Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2009
…
12 pages
1 file
Her sanat eseri, biçimi ve biçimin arkasındaki içeriği ile bütünleşmiş bir yapıdadır. Biçimin her parçası, her öğesi kendi içinde bir içeriği taşımak için bütünleştirilmiştir, parçalanamaz, öğeler eksiltilemez. 'Boşluk' ta bu öğelerden bir tanesidir ve dolayısıyla inşa edilen biçim ile beraber şekillendirilmelidir, plastik bir öğe olarak düşünülmelidir. Seramik çanaklar için de bunun dışında bir durum söz konusu olamaz çünkü boşluk çanak için önemli bir biçim öğesidir. Bu boşluk sanatsal-imgesel bir bakış açısıyla ele alınmalı ve biçimlendirilmelidir. Bu yöntemle sıradan bir çanak tasarımı sanatsal bir nesneye dönüşecektir. Abstract Every work of art is a combination of shape and content within the shape. Elements of the art work had been combined to carry the content which cannot be destroyed. None of these elements can be changed or replaced. " Space " is also an important element in this combination which must be thought as a part of the work therefore must be shaped with the work, as a plastic element. There is no difference within the concept of ceramic bowls because space is an important plastic element for them also. This space must be thought through an artistic point of view and shaped according to it. With this point of view ordinary ceramic bowl can be changed into an artistic form.
Balkan müzik ve sanat dergisi, 2022
Öz: Neolitik dönemden günümüze kadar tarihsel süreç içerisinde teknoloji ile sürekli kendisini yenileyen seramik, hayatımızın her döneminde önemli bir yere sahip olmuştur. Başlangıçta işlevsel, kullanım eşyası olarak görülürken, günümüzde kendine özgü üretim teknikleri, plastik ve anlatım dili ile plastik sanatlar içerisinde çağdaş seramik sanatı tanımıyla yerini almıştır. İnsan kendi varlığını hissettiği anda nesneler ve boşluklarla çevrili olan dünyasını sorgulamaya ve yaşadığı dünyayı tanımak için çabalamaya başlar. Nesneleri algılamasını ve görmesini sağlayan tarih boyunca sanat, bilim, felsefe gibi birçok alanda karşımıza çıkan boşluk kavramı, bulunduğu toplum içerisinde ve döneminde yapıya göre şekillenerek, farklı biçimlerde karşımıza çıkmıştır. Seramik sanatında ise boşluk kavramı hem mekân içerisinde kapladığı alan olarak, hem de kendi içerisinde estetik görüntü ögesi olarak kullanımı ile çok önemli bir yere sahiptir. Matematiksel bir terim olan fraktal geometri birbirinin tekrarı olarak doğada denklemlerle oluşan karmaşık bir yapıdır. Doğada kendiliğinden oluşan bu yapılar matematik alanına ait olmasına rağmen günümüzde birçok alanda kullanılmaktadır. Sanat alanında da birçok sanatçının kullandığı fraktal yapı, matematik ve sanatın bir arada ele alındığı yaklaşımlarda oldukça önemli bir ilişki sağlamaktadır. Benzer küçük parçalarının birbirinin tekrarı olarak bir araya gelmesiyle oluşan fraktal yapılar, dolu ve boş alan ilişkinin en güzel örneklerini oluşturmaktadır. Bu çalışmada da seramik sanatçılarının eserlerinde boşluk kavramının fraktal yapı içerisinde kullanımı irdelenmiştir.
2021
Özet: İlk çağlardan beri sanatın dönem dönem sorgulandığı ve bu sorgulamaların neticesinde gelişen zihin yapısının sanatta yeni pencereler açtığı günümüzde, seramik sanatı; geleneksel, endüstriyel ve sanat seramiği olarak üç temel alana ayrılmaktadır. Malzemesinin karakteristik özelliklerinden ötürü boşlukla şekillenen, iç boşluğa sahip olan ve plastik sanatların tüm ögelerini bünyesinde içeren bir sanat dalı olarak seramik sanatı, işlevsel ya da sanat seramiği olarak çok çeşitli biçim ve kavramsal içeriklerle karşımıza çıkmaktadır. Sanatçılar eserlerini, çamurun boşlukla iletişime geçtiği şekillenebilme özelliğinin geniş ifade alanlarından yararlanarak oluşturmaktadırlar. Bu çalışmada; çeşitli sanatçılardan seramiğin iç boşluğundaki iş görme yetisinin dışlanarak biçimin yeni görsel plastik bir anlam edindiği yani çanak, çömlek, testi, kupa ve vazo gibi kap biçimlerinin heykelsi bir görünüme dönüşerek, sanat seramiği olarak sınıflandırılan eserler incelenmiştir. Bununla birlikte, boşluğun sadece nesnenin dış yüzeyini çevreleyen bir eleman olarak değil, kütlelerin parçalanmasıyla plastik bir öge olarak da kullanıldığı heykel çalışmaları ele alınmıştır. Tezde çalışmaları analiz edilen sanatçılar arasında, Peter Voulkos (Amerika), Alev Ebuzziya Siesbye (Paris), Piet Stockmans (Belçika), Bodil Manz (Danimarka), Wayne Higby (Amerika), Linnea Rut Bryk (İsveç), Hsu Yunghsu (Tayvan), Canan Dağdelen (Viyana), Eva Hild (İsveç) ve Merete Rasmussen (Londra) yer almaktadır. Araştırmada, sanat seramiğinin biçimden biçime farklılıklar gösterişini örnekler üzerinden irdeleyerek, boşluğun nasıl bir şekle dönüştüğü ve kurgulandığı konusunda çözümlemeler yapılmaya çalışılmıştır. Abstract: The art of ceramic is divided into three basic fields as traditional, industrial and art ceramic today, where the mental structure of art has opened new windows in art as a result of periodic inquiries and search for new expressions since ancient times. Ceramic art, classified as functional and art ceramic, mainly comes up with a wide variety of forms and conceptual contents as a branch of art that is shaped with a void due to characteristic feature of its material encapsulating an interior space as well as embracing all the elements of plastic arts. The artists emerge by taking advantage of the wide range of expressions of the feature where clay enables communication through void. This study aims to examine several works created by various artists in which the form acquires a new visual plastic meaning - excluding the ability to work in the inner space of ceramic - that is, vessel forms such as pottery, jugs, mugs and vases transformed into a sculptural appearance as well as the works classified as art ceramic are analyzed. Beside examining space as a outer surface encircling the object of element, it is also studied as a plastic element that is used by breakdown of masses in sculptural works. Among the artists’ works discussed and analyzed in the thesis are Peter Voulkos (America), Alev Ebuzziya Siesbye (Paris), Piet Stockmans (Belgium), Bodil Manz (Denmark), Wayne Higby (America), Linnea Rut Bryk (Sweden), Hsu Yunghsu (Taiwan), Canan Dağdelen (Vienna), Eva Hild (Sweden) and Merete Rasmussen (London). This research essentially endeavors to analyze how space is transformed into a form by examining the process through diverse examples that unveil differences from form to form in art ceramic.
Brütalizm 1950-1970 yılları arasında görülen bir mimari stildir. Brütalist yapılar, betondan yapılmış, kütlesel, kale benzeri, geometrik, iç yapısı gizlenmemiş, süsten uzak, minimalist yapılardır; “Ham” kelimesiyle açıklanabilecek malzeme kullanımı en genel özelliğidir. Bu tip bir yapılar çoğu zaman, heykelsi formları çağrıştırmakta olup bu durumuyla plastik sanatlara da yakınlaşmaktadır. Plastik sanat alanlarından birisi olan seramik sanatında da mimari yapılarda görülen brütalist etkiden söz etmek mümkün olabilir. Bu makale kapsamında, günümüz seramik sanatında, brütalist etkiden bahsetmenin mümkün olup olmayacağı tartışılacaktır. Bunun için bazı sanatçıların eserleri brütalist bir gözlükle yeniden incelenerek, seramik sanatı için brütalist etkinin ne olduğu, özelliklerinin neler olabileceği irdelenecek ve bu yolla bir bakış açısı ya da bir değerlendirme kriteri geliştirmeye çalışılacaktır.
IBAD Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Water, with its vital importance, is among the most basic elements in human history. Soil, the basic material of ceramics, comes to life through water. Covering a wide area on the world, water is an important imagery in the field of art. It represents purification in almost all religions. Water, which contains contrasts in itself, is also the imagery of life and death for societies. Water imagery, which has an important place in human life, has been the starting point of many artists' works. The way the artists deal with the water imagery in their works differs from each other. Relative to the imagery of water that is established in the memory, it appears in the art artifacts in various ways. Sometimes, it appears with the trace left by water, sometimes with the shape that it represents, and sometimes, it appears as the form that it contains In this study, the imagery of "water" on cultures is investigated and also the ways that artists use this imagery are examined. In the relationship established with memory, the imagery in question has been reflected in the reflections of ceramic artists works.
2016
Postmodern sanatın en önemli akımlarından birisi olan kavramsal sanat 1960' lı yıllara damgasını vurmuştur. Sanatın felsefe ve yeni fikirlerle gerçekleşebileceğini savunan bu akımın etkisi tüm disiplinlere yayılmıştır. Bu çalışmada kavramsal sanatın seramik malzeme ile olan ilişkisi incelenmiştir. Kavramsal sanatın öncü isimlerinden Marcel Duchamp ve Joseph Kosuth ' un düşüncelerine değinilmiş, kavramsal çalışmalarında seramik malzeme kullanan sanatçıların eserleri incelenmiştir.
2019
Ilkcag insanlari ilk sanatsal disavurumlarini dogaya ve dogaustune karsi korku ve hayranlik duygulari ile temellendirmistir. Bu noktada disinin dogurganligi onem kazanmaktadir. Ureme ve neslin devamini surdurme gibi temel icgudusel duygular insanoglunun ilgisini kadin bedeninin hamilelik surecinde gosterdigi degisimlere, dogum eylemine, emzirme eylemine, bebek ve anne iletisimi gibi konulara yonlendirmistir. Kadin ve kadin bedeni yuceltilmis ve kutsallastirilmistir. Bu ana konu etrafinda sekillenen anaerkil bir sosyal duzen ve inanis sistemi olusmustur. Kadinin dogurganligi ve dogum eylemi, hamilelik sureci ve annelik ilkel donemlerden gunumuze kadar seramik sanatinda etkileyici bir esin kaynagi olmustur. Gecmiste dinsel temelli ana tanrica heykelleri ile sekil bulan bu esin kaynagi gunumuzde de etkinligini farkli tarzda eserlerle ozgun uretimler yapan kimi sanatcilarca surdurulmektedir. Bu zengin konunun gelecekte seramik sanati icerisinde yerini korumaya devam edecegi, yeni ve ozg...
2011
Bu çalışmada 20. Yüzyıldan günümüze boşluk kavramı ve üç boyut ilişkisi araştırılmış, boşluk kavramının heykel disiplini açısından yeri ve önemi üzerinde durulmuştur. Yirminci Yüzyılda Değişen Sanat Anlayışı başlığı altında önce geçmişten günümüze boşluğun plastik sanatların bir dalı olan heykel disiplini açısından dönüşümü ele alınmış, bu dönüşüm içersinde boşluğun edilgen yapısından kurtularak, nasıl kompozisyonu kuran asal öğelerden biri haline geldiği açıklanmıştır. Ardından boşluğun değerlendiriliş tarzına göre bölüm üçe ayrılmış, her başlık kendi içerisinde savını ortaya koymuştur. Yirminci Yüzyıl Heykelinde Boşluk Kavramı alt başlığında heykelin birim parçalarının boşluğun içersinde birbirine göre yapılandığı ve bunun sonucunda meydana gelen örüntünün boşlukla beraber heykeli oluşturduğu söylemi üzerinde durulmuştur. Bu heykelleri tanımlayan kütleleri değil, boşlukta meydana getirdikleri strüktürel yapısı ve uzamsal ilişkileridir. İç boşluk alt başlığında belli bir kütleyi ba...
IN THE CONTEXT OF AGENDA AND ART RELATION WITH CURRENT ISSUES OF CERAMIC ART IN TURKEY, 2020
ÖZ Günümüz dünyasında, iletişim araçlarının çeşitliliği ve haber alma hızımız düşünüldüğünde, her konunun bu kadar birbirine entegre olduğu bu ortamda, sanat gibi toplumun her kesimine hitap edebilecek farklı düzeylerde icra edilebilen bir dalın güncel konuları barındırmayacağını ya da gündemden uzak kalabileceğini düşünmek yanlış olacaktır. Çünkü sanatçı hayata tüm duyarlılığıyla maruz kalan kişidir. İster istemez içinde bulunduğu ruh halini, duruma dair fikirlerini ve hatta idealize ettiği politik-siyasi-sosyal durumu sanatına yansıtmaktadır. Bu makalede sanatın gündem ile ilişkisi bağlamında Türkiye'de seramik sanatının güncel, politik-siyasi ya da toplumsal konular ile ilgisi, örnekler üzerinden araştırılmıştır.
Ulakbilge Sosyal Bilimler Dergisi, 2018
İnsanlık, ilk varlık izlerinden itibaren günümüze dek, soyut düşünce sisteminin ortaya koyduğu maddi ve manevi verilerle dolu bir kültür oluşturmuştur. Arkeoloji bilimi de, insan yapımı bu kültürün izlerini sürerek geçmişi anlamaya ve bu yolla bugünü anlamlandırmaya katkı sağlamaktadır. Arkeoloji biliminin elde ettiği bilgiler ve verilerden, bilimin tüm alanlarında faydalanılmaktadır. Sanat alanı da, insan kültürünün bir sonucu olarak ortaya çıkarken bir yandan bu kültürden beslenmekte ve kaynak olarak verilerini sıklıkla arkeolojiden sağlamaktadır. Seramik malzeme, arkeolojik buluntular içinde ayrı bir yer tutmaktadır. Malzemenin özellikleri, yaşayışa ve teknolojiye dair önemli bilgiler vermektedir. Neolitik Dönemden beri günümüze dek kesintisiz biçimde kullanımıyla da seramikler, insan kültürünün en önemli parçalarından birini oluşturmaktadır. Bu çalışmada, ülkemizdeki kültürel mirasın etkilerini çalışmalarına yansıtan üç farklı seramik sanatçısının, İrfan Aydın, Şirin Koçak Özeskici ve Ayşe Balyemez’in çalışmaları incelenmiştir. Her sanatçının arkeolojik verilerle şekillenen çalışmalarında, sanatsal bir dil oluşturma süreçleri ve malzemeyi kullanış biçimleri incelenmiştir. Çalışmalar, kültürle kurdukları bağ ekseninde ele alınmıştır. Çalışmalarında kimi zaman eski hikâyeleri, kimi zaman bir ize ait düşünceyi, kimi zamansa eskinin değerini sorgulayan sanatçıların, kendi ifadelerine de yer verilmiştir.
Yedi, 2023
Clay is one of the raw materials widely used in the production of various goods until the period that started in the 1950s and is known today as the 'Plastic Age'. Clay's features such as being natural and easy to shape, and gaining strength by transforming into ceramics after firing have provided it with the advantage of primary use. It is known that clay was used in the construction of various objects almost 30-32 thousand years ago. The lump and cone-shaped forms found in Central Europe, whose firing cannot be determined, are considered to be the first attempts to make objects from clay. There are hundreds of examples of lump and cone-shaped objects being deliberately fired two thousand years later, together with human-shaped (anthropomorphic) and animal-shaped (zoomorphic) ceramic figurines. The production techniques of figurines and small geometric ceramic objects are different from ceramic vessels that emerged thousands of years later. The oldest ceramic vessels of our time are found in East Asia and dated to 19 thousand years ago. The precursors of these vessel forms; gourds, baskets, wooden and stone vessels. There are many approaches that try to explain the emergence of ceramic vessels. We can categorise these under two main headings as economic-based approaches that meet daily nutritional needs and social-based approaches used in prestige objects or rituals. In this article, the history of ceramics and the developments that paved the way for the discovery of ceramics will be discussed. The context of the article endorses the approach of historian and writer, Prof. Greenhalgh who claims that ceramic pots were not only an item to be filled with something but also had a decorative, ritualistic and symbolic role especially in ancient times, in his work entitled "Ceramics, Art and Civilization". In the article, the history of ceramics and the functional, technical, and symbolic developments in the emergence of ceramics are discussed.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Sanat ve İnsan Dergisi, 2022
Kesit akademi dergisi, 2023
Sanat ve Tasarım Dergisi, 2019
Anadolu Üniversitesi Sanat & Tasarım Dergisi, 2016
Sanat ve Tasarım Dergisi, 2022
İstanbul Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi, 2020
Journal of International Social Research, 2015
Turkish studies, 2022
Mesleki ve Teknik Eğitimde Küresel Gelişmeler, The Global Development in Vocational and Technical Education. Uluslararası Mesleki Bilimler Sempozyumu-International Vocational Science Symposium. IVSS2017, 2017
Özgür Yayınları eBooks, 2023
Anadolu Üniversitesi Sanat & Tasarım Dergisi, 2018
Sanat ve Tasarım Dergisi, 2022
Karadeniz Arastirmalari Merkezi, 2017
Medeniyet Sanat Dergisi, 2022
KTMMOB Mimarca Mekân Anlatımı Metin Yarışması Birincilik Ödülü, 2023
Arkhaia Anatolika Anadolu Araştırmaları Dergisi, 2021
Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları XXIII, 2021