Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Türk kültüründe renkler en eski dönemlerden itibaren önemli kavramlar olmuştur. Gerek inanışlarda gerek sosyal hayatta gerekse şahıs ve yer adlarında oldukça sık kullanılan renkler, çeşitli inanışların ya da doğrudan kültürün etkisiyle gerçek anlam değerlerinin dışında yeni anlam alanları kazanmışlardır. Bu bağlamda renk adları da bazı duygu değerlerinin dildeki temsilcisi olmuştur. Renk adlarının kazandığı bu duygu değerleri kültürün aktarımında da önemli rol oynamıştır. Atasözleri Türk toplumunun geçmişten bugüne yaşadığı tecrübeleri ve bu tecrübeleriyle birlikte öğütlerini yansıtan dil öğeleridir. Bu çalışmada Türkiye Türkçesindeki atasözleri taranmış ve renk adlarının geçtiği sözler tespit edilmiştir. Bu sözler duygu değeri bağlamında ele alınarak Türk düşünce dünyasında renklerin yansıması tespit edilmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte renk adlarının birbirleriyle olan ilişkisi de değerlendirilmiştir. Böylece atasözleri özelinde renklerden hareketle kültürdeki renk dünyası anlaşılmaya çalışılmıştır.
Öz Her kültür, kendi toplum hayatı içerisinde önem verdiği kavramları kelime boyutunda dilin söz varlığı içerisinde yaşatır. Hem yazılı hem de sözlü olarak Türkçe söz varlığında çokça kullanılan akrabalık adları, Türk kültürü içerisinde önemli bir yer tutmaktadır. Yani, Türkler akrabalık kurumuna önem verdikleri için akrabalık bildiren kelimeleri yazılı ve sözlü dilde geniş bir şekilde kullanmaktadır. Tam tersi bir bakış açısıyla dilde akrabalık bildiren kelimelerin çok ve çeşitli olması Türklerin akrabalık kurumuna verdiği önemi de göstermektedir. Bir kelimenin söyleyen, dinleyen ya da okuyan üzerinde bıraktığı duygusal etkiye duygu değeri denmektedir. Toplumun hayata bakış açısını ve yaşayışını gösteren atasözleri içerisinde akrabalık adlarının kullanımı birçok yerde duygu değeri bakımından bilgiler sunmaktadır. Bu çalışmada söz varlığının önemli bir üyesi olan ve Türkiye Türkçesi atasözleri içerisinde yer alan akrabalık adlarına semantik olarak yaklaşılacak ve onların duygu değerleri ele alınacaktır. Abstract Every culture, within its social life, lays emphasis on the concepts of language within the vocabulary of words. The kinship names which are widely used both in written and verbal terms in Turkish have an important place in Turkish culture. The Turkish people use words that express kinship broadly in written and verbally because they attach importance to the kinship institution. Kinship names are very diverse and the variety shows the importance that the Turks give to the kinship institution. It is called connotation that influence the emotion of teller, listener or reader. The use of kinship terms among the proverbs that show society's life are providing information in terms of emotion value in many proverbs. In this study, kinship terms which are an important member of the vocabulary and which are included in the Turkish proverbs will be approached semantically and their emotional values will be discussed.
TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE ATASÖZLERİNDE EVCİL VE VAHŞİ HAYVANLARA YÜKLENEN DUYGU DEĞERLERİ VE ÖNEMİ - DOÇ. DR. İLKNUR MANGIR KARAGÖZ ANI KİTABI, 2020
Tabiatla iç içe yaşayan ve Orta Asya'dan dünyanın pek çok yerine savaş, göç vb. nedenlerle göç eden zengin bir medeniyet ve kültüre sahip Türkler bozkır kültürüne bağlı olarak avcılıkla geçinmiş bunun yanı sıra aynı zamanda yerleşik hayatın bir gereği olarak tarım ve hayvancılıkla uğraşmış, konargöçer hayatın bir gereği olarak hayvanlarla iç içe yaşamış, onları evcilleştirmiş onlardan çeşitli şekillerde faydalanmıştır. Türkler bazı hayvanları sevmiş, hürmet ve sevgi göstermiş, inançlarının bir gereği olarak dini ve kutsal bir misyon yüklemiş hatta sembolleştirmiş, bazı hayvanlara ise mesafeli yaklaşmış, bazılarını dışlamış, bazılarını hem övmüş hem eleştirmiş, bazılarına olumlu duygu değeri yüklerken bazılarına da olumsuz duygu değeri yüklemiştir. Türkçenin ilk yazılı kaynaklarından Göktürk Yazıtlarından Karahanlı dönemi eserlerinden Kutadgu Bilig, Atabetü'l-Hâkâyık ve Divanü Lügati'-t Türk'den başlayarak Dede Korkut Hikâyeleri ve Velet İzbudak'ın Kitâb-ı Atalar (Süleymaniye Ktp. Fatih nr. 3543, vr. 115b-136a) adlı eserden yola çıkarak hazırlamış olduğu 15. yüzyıla ait 697 atasözünü kapsayan Atalar Sözü adlı kitaptan günümüze Türklerin sözlü edebiyat ürünlerinden atasözlerinde evcil ve vahşi hayvanlara yaklaşımlarını ve yükledikleri duygu değerlerini ölçünlü Türkiye Türkçesi ve ağızlarda ortaya koymayı amaçlayan bu çalışmada mesele art ve eş zamanlı yöntemle tasvirî bir şekilde ele alınmış ve değerlendirilmiştir. Çalışmada ölçünlü Türkiye Türkçesine ait 1510 ve ağızlara ait 994 olmak üzere toplam 2504 atasözü üzerinde durulmuş ve değerlendirme yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Türkiye Türkçesi, atasözü, evcil hayvan, vahşi hayvanlar, duygu değeri. Giriş Dil içi dünya görüşünün bir tezahürü olarak atasözleri ait oldukları milletin kültürünü, karakterini, dünya görüşünü, mizah duygusunu, ahlaki görüşünü, töre ve geleneklerini, gözlem gücünü, düşünme tarzını, ifade gücünü ve deneyimlerini ortaya koyar ve yansıtır. Türkçenin ilk yazılı belgelerinden Göktürk Yazıtları'nda yazıtların amacına, içeriğine ve kısıtlı yer imkânına göre sınırlı olarak yalnızca 3 atasözüne yer verilmiştir (Aksan, 2014b: 148). Tonyukuk yazıtında yer alan ve uzaktan bir işin içine girilmeden gerçeğin anlaşılamayacağını, dış görünüşün yanıltıcı olabileceğini anlatan atasözünde boğaya yer verildiğini görüyoruz (Aksan, 2014b: 149). Toruk būkalı semiz būkalı ırakda bilser semiz būka, toruk būka tiyin bilmez ermiş. (T 5-6) (Anlamı: Zayıf boğa ile semiz boğayı uzaktan bilseler (bilmek zorunda kalsalar) semiz boğa mı zayıf boğa mı diye bilemezlermiş) (Ercilasun, 2016: 596-597). Dîvânu Lugâti'-Türk'te genel olarak hayvanla ilgili olarak yer verilen kişi alası içtin yılkı alası taştın (kişi(nin) alacası içte, hayvan(ın) alacası dışta) ve kişi sözleşü, yılı yıdlaşu (kişi konuşarak, hayvan koklaşarak) atasözleri günümüze anlamlarını koruyarak küçük ses ve şekil bilgisi değişiklikleri ile ulaşmıştır (Ercilasun, 2020: 178, 198). Tekrar edilenler hariç 266 saw'a yani atasözüne yer verilen Dîvûnu Lugâti't-Türk'te Türklerin 11. yüzyılda atasözlerinde pek çok hayvan adına yer verdikleri görülmektedir (Ercilasun, 2020: 53).
2013
Bu arastirmanin amaci, Ilkogretim 1-5. Siniflar Programi nda yer alan degerler dogrultusunda Turkce derslerinde deger egitiminde hangi atasozlerinin kullanilabilecegini belirlemektir. Bu amaca ulasabilmek icin Ilkogretim Programi nda hangi degerlere yer verildigi ve Turkce derslerinde deger ogretiminde hangi atasozlerinin kullanilabilecegi belirlenmeye calisilmistir. Arastirmada nitel arastirma tekniklerinden dokuman incelemesi teknigi kullanilmistir. Arastirmanin birinci boyutunda, Ilkogretim Programi icinde yer alan hangi derslerin ogretim programinda, ogrencilere kazandirilmasi ve gelistirilmesi beklenen degerlerin yer aldigi belirlenmistir. Bu baglamda analiz birimi olarak secilen deger dogrultusunda Ilkogretim Programi analiz edilmistir. Arastirma kapsaminda; adil olma, aile birligine onem verme, bagimsizlik, bilimsellik, caliskanlik, dayanisma, duyarlilik, durustluk, estetik, hosgoru, misafirperverlik, saglikli olmaya onem verme, saygi, sevgi, sorumluluk, temizlik, vatanseverl...
S iv a s C um huriyet Ü n iv e r site si E d eb iy a t F akültesi Türk H a lk b ilim i B ö lü m ü ÖZET Türk Dil K urum u'na ait güncel Türkçe sözlükte "U zun deneme ve gözlem lere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte söz, deme, mesel, sav, darbımesel." şeklinde tanım lanan atasözü, milletlerin yüzyıllar boyunca edindikleri tecrübelerini, deneyim lerini ve kendilerine has dünya görüşlerini, yaşayışlarını görmemizi sağlayan önemli kültürel kaynakların başında gelir. Atasözleri bir taraftan ait oldukları milletlerin sosyal, kültürel, dinî ve dünyevî görüşlerini yansıtırken diğer taraftan m illetlerin geçmişi ile bugünü arasında bir köprü durumundadırlar. Ortak bir tarihî geçm işe sahip toplumların, yaşadıkları ortak kültürel değerler ve hissettikleri milli duygular; birbirlerinden ne kadar uzaklaşırlarsa uzaklaşsınlar her şekilde ortak sözlerle ve benzer anlatılarla karşım ıza çıkmaktadırlar. Dünya üzerinde millî duyguları, vatan ve yurt kavramlarını derinlemesine yaşayan ve onlara sahip çıkan milletlerin başında Türkler gelir. En küçük bir egem enlik baskısına boyun eğmeyen, asim ilasyona karşı durup bağım sızlık için yüzyıllar boyunca at sırtında öm ür sürmeye razı olan atalarımız, nesillerine ateşi hiç sönmeyecek vatan, millet, yurt ve birlik duygularını miras bırakmışlardır. Türk boylarının sahip oldukları destanlar, halk hikâyeleri ve şiirler bu duyguları en iyi şekilde yansıtm alarına rağmen, hacim ce büyüklükleri verilm ek istenen mesajın, dersin, öğüdün doğrudan verilmesini zorlaştırmaktadır. Bu noktada ciltlerce tarihi, sosyal ve kültürel bilgiyi tek bir cümlede özetleyen atasözleri dikkati çeker. Perçinlenerek günüm üze kadar ulaşm ış atasözleri, gerek iyi birer eğitim aracı olmaları gerekse ortak duygu ve düşünüş ekseninde buluşan toplum ların beraberliğini kam çılam adaki önemlerini her daim koruyacaklardır. Bu çalışm am ızda ortak duygu ve düşünce üzerine hemhal olmuş Türk dünyasına mensup boyların atasözleri arasında karşılaştığım ız vatan, yurt, birlik, beraberlik kavramları ile milli duyguları öne çıkaran ortak atasözleri tanıtılacaktır. Bu sayede Türk dünyasında kaybettirilm eye çalışılan ortak tarihi ve milli hislerin canlandırılm asına, tarih öncesi devirlerden beri sahip olduğumuz birlik ve beraberliğin atasözleri ile yeniden gündeme getirilm esine katkı sağlanacaktır.
ÖZET Kültür toplumun değerlerini kuşaktan kuşağa aktaran bir hafıza niteliğindedir. Kökleri aynı olan toplumlar her ne kadar çeşitli nedenlerle farklı coğrafyalarda yaşasalar da ortak geçmişin izlerini kültüründe yaşatırlar. Kültürde yer alan ögeler yüzyıllar boyu bazı küçük değişikliklere uğrasa da toplumun hafızası içerisinde yaşamaya devam eder. Bu bağlamda atasözleri Türk dünyası için oldukça önemlidir. Türk dünyasının ortak geçmişinin izlerini bu sözlerde bulmak mümkündür. Atasözleri dil içerisinde pratik faydalarının yanısıra en önemli işlevini kültürü saklayıp aktarmasıyla yapmaktadır. Kısaca Atasözleri Türk toplumunun geçmişten bugüne yaşadığı tecrübeleri ve bu tecrübeleriyle birlikte öğütlerini yansıtan dil ögeleridir. Atasözleri içerisinde kültüre ait farklı ögeleri bulundurur. Bu ögelerden birisi de sayılardır. Bu sözler içerisinde yer alan sayı adları sıradan matematiksel ögeler değillerdir. Her bir sayının bir anlam alanı ve bu kültüre sahip kişiler tarafından bilinen değeri bulunmaktadır. Atasözlerinde yer alan sayı adlarındaki anlamlar yüzyılların birikimini gösteren önemli delillerdir. Bu çalışmada Türkçenin farklı lehçelerinden tespit edilmiş olan atasözleri ele alınarak bu atasözlerindeki sayılar ve onların anlam alanları ve duygu değerleri incelenecektir. Abstract: Culture is like a memory that transfers the social value between generations. Societies that are from same root sustain the common scars in their culture much as live in different places because of various reasons. Even though the different elements in culture have undergone some minor changes for centuries, they continue to live in the memory of society. Proverbs are important for Turkish world in this context. It is possible to find common scars in Turkish proverbs. The proverbs, in addition to their practical benefits in language, do their most important function by storing and transmitting the culture. Shortly proverbs are language items that contain advices and experiences from past to present. Proverbs contain the several culture elements. One of these elements is Numbers. The Numbers in Turkish proverbs are not ordinary mathematical elements. Each number has semantic field, and a value known by people who are in this Culture. The meanings of the numbers in the proverbs are important evidence showing the accumulation of centuries. In this article proverbs that are from different dialects in Turkish will be analysed and their semantic fields will be evaluated.
2014
TÜRK ATASÖZLERİNDE GÖNÜL KAVRAYIŞI Levent BAŞARKANOĞLU* Öz Atasözleri, kendisini var eden toplumun kültürel birikimlerini, değer yargılarını, dünya görüşünü aktaran halk bilgisi ürünleridir. Gönül, Orhun Abidelerinden bugüne Türkçenin söz varlığı içinde canlılığını hiç yitirmeden günümüze kadar gelmiş bir sözcüktür. Bu çalışmada Türk atasözlerindeki gönül kavramı üzerinde durulmuş, yetmiş atasözü metni; gönlün algısal, duygusal, aklî ve çevresel boyutlarına göre tasnif edilerek değerlendirilmiştir. Türk irfanında derin yansımaları olan bu kavram algısal bir zemine oturtularak tematik yönden incelenmeye çalışılmıştır.
2020
Renkler insan dusuncesinde ve duygularinda ve dogal olarak dilde onemli bir yer tutmaktadir. Turkce ister agiz edebiyatinda isterse de yazili edebiyatta renk ifade eden kelimelerle zengindir. Bu kelimeler Turkcenin sozluklerinde ve abidelerinde ozel bir yer almakta ve zengin semantik ozellikler tasimaktadir. Somut orneklerle bu renk nuanslarinin semantik, islevsel ve gramer ozelliklerinin uzerine Turkoloji’de kiymetli arastirmalar olsa da ayri ayri yontemlerle bu meselenin daha derinden islenmesine ihtiyac duyulmaktadir. Makalede ak, al, kara, sari, gok, yesil, boz, doru, yagiz renklerine ayrica dikkat cekilmis ve bu konuya aciklik getirilmeye calisilmistir.
Ondokuz Mayis University Journal of Education Faculty, 2021
Deyim ve atasözleri bir milletin kültür hayatına dair ipuçları sunan ve nesiller arasında bağlantı kuran kodlardır. Eğitim ve öğretim faaliyetleri aracılığıyla bu kodlar, çocuklara aktarılmaya çalışılır. Örgün eğitim kurumlarında birincil ders gereci olarak kullanılan ders kitaplarının söz konusu kültürel kodları da içermesi beklenir. Bu çalışma ile ortaokullarda okutulan Türkçe ders kitaplarında kültür mirasını öğrencilere diğer temalara nazaran daha yoğun şekilde tanıtması gerektiği beklenen "Millî Kültür" başlıklı tema metinlerinde deyim ve atasözü varlığı tespit edilmeye çalışılmaktadır. Nitel modeldeki araştırmada 2018-2019 eğitimöğretim yılı için Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca okutulmasına karar verilen 5, 6, 7 ve 8. sınıf Türkçe ders kitapları doküman analizi yoluyla incelenmiştir. Çalışmanın sonunda ders kitabı yazarları ve alan araştırmacılarına yönelik öneriler de sunulmuştur.
Journal of Turkish Studies, 2015
İnsan hayatının vazgeçilmez bir unsuru olan "ateş" görüntüsü, yakıcı ve yok edici yönüyle insanda merak, korku ve sakınma duygusu yaratmıştır. Ateş canlı olarak tasavvur edilmekte ve onun bir ruhu olduğuna inanılmaktadır. Ateş iyeleri kendilerine gereken özen gösterildiği zaman insanları her türlü tehlikeden korur. Bu özelliklerinden dolayı ateş, kutsal sayılmış ve etrafında birtakım ritüeller oluşarak bir kült haline gelmiştir. Ateş, bütün bu özellikleriyle atasözlerine de konu olmuştur. Atasözleri de tıpkı diğer halk bilgisi ürünleri gibi yaratıldıkları toplumların kültürel damgasını taşırlar. Ortak bir geçmişe ve kültüre sahip olan Türk boylarının hepsinde aynı anlama gelen ateşle ilgili atasözlerinin varlığı da Türklerin "ateş" hakkındaki mitik düşüncesinin ortak bir sonucudur. Türk boyları arasında atasözleri dışındaki halk bilgisi ürünlerinde ateş iki şekilde karşımıza çıkar. Onun hem iyi hem de kötü tarafını görürüz. Fakat Türk boyları arasında tespit edilen atasözlerinde "ateş" genellikle kötü yönüyle ele alınmıştır. Kötü olan ateşin kendisi değildir. Ateş bir gösterge olarak kullanılmıştır. Kötü durumları anlatmak, insanları uyarmak, ateşin korunması gerektiğini anlatmak, kadının hangi durumlarda zarar vereceğini, düşmana karşı temkinli olunması gerektiğini, bir işi yapmaya müsait olmayan kişinin o işi yapmakla görevlendirilmesinin doğuracağı olumsuz sonucu anlatmak, insanların tedbir almasını sağlamak, bir araya gelmeleri uygun olmayan şeylerin bir araya getirilmemesi gerektiğini anlatmak için ateş kullanılmıştır. Türk dünyası atasözlerinde "ateş" zararlı şeylerin göstergesi olarak kullanılmıştır.
2023
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de halk biliminin bir disiplin olarak kabul edilmesi ilk olarak “halkın kim olduğu” sorusunu ve tanımlama çabasını beraberinde getirmiştir. 19. yüzyıldan itibaren, milleti oluşturan toplumsal gruplar halk olarak tanımlanırken halkın fiziksel olarak köylerde olduğu yönündeki kabul halk bilimcileri araştırma alanı olarak köylere yöneltmiştir. Türk halk bilimi tarihinde halkın kim olduğu birçok araştırmacı tarafından tanımlanmıştır. Atasözleriyle ilgili referans kaynaklarının büyük bölümünün tarandığı bu çalışma, içinde köy, köylü, şehir, şehirli sözcüklerinin geçtiği Anadolu sahası Türk atasözlerine odaklıdır. Yazılı kaynaklardan tespit edilen örneklerden hareketle, yazının temel amacı sözlü bellekte halkın iki temel dinamik olan “köylü” ve “şehirli” kimliği üzerinden nasıl tanımlandığını ortaya koymaktır. Mekân olarak köy ve şehirdeki imkânlar, fiziksel şartlar ile sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkiler kaçınılmaz olarak toplumsal rol, sorumluluk ve kimlikleri de etkilemektedir. Sözlü anlatım türlerinden biri olan atasözlerinin uzun gözleme dayanması, halkın deneyiminin ürünü olmasının yanı sıra bilgece söylenmiş özlü anlatımlar olması yönüyle atasözlerinde köylü ve şehirli algısının tespiti önemlidir. Bu bakımdan köy, köylü, şehir ve şehirlinin nasıl tanımlandığı, köylü ve şehirli arasındaki ilişkinin olumlu veya olumsuz bakış açısıyla nasıl vurgulandığı ve atasözlerinde niceliksel olarak hangisinin ön planda olduğu gibi sorular yanıtlanmıştır. Çalışmanın neticesinde, atasözlerinde fiziksel, mecazi veya temsilî bir mekân olarak köyün şehre göre bariz biçimde öne çıktığı görülmüş; olumlu, olumsuz ve nötr özellikleriyle köy algısının çok boyutlu bir görünüm taşıdığı anlaşılmıştır. Bu sınıftaki atasözlerinin halk biliminin araştırma konularını ve Türk kültürünün kodları ile köy arasındaki yakın ilişkiyi yansıttığı tespit edilmiştir. Öte yandan, “şehir” veya “kent” sözcüklerinin geçtiği az sayıdaki atasözü, sözlü bellekte şehrin yaşam kalitesi ve düzeniyle hiyerarşik olarak köyden daha yukarıda konumlandırıldığını göstermiştir. Diğer taraftan, “köylü” kelimesinin; başta cehalet olmak üzere terbiye veya anlayış noksanlığı, manipülasyona açıklık, sosyal statüde düşüklük, sahtekârlık ve güvensizlik gibi durumlarla ilgili mesajlar vermek amacıyla sıkça kullanıldığı ve bu açıdan “köylü”den; insanların karakter, kimlik, tutum ve dünya görüşüne dair olumsuzluk veya eksiklikleri ifade etmede sıkça yararlanıldığı anlaşılmıştır. Bu görünümün, 19. yüzyılda halk bilimi araştırmalarındaki köye yönelen dikkatle ve halkın nasıl tanımlandığıyla da örtüştüğü belirlenmiştir.
Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 2018
ÖZ: Söz edimleri kuramı J. L. Austin tarafından ortaya koyulmuş bir dil felsefesi kuramıdır. Bu kurama göre bir şey söylendiğinde aynı zamanda bir şey yapılmış olur. Söylenen her söz muhatabının duygu ve düşünce dünyasında birtakım değişiklikler gerçekleşmesine neden olur. Bu değişiklikler ise düzsöz edimi, edimsöz edimi ve etkisöz edimi adı verilen üç boyutta gerçekleşir. Atasözleri ve deyimler farklı boyutlardaki toplumların/toplulukların kendi kültürlerini yaşattıkları ve bunları geleceğe aktardıkları dil unsurlarıdır. Bu sözler içerisinde toplumların/toplulukların hayata bakış açılarını ve düşüncelerini bulmak mümkündür. Bu sözler aynı zamanda ait oldukları toplumların kendilerini ve diğer toplumları tanımlama araçlarıdır. Bu nedenle toplum ifade eden kelimelerde birtakım duygu değeri bulunmaktadır. Yine atasözleri ve deyimlerde söylenen sözlerle bu toplumlar tanımlanmakta, bu toplumlarla ilgili çeşitli öğütler verilmektedir. Dolayısıyla bu sözler içerisinde toplum ya da topluluk ifade eden kelimeler sıkça kullanılır. Atasözleri ve deyimlerin bu özelliklerine söz edimleri bağlamında bakıldığında ne türden edimlerin gerçekleştiği buna bağlı olarak hangi duygu ve düşünce değişimlerinin gerçekleştiği önem dikkate değerdir. Atasözleri ve deyimlerde geçen toplum/topluluk adlarının duygu değerleri de bu edimlere anlamsal katkı sağlamaktadır. Bu çalışmada öncelikle Türkiye Türkçesi atasözleri ve deyimlerinde geçen toplum ve topluluk bildiren adlar tespit edilmiştir. Daha sonra bu kelimelerin duygu değerleri olumlu/olumsuz ya da yansız/nötr bağlamında ele alınmıştır. Duygu değerinin etkisiyle Austin'in söz edimleri kuramı bağlamında bu sözlerdeki edimler incelenmiş, bunların toplumun kendisini ve ötekisini tanımlamadaki konumu gösterilmiştir. Bu sözlerde geçen düzsöz edimleri, edimsöz edimleri ve etkisöz edimleri ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Söz Edimleri Kuramı, Austin, atasözleri, deyimler, duygu değeri. ABSTRACT: The theory of speech acts is a theory of language philosophy introduced by J. L. Austin. According to this theory, when something is said, something is done at the same time. Every word that is said will cause some changes in the addressee's emotions and thoughts. These changes take place in three dimensions, namely the locutionary act, the illocutionary act and the perlocutionary act. Proverbs and idioms are the elements of language in which societies/communities of different sizes sustain their own cultures and transfer them to the future. In these proverbs and idioms, it is possible to find the perspectives and thoughts of societies/communities. They are also the * Dr. Öğretim Üyesi-Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü/Nevş[email protected]
Öz Bu araştırmanın amacı Türkçedeki atasözü ve deyimlerde geçen özel adları incelemektir. Nitel araştırma deseninde doküman incelemesiyle gerçekleştirilen çalışmanın veri kaynakları Türk Dil Kurumu tarafından hazırlanan Türkçe Sözlük ile Ömer Asım Aksoy'un Atasözü ve Deyimleri Sözlüğü'dür. Verilerin analizinde betimsel analizden yararlanılan araştırmada özel adlar, kişi adları, millet adları, yer adları, dinle ilgili adlar ve din/mezhep adları olmak üzere beş kategoride incelenmiştir. Bu kategorilerden kişi adlarında 54, millet adlarında 11, yer adlarında 43, dinle ilgili adlarda 9, din/mezhep adlarında da 5 farklı özel ismin yer aldığı belirlenmiştir. Atasözü ve deyimlerde en fazla kullanılan özel adların ise kişi adlarında Ali (f=13) ve Mehmet (f=5); millet adlarında Çingene (f=9) ve Arap (f=5); yer adlarında Bağdat (f=9) ve Mekke (f=6); dinle ilgili adlarda Allah (f=114) ve Hak (f=8); din/mezhep adlarında da Yahudi (f=3) olduğu tespit edilmiştir. Araştırma bulguları tablolar hâlinde sunulmuş, tablolarda her bir kategori altındaki özel adlara ve bu özel adların içinde geçtiği atasözü ve/veya deyimlere yer verilmiştir.
2019
OZ Bu calismada amac; tarih boyunca ortak bir gecmise ve kulture sahip olan Turklerin atasozlerinde tuzu ayni veya benzer anlamlara gelecek sekilde kullandiklarinin orneklerle aciklanmasidir. Ait olduklari toplumlarin hayata bakislarini, inanclarini ve sahip olduklari degerleri yansitan atasozleri incelendiginde Turklerin tuza ayni anlamlari yukleyerek kullanmasi ve tuzu kult kabul etmesi ortak bilincle hareket edildiginin kanitidir. Basit bir kimyasal bilesik olan sodyum klorur, bilinen adiyla tuz, insan vucudunun bir bolumunu olusturdugu gibi tarih boyunca insanlar icin onemli olan bir gida maddesi olarak varligini korumustur. Tuzun en onemli ozelligi besin maddelerini uzun sure saklamak amaciyla kullanilmasidir. Insanlik tarihinin gidisatini etkileyen ve uygarliklari sekillendiren bir madde olan tuza toplumlar cesitli anlamlar yuklemislerdir. Ortak bir gecmise ve kultur birikimine sahip olan Turkler icin tuz yuzyillar boyu hem gida maddesi olarak hem yuklendigi manevi anlamlar ba...
2014
Atasozleri ve deyimler, uzun deneme ve gozlemlere dayanarak kisaca soylenmis ve halka mal olmus sozlerdir. Bu sozlerde halk tarafindan bir kabul edis, bir benimseme soz konusudur. Ayni zamanda bu atasozu ve deyimler, toplumun deger yargilarini, kulturel ozelliklerini de yansitir. Butun bu ozelliklerinin yaninda deyim ve atasozlerinde genel yargilara aykiri, toplumdaki herkes tarafindan benimsenmeyen bir dusunceyi ifade eden “olumsuz yargili atasozleri” veya bir milleti, bir nesneyi, bir hayvani kotuleyici, onlari kucuk dusurucu birtakim yargilari ifade eden sozler de bulunabilmektedir. Fakat atasozlerinin ozellikleri iyi bilinir ve bu ozellikler goz onune alinirsa, olumsuz yargili sanilan pek cok sozun gercek bir atasozu olmadigi veya gercekten menfi bir yargiyi anlatmadiklari; bununla birlikte gerek kullanimda gerekse algilayis ve degerlendirmedeki yanlislarinin bazi deyim ve atasozleri icin zaman zaman boyle bir dusunce olusturdugu anlasilmaktadir. Atasozleri ve deyimler ait olduk...
Atasözleri ve Deyimler Üzerine İncelemeler, 2020
Azerbaycan ve Türkiye Türkçesi’nde Ortak Kullanılan Atasözlerinin Konuları Üzerine, 2022
Atasözleri, sözlü edebiyattan günümüze kadar korunarak ulaşan sözlü kültürün kıymetli bir parçasıdır. Bir ulusun milli değerlerinin bir göstergesi olarak kabul edilen atasözleri, kendi içinde büyük bir miras arındırmaktadır. Dedelerimizden, atalarımızdan gelen bu nasihat dolu sözlerde ifade edilen hikmetle, bir milletin, bir ulusun ve nesillerin zekâ ışığında ortaya çıkan ahlâk, değer, felsefe, milli idrak ve düşünce ile tanışırız. Milletin tarihini, kültürünü, örf-adet ve geleneklerini yansıtması açısından atasözleri oldukça büyük önem taşımaktadır. İnsanlar, günlük yaşamlarını, geleneklerini, etik ve estetik değerlerini poetik biçimde atasözlerine yansıtmışlardır. Tarihi geçmişimizin ruhunu kendisinde barındıran atasözleri, bir hikmet hazinesidir. Hayat, yaşam, doğa, hayvancılık gibi çeşitli konularda ele alınan bu öğüt verici sözler, dil zenginliği ve anlatım gücüyle de dikkat çeker. Eski Türk yapıtlarından başlayarak günümüze kadar gelen atasözleri, Türk coğrafyasında zaman zaman kullanım ve anlam değişimine uğramıştır. Ama genel anlamda, bu hikmet dolu sözlerin ortak şekilde kullanıldığı görülmektedir. Zengin bir kültüre sahip olan Türk Dünyasının büyük tarihi geçmişinin öğrenilmesi açısından atasözlerinin araştırılması, öğrenilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması bu büyük coğrafyanın sosyo-kültürel hayatının nasıl geliştiğini ortaya koyan önemli göstergedir. Atasözleri, bir milletin milli kimliğinin, zekâ birliğinin aydın bir tezahürüdür. Bu çalışmada Azerbaycan ve Türkiye sahasında ortak kullanılan atasözleri ele alınmış, anlam bakımından tahlil edilmiştir. Çalışmada dağ kavramı, hayvan isimleri, nasihatlerle ilgili atasözlerine yer verilmiştir. Çalışmanın amacı Türkiye ve Anadolu sahasında ortak kullanılan atasözlerinin anlam bakımından taranması ve tahlil edilmesidir. Araştırma sonucunda Türklerin benzer coğrafyada yaşayarak ortak geçmişe ve kültüre sahip oldukları tespit edilmiştir. Çalışmada Ömer Asım Aksoy’un “Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü” (1995), Celal Beydili’nin “Atalar Sözleri” (2004), Ebülgasım Hüseynzade’nin “Atalar Sözleri (1985) ve Metanet Yakupkızı’nın “Atalar Sözleri” (2013) kitaplarından derlemeler yapılmıştır.
DergiPark (Istanbul University), 2013
Günümüzde 'cinsiyet çalışmaları ' akademik veya popüler pek çok araştırmanın konusudur. Kadın ve erkek kimliklerinin algılanışı farklı toplumlarda, farklı zaman dilimlerinde ve farklı kültür zeminlerinde çeşitli görünüm ve sunumlarda karşımıza çıkmaktadır. Esas itibari ile cinsiyet çalışmalarının çıkış noktasını kadın merkezli araştırmalar oluşturmaktadır. Toplumsal cinsiyet kavramı söz konusu olduğunda çalışmaların 'kadın araştırmaları' üzerine odaklandığı görülür. Ancak bir toplum içerisinde kadınlığın nasıl ve ne şekilde anlam kazandığına layıkıyla bakmak için 'erkeklik' algısı ve kurgusunu da anlamak ve göz önünde bulundurmak gerekir. Dolayısı ile bütüncül bir cinsiyet algısını kavrayabilmek için hem kadınlığın hem de erkekliğin nasıl ve ne şekilde inşa edildiğini ifade etmek gerekir. Kadın ve erkek algısının okunacağı en önemli sahalardan bir tanesi de 'dil'dir. Bu çalışmada anonim bir hüviyete sahip, toplumsal bellek olarak kabul edebileceğimiz atasözlerinde cinsiyet algısı, cinsiyetlere atfedilen roller, atasözlerinin kadınlar ve erkekler hakkında neler söylediği ve cinsiyetlere bakışı üzerinde durulacaktır.
TURKİSH STUDİES , 2010
Edebiyat, sosyoloji ve sanatın inceleme alanına giren renk kavramı ülke, coğrafya, iklim, yaşam tarzı, ekonomi, siyaset, düşünce ve inanç boyutunda toplumdan topluma farklılık gösterir. Son derece zengin, canlı, yaratıcı ve çeşitlilik gösteren bir renk kültürüne sahip olan Türkçede kültür ve medeniyet bağlamında renk kavramı da zamana bağlı olarak değişime uğramıştır. Tarihî Türk lehçelerindeki renk adlarını tasvirî bir yöntemle köken yönünden incelemeyi amaçlayan bu çalışmada Eski Türkçe, Orta Türkçe, Eski Anadolu Türkçesi ve Osmanlı Türkçesine ait belli başlı yazılı eserler incelenerek bunlarda yer alan renk adları tespit edilmiş ve renklerin özellikleri üzerinde durulmuştur. Pekiştirme, benzerlik ve isim-fiilden oluşturulmuş renk adlandırmaları ise var olan renklerle ilişkili oldukları için inceleme kapsamına dahil edilmemiştir.
Journal of Linguistics - Dilbilim Dergisi, 2020
Bu makale, 11-12 Mayıs 2018 tarihinde İstanbul'da düzenlenen 1. Uluslararası Eğitimde Yeni Arayışlar Kongresi'nde sunulan aynı başlıklı sözlü bildirinin genişletilmiş hâlidir.
Current Debates in Gender and Cultural Studies, 2018
Okuma, yazının tamamlayıcısı olan ve insanı ‘insan’ yapan eylemlerden biridir. İnsanın tüm kişisel ve mesleki gelişiminin kökeninde, yazının ve okumanın yattığını ileri sürmek mümkündür. Öyle ki okuma eylemi; yazının icadından itibaren günlük yaşamı kolaylaştırmasının yanı sıra insanlığın ortak kültürünün oluşumunda, birikiminde ve kuşaktan kuşağa aktarılmasında etkili bir rol üstlenmiştir. Bir toplumun okuma ile olan ilişkisi, okumaya yönelik tavrı ve okuma alışkanlığı; o toplumun gelişmişlik düzeyine ilişkin bir ipucudur. Bu çalışma, Türk toplumunun okuma ile olan bağını ortaya koymayı ve dil üzerinden çözümlemeyi amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında Türkçede bulunan okuma ile ilgili atasözleri ve deyimler, içerik analizi yöntemiyle araştırılmıştır. Nitel yöntemle tasarlanan araştırma uyarınca, Türk Dil Kurumu -TDK- tarafından hazırlanmış olan Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü taranarak okumayla ilgili atasözleri ile deyimler tespit edilmiş ve belirli kategoriler oluşturularak yorumlanmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara ilişkin detaylar, çalışmanın sonuç kısmına yansıtılmış ve Türk toplumunun okumaya yönelik tavrına ilişkin çıkarımlar yapılmıştır. Çalışma, Türk kültürünün kültürel değerlerine ilişkin çıkarımlar ve gelecek çalışmalara yönelik öneriler ile sonlanmaktadır. Anahtar kelimeler: Okuma, Kültür, Atasözü, Deyim, İçerik analizi.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.