Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
144 pages
1 file
Akademik Platform İslami Araştırmalar Dergisi
Fıkıh ilminin olgunlaşmasıyla birlikte fıkhî miras, farklı bakış açılarıyla incelenmeye başlamıştır. Kavâid, fürûk, eşbâh ve’n-nezâir, tahrîcü’l-fürû ‘ale’l-usûl, nevâzil, vâkıat, gibi konuları ele alış tarzı, amaç ve işlevleri hem muhtevâ yönünden hem de teknik açıdan birbirinden farklı yazım türleri ortaya çıkmış ve zamanla kavâid düşüncesini ele alan zengin bir literatür meydana gelmiştir. Ortaya çıkan bu alt edebî türlerin, fıkıh ilminin dinamik yapısına işaret etmekle beraber, hükümlere ulaşmada büyük bir kolaylık sağlayarak fıkıh ilminin ilkesel yönünü göstermesi açısından büyük bir önemi haiz olduğu söylenebilir. Fer’î mes’eleler arasındaki benzerlik ve farklılıkları konu edinen el-Eşbâh ve’n-nezâir ilmi de bu yazım türlerinden biridir. Fıkıh ilmi açısından Şâfiî fakihlerin öncülüğünde ortaya çıktığı bilinen el-Eşbâh ve’n-nezâir isimli çalışmalar, kavâid düşüncesine yeni bir boyut kazandırarak fıkıh ilminin gelişimine katkı sunmuştur. Kavâid düşüncesine kazandırılan bu boyutu...
2018
Bu makalede oncelikle Ozbekistan Ilimler Akademisi El Biruni’deki kutuphanede 3402-II numarada kayitli yazmanin 1 b - 10 a /3 yapraklarinda yer alan; ilk 7 yapragi Ali Şir Nevâyi’nin Mahbubu’l-Kulub adli eserinin cesitli bolumlerinden alinan, diger 3 yapragi ise Hz. Muhammed ile bir Arap arasindaki ogut icerikli soru-cevap seklinde devam eden bolumden olusan Arap harfli metnin ceviri yazisi yapilmis ve tipkibasimi calismanin sonuna eklenmistir. Metnin icerigi, bolumleri tanitilip Kargi-Olmez tarafindan calisilan Mahbubu’l-Kulub adli calismayla cesitli hususlarda karsilastirmalar yapilmistir. Ardindan Uygur Turklerinin yogun olarak yasadiklari Kasgar, Yarkent ve Hoten gibi bolgenin onemli kultur merkezlerinden birinde yazilmis olabilecegi tahmin edilen ve ozellikle de buyuk bir kismi Ali Şir Nevâyi’nin Mahbubu’l-Kulub ’undan yapilan alintilardan olusan risalenin araciligiyla Nevâyi’nin ve fikirlerinin 18. ve 19. yuzyillarda Uygur Turkleri uzerindeki etkisinden bahsedilmistir.
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2017
Şeyh Bedreddin’in (ol.1420) muritlerinden olan Y ė gen Mahmud tarafindan 15. yuzyilda yazilan Envâru’l-Kulub, Islamin temel esaslarini anlatan mensur bir akâid-nâmedir. Eser; “Allah, Kur'ân-i Kerim, huruf-i mukatta’ât, Hz. Muhammed, iman, namaz, zikir, akil, nefis ve vesile” olmak uzere on bâbdan olusur. Her bâb, yazar tarafindan ilgili ayetlerin tefsiri yapilarak aciklanmistir. Harekeli nesihle 187 varak, 15 satirdan olusan eserin yazari Y ė gen Mahmud hakkinda kaynaklarda bir bilgiye rastlanilmamistir. Ayni sekilde eserin telif/istinsah tarihi hakkinda da bir bilgi yoktur. Kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanilmamissa da yazarin seyhinin Şeyh Bedreddin (ol.1420) olmasindan hareketle eserin 15. yuzyilda yazildigini soylemek mumkundur. Eser, 14-15. yuzyillarin dini ve siyasi yonuyle one cikan sahsiyetlerinden Şeyh Bedreddin’in muritlerinden biri tarafindan kaleme alinmasi ve iceriginde temel dini konulara yer verilmesi bakimindan onemlidir. Envâru’l-Kulub, harekeli bir Eski...
2018
Beşiktaşlı Şeyh Yahya Efendi'nin torunu olan Ayşe Hubbi Hatun (ö. 998/1590), şehzadeliğinde II. Selim'e hocalık yapan Akşemseddinzâde Şemseddin Çelebi ile (ö. 957/1550) evlenmiş, II. Selimin padişahlığı döneminde (1566-1574) de padişahın nedimesi olmuştur. III. Murad'ın saltanat döneminin (1574-1595) ortalarında vefat eden Hubbî Hatun’un İmâdü'l-cihâd isimli eseri ilk defa Müjgan Cunbur tarafından tespit edilmiştir. Eserin Milli Kütüphane, Yazma eserler nr. A.3987’de kayıtlı eksik nüshası 21-25 Eylül 1981 tarihleri arasında Ankara’da düzenlenen IX. Türk Tarih Kongresi’nde yine Müjgan Cunbur tarafından tanıtılmıştır. Şimdiye kadar başka nüshası bilinmeyen bu eserin Paris Milli Kütüphanesi’nde (Bibliotheque Natıonale de France) tam bir nüshası Fezail-i cihad adıyla kayıtlıdır. 61 yapraktan oluşan bu nüsha 1080/1669-70 yılında istinsah edilmiştir. Ayşe Hubbî, cihâdı ve mücâhidleri öven ayet ve hadislerle süslediği bir girişle Allâh’a hamd ve Hazret-i Peygambere salât ve selâm getirerek eserine başlar. Ardından cihadın hikmetlerini izah eden bir mukaddimeye yer verir. Eser, her biri cihâdla ilgili farklı bir meseleye değinen ve cihadın faziletleriyle ilgili âyet, hadis ve hikâyelere yer verilen 12 bâbtan oluşmaktadır. Hubbi, eserinde yer yer konuya uygun manzumelere de yer vermiş, şiirlerde mahlasını açıkça zikretmiştir. Bu çalışmada Hubbî Hatun’un bu eserinin daha önce tanıtılmış olan eksik hâli ile karşılaştırılması yapılacak ve eserin bu yeni nüshası üzerinde inceleme ve değerlendirmelerimiz sonucunda ortaya çıkan tespitler paylaşılacaktır. Anahtar Kelimeler: Hubbî, Amasya, İmadu’l-cihâd, Fezâil-i Cihâd
Ali b. Rabban at-Tabarî’s Kitâbu’d-dîn ve’d-devle and His Place in The Tradition of Isbat-ı nubuvvah Quran have many statments that claim aim to demonstrate the prophethood of Muhammad (pbu). The statements give rise to occur a literature that is called ıs isbâti'nnübevvet. That literature, especially, after convertion of many christians and jewishes to Islam, had become very rich for the texts that signify the prophethood of Muhammad (pbu).Though there are many reference to the works, except of Ali b. Rabban atTabarî's, not survive. Tabarî's work contain very comprensive answer to the oppostion try to show tha Muhammad (pbu) not is a prophet.
Ortaçağ Arap Edebiyatı nesrinin ortaya çıkışı ve gelişmesinin tarihi seyrine baktığımızda onun bir türünü oluşturan teressülün ilk örneklerinin Cahiliye dönemine dayanmakta olduğunu görürüz. Bu dönemden bize ulaşan herhangi bir belge mevcud olmamakla beraber, tarihçiler bu türün örneklerinin daha çok sosyal amaçlı köle ve mülkiyet senetleri, ticari hesaplaşmalar, mezar kitabeleri olduğunu söylerler2. Ardından Sadru'l-İslam dönemi gelir. Bu dönemde kitabet geleneği daha da yaygınlaşmış, özellikle vahyin nazili ile ezberlenen ayetlerin kayda geçirilme işlemi, ardından Hz. Peygamber (s.a.v)'in hadislerinin ileriki nesillere aktarılması için belli kaideler çerçevesinde özenle derlenmesi edebiyatın yazım türleri içindeki en eskisi kabul edilen bu türün gelişmesine sebep olmuştur. Sadru'l-İslam dönemi risaleleri Emeviler dönemindeki teressülün şekillenmesinde büyük rol oynamıştır. Teressülün kelimenin tam anlamıyla bir nesir türü olarak şekillenmesi fetihler sonucu 8. yüzyılın başlarında büyük ve geniş arazileri içeren Arap Müslüman hilafetinin ortaya çıkışı ile mümkün olmuştur. Bu dönemdeki devlet sistemi eyaletlerin yönetilmesi, vergi toplanması, ordunun kurulması ve ekonomik hayatın düzenli hale getirilmesi için çeşitli kurum ve kuruluşların ortaya çıkmasını ve bu müesseselerle merkez arasında düzenli irtibat sağlanmasını gerektirmekteydi. Söz konusu bu gereksinimleri gerçekleştirmek için uygun kuruluşlar doğmaktaydı. Öyle ki Emevi halifelerinden Muaviye b. Ebi Sufyân el-Haraç, el-Hâtim ve er-Resâil divanları tesis etmiştir. Şevki Dayf Arapların fethedilmiş halkların sosyal ve siyasi sistemlerinden yararlandıklarını anlatırken, dolaylı da olsa bile kurum olarak Dîvan fikrinin bahsi geçen o halklardan iktibas ettiğini yazar ve örnek olarak Hz. Ömer'in Dîvânu'l-Atâ ve Dîvânu'l-Ceyş gibi kurumları tesis ettiğini zikreder 3. Ancak, Arap tarih ve edebiyatının Emeviler döneminde söz konusu edebî tür, kelimenin tam anlamıyla bir nesir türü olarak şekillenmiş kendine özgü edebî kurallara, bedî sanatlarına sahip olmaya başlamıştır. Geniş arazilere yayılmış devlet sistemi eyaletlerde Hilafetin merkezi arasındaki siyasî, mâli ve iktisâdi ilişkilerin düzenli bir duruma getirilmesi için çeşitli kurum ve kuruluşların ortaya çıkmasını ve bunlar arasında irtibat ve iletişim olmasını gerektirmekte idi. Bizzat bu dönemden itibaren risale yeni yapılanmakta olan devlet kurumları Divanlar sisteminde merkezle eyaletler arasında esas iletişim aracı olmak konumuna gelmektedir. Bu divanlarda çalışan memurlar genelde Fars, Kıpti ve Yunan menşeli mevâliler olup bu alanda belli deneyime, bilgi ve yeteneğe sahip olan katipler idiler. Mısır'da Kıpti dilinde, Suriye'de ise Yunan dilinde gerçekleşmekteydi. Söz konusu dönemde yazılmış olan risaleler bu katiplerin kalemlerinin ürünleri idi. Fakat bu durum uzun sürmemiş el-Haccâc Irak'a vali tayin edildikten sonra buradaki divanlarda yazışmalar Arapça görülmeğe başlar 4. Risâle daha geniş anlamıyla bir nesir yazım tarzı sanatı olan teressül, hilafet yaşamında sosyal ve ekonomik öneme sahip olmanın yanı sıra, içerdiği geniş konu yelpazesi ile Arap edebî nesrinin ilk örneklerini de oluşturmakta, onun gelişmesi ve şekillenmesinde büyük rol oynamaktaydı. Öyle ki, ortaya çıkışının ilk dönemlerinde kişisel, idari konuları içeren risale daha sonraları, edebî söz sanatı, ilim ve felsefe alanlarına da sirayet etmiş, dahil olmuştur 5 .
2020
VIII. yüzyılda kavâid edebiyatını Eşbah ve Nezair çatısı altında bir araya getiren ve geliştiren Şâfiî fakihlerin bu çabasını X. yüzyıl Hanefî fakihlerinden İbn Nüceym bir adım ileri götürerek mezhep içerisinde fıkhî düşüncenin kavâid merkezli ele alınmasına katkı sağlamıştır. Fıkhın kavâid türüne dair ilk eserleri Hanefîler telif etmelerine rağmen gelişmesine katkıları diğer mezhepler kadar olduğu söylenemez. Ancak İbn Nüceym'in <em>el-Eşbâh ve'n-Nezâir</em>'inden sonra bu eser üzerine yapılan çalışmalarının kırkın üzerinde olması, kavâid edebiyatının tekrar Hanefîlerin gündemine girdiğini göstermektedir. Eşbâh literatüründe İbn Nüceym'in sahip olduğu bu konuma diğer mezheplerin ulaşamaması, mezhepte bu isimle yazılan tek eser olması bu araştırmanın temelini oluşturmuştur. Bu çalışmada, İbn Nüceym'in <em>el-Eşbâh'</em>ı etrafında oluşan literatürü başta yazma eser nüshaları olmak üzere bibliyografya ve kütüphane fihristlerinden tarama...
Kocatepe İslami İlimler Dergisi, 2022
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelendi ve intihal içermediği teyit edildi/This article has been reviewed by at least two referees and scanned via a plagiarism software.
2011
İrşâdü'l-akli's-selîm Ebussuûd Efendi'nin (ö. 982/1574) şaheseri niteliğindeki en önemli yapıtıdır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
DOĞU ARAŞTIRMALARI
Universal Journal of Theology, 2021
Mecdüddin İbnü’l-Esîr ve Kitâbet Sanatı el-İṣâbe fî levâzimi’l-kitâbe, 2025
Yüksek Lisans Tez, 2024
FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 2015
2019
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2013
Hikmet Yurdu Dusunce-Yorum Sosyal Bilimler Arastirma Dergisi, 2021
eskieserler.com
DOAJ (DOAJ: Directory of Open Access Journals), 2007
Journal of Analytic Divinity, 2022