Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
5 pages
1 file
ÖNSÖZ Bu makale Nisâ sûresi 34. ayet perspektifinden Kur'ân'ın 'nüşûz' kelimesi ve akabinde 0 0 1 F 'kadınlarınızı dö vün' emrine yüklemiş olduğu anlamı ele almaktadır. Bu bağlamda önce 'nüşûz' 0 0 1 F kelimesinin lügat anlamı ince lenmiş, ardından tefsirlerde bu ayet hakkında yapılan yorumlar değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Nüşûz, darb, nikah, zevce, had cezası I. GİRİŞ Kur'ân-ı Kerîm ferdin, ailenin ve toplumun dünyevî ve uhrevî mutluluğu için prensipler içeren İlahi bir kelamdır. İman, ibadet, ahlak ve toplum gibi temel ilkeler yer almaktadır. Bilindiği üzere Kur'ân-ı Kerim'in nazil olduğu dönemde Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s)'in de üyesi olduğu toplum yeniden dirilişi (ba's) reddeden ve ahlakî değerlere yabancılaşmış cahilî bir toplumdu. İşte Kur'ân'ın yukarıda ifade edilen prensipleri öncelikle ilk muhatabı, cahilî olan bu 0 0 1 F 0 0 1 F 0 0 1 F seviye deki insanlardı. Kur'ân, öncelikle Allah'a, peygamberlere, ki tap lara, ahiret gününe ve 0 0 1 F 0 0 1 F 0 0 1 F 0 0 1 F meleklere iman gibi hususlardan oluşan iman haki kat le ri ni açıklamakla başladı. Çünkü ibadet, 0 0 1 F 0 0 1 F 0 0 1 F 0 0 1 F ahlak ve mu amelât gibi konular ancak inanç esaslarının yerleş tiril mesinden sonra ve özel likle 0 0 1 F 0 0 1 F 0 0 1 F 0 0 1 F ileri tarihlerde hükme bağlandı. İşte yukarıda ifade edilen muha ta bın konu mu na göre kısmen tavsiye ve kısmen de emir muhtevalı 0 0 1 F 'Onları (kadınları) dövü nüz!' farziyeti de Medine döneminde vahiy sürecinin son aşamasında inmiştir. önce öğüt ve rin, (0 0 1 F0 0 1 F 0 0 1 F 0 0 1 F vaz geç mez ler se) sonra 0 0 1 F onları ya taklarında 0 0 1 F 0 0 1 F 0 0 1 F 0 0 1 F yal nız bı ra kın ve (0 0 1 F 0 0 1 F 0 0 1 F bu da fayda vermezse on la rı dö vün. 0 0 1 F Şa yet 0 0 1 F 0 0 1 F 0 0 1 F 0 0 1 F si ze ita at eder ler se, onların üzerine gitmeyin. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.' 2
Klâsik Türk şairleri, mensup oldukları toplumun bir parçası olarak İslam dini ve kültürüyle yetişmişler ve eserlerini bu kültürel birikimden faydalanarak meydana getirmişlerdir. Şairler, Kur'an ve hadislerden çeşitli benzetmeler ve telmihler yoluyla yararlanmışlar; eserlerini İslam medeniyeti etrafında şekillendirmişlerdir. gibi erkek şahsiyetlerin yanında kadın şahsiyet olarak sadece Hz. Meryem'in adı geçer. Hz. Âdem'in eşi Havva; Hz. İbrahim'in eşi Hacer, Hz. Yusuf'un eşi Züleyhâ, Firavun'un eşi Asiye, Hz. Süleyman'ın eşi Belkıs, Hz. Muhammed'in eşleri Hacer ve Ayşe ile kızı Fatıma'nın adları Kur'an'da geçmez. Ancak bu şahsiyetlerin bir kısmı Kur'an'daki kıssalara dayanılarak zaman zaman dinî bir kişilik olarak ve memduhun benzetileni olarak eserlerde yer alırken bir kısmı da telmih, teşbih, istiare gibi sanatlar içinde sevgilinin mazmunu olarak geçer.
2022
Basrî, Ebûl-Hüseyin. el-Mu'temedfi usulii-fıkh. thk. Muhammed Hamidullah. Şam: Ma'hedi İlmi, 1386. Basrî, Haşan. "Risâle fi'l-kader" Resâilüi-adl ve't-tevhîd. thk. Muham med Ammara. Kahire: Dârü'l-Hilal, 1971.
İNSANIN SORUMLULUĞU BAĞLAMINDA KUR'ÂN'DA NİMET KAVRAMI, 2018
Öz Sorumluluk, insanoğlunu diğer canlılardan ayıran özelliklerden biridir. İnsan, bağımsız düşünebilen ve tercih hakkı olan bir varlıktır. Yeryüzündeki her şey insan için yaratılmıştır. Akıl ve irade yanısıra insana sayısız nimetler verilmiştir. İnsan bütün bu nimetlerden hesaba çekilecektir. Sorumluluk, akıl ve idrak sahibi varlıkların bir kuralın ihlali veya iradî bir fiilin işlenmesi ne-ticesinde karşı karşıya kalacakları hukuki durumdur. Aklî ve vahyî deliller, dünyadaki en kıymetli varlıklardan biri olan insanın mesuliyetini göstermek-tedir. İnsanoğlunun imtihanı ve sorumluluğu bağlamında nimetler önemli un-surlardandır. İnsanın sorumluluğu bağlamında Kur'ân'da nimet kavramını izah etmeyi amaçladığımız bu çalışmada insanın irade ve fiillerine, sorumluluğuna, nimet kavramının anlamlarına, Kur'ân'da kullanılış biçimlerine ve nimet manasında kullanılan bazı kelimelere değinilmiştir. Yine bu noktada nimetlerin hikmetle-ri, insanın nimet karşısındaki konumu ve nimetlere mukabil insandan istenilen görevler izah edilmiştir. Nimet, olumlu ve olumsuz yönleri olan geniş bir kav-ramdır. Bu yüzden dünya ve ahiret hayatı açısından insanın sorumluluğu ve bununla irtibatlı olarak nimet unsurunun önemi üzerinde durulmuştur.
Lügatta nesih; izale etmek, gidermek, ortadan kaldırmak, nakletmek, kopyasını çıkarmak, beyan etmek gibi manalara gelmektedir. İbn Manzûr (ö.1311) nesh'i şöyle tarif etmiştir: "Nesh, bir şeyi ibdal edip onun yerine başkasını ikame etmek demektir. Tenzilde "Ma nensah ... " ayeti bu manayadır. İkinci ayete Nasih, birincisine ise mansuh denir." (İbn Manzûr, Lisanu'l-Arab, 'n-s-h' mad., 3/61) İsfahani (ö ̴ 1010) ise şöyle tanımlıyor: Nesh, silmek, bozmak, iptal etmek, değiştirmek, kopyasını çıkarmak demektir. Bir şeyi kendisinden sonra gelen bir şeyle bertaraf etmektir. "Neshu'l-Kitab" yani Kitabın Neshi ise; 1-Bir hükmü, kendisinden sonra gelen bir hükümle yürürlükten kaldırmak demektir. 2-Kitabın Neshi, bir kitabın olduğu gibi kopyasını çıkarmak, bir nüshasını daha yazmaktır. Bu durumda birinci nüshayı bertaraf etmek gerekmez. Aksine onun bir benzerini bir başka yerde var etmektir. (Ragıb el-İsfahani, el-Müfredat, s. 1050, nsh maddesi) lstılahta ise nesh, bir nassın hükmünü daha sonra gelen bir nass ile kaldırmaktır. İkinci bir tarife göre, "şer'i bir hükmün başka bir şer'i delil ile kaldırılmasıdır." Daha yaygın ifadesiyle: "önce gelmiş olan bir ayetin hükmünün, ondan sonra gelen başka bir ayetin hükmü ile değiştirilmesi veya tamamen yürürlükten kaldırılmasıdır." Bu tariflerin üçü de Kur'an'da veya Sünnetteki bir hükmün yürürlükten kaldırılmasından söz etmektedirler. (Seyyîd Şerîf Hanefî Cürcânî, et-Taʿrifât, 1, 67; Gazali, el-Mustasfa, 97) Şatıbî ise (ö. 1388) neshin; "tahsîs, takyîd ve beyânı kapsadığını ve nesihten asıl muradın sonradan getirilen her şey اخيرا( به جيء )ما demek olduğunu" ifade etmektedir. (Şâtıbî, el-Muvafakat, III/100) Şatıbî'nin bu geniş tanımlamasından hareket edilebilseydi, neshin (Kur'an'daki bazı hükümlerin ilgası, ayetler arası çelişki vb gibi) meydana getirdiği pek çok olumsuzluğun önüne geçilebilirdi, ancak maalesef nesh teorisinin paradigmalarında bu yaklaşım etkili olamamıştır.
Marmara Üniv. Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006
Kur'an; seçtiği ibarelerin yapısıyla, oluşturduğu cümlelerin kurgusuyla, bu cümlelerde geçen kavramların anlam zenginliğiyle mana incelikleri içeren kutsal bir kitaptır. Bu inceliklere vakıf olunabilmesi için ise çok ciddi gayret ve araştırmalar gerekmektedir. Bu düşünceden hareketle Kur'an ibarelerinin derinlemesine araştırılıp en ince ayrıntısına kadar vakıf olunması kavram araştırmalarında Konulu Tefsir Metodu'nun günümüzde sıkça başvurulmasına sebep teşkil etmiştir. Kısaca Konulu Tefsir Metodu, Kur'an'da herhangi bir konu ile ilgili bütün ayetleri toplayarak, ilmi bir incelemeye tabi tutup Kur'an'ın o konuya veya kavrama yaklaşımını ortaya koymaya çalışmaktır. Dolayısıyla tümevarım yöntemiyle "parçadan bütüne" varma, Kur'an'ın manasının anlaşılmasında kolaylıklar sağlamış ve sonucu müspet manada etkileyen bir yöntem olmuştur. İnsan birçok nimetlere mazhar bir varlıktır. Kur'an bu nimetleri sık sık hatırlatmış ve insanın bu nimetlerle bir yere ulaşmasını istemiştir. Biz acaba bu nimetlerin ne kadar farkındayız? Kur'an bize ne gibi nimetleri zikretmektedir? İşte biz de çalışmamızda Kur'an'ın anlaşılmasına bir nebze katkıda bulunmak için "KUR'AN'DA NİMET KAVRAMI" adı altında nimet kavramını derinlemesine incelemeye çalıştık. Çalışmamızın ilk bölümünde nimet kavramının hangi manalara geldiğini ve nimetle aynı kökten türemiş olan in'am, na'met, naîm, gibi kelimeleri inceleyeceğiz. Ayrıca nimetle aynı manayı ifade eden âlâ, hayr, rahmet gibi kavramları ele alarak aralarındaki farklılıklar üzerinde duracağız. Bunların yanı sıra zıt manaya gelen belâ, azab, hızy, gibi kavramlar ve Kur'an-ı Kerim'de kullanılışları üzerinde duracağız. İkinci bölümde ise Kur'an'da nimet kavramının kullanılış şekilleri ve hangi şeyler için nimet ifadesinin kullanıldığını incelemeye çalışacağız. Kur'an'da zikredilen nimetleri ilk olarak Dünyevî-Uhrevî olmak üzere iki kısımda inceleyeceğiz. Dünyevî nimetleri ise maddî ve manevî olmak üzere iki ana başlık altında değerlendireceğiz. İman, nübüvvet, hikmet, akıl gibi nimetleri manevî nimetler içerisinde rızık, aile, denizler, hayvanlar gibi nimetleri ise maddî nimetler içerisinde mütalaa edeceğiz. Uhrevî nimetlerde ise asıl nimet yurdu olan cennet ve cennetteki nimetler üzerinde duracağız. Bu bölümde de nimetleri maddi ve manevi olarak iki kısımda değerlendirmeye çalışacağız. Maddi nimetler olarak; bahçeler, gölgelikler, nehir ve pınarlar, cennet yiyecek ve içecekleri, oturaklar, meskenler, kadın ve hizmetçileri zikredebiliriz. Manevi nimetler olarak ise; rahatsızlık verecek şeylerin kaldırılması, v ru'yetullah ve rıdvanı zikredebiliriz. Çalışmamızda bu plan çerçevesinde Kur'an'da nimetin hangi şeyler için kullanıldığını ele almaya çalışacağız. Çalışmamda emeği geçen danışman hocam Prof. Dr. İsmet Ersöz, Prof. Dr. Zekeriya Güler, Yrd. Doç. Fethi Ahmet Polat ve Hakan Uğur Bey'e teşekkürlerimi arz ediyorum.
Lügatta nesh/nesih; izale etmek, gidermek, ortadan kaldırmak, nakletmek, kopyasını çıkarmak, beyan etmek gibi manalara gelmektedir. İbn Manzûr (ö.1311) nesh'i şöyle tarif etmiştir: "Nesh, bir şeyi ibdal edip onun yerine başkasını ikame etmek demektir. Tenzilde "Ma nensah ... " ayeti bu manayadır. İkinci ayete Nasih, birincisine ise mansuh denir." (İbn Manzûr, Lisanu'l-Arab, 'n-s-h' mad., 3/61) İsfahani (ö ̴ 1010) ise şöyle tanımlıyor: Nesh, silmek, bozmak, iptal etmek, değiştirmek, kopyasını çıkarmak demektir. Bir şeyi kendisinden sonra gelen bir şeyle bertaraf etmektir. "Neshu'l-Kitab" yani Kitabın Neshi ise; 1-Bir hükmü, kendisinden sonra gelen bir hükümle yürürlükten kaldırmak demektir. 2-Kitabın Neshi, bir kitabın olduğu gibi kopyasını çıkarmak, bir nüshasını daha yazmaktır. Bu durumda birinci nüshayı bertaraf etmek gerekmez. Aksine onun bir benzerini bir başka yerde var etmektir. (Ragıb el-İsfahani, el-Müfredat, s. 1050, nsh maddesi) lstılahta ise nesh, bir nassın hükmünü daha sonra gelen bir nass ile kaldırmaktır. İkinci bir tarife göre, "şer'i bir hükmün başka bir şer'i delil ile kaldırılmasıdır." Daha yaygın ifadesiyle: "önce gelmiş olan bir ayetin hükmünün, ondan sonra gelen başka bir ayetin hükmü ile değiştirilmesi veya tamamen yürürlükten kaldırılmasıdır." Bu tariflerin üçü de Kur'an'da veya Sünnetteki bir hükmün yürürlükten kaldırılmasından söz etmektedirler. (Seyyîd Şerîf Hanefî Cürcânî, et-Taʿrifât, 1, 67; Gazali, el-Mustasfa, 97) Şatıbî ise (ö. 1388) neshin; "tahsîs, takyîd ve beyânı kapsadığını ve nesihten asıl muradın sonradan getirilen her şey اخيرا( به جيء )ما demek olduğunu" ifade etmektedir. (Şâtıbî, el-Muvafakat, III/100) Şatıbî'nin bu geniş tanımlamasından hareket edilebilseydi, neshin (Kur'an'daki bazı hükümlerin ilgası, ayetler arası çelişki vb gibi) meydana getirdiği pek çok olumsuzluğun önüne geçilebilirdi, ancak maalesef nesh teorisinin paradigmalarında bu yaklaşım etkili olamamıştır.
Kur'ân'da İnsanların Yaratılışı Meselesi, 2017
İnsan, nasıl yaratıldı? Bu soru, insanlık tarihi boyunca üzerinde en çok durulan konulardan biri olmuştur. Bu konuda felsefî düşünce ve kuramlar yanında semavî ve yerel dinlerin de insanlığın yaratılışı ve çoğalmasıyla ilgili müntesiplerine bilgiler verdiği görülmektedir. Kur’an-ı Kerîm de bu anlamda, ilk insanın Allah tarafından yaratıldığı ve bu “can” dan da insanların çoğaltıldığı anlatılmaktadır. Yakın dönemlerde, ilk insanın Adem olduğu ve diğer insanların da Adem’den yaratıldığı düşüncesine karşın; ilk insanın Âdem (a.s) olmadığı, onun da babasının olduğu, insanların çoğalmasının bir anne ve babadan olamayacağı, Âdem kelimesinin bir türü ifade ettiği vb. iddialar Kur’an’dan temellendirilmek istenerek savunulmuştur. Bu görüşlerden, insanların toplu olarak yaratıldığı iddiası, münâzaranın; iltizâm edilmeyenle ilzâm edilemez kuralınca sadece Kur’an temelli ele alınıp incelenmektedir. Bu değerlendirmeler esnasında da yapılan usül ve mantık hataları, devir ve teselsülü gerektiren önermeler belirtilmektedir. Tefsir çalışmalarında Kur’an merkezli olduğu iddia edilen bu yorumun ilmi temellere dayanmadığı tesbit edilmiştir.
Öz Çeviri tartışmasını bir kenara koyarsak, i'câz değeri haiz Kur'ân'ın doğru çevirisini yapmak, zengin ilmî birikime sahip olmayı gerektirir. Özellikle Kur'ân'ın çevrileceği dilin yanısıra Arapçanın edebî incelikleri hakkında yetkin olunmalıdır. Mevzu bahis, deyimler gibi ekseriyetle lafzî mananın ötesinde farklı bir anlama sahip olan ibareler olunca çevirinin daha bir özen gerektirdiği yadsınamaz. Bu çalışmada ele alınan ibarelerin deyimsel niteliklerine, sahasında ağırlığı bulunan önemli birçok müfessir, eserlerinde yer vermektedir. Ne var ki bu minvalde incelediğimiz Kürtçe meâllerin ekseriyetinde bu hususun göz ardı edilerek, ibarelerin deyimsel yönlerinin çeviriye yansıtılmadığı görülmektedir. Üzerinde durduğumuz meâllerin çoğunda ibarelerin yalnızca lafzî tercümelerinin yapılması ve bazılarında Türkçe meâllerden etkilenerek söz konusu ibarelerin çevrilmesi ciddi hata olarak değerlendirilebilir. Abstract If we put away the discussion on translation, to make the right translation of the Qur'an with the value of i'caz requires to have a rich scientific accumulation. Especially one must be competent on both the language to which the Qur'an will be translated and the literary subtleties of the Arabic language. If we concern about idioms that have different meanings in spoken language, it can not be denied that translator must be more attantive. Many important commentators, who are competent in the field, touched on the idiomatic qualities of expressions which has mentioned in this study. Howewer it is seen that, in most of Kurdish translations which we have analyzed in this manner did not pay no mind on that matter and the idiomatic of the expressions did not reflected in translation. Only literal translations of expressions and the influences of Turkish translations can be regared as a serious mastakes
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kadın ve Aile Araştırmaları Dergisi, 2022
KUR'AN'DA ŞEHİTLİK KAVRAMI, 2018
Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 2019
100. Yılında Türkiye Cumhuriyeti: 1923-2023 Uluslararası Sempozyumu, 2024
A Study in the Context of Modern Approaches to the Sensational Miracles in Quran: The Example of Mustafa Öztürk -I-, 2017