Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2015, Kur'an ve Toplumsal Bütünleşme: Mezhepler, Dini Gruplar Arası İlişkiler, Bursa
Journal of Analytic Divinity, 2020
Alan araştırması tekniğiyle hazırlanan bu çalışmada, Kuzey Afganistan'da Cüzcan halkının aile ve din ilişkisine yönelik tutumlarının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Anket tekniği ile elde edilen veriler çeşitli bağımsız değişkenler esas alınarak değerlendirilmeye ve yorumlanmaya çalışılmıştır. Veri toplama aracı olarak "Aile içi ilişkilere yönelik tutum ölçeği" ve "Din, gelenek ve evliliğe yönelik tutum ölçeği" şeklinde anket formu uygulanmıştır. Bulgular, Cüzcan halkının aile ve din ilişkisine yönelik tutum düzeylerinin, "Cinsiyet, medeni durum, yerleşim birimi olarak yaşadığı yer, dindarlık bakımından kendilerini hangi grupta görmeleri, gelir durumu ve yaş gurupları" olan bağımsız değişkenlere göre anlamlı farklılıklar gösterdiğini ortaya koymuştur. Afganistan'ın Kuzeyinde olan Cüzcan ilinin aile ve din ilişkisi hakkında anket ve mülakatlardan elde edilen sonuçlar doğrultusunda, Cüzcan ilinin aile yapısı ve din anlayışına etki eden faktörleri, incelenerek toplanan veriler analiz edilmeye çalışılmıştır. Kuzey Afganistan'da Cüzcan İl merkezi başta olmak üzere ilçeler ve bazı köylerde yaşayan bireylerden 300 kişi ile anket ve 50 kişi ile yapılan mülakattan elde edilen bulgular belirtilmiş ve yorumlanmıştır.
Istanbul Universitesi Siyasal Bilgiler Fakultesi Dergisi, 2007
.So far, there are many researches have investigated how religion affect a country’s foreign policy. There is a discussion whether religion is a real factor in shaping foreign policy or whether it plays only a legitimizing tool. In this sense, Pakistan is a unique case how religion and foreign policy affect each other. Islam internally plays a unifying role over nationals in Pakistan, which consists of many ethnic groups. In international arena, the only difference between Pakistan and India is religion, which is used as a main reason in creating independent Pakistan.
Yayın No. : 1315 © Tüm hakları yazarına aittir. Yazarın izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çoğaltılması yapılamaz. Yalnızca kaynak gösterilerek kullanılabilir.
Journal of Turkish Studies, 2018
The aim of this study is to examine the chain of coups that marked the modern history of Turkey in terms of religious dimension in the example of the 15th July 2016 coup/invasion/civil war attempt. On the basis of this aim, the researcher seeks to understand and explain the coups' own religious colors and their dimensions of being legitimized by religion, as well as the religious color of oppositions and resistances to the coups and their dimensions of being legitimized with religion. As well as the coups experienced in Turkey since 1960 is the application area of this work, especially 15 July coup attempt have been chosen as the main field of application of this research. In this work done with a sociological perspective, it is assumed that there is an open religious dimension both in terms of the coup attempters and in terms of the anti-coup people in the coup/civil war attempt that took place on July 15th. While there is a religious dimension originating from the Parallel Religious Structure in the case of coup attempters, there is a religious dimension which expresses the main religious structure in which various religious understandings and practices are socially involved in the case of the anticoup people. As a method in the study, primarily in general the interactions of coups with the religion and in particular the intervention of the July 15 coup attempt with the religion are examined on the basis of documents and observations related to the event. The data obtained in this framework are analyzed and the findings of the study are presented. The July 15 coup attempt and the revolutionary resistance of people against this attempt have very serious sociological aspects in respect of having very important dimensions in terms of religion. At this point, the subject has quite interesting and important dimensions in terms of sociology of religion. It should be noted that the July 15 coup attempt must be scientifically handled, while still carrying great emotions with experiences lived in and with it. In this study, the writer strives to do this.
Organ Bağışı Sürecinde Dinin Etkisinin Nitel Perspektifle İncelenmesi, 2022
Günümüzde pek çok insanın yaşamını iyileştiren veya kurtaran bir tedavi şekli olan organ nakli ile ilgili en önemli sorunlardan biri organ bağış sayısındaki yetersizliktir. Organ bağışı özgeci ve toplum yanlısı bir davranış olduğu için bağış sayısının artması hastalar için olduğu kadar toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi açısından da önemlidir. Organ bağışı kararı konusunda yapılan çalışmaların büyük kısmı dinin organ bağışına yönelik tutum ve davranışları etkilediğini göstermekte, ancak pek azı nitel araştırmalara dayanmaktadır. Bu çalışmanın amacı 2021 yılında tamamlanan nitel bir araştırmanın verileri üzerinden dinin organ bağışına karar verme sürecini nasıl şekillendirdiğini değerlendirmek ve sürecin karmaşıklığını bir neden sonuç ilişkisine indirgemeden sosyolojik olarak yorumlamaktır. Veriler, maksimum çeşitlilik ve kartopu örnekleme teknikleriyle seçilmiş olan 18 katılımcıdan yarı yapılandırılmış mülakatlarla toplanmıştır. Bu çalışmada dinin organ bağışı sürecini çok boyutlu ve çok yönlü olarak şekillendirdiği, bu etkinin doğrudan ve olumsuz bir nedensellik çerçevesinde ele alınmaması gerektiği sonucuna varılmıştır. One of the most important problems with organ transplantation, which is a form of treatment that improves or saves the lives of many people today, is the inadequacy in the number of organ donations. Since the organ donation is an altruistic and pro-social behavior, increasing the number of donations is important for strengthening social solidarity as well as patients. Most of the related studies show that religion influences attitudes and behaviors toward organ donation, but few of them are based on qualitative research. The aim of this study is to evaluate how religion shapes the decision-making process for organ donation, based on the data of a qualitative study completed in 2021, and to interpret the process sociologically without reducing the complexity of the process to a cause-effect relationship. Data were collected through semi-structured interviews from 18 participants. The sample was selected with maximum diversity and snowball sampling techniques. This study concludes that religion shapes the organ donation process in a multidimensional and multidirectional way, which should not be handled within the framework of direct and negative causality.
Haçlı Seferleri temelde güçlü askeri değerler sistemine dayalı ve inançları uğrunda son derece coşkulu göreceli olarak yeni ihtida etmiş iki millet olan Franklarla Türkler arasındaki bir çatışmaydı. Türkler Sünni olduğu için, Sünniliğin Şiilik üzerindeki galibiyeti İslami karşı seferlerin kaçınılmaz yan etkilerinden biriydi. Şia ne kadar çok Sünni Türk askeri gücüne bel bağladıysa, itikadi zeminden o kadar çekilmek zorunda kaldı. İtikadi, siyasi ve pratik sebeplerden ötürü, Şiiliğin iki kolu muzaffer Sünnilik karşısında farklı tepkiler verdiler. Haçlı Seferlerinin baskısıyla İmami Şia, yükselmekte olan Sünni/Türk gücüyle beraber bir vahdet hissi geliştirdi. İsmaili Şia (Fatımiler ve Nizariler) ise Sünni egemenliğine karşı daha dirençlilerdi, fakat kaçınılmaz sonu kabullenmek zorunda kaldılar. İslam, Frank saldırılarına karşı hayatta kalmayı başardı, fakat bu derin, bazı yerde ise gizli, yaralar olmadan gerçekleşmedi. Kendi içerisindeki coşkun bir siyasi vahdet ve itikadi birlik arayışı sırasında, karşı seferler İslam'ın bazı kültürel dinamiklerinin ve çeşitliliğinin kaybına yol açtı, ve ayırıcı hafızalarla toplumsal çatışmalara zemin hazırladı. Fakat bugün Haçlı Seferlerine dair çatışan Sünni ve Şii hafızaları, ortaçağ anlatılarının ve bakış açılarının bir yansıması olmaktan çok İran Devrimi sonrası dönemindeki mezhepçi kültürün bir ürünüdür.
Dindarlık Olgusu , 2006
K u r ' a n A r a ş t ı r m a l a r ı V a k f ı K U R A V GĐRĐŞ Bir sistem özelliği gösteren dini yapı, Türk toplum yapısı içinde alt bir sistemdir. Bu yapı Türklerin müslüman olmadan önce yaşadıkları sosyo-kültürel hayattan başlayarak günümüze kadar gelen tarihî süreç içinde yapısallaşarak kendine özgü bir tip ve model oluşturmuştur. Bu bakımdan günümüzdeki mevcut dinî yapı, Türk toplumunun sosyal ve kültürel tarihiyle yakından ilgilidir. Bu gün yaşanılan dinî hayat geçmişin izleri, günümüzün baskısı ve geleceğin kaygılarıyla şekillenmektedir. Bu çerçevede, bin seneyi aşkın bir süre içinde vuku bulan dinî yapısallaşma süreci, ülkemizdeki mevcut dinî yapının çözümlenmesinde hayatî bir öneme sahiptir. Bu dinî yapısallaşma sürecinin temel parametreleri Đslâmiyet Öncesi Türk Đnanç Sistemi ve Đslâmlaşma. Đslâmiyet Dönemi Alevî-Bektaşî ve Sünnî Farklılaşması, Đslâmiyet Dönemi Mektep-Medrese ve Tekke-Zaviye Farklılaşması ve Batılılaşma Dönemi olarak sıralanabilir. Bu faktörlerin her biri dinî yapıyı çeşitli oranlarda etkileyen bağımsız değişkenler konumundadır ve bu değişkenler etki eden faktör olarak dinî yapıyı hâlâ tayin etmede müessirdirler. Bildiride bu tarihsel süreç göz önüne alınarak Türkiye'de yaşanan mevcut dinî yapı, dinî hayatla ile ilgili sekiz ayrı bölgede yapılmış deneysel din sosyolojisi araştırmasının bulguları kullanılarak tasvir edilmeye çalışılacaktır. Yapılan her bir araştırma tabiatıyla kendi bölgesini gözlem alanına taşımış ve her bir araştırmanın ulaştığı neticeler yine kendi araştırma alanını aydınlatmıştır. Bu durumun menfi etkisini en aza indirebilmek gayesiyle Türkiye'nin doğu, batı, kuzey, güney ve orta bölgelerinden örnekler seçilmiştir. Seçilen örneklere bakıldığında Đzmir metropol olmak üzere Konya, Çorum, Erzurum, Rize vilâyet; Gerede Bolu'ya bağlı geçiş bölgesi olarak nitelendirilebilecek ilçe; Yeni Yayla, Adana merkeze bağlı, Söğütlü ise Adana'nın Karaisalı ilçesine bağlı, geleneksel toplum yapısının hâkim olduğu köy birimleri olarak karşımıza çıkar. Ayrıca sekiz bölgeden Antalya Elmalı yöresindeki Abdal Musa Tekkesi özellikle Alevî-Bektaşî geleneğini yansıtması açısından önemli-
2021
İslam Dininin Moğollara Etkisi / 147 süre sonra eski dinlerine dönmüşlerdir. Moğolların kutsal saydıkları Cengiz Yasasının bazı maddelerinin Kur'an-ı Kerim ve Hadislerde benzer noktaların bulunmasının Moğolların İslamiyet'i kabul etmelerinde etkisinin olup olmadığı incelenmiştir.
DİVAN ŞİİRİNİN OLUŞUMUNDA DİNİ DÜŞÜNCENİN ŞAİRLER ÜZE-RİNDEKİ ETKİSİ
DİVAN ŞİİRİNİN OLUŞUMUNDA DİNİ DÜŞÜNCENİN ŞAİRLER ÜZE-RİNDEKİ ETKİSİ Öz Divan şiirinin oluşumunda dini düşünce önemli bir etkiye sahiptir. Türklerin İsla-miyeti kabul ettikten sonra İslam kültürü etkisine girmeleri sanata ve edebiyata da etki etmiştir. Divan şairleri hem dini konuları işlemek amacıyla eserler ortaya koymuşlar, hem de dini düşünceyi şiirlerine yansıtmışlardır. Bu yönüyle dini dü-şünce şiirin şekil ve içeriğine yön vermiştir. Bu şekil ve içeriğe yön vermede Ku-ran-ı Kerim ve Hadisler yol gösterici olmuştur. Kuran ve hadisler söz ve mana yö-nüyle divan şairlerinin şiirine güç katmıştır. Dini düşüncenin beslendiği en önemli kaynaklardan biri de tasavvuftur. Tasavvuf Allah'a ulaşma çabasında takip edilen yoldur. Bu yol aşk yoludur. Nefsi terbiye ederek gönlü olgunlaştırma yoludur. Divan şiirinde tasavvuf sanatın ilham kaynağıdır. Şairlerin söyleyişine yön verir. Ta-savvuf şiirde anlam derinliği oluşturmaya zemin hazırlar. Bazen de tasavvuf şiirin bizzat konusunu oluşturur. Yani şair tasavvufi düşünceyi anlatmak için şiir yazar. Ayrıca diğer İslami ilimlerin de benzer şekilde divan şiirine kaynaklık ettiği görü-lür.
TYB AKADEMİ, 2016
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2022
Hegemonic Mechanism in Religious Groups Abstract The purpose of this article is to reveal the effects of the social structural basic elements of religious groups on the members, the motives that enable the members to turn to religious groups, the elements that enable them to integrate with the group, and to determine whether these factors lead to a hegemony in the members and to examine whether these hegemonic elements direct the members through a functioning mechanism. In the article, the structural features of the groups and the attitudes and behaviors of the members towards the groups are discussed with a theoretical social psychological approach. In this context, obedience, submission, identification and adoption, interactions between group-members and forms of relations between groups, especially social influence and compliance, are investigated in relation to the concept of hegemony. In the article, the ideal type method was used within the framework of the interpretive social scientific approach. In this context, the studies carried out for orders and communities in Turkey were examined by document analysis method, and at the same time, the features that could lead to hegemony were collected under ten headings, taking into account the various observations of the researcher. Keywords: Sociology of Religion, Religious Groups, Social Psychology, Hegemony, Order, Community, Ideal Type. Öz Bu makalenin amacı; dinî grupların sosyal yapısal temel unsurlarının üyeler üzerindeki etkilerini, üyelerin dinî gruplara yönelmelerini sağlayan güdüleri, grupla bütünleşmelerini sağlayan ögeleri ortaya çıkarmak ve söz konusu faktörlerin üyelerde bir hegemonyaya yol açıp açmadığını belirleyerek bu hegemonik unsurların bir işleyiş mekanizması üzerinden üyeleri yönlendirip yönlendirmediğini inceleme altına almaktır. Makalede grupların yapısal özellikleri ve üyelerin gruplara yönelik tutum ve davranışları teorik açıdan sosyal psikolojik bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Bu kapsamda sosyal etki ve uyma konusu başta olmak üzere itaat, boyun eğme, özdeşleşme ve benimseme olguları, grup-üye arasındaki etkileşimler ve gruplar arası ilişki biçimleri hegemonya kavramıyla bağlantılı olarak araştırılmaktadır. Makalede yorumlayıcı sosyal bilimsel yaklaşım çerçevesinde ideal tip yöntemi kullanılmıştır. Bu bağlamda Türkiye’deki tarikat ve cemaatlere yönelik gerçekleştirilmiş çalışmalar doküman analizi yöntemiyle incelenmiş, aynı zamanda araştırmacının çeşitli gözlemleri dikkate alınarak hegemonyaya yol açabilecek özellikler on başlık altında toplanmıştır. Anahtar Kelimeler: Din Sosyolojisi, Dinî Gruplar, Sosyal Psikoloji, Hegemonya, Tarikat, Cemaat, İdeal Tip.
Din, bireyin hayatında olduğu kadar toplumsal, ekonomik ve siyasal hayatın önemli kurumlarından biri olarak kabul edilmektedir. Din, bireyin tutum ve davranışlarında, sosyal ilişkilerinde, ekonomik hayatında ve siyasal hayatında belirleyici bir rol oynamaktadır. Fakat bireylerdeki dini yönelimin boyutları onların siyasal hayatlarını farklı olarak etkilemektedir. Bu nedenle bu çalışmanın amacı bireylerin dini yönelimlerinin siyasal katılımları üzerindeki etki ve ilişkisini incelemektir. Çalışmada Harlak ve Eskin (2018) tarafından geliştirilen dini yönelim ölçeği ve Keçe ve Dinç (2015), tarafından geliştirilen demokratik katılım ölçeğinin siyasal katılım boyutu kullanılmıştır. Araştırma grubu Tokat ilinde yaşayan 148 kadın, 255 erkekten oluşmaktadır. Araştırma ilişkisel tarama modelinde tasarlanmıştır. Araştırma sonuçları SPSS programı yardımı ile analiz edilmiştir. Çalışma alanyazında dini yönelim konusunda yerel düzeyde vatandaşlara yapılan ilk çalışmalardan biri olduğundan literatüre katkı sunacağı düşünülmektedir. Araştırmaya göre bireylerin dini yönelimlerinin siyasal katılmaları üzerinde orta düzeyde fakat negatif yönde anlamlı bir ilişkisi olduğu söylenebilir. Ayrıca bireylerin dini yönelimleri boyutları siyasal katılma boyutları üzerinde genel olarak negatif bir etkiye sahiptir.
Müslüman Toplumların Modernleşmesi, 2022
Devrimleri ile Aydınlanma Felsefesinin neticesinde meydana gelen uzun soluklu bir değişim süreci üzerine yükselmiştir. Literatürde bu değişim sürecinde ortaya çıkan yeni zihniyete modernite ve bu zihniyete göre hayatın tüm katmanlarının şekillen(diril)me sürecine modernleşme denilmektedir. Yeni bir zihniyet olarak modernitenin 19. yüzyıldan itibaren tüm dünyayı etkisi altına alarak küresel bir değişime yol açtığı söylenebilir. Dolayısıyla devrimsel, küresel ve homojenleştirici bir süreç olarak nitelendirilen modernleşme, Batı'daki modern toplumun oluşum sürecine işaret etmesinin yanı sıra Batı dışı toplumların Batı'yı örnek alarak değişme çabasını anlatmak için de kullanılmaktadır. Bu kitapta, Osmanlı bilginleri tarafından seyl-i huruşan olarak nitelendirilen söz konusu değişim vetiresinin Müslüman toplumlara taş(ın)ma süreci, konuların uzmanlarınca tahlil edilmektedir. Müslüman toplumların son iki yüz yıllık değişim sürecini Türkiye, Mısır, İran, Afganistan, Azerbaycan, Lübnan ve Endonezya örnekleri üzerinden ele alan bu kitap modernleşme konusuyla ilgilenen herkesin istifade edebileceği bir kaynak niteliği taşımaktadır.
İSTEM
Another factor that has an impact on the architecture is "madhabs" that emerged for various reasons after the death of the Prophet Muhammad (p.b.u.h). In this study, we will try to explain the effects of the "madhab" on mosque architecture using Morocco as a case study where the Maliki madhab is largely prevalent.
Öz İslamiyet'in yaygın olduğu coğrafyaya bakıldığında mimarînin bölgelere göre farklı özellikler gösterdiği görülür. Çünkü bir mimarî eser bulunduğu yerin coğrafî ve iklim özellikleri, tarihçesi, eseri inşa eden toplumun inanç kaideleri, kültürü, gelenek ve görenekleri ile sosyal hayatların-dan izler taşır. Mesela 16. yüzyılda Osmanlı döneminde yapılan bir câmi ile İran'da Safevîler tarafından yapılan bir câmi ya da Kuzey Afrika'da Fas'ta Sâ'dîler döneminde yapılan bir câmi mimarî olarak birçok farklılık gösterir. Hepsi câmi olmasına ve aynı zaman diliminde inşa edil-melerine rağmen yukarıda değindiğimiz farklılıklar sebebiyle o coğrafyaya has özelliklerle bi-çimlenir. Hazreti Peygamber (s.a.s)'in vefatından sonra çeşitli sebeplerle ortaya çıkan mezhepler de mimarîyi etkileyen bir başka husustur. Bu araştırmamızda Fas coğrafyasını esas alarak bölge-de yaygın olan mezhebin câmi mimarîsi üzerine etkilerini örneklerle açıklamaya çalışacağız. Anahtar Kelimeler: Mimarî, câmi, mezhep, Malikîlik, Fas. Abstract The Impact of Madhab on Islamic Architecture: The Mosques of Morocco as a Case Study When we take a look at the regions where Islam is widespread, we see that the architectural styles vary from region to region. The reason is that the geographical location, climatic conditions and historical background of a place; the beliefs, culture, customs of the society and its social life have an impact upon the architecture. In this respect, when we examine a sixteen-century mosque which was built by different dynasties such as; Ottomans, Safavids of Iran or Saadians of Morocco, we realise that each of the mosque buildings has different architectural characteristics. Although all of them were built as mosques and constructed in the same time frame, each of them has been shaped by regional traditions of the place where it was built, as ARAŞTIRMA Research
Uluslararası mülteci rejimi, 1990’ların başından itibaren gönüllü geri dönüşü en çok tercih edilen kalıcı çözüm olarak benimsemiş ve 2002 yılından itibaren de, 4R programı kapsamında menşe ülkedeki faaliyetlerini arttırarak, bu dönüşlerin sürdürülebilir olmasını sağlamayı amaçlamıştır. Rejimin uyguladığı bu “çözüm” stratejisi, literatürde olumlu ve olumsuz çeşitli yorumlarla değerlendirilse de, rejimin bu stratejideki başarısı analitik olarak incelenmemiştir. Bu çalışma rejim etkinliğini, 2002–2010 yılları arasında Afganistan’a yapılan toplu dönüşleri, gönüllülük esası ve sürdürülebilirlik bakımından inceleyerek sorgulamaktadır. Analiz, uluslararası mülteci rejiminin Afganistan örneğinde etkin olmadığı sonucuna ulaşmakta ve daha etkin bir mülteci rejimi için devletlerarası işbirliğinin ortak çıkar yerine ortak insani bilinç temelli olarak tanımlanmasını önermektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.