Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
5 pages
1 file
2020
Cevresel adalet, cevresel kaynaklarin kullaniminda insan doga iliskisine ve cevre sorunlari nedeniyle ortaya cikan toplumsal maliyetin toplumun cesitli kesimleri arasinda adil bicimde dagitimina vurgu yapan bir kavramdir. Ulusal ve yerel duzeyde alinan ekonomik gelismeye iliskin kararlar, planlama kararlari ve cevresel politika kararlarinda cevresel kaynaklarin surdurulebilirliginin, sosyal maliyetin paylasilmasi ve kaynak paylasiminda toplumsal kesimler arasinda dengenin gozetilmesini gerektirir. Ancak bu denge merkezi ve yerel duzeyde alinan cesitli planlama ve yer secim kararlari ile hem cevresel degerler hem de dezavantajli toplumsal gruplar aleyhine bozulmaktadir. Cevresel adalette dengenin bozulmasi, ozellikle sosyo ekonomik acidan cesitlilik gosteren ve hem demografik hem de cografi olarak giderek buyuyen kentlerde daha belirgin bicimde gozlenmektedir. Ozellikle kentsel kaynaklarin kullanimina ve cesitli kentsel hizmetlerin gorulmesine iliskin yerel duzeyde alinan kararlarda,...
Şehir Sosyolojisi, 2024
Kentsel Dönüşüm ve Sosyal Adalet Şehirden Kente yerleşimler...
2020
Kentleşme olgusunun incelenmesi için önceliğimiz kent kavramının incelenmesi olacaktır. Kent, nüfusun büyük bölümünün ekonomik faaliyet alanı olarak ticaret, sanayi, yönetim ve hizmetle ilgili işlerle geçimini sağladığı, toplumsal ve kültürel bir örgütlenmenin olduğu yerleşim alanı şeklinde ifade edilir. 1 Tarım ve tarım dışı üretimin çoğunluklu olduğu, kompleks bir iş bölümü ve teknolojik gelişmelerin yaşandığı, üretim ve dağıtım sisteminin merkezi bir güce bağlı olduğu sosyo-ekonomik açıdan farklılık gösterip uygarlığın bir ölçütü olarak kabul edilen bir olgudur. Heterojen bir toplumsal yapıdan oluşur, büyüklük, yoğunluk ve entegre olabilme düzeyine ulaşmıştır. 2 Kentlerin ilk olarak Mezopotamya'da ortaya çıktığı bilinmektedir. Alaeddin Şenel'e göre göçebe çoban toplum ile yerleşik çiftçi toplum arasında savaşçı bir ilişki sonucunda gerçekleşen fetih ve yerleşme hareketleriyle büyük köyler birleşip kenti oluşturmuştur. 3 Kentleşmenin Güney Mezopotamya'da Uruk Dönemi'nde ortaya çıktığını kabul gören veriler mevcuttur. Özel mülkiyet ve kontrolün bir göstergesi olan silindir mühürlerin ve yazının kullanılıyor olması, seri üretimi sağlayan çömlekçi çarkının ve sabanın kullanılıyor olması, örgütlenmiş siyasi işlevli anıtsal yapıların oluşturulmuş olması bunlara örnektir. 4
1980 sonrasında Türkiye'nin kentleşme ve mekân politikalarında radikal dönüşümler yaşanmaya başlamıştır. Özellikle büyük kentlerde gerek konut gerekse çalışma alanlarında ve hatta kamusal alanlarda, ulaşımda ve diğer kentsel hizmetlerde formelleştirme anlamına gelen önemli bir değişim süreci gözlenir. Aynı dönem bir yandan da neoliberal politikaların da etkisiyle sosyal devlet politikalarının sağladığı kazanımların ortadan kalktığı, formel olanın enformelleştiği, formel ile enformelin yeniden tanımlanıp, sınırlarının yeniden çizildiği bir dönem oldu. Kentin kullanım değeri gözden düşüp değişim değerine odaklanan projeler çoğalırken, kentli vatandaşlar da ödeme güçlerine göre farklı tüketici sınıflara ayrıldı. Kentte gündelik hayatı sürdürmek üzere barınmadan çalışmaya, ulaşımdan kültüre, afetlerden hizmetlere dek birçok alanda yeni zorluklar, ihlaller ve mücadeleler ortaya çıktı. Bu gelişmeler yaklaşık 50 yıl önce geliştirilmiş bir söylemi, bütünsel bir hak olarak Kent Hakkı'nı yeniden gündemimize taşıdı. Kapitalist kentleşme süreçlerine karşı sürdürülen kentsel mücadeleleri Gramscici anlamda çeşitli siperler olarak düşünmek mümkün görünüyor. Peki bu mücadelelerin bir araya gelip eklemlenmesi ve bütüncül bir Kent Hakkı tesisi mümkün olabilir mi? Kent Hakkı ihlallerini formellik enformellik ekseninde tartışmak kentlerin yaşadığı dönüşümleri anlamak ve Kent Hakkı'na yönelik talep ve mücadelelerin ufkunu belirlemek üzere yeni imkanlar sunmaktadır. Anahtar Kelimeler: Enformellik ve Formelleşme, Kent Hakkı, Siper Savaşları, İstanbul Abstract
OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2021
Sanayileşmenin ilk döneminden itibaren kente yerleşme ve kentte söz sahibi olma isteği yalnızca mekânsal bir hak isteği olmamıştır. Kent hem fiziksel hem de sosyokültürel bir olgu olması nedeniyle içinde bulunduğu toplum yapısı ile ilgili önemli bilgiler taşımaktadır. Kentsel mekânın hızlı bir biçimde dönüşümü, içinde bulunduğu toplum yapısını da hızla değiştirmekte ve toplum tarafından değiştirilmektedir. Kent toprağının sakinlerine açılan alanlar, içinde bulunulan döneme ve iktidar yapısına göre değişmektedir. İktidar, kentin anlam dünyasını yaratmakta ve çerçevesini çizmektedir. Kente yerleşmede, kentte söz sahibi olmada ve kentteki hizmetlerin dağılımında sınıf mücadeleleri önemli bir rol oynamaktadır. Kentsel haklar, kent mekanında yaşayanların, kente ait haklarının neler olduğu ve kentsel mekan için alınan kararlarda söz sahibi olmaları üzerine tasarlanmıştır. Kentte insan hakları; günümüzde kentlerde ortaya çıkan hak ihlallerinin engelleyebilmek adına dikkat edilmesi gereken hakları içermektedir. Kentle ilgili olan hakları tanımlamak, kentli hakları açısından önemli bir alanı tanımlayabilmeye olanağı sağlamaktadır. Bu makalenin amacı, kentte en temel insan hakkı olan "kent hakkı" kavramını tarihsel olarak açıklamaktır. Makalenin diğer bir amacı mülkiyet hakkını, kent hakkı kavramı üzerinden tartışmaya açmaktır.
70"lerin ortalarından itibaren, gelişmiş ülkelerde refah devleti politikaları ile sosyal devlet uygulamalarından vaz geçilmesi, gelişmekte olan ülkelerde ise popülist politikaların terkiyle, ulus devletlerin ekonomik ve sosyal alanlardan çekildiği ve bu alanların tamamen piyasa mekanizmalarının insafına bırakıldığı zamanlardayız. Gelişmeler, kentsel mekan ve kentsel yaşam üzerinde de etkilerini hissettirmekte; özelleştirilen ve daralan kamusal alanlar, yatırımlara açılarak talan edilen tarihi bölgeler ve yeşil alanlar, mega projeler ya da büyük altyapı çalışmaları nedeniyle tarihi ve kültürel varlıklar ile doğanın tahribatı, mahalle yıkımları, zorla tahliyeler, kentlerin üst gelir gruplarına ve küresel sermayeye göre tanzimi, sosyo-mekânsal ayrışma…kentlilerin baş etmeleri gereken önemli sorunlar. İktidarların bu gidişattaki suç ortaklıklarını söylemek gerekirse, yöneticiler artık yaşanabilir, adil ve eşitlikçi kentler için çalışmıyorlar, kentlerini sermayeye pazarlama telaşında, adeta birer girişimci gibiler. Neoliberalizmin sadık yöneticileri çağındayız; sermayeyi cezbedip yatırımlarından nasiplenmek üzere her ne pahasına kentlerini markalaştırmak yönetimlerin birincil önceliği. Öte yandan, sermayenin kentsel mekâna müdahaleleri ve yatırımları sanıldığı gibi kentlileri daha varlıklı, kentleri de daha yaşanabilir kılmıyor; tam aksine, gelir uçurumlarını arttıran eşitliksiz ve patlamaya hazır kentlere yol açmakta; ama ne gam, yönetimlerin en büyük derdi, kendi kentine/markasına dünya kenti tacını giydirmek! Amaçlarına ulaşmak için, oyunu sermayenin kurallarına göre oynamaları gerektiğinden, kentlerin sakinleri için sağlıklı barınma ve çalışma koşullarına sahip mekânların temini ve kamu kaynakları ile arazi kullanımının kamu yararı doğrultusunda yürütülmesi gibi kentin kullanım değerine yönelik politikalarla kentlilerin arzu ve talepleri doğrultusunda kentler için çalışmak gibi bir niyetleri de ajandaları da yok. Kentsel politikalar ve planlama kararlarında sermayenin borusunu öttürüyor; kenti tüketilecek koskocaman bir metaya dönüştürme yolunda her yolu mubah görüyorlar.
Frankofoni Dergisi, 2020
Il est possible de définir la ville comme une oeuvre façonnée par l'action mentale et pratique de nombreux individus et par le processus d'une production collective (Lefebvre, 1968). Dans cette étude; d'un point de vue interdisciplinaire, en réfléchissant à l'influence de la langue dans la production de la ville et du droit à la ville, nous nous demandons s'il est possible d'analyser les concepts du droit à la ville et de la justice spatiale à travers des textes / termes. Pour cela, nous allons essayer de suivre les traces des concepts du droit à la ville et de la justice spatiale à travers une analyse du discours dans une perspective socioterminologique (Gambier, 1987, 1993; Gaudin 1993, 2003) au sein de la publication beyond.istanbul du Centre de la Justice Spatiale (Mekanda Adalet Derneği) qui mène des études interdisciplinaires en mettant l'accent sur le droit à la ville et sur la justice spatiale. D'autre part, l'analyse du discours sera soutenue par un entretien réalisé avec les responsables du Centre de la Justice Spatiale sur le concept du droit à ville et de la justice spatiale.
2018
Öz Sosyal bir unsur olarak da kabul edilen din olgusunun, toplumsal yaşamda etkili olmasının yanı sıra; kentin mimarisinde, yaşantısında ve yönetiminde de etkili olduğu söylenebilir. Bu açıdan bakıldığında kentler yaşanılan sosyo-ekonomik süreçlerden sürekli etkilenmekte ve bu süreçte yeniden şekillenmektedirler. Kentlerin de bu süreçlerde içinde vücuda geldikleri uygarlığın elbisesini giydikleri görülmektedir. Bu çerçevede İslam'ın ortaya çıkışıyla birlikte yaşamın tüm boyutlarını içeren bir uygarlık biçimi de ortaya çıkmıştır. İslam kentleri ticari faaliyetlerin egemen olduğu yerlerde ortaya çıkarak, geçmiş uygarlıklarla kurduğu ilişkilerle birlikte bir uygarlık olarak yayılmıştır. Bu yayılma sürecinin teolojik temelinin ise kentsel hayatın dinamiklerine uyumlu bir şekilde geliştiği görülmektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, İslam uygarlığında vücuda getirilen kentin ve kentleşmenin dinamiklerini analiz etmektir. Çalışmada öncelikle İslam kentlerinin temel özelliğine yer verilerek karakteristik unsurları (mimari, sosyal, ekonomi ve yönetim) detaylı olarak irdelenmektedir. Ardından İslam uygarlığının kent ve kentleşmeye olan etkisi Bursa, Fez ve Bağdat kentleri özelinde ele alınmaktadır. Araştırmada İslam kentlerinin kuruluşunda teorik olarak ifade edilen noktaların pratik olarak hayata nasıl yansıdığının ortaya konulması çalışmanın özgün yönünü oluşturmaktadır. Ayrıca çalışma üç farklı coğrafyada vücut bulan İslam kentlerinin bir arada analiz edilmesi yönüyle de ilgili alana katkı sunmayı hedeflemektedir. Çalışma literatür taramasına dayanmaktadır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Ufuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2016
Vankulu Sosyal Araștırmalar Dergisi, 2020
Cumhuriyet Üniversitesi İİBF Dergisi, 2012
Kent Akademisi, 2019
Siyasal Bilimler Dergisi, 2014
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2008
Meltem �zmir akdeniz akademisi dergisi, 2018