Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
7 pages
1 file
Mary ve Percy Bysshe Shelley'nin eserlerinin, Vladimir Nabokov'un metinlerinde bulduğu yere dair bir yazı.
Her metnin farkl› aç›l›m alanlar› vard›r. Dilin yap›s› gere¤i, bir metin do¤rudan ya da dolayl› olarak baflka bir metne gönderimde bulunabilir. Borges'in dedi¤i gibi, "dil bir al›nt›lar sistemi" ise, bunun olmas› zaten kaç›n›lmazd›r. Bir anlat› kendinden önce söylenmifl ya da yaz›lm›fl metinlerle iliflki içinde bulundu¤u zaman, gelenekten yararlanma veya gelene¤i yeniden üretme söz konusu olur. Böylece taraflar aras›nda metinleraras› iliflkiler bafllar. Yaz›nsal bir çözümleme yöntemi olarak metinleraras› iliflkiler; metnin dokusunu, anlamsal ve yap›sal katmanlar›n›, ana metin ile yan metin kavramlar›n› ve metinsel dönüfltürme kurallar›n› çeflitli metinleraras›l›k tekniklerini kullanarak inceler. Aktulum'a göre Al›nt›, gönderme, an›flt›rma, kolaj ve yeniden yazma gibi unsurlar bu tekniklerdendir. fiiirde ve düzyaz›da, en eski metinlerden günümüz metinlerine kadar sonsuz say›da metinleraras› iliflkilere rastlamak mümkündür. Örne¤in, ça¤dafl Türk fliirindeki artzamanl› üretim ba¤lant›lar›, özellikle Divan fliiri ve Halk fliiri geleneklerinden yararlanarak ilerlemektedir. Bunlar›n aras›nda bilhassa Divan fliirinin estetik anlay›fl›ndaki derinlik ile öze ve biçime dair özgün nitelikleri, onu geçmiflten gelen güçlü bir kaynak olarak bugüne tafl›maktad›r. Klasik Türk fliirindeki nazire gelene¤i; kültüre dayal› ortak benzetmelerle anlam evrenini oluflturan mazmunlar "mazmunlar" flairin bir baflka fliirden ald›¤› beyti ayn› vezin ve kafiye ile dört, befl, alt› m›sraa tamamlayarak yeni bir naz›m biçimi yaratmas›; telmih, irsâl-i mesel, iktibas gibi söz sanatlar› zaten bu edebiyatta da metinlararas› ba¤lar›n söz konusu oldu¤unun iflaretidir. fiairler aras›nda eski fliir gelene¤ine duyulan ilgi, bilinçli bir yaklafl›m içerisinde belirgin ya da gizli göndermelerle, kendi metinlerinde Divan edebiyat›n›n mazmun ve konular›na yer vererek onlar› yeni bir dönüfltürümle sunma fleklinde olabilmektedir. Söz konusu o flairlerden biri de Nâz›m Hikmet'tir. Divan fliirinin sesini ve ahengini, özellikle ritm, imge ve ça¤r›fl›m zenginli¤ini 129 ------------------------------* Dr., Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü, oozge@hacettepe.edu.tr
Sistematik Kelam, 2019
Allah vergisi nübüvvet ve vahiy birbirinden ayrılmayan bir bütünün parça-ları gibidir. Nübüvvetsiz vahiy, vahiysiz nübüvvet olamaz. Nübüvvet, doğrudandoğruya vahye dayanır. Bu bakımdan Allah’ın peygamberlerine vahyetmesi nü-büvvet inancının ispatı için de bir delildir. Bu nedenle Yahudilik, Hıristiyanlıkve İslam gibi ilahi dinlerde Allah, ahiret, melek, cin ve şeytan vb. görülmeyenvarlıklara inanmak kadar, Allah’ın gönderdiği peygamberlere (nübüvvet) inan-mak da önemli bir yer tutar. Çünkü nübüvvet, ilahi dinlerin diğer beşerî dinler-den farkını ortaya koyan ayırt edici bir özelliktir. Zira din, insanın yaratıcısıylaolan münasebetinin benimsenmesiyle başlar ki Allah ile insanlar arasında bumünasebeti kuran yegâne müessese nübüvvettir. Nübüvveti bu kadar önemlikılan bir diğer husus da dinin temel inanç, ibadet ve ahlak esaslarının bilinipkabul edilmesinin sadece bu müessese vasıtasıyla mümkün olmasıdır. Çünküinsan aklı, bu temel hususları idrak etmeye yeterli değildir. Aklın bu acizliğinedeniyle Allah, insanlara yüklediği sorumlulukları, emir ve yasaklarını bildir-mek için merhameti gereği peygamber göndermiştir. Bu bakımdan din ve dinîhayatın nübüvvet ile başladığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla dinin yeryüzündekurumsallaşması nübüvvet ile gerçekleşmiştir. Kur’an’da, bütün peygamberlereinanmak iman esasları arasında sayılmıştır .
2018
İngiliz yazar Thomas More'un 1516 yılında yazdığı eserine verdiği aynı isimle ilk olarak edebiyata giren ütopya, köken olarak Yunanca "yok/olmayan" anlamındaki "ou", "mükemmel olan" anlamındaki "eu" ve "toprak, ülke" anlamındaki "topos" sözcüklerinden türemiştir. Kelime anlamı olarak ütopya, var olanın yerine geliştirilen ideal toplum, sistem, düşünce, ülke, cennet tasarılarıdır. İçerisinde insanlığın tüm yaşamsal sorunlarının giderildiği bir hayat tarzının hüküm sürmesi nedeniyle ütopyalar, gerçekleşmesi imkânsız devlet tasarıları olarak ele alınmaktadır. Ütopik eserler, edebiyatta yoğunlukla 19. yüzyılda varlığını hissettirir. Ancak 20. yüzyıla gelindiğinde, özellikle I. Dünya Savaşı'ndan sonra eşitlik ve toplumsal mutluluk adına bireylerin değerlerine önem verilmemesi sonucu ütopyaların yerini onların karşı tezi olan antiütopyalar alır. Totaliter ve baskıcı toplumları ifade eden antiütopyalar, yaygın olarak bilimkurgu türünden de faydalanarak büyük çoğunluğu savaşlar ve iç karışıklıklarla geçen dönemi en çarpıcı yönleriyle betimler. Çalışmamızın amacını, edebiyat araştırmalarında sıklıkla birbirinin yerine kullanılarak anlamsal bunalıma neden olan bu iki kavramın benzeyen ve farklılaşan yönlerini ortaya çıkarmak oluşturmaktadır. Edebiyatı bir bütün olarak ele alan ve farklı dillerde yazılan iki eseri konu, düşünce ya da biçim bakımından inceleyerek yorumlar yapan karşılaştırmalı edebiyat biliminden faydalanarak sürdürdüğümüz çalışmamızda, ütopya ve antiütopya türlerine birer örneklem niteliğinde olan biri Rus diğeri Amerikan edebiyatının iki önemli eseri, karşılaştırma yöntemiyle tasvir edilmeye çalışılmıştır.
Bu kitabın yayın hakkı Şarkiyat Bilim ve Hikmet Vakfı Yayınları'na aittir. Yayınevi ve yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz, kopyalanamaz ya da yayınlanamaz.
Milli Mücadele günlerinde Türk-Sovyet ilişkilerinin pekiştirildiği bir ortamda Kafkasya Ankara'nın sırt verdiği bir bölge. Diğer bir deyişle Batı'da savaşırken Doğu cephesini güvence altında tutmak Mustafa Kemal'in önde gelen kaygısı. Bu nedenle İngilizlere yakın Musavatçı bir Azerbaycan Ankara'yı kaygılandırıyor. Ankara'ya yakın çevrelerce Bakü'da ihdas edilen Halk Murahhaslığı Neriman Nerimanof'un iktidarı için çalışan bir örgüt. "Bolşevik" İttihatçılar'ın mevzilendikleri bir alan.
KÖKSAL, M. Fatih. "Süleyman Çelebi ve Mevlid". CUMHURİYETİN 100. YILINDA 100 TÜRK BÜYÜĞÜ DİN ve TASAVVUF, 2022
Süleyman Çelebi ve Vesiletü'n-necât'ı
Journal of Turkish Research Institute, 2016
Bir şehrin güzelleri ve güzellikleri hakkında yazılmış olan şehrengizler, klasik Türk edebiyatında XVI, XVII ve XVIII. yüzyıllarda rağbet gören edebî türlerden biridir. Özellikle 16. yüzyıl şairlerinin fazlaca rağbet gösterdiği bu türde edebiyatımızda şimdiye kadar 84 şehrengiz örneği tespit edilmiştir. Ancak farklı eserlerin incelenmesi, taranması ve yapılacak olan araştırmalar neticesinde bu sayının artma ihtimali her zaman mevcuttur. Böyle bir inceleme ve araştırma neticesinde hayatı hakkında tezkirelerde ve biyografik kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmayan ancak Lebîbî mahlasını kullanan ve XVI. yüzyılda yaşadığı anlaşılan bir şair tarafından Eyüp hakkında yazılmış bir şehrengiz daha tespit ettik. 60 beyitten müteşekkil olan Eyüp Şehrengizi'nde, Eyüp şehrinin tarihî ve coğrafi özelliklerinden bahsedilmemiş olup sadece bu şehirde yaşayan 20 güzelin tanıtımı yapılmıştır. Aynı zamanda edebiyatımızda Eyüp hakkında yazılmış şimdilik tek şehrengiz örneği olan Eyüp Şehrengizi'yle birlikte klasik Türk edebiyatında kaleme alınan şehrengiz sayısı 85'e çıkmıştır. Bu çalışmada Lebîbî'nin hayatı hakkında kısa bir değerlendirmede bulunulmuş, Eyüp Şehrengizi'nin şekil ve muhteva özellikleri üzerinde durularak metnin çeviriyazısına yer verilmiştir.
İki Şair İki Poetika: Fûzûlî ve Necip Fâzıl Kısakürek
adim ve renkli bir maziye sahip Türk edebiyatı devamlılık gösteren bir manzaraya sahiptir. Bu mercek altında muhtelif zamanların kültür ve dil yadigârlarının tetkiki birçok müştereği sunmaktadır. Edebî kudretleri üzerinde hem fikir olunan Fuzûlî (ö.1556) ve Necip Fazıl Kısakürek (d.1904-ö.1983)'in bütün bir mazinin içtimaî, siyasî, kültürel, felsefî süzgecinin hayat bulan örneği olan poetikaları sanatkârların şahsî şiir anlayışlarının yanı sıra gelenek, yenilik ve modernleşme çizgisindeki süreklilik ve değişimin de bir aynasıdır. Üstün sanatkâr vasıflarına sahip bu iki seçkin şahsiyetin edebî kimliklerinin birçok özgün vasfı bulunmakla beraber Necip Fazıl "mistik ve metafizik temayüller" ile Fuzûlî, "aşk, ızdırap ve lirizm" ile edebî geleneğimizde ön plana çıkmıştır. Aralarında mizaç, eğitim, muhit, çağ vb. muhtelif farklılıkların yanı sıra kültür ve dil paydaşı olarak tavizsiz bir estetik anlayışı, kendi şiirleri üzerinde düşünerek bir poetika ortaya koymaları sanatkârlar arasındaki çizgileri en kalın benzerliklerdir. Sanatkârların poetika anlayışı elle tutulur müşterek vasıfları görme veya farklılıkları sebepleri ile anlayabilme için verimli bir zemindir. Edebî bir tefekkür olarak poetika klasik Türk edebiyatı geleneğimizde müstakil olmamak üzere divan ve tezkire dibacelerinde, çeşitli risale ve kitaplarda, tezkire içerisindeki şiir değerlendirmelerinde, şairlerin beyit ve mısralarında görülmektedir. (Doğan, 1997: 15)Yeni Türk edebiyatı sürecinde ise klasik edebî geleneğimize göre daha sistematik ve edebî metnin dışında ayrı bir metin olarak edebî topluluk veya şairlerin münferit beyannameleri ile poetika başlığını taşıyan metinler görülür. Necip Fazıl "Poetika" başlığı ile müstakil bir metin oluşturmuş iken Fuzûlî'nin poetikasını mensur ve yer yer manzum parçaların yer aldığı Türkçe ve Farsça divanlarının mukaddimesinde, muhtelif eserlerinin şiir ve beyitlerindeki ifadelerinde bulmaktayız. Fuzûlî'nin Türkçe ve Farsça divanlarındaki mukaddimeleri ile Necip Fazıl'ın Poetikasındaki kimi fikirler benzeşmekte ve bazı noktalarda ayrışmaktadır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Türk Edebiyatı Dergisi, 2023
BİR SUFİNİN ROMANI: TAHİRÜ'L-MEVLEVİ VE TEŞEBBÜS-İ ŞAHSİ , 2020
Ufuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020
Journal of International Social Research, 2018
Karadeniz Araştırmaları
II. Uluslararası Türk ve Dünya Edebiyatları Arasında Etkileşimler Sempozyumu TÜDEAS Bildiriler Kitabı, 2015
Journal of Turkish Studies, 2013
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2018