Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
22 pages
1 file
Uzun zamandır üniversitelerde verdiğimiz derslerde tarih bölümüne devam eden ya da bölümü bitirmiş genç arkadaşlarda, genel olarak tarihçiler özel olarak da Türk tarihçileri hakkında büyük bir malumat eksikliği olduğunu fark ettik. Yine gözlemlediğimiz kadarıyla bu gençlerimizin çoğunluğu, neredeyse sadece lisans düzeyinde ders kitabı olarak okudukları tarihçileri tanımaktadır. Hatta daha somut örnekler üzerinden söylemek gerekirse, belki İbrahim Kafesoğlu’nu, kitabını okumuş olmaktan dolayı ismen duymakta, ama genel Türk tarihi alanının kurucusu olan Zeki Velidi Togan’ı hiç tanımamaktadır. Okutulan ders kitabı yazarı olan iktisat tarihçisi X bilinmesine karşın, bir Barkan, bir Akdağ, bir Ülgener hiç işitilmemiş olabilmektedir. Ya da meslekten tarihçi olmamasına karşın eski Türk ve Osmanlı tarihyazımına büyük katkılar sağlamış Sencer Divitçioğlu ismi de neredeyse hiç duyulmamaktadır. Bu durum genç tarihçilerin, Türkiye’de var olan büyük tarih birikimine nüfuz etmeleri önünde bir engel olmanın yanısıra tarih bilgi ve görgülerini de ciddi sınırlayan bir olumsuzluk olarak belirmektedir. Oysa disiplinleri büyüten, onları kuran öncü kişiler ve onların yaptıklarını bilmekle başlar. Onların açtıkları yolun genişletilmesi, ancak mevcut birikimin hakkıyla bilinmesi ve bunlara yönelik yapılacak eleştiri ve katkılarla mümkündür. Bu durum hem disiplinin geliştirilmesi için bir zorunluluk hem de ‘ahde vefa’ yönüyle bir gerekliliktir. Türk Tarihçileri kitabımız, lisans öğrencileri başta olmak üzere konuya ilgi duyan herkese, öncü tabir ettiğimiz Türk tarihçilerini belli açılardan inceleyerek onların kısa hayat hikayeleri yanında, tarihçiliklerini göstermek amacıyla hazırlanmıştır.
HÜSEYİN CAVİD’İN “İBLİS” FACİASINA DİNÎ - FELSEFİ BAKIŞ, 2019
Öz Hüseyin Cavid’in (1882- 1941) İblis adlı manzum trajedisi, her ne kadar felsefi yönden araştırılsa da dinî yönden tetkiki tamamen eksik kalmıştır. Hâlbuki “İblis”, yoğun dinî-felsefi görüşleri bir tam olarak ihtiva eden güçlü edebi eserdir. Kaynakları dinden, mitolojiden ve dünya klasik edebiyatından gelen İblis karakterini Hüseyin Cavid dinî- felsefi yönden mükemmel şekilde işleyerek, bedii kudretine göre Lucifer, Demon, Mefistofel ağırlığında olan bir İblis yaratmıştır. Çalışmamızda, Hüseyin Cavid’in İblis eserine istinaden: İblis kimdir? İblis aslında nerededir? İnsanların nefsine ve zaaflarına yenik düşmesinin sebebi İblis mi? Hayır gibi şer de insanın genetik kodundan mı gelir yoksa daha sonra dışarıdan mı edinilir? İblis’ten kurtulmanın çaresi yok mu? İblis’in insanlara ve Allah’a yönelik eleştirileri ne denli etkilidir? Bütün olanların ve olacakların sorumlusu kimdir? Felaketlerden kurtuluş yollarının çözüm anahtarı nerede saklıdır? - gibi sorulara dinî-felsefi yönden cevaplar verilmiştir.
Tarih Dergisi, 2020
ÖZ Edebiyat Fakültesi, İstanbul Üniversitesi'nin ilk ve en önemli fakültesi olma özelliğini taşır. Bu bağlamda fakülte, başta tarih olmak üzere insanî bilimlerin Türkiye'de kurucusu olmak gibi tarihî bir misyona sahiptir. Bu misyon hem yetiştirdiği bilim insanları hem de eğitim-öğretim ve uluslararası bilimsel periyodik yayınlarda kendini gösterir. Bu periyodik bilimsel yayınlardan en önemlilerinden biri, 1949 yılından bugüne kadar yayınlanan Tarih Dergisi'dir. Ord. Prof. M. Cavid Baysun tarafından tesis edilen dergi, kısa süre içinde önemli periyodik dergiler arasında yerini almıştır. Derginin ürün olarak ortaya çıkmasında iki önemli safhanın olduğunu belirtmek gerekir. Bunlardan biri, dergide yer alacak makalelerin basıma hazır bir hâle getirilmesi; diğeri ise derginin basım aşamasıdır. Bu makalede derginin özellikle 1974-1983 yılları arasındaki basımı ve basım safhası ele alınmakta ve bu bağlamda makalelerin basıma hazır hâle getirilmesi; uzun ve ince bir yol olan Edebiyat Fakültesi Basımevi'ndeki basım süreci üzerinde yoğunlaşılmaktadır.
Great breaking moments caused by wars have an important place in Turkish literature. The authors wrote the works of the wars period for reasons such as keeping the national consciousness alive, reinforcing the identity element, transforming the historical data into a memory element; they can give before, during and after the battle. We should evaluate the prewar works for propaganda purposes and, the postwar works as they wrote with the desire to create memory and to be an alternative to official history. The works written during the period of the war, on the other hand, have a more special meaning area. creating memory and being an alternative to official history. The works written during the period of the war, on the other hand, have a more special meaning area. These works, which are directly in the field of war literature, have many functions apart from their dramatic style and goals. The writer's witnessing of the war, who undertakes the duty of being the spokesperson of social life, makes these works directly into historical material. The author, who works during the war, has to remove the aesthetic distance in the narrative and increase the observation and sincerity. However, the target audience of the works written during the war is also an important issue. Works are created sometimes to encourage the soldiers at the front, and sometimes to instill morale among the people behind the front, sometimes to create an opinion for the states of the world, and sometimes to present a historical, cultural and communicative memory and space construction to future generations in case of a possible loss. If the author also participated in the war and took part in or behind the front, the purpose of his work may also be to convey war neuroses. For this reason, the concept of war literature should be evaluated within its historical and social conditions and its meaning area should be analyzed very accurately. War literature products, which constitute an important corpus in Turkish literature, are very valuable and suitable for holistic reading, especially at the point of creating a memory and history, starting from the modern literature. A special example among these is the novel Ateşten Gömlek, written by Halide Edip Adıvar while the war was still going on and the author was on duty at the front. This novel of the author, when the themes in it are followed, offers a reading in accordance with Freud's thought of war neuroses. In this paper, war neuroses, which is an important title of psychoanalysis, will be applied to the novel Ateşten Gömlek, which is accepted as the novel of the War of Sakarya.
Türklük bilimi araştırmaları, 2012
Yeliz OKAY * ÖZ: Etnografya ve halkbilim çalışmaları literatürünün oluşmasında saha ile ilgili dergilerin önemi büyüktür. Türk Etnografya Dergisi, etnografya ve halkbilim çalışmaları adına ulusal ve uluslararası bilimsel nitelikli makaleleri içermesi ve alan ile ilgili geleceğe yönelik önerilerde bulunan makaleleri yayınlaması bakımından incelenmeye değerdir. Bugün aynı zamanda tarihsel belge niteliği taşımakta olan derginin genel değerlendirmesinin ve fihristinin, etnografya ve halkbilim sahasında çalışmalar için bir katkı olabilmesi beklenmektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi
TÜRK COĞRAFYA DERGİSİ, 2015
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2019
Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), 2023
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi
MEHMED FENNÎ EFENDİ’NİN ŞİİR MECMUASI: NURUOSMANİYE KÜTÜPHANESİ NO:4959, 2024
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2021
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi
TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN DOĞUŞU: Türk Yurdu Dergisi (1911-1931), 2018
Journal of Universal History Studies
Türk Folklor Araştırmaları dergisi, 2024
Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi, 2019