Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Selçuklu devrinin nüfuzlu kişilerinden Abdullah Çelebi'nin kızıdır. Kadı, doğduktan kısa bir süre sonra annesini kaybetmiş, yetişmesinde babası önemli rol oynamıştır. Dört yaşında öğrenime başlamış; Arapça, Farsça öğrenmiştir. 1356'da Kayseri'de çıkan karışıklık sonucu Şam'a gitmiş, karışıklık sonlandıktan sonra tekrar Kayseri'ye dönmüştür. On dört yaşındayken babası ile birlikte Mısır'a gitmiş, devrin ilimlerini öğrenmiştir. On dokuz yaşında hac dönüşünde babasını kaybedince Halep'e gidip öğrenimine devam etmiştir. Kayseri'ye döndükten sonra kadılık yapmıştır. Yaşamı siyasi ve askerî mücadeleler ile geçmiş, kadılıktan sonra vezirlik, naiplik yapmış ve en sonunda kendi adıyla anılan devletine bey olmuştur (Yücel, 1987: 1-2). Kadı, bu maceralı hayatın içinde dinî ve edebi eserler de vermiştir. İksîru's-Saâdât fî Esrâri'l-İbâdât ve Tercihu't-Tavzîh adlı iki dinî eseri vardır. Arapça ve Farsça şiirler yazdığı bilinmekteyse de Farsça şiirleri tespit edilememiş, Arapça şiirlerinden yalnız üçü İksîru's-Saâdât fî * Bu yazı TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı tarafından desteklenmiştir.
Kadı Burhaneddin Divanı'nın söz varlığı asker, ordu, savaş kavram alanları açısından taranmıştır. Tespit edilen sözcükler beş ana başlıkta değerlendirilmiştir:
Çağdaş Azerbaycan Türkçesiyle Yazılmış Bir Bürde Tercümesi , 2023
İslâm dünyasının her köşesinde ve tarihin farklı dönemlerinde Hz. Peygamber adına çeşitli naatlar yazılmıştır. Bu naatlar arasında en çok tanınan, üzerine nazireler ve şerhler yazılan ve bütün İslâm coğrafyasına yayılan manzumelerden biri de Kasîde-i Bürde'dir. Esasında birbirinden tamamen farklı iki Kasîde-i Bürde vardır. İlkini Hz. Peygamber'in hayatta olduğu dönemde Ka˘b bin Züheyr (ö. 24/645 ?) yazmış ve Resûlullah'a okumuştur. Diğerini ise XIII. asırda Mısırlı Muhammed el-Bûsîrî (ö. 696/1296 ?) yazmış ve rivayete göre o da rüyasında Hz. Peygamber'e okumuştur. el-Bûsîrî'nin eserinin adı her ne kadar el-Kevâkibü'ddürriye fî medhi hayri'l-beriyye olsa da halk arasında Ka˘b bin Züheyr'in eseri gibi Kasîdetü'l-bürde veya Kasîde-i Bürde olarak tanınmıştır. el-Bûsîrî'nin eseri, yazıldıktan sonra hızlıca yayılmaya başlamış, hatta şâir daha hayattayken bu şiiri üzerine iki şerh yazılmıştır. Sonraki dönemlerde bu şiire İslâm âleminin elsine-i selâsesinin diğer iki parçası olan Farsça ve Türkçe şerhler ve tercümeler de yazılmaya başlamıştır. Muhammed Bûsîrî'nin şiirine şerh ve tercüme yazmak İslâm dünyasında âdeta bir gelenek hâline gelmiş, bu gelenek günümüze kadar devam etmiştir. Son yıllarda Kasîde-i Bürde Tebriz'de "Düzgün" mahlasıyla Türkçe şiirler yazan Hüseyin Muhammedzâde-i Sadîk tarafından Azerbaycan Türkçesine tercüme edilmiştir. Bu çalışmada öncelikle Hüseyin Muhammedzâde-i Sadîk'ın hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Akabinde Sadîk'ın Türkçe Bürde tercümesi, bazı tespitlerle ve açıklamalarla birlikte sunulmuştur.
TDK TÜRK DİLİ DERGİSİ, 2024
İlk orta çağlarda Tarihi Küzey Hindistan’daki bir türk varlığı: Barhatekin efsanesi, 2021
İlk orta çağlarda Tarihi Küzey Hindistan’daki bir türk varlığı: Barhatekin efsanesi
KADI BURHANEDDİN DİVANINDA “BENZE-“ FİİLİNİN SIRA DIŞI KULLANIMI, 2015
On the one hand, language named system strictly adheres to the rules and in this respect while offering a stagnant property; on the other hand, it has an ability to sustain the progress without ignoring the related rules; it is an open system to progress. It is always a natural state our encounter with innovations in such a structure. Structure of -A benze- which is the subject of our article is one of the typical examples relating to this feature of the language. Hitherto, There is a non-standard use and the meaning which we have determined that the verb of benzemek which is showing the characteristic of the being a basic verb in Turkish language. In this study, It will be emphasize new meaning and function of the verb to be gained in a given context and grammar and it will be analyzed the examples of unconventional coupling which consist of using a combination the verb "benze-" with the gerund –A.
Eski çağlardan beri dünyanın çeşitli bölgelerinde izlerine rastladığımız Türk topluluklarının Azerbaycan’da da yerleşmeleri milattan önceki tarihlere kadar gitmektedir. Bölgede yaşayan toplulukların dillerinde Türklerin kullandıkları sözcüklere tesadüf edilmesi, arkeolojik malzemelerinin Türk kavimlerinin eşyaları ile aynı olması ve toponimlerinde Türk boylarının isimlerinin varlığı dolayısıyla Azerbaycan’da Türklerin geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. Araştırmamıza konu olan süreçte MÖ. III.-I. bin yıllarda Türk kökenli kavimlerin Azerbaycan’da yaşadıkları bilinmektedir. MÖ. I. bin yıllarında ise Türk kökenli olduğu düşünülen Manna Devleti bölgede hâkim olmuştur. Milattan önceki dönemde Kimmerler Azerbaycan’a gelmişler, sonrasında onları İskitler takip etmişler, ilerleyen çağlarda ise Hun, Sabir ve diğer Türk boyları bölgede varlık göstermişlerdir. Anahtar Kelimeler: Azerbaycan, Kimmer, İskit, Hun, Sabir, Türk
ÇAĞDAŞ AZERBAYCAN ŞAİRİ ALİZADE NURİ’NİN ŞİİR DÜNYASINA YOLCULUK, 2023
Kitap üç bölümden oluşmuş olup, I. bölümde şiir özelinde kuramsal bilgiler sunularak, Azerbaycan günümüz şairlerinden Alizade NURİ’nin edebi kişiliği özetlenmiş, II. bölümde şiirlerinin konu, yapı, motif çözümlemesi ve bilimsel değerlendirilmesi gerçekleştirilmiş, III. bölümde ise şairin şiirlerinden seçme örneklere yer verilmiştir.
Önder, lider, yönetici neyi, nerede, ne zaman ve nasıl yapacağını bilen insandır. Kimin iktidar olduğuna bakılmamalı, iktidara gelenin nefsinin egemenliğinden arınıp arınmadığına bakılmalıdır. Arınmak da etrafındakiler yüzünden önder için oldukça zor bir süreçtir. Hükümdar çevresindeki insanları seçerken çok dikkatli olmalıdır. Zira bulunduğu mevkiye liyakat yoluyla gelmemiş insanlar, iktidar sahiplerini doğru işlere yönlendirmek yerine her söylediğini onaylayarak onun gerçekleri görme yeteneğini köreltebilirler. Her hükümdar iktidarını devam ettirmek ve mükemmelliği elde etmek için birçok şeye muhtaçtır. Her şeyi tek başına sağlaması olanaksızdır. Tersine bir ya da birçok insana gereksinim duyar. * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir ABSTRACT A leader is one who knows what to do where to do and how to do. Who is ruling is not important but whether the ruler has been purified from his self-matters. To be able to be purified is not an easy process for a leader. The ruler should be careful while choosing the people around him in that these people who have been promoted without any merit can blunt the ruler's abilities to see the realities by constantly confirming the ruler rather than directing towards right things. Every ruler needs many things to sustain his sovereignty and reach perfection. However he cannot achieve this on his own, he needs one or more people to do this.
Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, 2012, sayı 199. s.161-172, 2012
Âşık edebiyatı, Azerbaycan halk edebiyatının ana unsurlarından biridir. Halkın özgürlük ruhunu, ince zevkini, kahramanlığını ve cesaretini il il dolaşarak yayan âşıkların yaşantıları sürgündeki Azerbaycan aydınlarının ilgi odağı olmuştur. Sovyetler döneminde, Türk dilli halkların söz sanatlarına karşı uygulanan baskılar, sürgündeki aydınların bu zengin mirasa ilgisini ve sahiplenme isteğini daha da artırdı. Yazılı edebiyatta Güney Azerbaycan’da Fars, Kuzey Azerbaycan’da Rus dili etkiliydi, fakat âşıklar sadece Azerbaycan Türkçesi ile sesleniyordu ve halkın büyük sevgisini kazanıyorlardı. Sovyet ideolojisinin yanlış siyasetine müdahale eden sürgün aydınlar, Azerbaycan aşık sanatını yaşadıkları ülkelerde tanıtmaya çalıştılar. Sürgün aydınlar Azerbaycan’ın usta sanatçıları Kurbani, Aşık Abbas Tufarkanlı, Sarı Aşık, Dede Kasım, Aşık Alesger ve Anadolu halk ozanları Yunus Emre, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal ve diğer halk ozanları üzerine çalışmalar yapmışlardır. Kadın âşıkların eserleri uzun yıllar dikkate alınmamış, pek çoğu yok olmuş veya yok olmaya yüz tutmuştur.
I. ULUSLARARASI ANİ-KARS SEMPOZYUMU, 2014
Ani ve bölgesinin İslâmî dönemi 646 yılından itibaren başlamış olsa da, asıl kalıcı hâkimiyet ve Müslümanların bu kaleye iskânı, Sultan Alp Arslan’ın, zamanının bu dünya gözdesi merkezini fethetmesiyle sağlandı. Fetih sonrası, önce Selçuklular adına ve müteakiben diğer Müslüman idarelerin hüküm sürdüğü Ani, zaman içinde önemli bir İslâm kültür merkezi durumuna gelmiş olduğu görülüyor. Bu merkezde yetişen ve Anevî nisbesiyle tanınan ilim erbabı arasında Kadı Burhaneddin b. Mes’ud da yerini aldı. Gençlik yıllarını Ani’de geçiren ve İslâmî ilimleri burada tahsil eden Kadı Burhaneddin, kırk yıllık bir zaman diliminde yazmış olduğu 28.000 beyitlik manzum “Enîsü’l-Kulûb” adlı eseriyle dikkat çekiyor. Tarihi bilgiler açısından olmasa da, bilhassa müellifin gözlemlerine yahut duyumlarına dayanan kısımlarıyla ehemmiyetli bulunan bu eser, XII. asır Anadolu’nun kültür tarihi açısından önem arz ediyor.
FİLOLOJİ ALANINDA YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR, 2018
Bir Rus diplomatı olan Alexandre Jaba, Erzurum konsolosluğu yaptığı dönemde Mela Mehmûdê Bazidî ile tanışarak ondan Kürtçeyi öğrenmiş ve yine Bazidî gibi bölgenin önde gelen âlimlerinin katkılarıyla Kürt dili, kültürü, tarihi ve folklorü ile ilgili çok sayıdaki el yazması eseri kendi adını taşıyan bir koleksiyonda toplayarak Rusya’ya göndermiştir. Koleksiyonda Kurd 8 arşiv numarasıyla yer alan ve Risäle-yi Tu≈fetü’l-`illän Fi Zimäni Kurdan (RîsaleyaYadîgara Dostan Di Zimanê Kurdan) şeklinde isimlendirilen el yazması, Bazidî’nin Jaba’ya Kürtçenin Kurmancî lehçesiyle ilgili temel gramer bilgilerini öğretmek amacıyla kaleme aldığı bir eserdir. Bu yazma eserin 75b-125b varakları arasında istinsah edilen 50 varaklık Kürtçe-Türkçe sözlük bölümü dikkat çekmektedir. Bu sözlükte Bazidî, Jaba’ya Kürtçe fiil, isim ve diğer sözcük türlerini Türkçe üzerinden öğretmektedir. Bazidî, öncelikle öğretmek istediği Kürtçe kelimeyi kırmızı mürekkeple vermiş ve ardından da bunların karşılığını Türkçe olarak açıklamıştır. Bugüne kadar tespit edilen ilk Kürtçe-Türkçe sözlük olan eserde yer alan kelimelerin çoğunlukla günlük kullanıma ait kelime kadrosundan seçilmiş olması dikkat çekmektedir. Anahtar Kelimeler: Mela Mehmûdê Bazidî, Kürtçe, Türkçe, sözlük, kavram alanı sözlükleri. ABSTRACT Alexandre Jaba, a Russian diplomat, met Mela Mehmudê Bazidî when he was a consul in Erzurum and learned Kurdish after meeting him. He also collected a number of manuscripts related to Kurdish language, culture, history and folklore with the contributions of leading scholars such as Bazidî, and sent the collection named after him to Russia. The Jaba collection, which includes 54 individual files and 69 manuscripts of these files, contains a several manuscripts in Persian, Turkish and Arabic, although it is a "collection of Kurdish manuscripts". The manuscript, named Risale-yi Tuhfetü'l-Hillan Fi Zimani Kurdan (Risaleya Yadigara Dostan Di Zimanê Kurdan), found in the collection with the Kurdish 8 archive number, is a work that Bazidî wrote to teach basic grammatical information about the Kurdish language of Kurdish . The Kurdish-Turkish dictionary section of 50 leaflets, which is copied between the 75b-125b leafs of the writing work, is remarkable. Bazidî teaches Kurdish verb, noun and other word types through Turkish in this dictionary which we can name as "glossary" by volume. Bazidî first gave the Kurdish word he wanted to teach with red ink, and then explained their equivalences in Turkish. It should be emphasized that the Kurdish words that Bazidî tried to teach over the Turkish equivalents were chosen from the vocabulary belonging to daily speech and the first independent Kurdish-Turkish dictionary study up to date, which is important for the study of this small dictionary. Key Words: Mela Mehmûdê Bazidî, Kurdish, Turkish, dictionary, conceptual field dictionaries.
Öz Evrenin var olduu ilk günden beri kadın aile ve toplum arasında bir köprü görevi görmektedir. Toplumda kadına bakı açısı ve kadın algısı insandan insana farklılıklar göstermektedir. Bu algı normal bir insanda farklı iken bir sanatçıda daha farklıdır ya da bir müzisyenin bakı açısı ile bir ressamın bakı açıları çok farklıdır. Bu çalımada da bir müzik adamı olan Hacı Arif Bey'in kadına bakı açısı üzerine bir çalıma yapılmıtır. Çalımada, kadın teması olan eserlerin belirlenmesi, bu eserlerde hangi makam, usul ve formların kullanıldıının belirlenmesi, eserlerde kadına bakı açısının belirlenmesi amaçlanmıtır. Bu çalımada veri toplama yöntemi olarak kaynak taraması yapılmı, ulaılan güfteler günümüz Türkçesine çevrilmi ve elde edilen veriler % deerleri olarak hesaplanmıtır. Çalımanın alana katkı salayıcı, özgün ve konu üzerinde yeni çalımalara destek olacaı düünülmektedir. Abstract Womanserves as a bridgebetweenthefamilyandthecommunity since thefirstdaythatconsists of theuniverse. Viewpoint on womenandwomen' sperception of societyvariesfrompersontoperson. Thisperception is moredifferent an artist than a normal humanor a musician' sperspective isverydifferentthanperspectives of a painter. Inthisstudy, a studywasconducted ontheperspective of women of Hacı Arif Bey who is a music man. Inthisstudy is intentedtodeterminingthetheme of women' swork, used in determiningwhichuse of maqam, rhythmand form andworksaimedtodeterminethepoint of view of women. Inthisstudy is madeliteraturescreening as a method of datacollection, reachedstudiestranslatedthepresentTurkishandtheobtained data wascalculated as the% value. It is thoughtthatthestudywouldcontributetothefield, supportoriginalandnewstudiesaboutthisissue.
Türk Kültürü ve Edebiyatında Kadın, 2020
Merkez problemi "insan" olan edebiyatın bedenle daima bir ilişkisi olmuştur. Dolayısıyla edebi türler içerisinde özel bir yere sahip olan şiirin de temel probleminin "insan" olduğu söylenebilir. Halk edebiyatındaki destanlarda, Dede Korkut'ta, halk ozanlarının şiirlerinde, halkın deyimlerinde ve atasözlerinde insan ve onun toplumsal var oluşunun görüntüsü olan beden sıkça karşımıza çıkar. Divan şiirinde ise bedenin uzuvları etrafında kurulan mazmunlar, bu şiirin neredeyse tüm imgesel alanını kuşatır (Özellikle gazel ve kasidelerde bir kalıplaşmaya gidildiğinden bahsedilebilir). Fakat bu mazmunlar divan edebiyatındaki aşk anlayışını anlatmakta kullanıldıkları için çoğunlukla benzetmeler ve istiareler içindeki kullanımlarıyla karşımıza çıkar. Halk şiiri de divan edebiyatında çoğunlukla klasikleşmiş olan bu mazmunların etkisinde kalır. Fakat ona oranla daha pratik, hayatta karşılığı bulunan anlamlara, çağrışımlara yaklaştığı söylenebilir. Modern Türk şiirine doğru gelindiğinde ise bedenin uzuvlarının taşıdığı anlamsal çağrışım alanının genişlediği görülür. Şimdiye kadar bahsettiğimiz gerek yazılı gerekse sözlü tüm ürünlerde kadın bedeninin anlatımına önemli oranlarda yer verildiği söylenebilir. Çünkü estetik açıdan güzellik denilince akla çoğunlukla kadın bedeni gelir. Kadın bedeni, yüzyıllarca şairlerin ilham kaynağı olmuştur. Özellikle modern döneme doğru gelindikçe kadın bedeninin anlatımına ağırlık verildiğini söylemek mümkündür. Aça'ya göre, destanlardaki kadın kahramanlar bedensel tasvirleriyle karşımıza çıkar. Uygur harfli Oğuz Kağan destanında Oğuz'un eşleri Tanrı katından yeryüzüne indirilir. Onun ilk eşi, gökten ışık huzmesi içinde yeryüzüne iner. Kadının yüz güzelliğiyle ilgili tasvirler onun gökselliğiyle bağlantılı olarak yapılır. Oğuz'un ikinci eşi ise gölün ortasındaki ağacın kovuğunda yalnız olarak bulunur. Bu kez kızın yüz güzelliğiyle ilgili tasvirlerde yer ve suyla ilgili unsurlar ağır basar 1. Bu tasvirler de onun kutsallığına işaret eder. Burada kadının kutsallığından bahsedilmesi ve bunun bedensel tasvirlerle desteklenmesi dikkate değerdir. Muharrem Kaya'nın tespitine göre, halk hikâyesi ve destan türleri arasında bir geçiş dönemi eseri olan Dede Korkut'ta da kadın bedeniyle ilgili tasvirlerle karşılaşılır. Kan Turalı, sevdiği Selcen Hatun'u halk hikâyelerinde de görülen servi boylu, kızıl yanaklı, kara kaşlı, * Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde 2019 yılında savunulan "Yeni Türk Şiirinde Beden Algısı (Tanzimat'tan Cumhuriyet'e)" başlıklı doktora tezi kaynak alınarak hazırlanmıştır.
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2016
Öz Halk türkülerine konu olan çok farklı öğeler bulunmakta ve bunların en önemlisini de coğrafi unsurlar oluşturmaktadır. Türkülerin çoğunda coğrafyayı ilgilendiren motifler karşımıza çıkarak türkülere damgasını vururlar. Türkiye'de TRT repertuarında 90 tane Azerbaycan türküsü yer almakta; söz konusu türküler Türk halkı tarafından tanınmakta ve söylenmektedir. TRT arşivlerinde kayıtlı olan Azerbaycan kaynaklı türkülerin sözleri incelenerek türkülerde geçen 684 farklı coğrafi öğe, coğrafi açıdan belli guruplar halinde sınıflandırılarak değerlendirilmiştir. Diğer Azeri türkülerine ise çalışmada yer verilmemiştir. Araştırmada Azeri türkülerinde geçen coğrafi öğeler ışığında coğrafyanın Azeri türkülerindeki rolü ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.