Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
22 pages
1 file
Ekonomi başta olmak üzere politika, toplum, tarih, kültür vb. alanlarda yaşanan değişim ve dönüşümler küreselleşme kavramıyla kodlanmıştır. Gelinen noktada küreselleşme referanslı değişim ve dönüşümler pek çok alanda paradigma değişikliğine yol açarken enerji ve çevre temelli politika ve stratejiler fazlasıyla ön plana çıkar. Ülkelerin bu anlamda enerji politikalarına yönelmeleri beraberinde pek çok senaryoyu getirmiştir. Küreselleşmeyle birlikte kapitalizmin tüketim argümanı temelinde şekillenen bir toplum biçimi/modeli ortaya çıkmıştır. Oluşan bu toplum şekli, doğasında barındırdığı tüketim ve sömürü mantığı doğrultusunda önemli bir problem alanı olarak “Küresel Isınma’’ olgusunu karşımıza çıkarmıştır. Dünyadaki enerji kaynaklarının temelden bir dönüşüm geçirdiği bu süreçte bazı kaynaklar önemini yitirken bazılarıysa hayli önem kazanmıştır. Bu bağlamda konunun önemine paralel olarak uluslar arası arenada yakın gelecekte enerji savaşlarının yaşanacağına dair çeşitli/muhtemel senaryolar ortaya atılmaktadır. Dünya politik arenasının önemli küresel güçleri olan ABD, Rusya ve Çin gibi ülkeler geliştirdikleri enerji politikaları çerçevesinde yeni petrol yatakları ve kömür yataklarına yönelmişlerdir. Bu bağlamda kilit konumda olan Türkiye ise söz konusu güçler için hem Ortadoğu’ya yönelme açısından hem de var olan zengin enerji yatakları/kaynakları açısından kilit konuma gelmiştir. Türkiye’de de bu gelişmeler ışığında çeşitli senaryolar ve stratejiler geliştirilmiştir. Bu çalışmada, küresel güçlerin geliştirdikleri enerji senaryolarına değinilmekte ve yaşananlar karşısında Türkiye’nin muhtemel stratejileri ve politika alanları üzerinde durulmaktadır.
Petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynaklarının ticareti denilince genellikle akla 20. yüzyıldan öncesi gelmez. Oysa insanoğlunun hayatındaki en eski maddelerden biri petroldür. Mezopotamya ve Hazar Denizi Havzası'ndaki petrolün varlığı milattan önceki dönemlerden itibaren bilinmektedir (Gökçe, 2012a:20). Arkeolojik çalışmalarda elde edilen verilerin yanı sıra Herodot gibi İlk Çağ kaynakları da Hazar Havzası'ndaki petrolden bahsetmiştir. Daha sonraki dönemde ise hem Bizans kaynaklarında hem de Alban Tarihi gibi yerel kaynaklarda petrol ticaretine ilişkin bölük pörçük bilgiler yer almıştır. İslam ordularının Kafkasya'ya ulaşmasıyla birlikte Müslüman yazarlar da Bakü civarındaki neft kuyuları hakkında bilgi vermeye başlamıştır. Dönemin kaynaklarındaki verilere dayanarak Hazar petrollerinin uluslararası ticarette bir yerinin olduğunu söylemek mümkündür. Her ne kadar İpek Yolu'na ilişkin çalışmalarda söz edilmese de özellikle 10. yüzyıldan itibaren doğu-batı, kuzey-güney hattında Hazar Denizi çevresinde gerçekleşen ticari faaliyetlerde petrol de önemli bir üründür. 13. yüzyıldan itibaren ise Marco Polo, Josaphat Barbaro gibi Avrupalı seyyahlar Hazar Denizi çevresindeki neft ticaretinden bahsetmektedir. Evliya Çelebi ise neft ticaretine ilişkin en ayrıntılı bilgi veren seyyahlar arasında yer almaktadır (Gökçe, 2012b: 161). Petrol açısından zengin bir bölge olan Hazar Denizi'nin doğu kıyısındaki kaynaklar hakkındaki ilk veriler 18. yüzyılın sonlarına aittir. Tarihi kaynaklarda Fergana Vadisi'nde neft bulunduğuna dair ipuçları olsa da Hazar'ın doğu sahillerindeki kaynaklar hakkında Bakü gibi ayrıntılı bilgiler mevcut değildir. Rusların ve Avrupalıların Hazar çevresinde yoğun olarak görülmeye başlamasıyla denizin doğusundaki neft kaynakları hakkında bilgiler gelmeye başladı. 1781 yılında Mark İvanoviç Voynoviç adlı bir Rus, Astarhan'dan denizin doğu sahillerindeki Çeleken Yarımadası'na doğru seyrederken deniz yüzeyinde parlayan büyük yağ tabakasına rastlayınca (Gökçe 2012a:44) Hazar'daki araştırmalar hız kazandı.
2018
Ulusal Tez Merkez | Tez Form Yazd r https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkez /tezFormYazd r.jsp?s ra=0 1/1 I Tezin Adı: Türkiye'de Sürdürülebilir Enerji ve Kooperatiflerin Rolü Hazırlayan: Kubilay BAŞ ÖZET Sanayileşmenin ve kalkınmanın göstergesi olan enerji, tüm dünyaya yön veren politikalardan biridir. İnsanoğlu, hayatını sürdürmek için geçmişten beri enerjiye ihtiyaç duymuştur ve hiç şüphesiz ki bu ihtiyaç sürekli bir şekilde artmaktadır. Dünya genelindeki enerji bağımlılığının büyük bir bölümünü yenilenemeyen enerji kaynakları oluşturmaktadır. Bu kaynakların gelecek nesillere aktarılması için ülkeler tarafından sürdürülebilir enerji politikaları geliştirilmektedir. Teknolojiyle birlikte enerji yatırımları, yenilenebilir enerji üzerinde yoğunlaşmaya başlamıştır. Böylece yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren kooperatifler oluşmaya başlamıştır. Bu çalışmada, tüm enerji kaynaklarının dünyadaki ve Türkiye'deki durumu detaylı bir şekilde incelenmiştir. Yenilenebilir enerji kooperatifleri hakkında seçilmiş ülkelerden örnekler verilmiştir. Türkiye'de henüz yeni bir oluşum oldukları için kuruluş aşamasında olan yenilenebilir enerji kooperatifleri incelenmiştir. Sonuç olarak kooperatiflerin ülke genelinde yaygınlaştırılması için yapılması gerekenler belirtilmiştir. ABSTRACT Energy that is the sign of development and industrialization is one of the politics that direct the whole world. Humankind has been needing energy since the past to maintain his life and this need is undoubtedly growing steadily. Much of the world's energy dependency is non-renewable energy sources. Sustainable energy policies are being developed by countries to transfer these resources to future generations. Energy investments with technology have begun to focus on renewable energy. Thus, cooperatives operating in the field of renewable energy have begun to form. In this study, the state of the world and Turkey all energy sources have been examined in detail. Examples from selected countries on renewable energy cooperatives have been given. Renewable energy cooperatives in the establishment phase have been examined, because they are a new formation in Turkey. As a result,
Türkiye günümüz açısından değerlendirildiğinde dünyada enerji kaynakları bakımından çok şanslı sayılabilecek bir ülke değildir fakat geleceğe yönelik teknolojiler ve yeni enerji kaynakları bakımından günümüze göre daha şanslı olacağı öngörülmektedir. Ülkemizin genç bir coğrafyaya sahip olması fosil yakıtlar bakımından fakir olmasının ana sebeplerinden bir tanesidir. Çalışmada dünyadaki enerji kaynaklarına ve gelişmiş ülkelerin günümüzde genellikle hangi enerji kaynaklarını kullandıklarına değinildikten sonra ülkemizin bahsedilen enerji kaynağı bakımından durumu incelenmiştir. Hali hazırda dünyada fosil yakıtların yerine ikame edebilecek bir enerji kaynağı ortaya çıkmamıştır. Bu yüzden zaten bu konuda şanssız olan ülkemizin ithalat oranlarına ve yerli üretimine değinildikten sonra ülkemizin yakın gelecekteki sürdürülebilir enerji politikaları mercek altına alınmıştır. 2. ENERJİ KAYNAKLARI Enerji konusuyla ilgili tanımlamalara baktığımızda her disiplinin konuyu kendisine göre farklı tanımladığını görmekteyiz fakat tanımlamaları genel bir çerçeveye oturtmamız gerekirse: Enerji, bir sistemin iş yapma kapasitesidir. Fizikte iş, kuvvetin yer değişim yönündeki bileşeninin etkisinin yer değiştirmeyle çarpımı olarak tanımlanır ve enerji, iş ile aynı birimle ölçülür. Kaynaklara baktığımızda dünyada enerji dendiğinde; yeryüzünde mevcut olan tüm insanların tükettiği enerji kastedilmektedir. Genellikle dünyadaki tüm stratejik gelecek planlarının enerji sektörüyle iç içe olduğu görülmektedir. Dünyadaki enerji kullanımları ülkeler bazında ve küresel bazda her yıl ölçülüp ülkeler düzeyinde ve uluslararası düzeyde oturum ve konferanslarda gerek lokal gerekse de genel anlamda değerlendirilerek, dünyanın geleceği ile ilgili çeşitli senaryolar masaya yatırılır. Enerji politikası genel olarak teknoloji, ekonomi ve enerji ile ilgili kararların alındığı kurumsal yapıdan oluşmakta ve kısa dönemde arz talep yönetimi, uzun dönemde ise planlama faaliyetlerini içermektedir(Bayraç, H.N. 2009:118). Bugün dünyada tüketilen birincil enerjinin yaklaşık %90'ı, üç fosil yakıt (petrol,doğalgaz ve kömür) ile karşılanmaktadır(Pamir,N.2007:58).
Global Political Trends Center, 2020
Dünyada genelinde olduğu gibi, Türkiye de ağırlıklı olarak enerji ihtiyacını fosil kaynaklardan karşılamaktadır. Komşularının aksine, Türkiye fosil kaynaklar konusunda enerji fakiri bir ülke olarak net ithalatçı durumundadır. Petrolün %93'ünü, doğal gazın %98'ini ithalat yoluyla temin eden Türkiye enerji talebini genel itibariyle kömür ve petrolden karşılamaktadır. 1986 yılında Ankara ve Moskova arasında 25 yıllığına yapılan doğal gaz alım anlaşması akabinde kömür ve petrolden sonra doğal gaz da enerji kaynakları arasındaki yerini almış oldu. Soğuk Savaş sonrası "Demir Perde"nin ortadan kalkmasıyla Hazar bölgesinde bulunan zengin hidrokarbon yakıtlarının dünya piyasalarına ulaştırılması gündeme gelirken Rusya'nın da bölge üzerindeki nüfuzunun kırılması amaçlanmıştır. Bu bağlamda kaynak ülke olarak Azerbaycan ön plana çıkarken Türkiye de jeopolitik konumunu kullanarak bu kaynakların dünya piyasalarına ulaştırılmasında etkin rol oynamak istemiştir. 1990’larda Türkiye’nin Doğu ile Batı arasında bir köprü olarak öne çıkartılması dış politikadan enerji politikalarına kadar resmi anlamda kabul görmüş, zaman içinde Türkiye’nin enerji politikası köprü rolünden koridora (transit) oradan da günümüzde enerji merkezi (hub) olma hedefine doğru bir seyir izlemiştir. Son beş senede Türkiye’nin enerji politikalarında radikal değişim ve dönüşümlere sebep olan kırılmalar yanında fırsat imkanları da ortaya çıkmıştır.
foresteconomics.org
1970'li yıllarda ortaya çıkan enerji krizinden sonra, tüm dünyada yenilenebilir çevre dostu yeni enerji kaynaklarının araştırılması sonucu, en büyük kapasitenin enerji ormancılığı projeleri ile gerçekleştirilebileceği belirtilmiştir. İsveç ve Kanada'nın önderlik ettiği 10 ülke enerji ormancılığı uygulamaları ile kavak, söğüt, kızılağaç gibi hızlı büyüyen ağaçlardan elde ettikleri odunları biyokütle ısı ve elektrik santrallerinde yakarak ısı ve elektrik üretmektedirler. Bu ülkeler 2050'li yıllarda enerji gereksinimlerinin % 25-50 'sini enerji ormancılığı ile karşılamaya çalışmaktadırlar. Türkiye enerji ormancılığı politikasının amacı, ekonomi ve pazar mekanizmalarını kullanarak ekonomi ve istihdam politikalarını güçlendirmektir. Türkiye'de de modern enerji ormanlarının kurulması; petrol ithalatını azaltmak, doğal ormanları ve çevreyi korumak, kırsal kalkınmayı ve iş olanaklarını sağlamak ve erozyonu azaltmak gibi birçok yarar sağlayacaktır.
Öz Enerji, son yıllarda hem uluslararası ilişkiler hem de iktisat alanında çok ilgilenilen ve araştırılan konulardan biri haline gelmiştir. Enerjinin çok önemli bir konu olmasının sebeplerinden biri, dünyada asimetrik dağılım göstermesi ve ekonominin adeta belkemiği olmasıdır. Enerji kaynaklarının bulunduğu ülkeler ve çok tüketen ülkeler arasındaki asimetri, gerilim yaratmaktadır. Her ülke ekonomik olarak büyümek ve rekabet eder hale gelmek istemektedir. Bu süreç kaynakların azalmasıyla birlikte iklim değişikliğini de getirmektedir. Ancak rasyonel politikalar izlenerek sürdürülebilir kalkınma ve yaşanılabilir bir dünyaya ulaşmak mümkündür. Bu akılcı politikaların başında enerji kaynağı olarak temiz, yerli ve sonsuz kaynaklar olan yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak gelmektedir. Bu makale, küresel ısınma tehlikesine dikkat çekerek konvansiyonel kaynakların yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasının mümkün ve mutlaka gerekli olduğunu ve ancak bu şekilde sağlıklı bir sürdürülebilir kalkınma gerçekleştirilebileceğini ifade etmek amacıyla yazılmıştır. Abstract Energy, both in international relations and in economics, has become one of the most researched and interested topics in recent years. One of the reasons being a very important issue is that there is an asymmetric distribution of energy and literally it is the backbone of the economy. Asymmetries between the countries of origin and many consuming countries create tension. Every country wants grow and compete economically. This process brings the reduction of resources together with the climate change. Only by following raitonal policies it can be possible to have sustainable development and a livable world. At the first place of these policies comes the usage of clean, domestic and renewable energy resources. By drawing attention to global warming this article is written fot the purpose of explaining the usage of renewable energy is absolutely necessary for the sustainable development. Besides it is necessary to leave the conventional energy sources.
ÖZET Enerji, insanlık tarihinden günümüze kadar yaşamın sürdürülebilmesi adına en temel olgu olarak önemini arttırarak hayatımızdaki yerini korumuştur. Bütün ülkeler ihtiyacı olan enerjinin sıhhatli şekilde nasıl temin edileceği üzerine projeler ve politikalar geliştirmektedirler. 21.Yüzyılda, ülkelerin toplumsal refahı ve sürdürülebilir kalkınmalarının en önemli yapı taşı enerjidir. Enerjinin bu konumu gereği, ülkeler arasında kıyasıya bir rekabet vardır. Dünya, küresel ve bölgesel aktörlerin bu rekabeti, bir enerji savaşına dönüştürdükleri bir siyasi konjonktür içerisindedir. Oluşan bu yeni konjonktürde kapsamında, Dünya enerji kaynakları, küresel aktörlerin izlediği enerji politikaları incelenmiştir. İncelenen bu politikalar ekseninde, Türkiye'nin izlediği enerji politikaları, hedefi ve sorunları hakkında bilgi verilecektir. ABSTRACT The energy has increased its importance as the basis phenomenon to sustain the life and has protected its place from history of humanity to today. All countries create projects and politics on how to procure their needed energy. In the 21 st century, the energy is the most important factor for public welfare and sustainable development for the countries. There is a competition between countries because of this position of energy. The world is in political conjuncture, because regional and global actors have converted to this competition to energy battle. The world energy resources and the energy politics that are followed by global actors, has analyzed within the scope of this new conjuncture. The energy politics that are followed by Turkey, Turkey's objectives and problems will be described within the context of global actors' energy politics.
Cihan Kaymaz, Ferhat Güney, 2017
After the 1999 constitutional changes to articles 47, 125 and 155, Energy Market Regulatory Authority has been established to regulate the liberalizing energy sector in Turkey; and international arbitration law mechanism has been enabled instead of council of state allowing services provision under private law. With such structural reforms in public management and marketization of public services there has been a qualitative transformation in public service and public good approaches. In line with these transformations arguments have been introduced about Turkey's inclination towards renewable energy adhering to the sustainable development strategies of the energy sector. The basis for the arguments comes from import of fossil fuels from abroad will hurt public good, and the need for renewable energy use to curb the foreign source dependency on obtaining energy resources; additionally, a view posed is that the use of renewable energy can increase the potential use of local resources, hence can be evaluated within the dynamics of local/regional development. Moreover, sustainable development strategies based on economic criteria suggests increasing the use of renewable energy resources classified as clean and environmentally friendly energy as a solution to Turkey's energy needs. The study's claim is directing the energy sector to renewable energy potential is problematic in the sense of increasing local/regional development dynamics and decreasing environmental problems and foreign dependency. In this context the study will open the public policy implementation in Turkey upon the capital accumulation crisis of 1970s to discussion over the transformation in energy sector defined by foreign and local dynamics and evaluate the renewable energy potential from the perspectives of foreign dependency local dynamics and environmental problems.
Middle East Technical University Journal of the Faculty …
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Doğu Coğrafya Dergisi, 2015
TÜRK CUMHURİYETLERİ ARASINDA ENERJİ-POLİTİK ÜZERİNE KURULU İŞBİRLİĞİ, 2013
TÜRKİYE’DE YENİLENEBİLİR ENERJİ HAKLARININ UYGULANABİLİRLİĞİ AÇISINDAN KENTSEL PLANLAMA MEVZUATI, 2018
The Journal of Academic Social Science Studies , 2015
Journal of International Economic and Administrative Studies, 2023
Research of Financial Economic and Social Studies, 2019