla savaş sonrasında mal paylaşmak için Hayber'e gelenleri aynı potada eritti. Savaşın kader anında ganimet için koşanlarla emre muhalefet etmemek için Ayneyn'e çakılıp kalanları eşitledi.