Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
ÖZET Yerli halkların soykırıma ilişkin deneyimleri, karşılaştırmalı soykırım araştırmaları çerçevesinin dışında bırakıla gelmektedir. lk olarak bu dışlamanın kavramsal nedenleri tartışılacaktır. Soykırım tanımlamaları, soykırım tipolojilerindeki ideolojik alana karşı yayılmacı ayrımlar ve soykırım suçunu işleyenleri güdüleyici etkenler üzerine soykırım tipolojileri vurgusu tartışmanın odağını oluşturacaktır. Daha sonra, soykırım çalışmalarının iki önemli odağı olan tepkiler ve iyileşme kavramlarını inceleyerek yerli soykırımlar ile diğer soykırımlar arasındaki ilişki sergilenecektir. Bu karşılaştırma ve karşıtlıklardan yola çıkarak, yerli soykırımların önemini kabul eden daha kapsamlı bir karşılaştırmalı yaklaşımın, soykırım çalışmalarına daha önemli bir katkıda bulunacağı sonucuna varılacaktır. Sonuç olarak, soykırım çalışmalarında, Avrupalı bir dünya görüşüne sadık kalmanın, yapıcı çözümleme imkanını sınırlayacağı vurgulanacaktır. ABASTRACT The experiences of indigenous peoples have been left outside the framework of comparative genocide research. We first discuss conceptual
Pegem
Aslı GÜNDOĞAN ÇÖGENLİ Aybüke UÇANSOY Özet Bu çalışmada, uyum ve hazırlık çalışmalarına ilişkin öğretmen görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Nitel araştırma deseninin benimsendiği araştırmada veriler, 10 birinci sınıf öğretmeninden yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla toplanmıştır. Verilerin analizinde betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada öğretmen görüşlerine etkinlik, süre, öğrenci, diğer derslere hazırlama, öğretmen, veli ve öneriler temaları oluşturulmuş; her temaya ilişkin alt temalar ve kodlar belirlenmiş ve kodlar açıklanırken öğretmenlerden alıntılar yapılarak örnek görüşlere yer verilmiştir. Araştırma bulgularına göre öğretmenlerin uyum sürecinde zorluklar yaşadıkları belirlenmiş ve bunlara ilişkin çözüm önerileri sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Uyum ve hazırlık çalışmaları, öğretmen görüşleri Abstract Türkiye'de 2012 yılında "4+4+4" olarak adlandırılan Kademeli Zorunlu Eğitim Sistemi ile Türk Eğitim Sistemi'nde köklü değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Bu köklü değişiklikler kapsamında okula başlama yaşı 5'e düşürülmüş; bu durum öğrencilerin daha erken yaşta okuma-yazma öğrenmesini gündeme getirmiştir. Bu değişiklik kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından "Uyum ve Hazırlık Çalışmaları" adında bir yönerge uygulamaya konmuştur. Yönerge, 2012-2013 öğretim yılından itibaren okula başlayan ve 60 ayını doldurmuş öğrencilere yönelik, okullarda ilk 3 ayda gerçekleştirilmesi gereken etkinlikleri kapsamaktadır. Uyum ve hazırlık çalışmalarının amacı, ilkokula yeni başlayan öğrencilerin okula, arkadaşlarına, öğretmenlerine, öğretim etkinliklerine uyumunu kolaylaştırmak; birinci sınıf derslerine hazırlık çalışmaları yaparak okumayazma çalışmalarına temel oluşturmak ve Hayat Bilgisi, Matematik, Görsel Sanatlar, Müzik, Oyun ve Fiziki Etkinlikler derslerindeki kazanımları belli oranda ele almaktır. Bu bağlamda Türkçe dersinde, uyum ve hazırlık çalışmaları süresince, "görsel okuma, dinleme, sesleri tanıma, ses benzerliği, iletişim kurma, görsel algının geliştirilmesi, dikkat becerilerinin geliştirilmesi, ses farkındalığı ve yazı bilincinin oluşturulması ve çizgi çalışmaları gibi becerilerin yapılandırılması" amaçlanmıştır. Hayat Bilgisi dersinde, genel olarak sınıfına ve okuluna uyum; kendini, arkadaşlarını ve okulunu tanıma; sınıf ve okul kurallarını öğrenme; öz bakım becerilerini edinme, değerlerimizi tanıma; günlük yaşam becerilerin yanı sıra, araştırma ve yeni şeyler öğrenme isteğinin kazandırılması gibi becerilerin edinimi hedeflenmiştir. Matematik dersi kapsamında, öğrencilerin muhakeme yapma ve problem çözme becerilerini geliştirmek amacıyla sıraya koyma, kıyaslama, hatırlama, eşleştirme, sayıları günlük hayatta kullanma, basit ölçme çalışmaları yapma, nesneleri gruplama, örüntü tamamlama, görsel algıyı destekleme gibi çalışmalar yer almaktadır. Oyun ve Fiziki Etkinlikler, Müzik ve Görsel Sanatlar dersleri kapsamında tasarlanan etkinliklerle ise küçük ve büyük kasların geliştirilmesi, el göz koordinasyonu, dikkat becerilerinin geliştirilmesi, renklerin uyumu ve yaratıcılık, sesleri tanıma, ritmi tanıma ve ritim tutma gibi becerilerin tümünün oyun, fiziksel ve zihinsel etkinliklerle geliştirilmesi hedeflenmiştir (MEB, 2012). Tüm bu derslerin içeriğine bakıldığında, etkinliklerin okul öncesi ile ilkokul birinci sınıf öğretim programlarının kesişim noktası olduğunu söylemek olanaklıdır.
EU 3rd INTERNATIONAL CONFERENCE ON HUMANITY AND SOCIAL SCIENCES
Küresel ölçekli markaların ürünlerini tüm dünyada pazarlamak maksadıyla başvurdukları bir yönelim olan lokal değerleri dikkate alan ve küresel değerlerini de koruyan reklamcılık anlayışı olan küyerelleşme, yeni nesil reklamcılığın önemli stratejilerinden biri haline gelmiştir. Reklam verenlerin homojen bir reklam mesajı ve stratejisi yerine bölgelere özel reklam faaliyetleri yürütmesi sonucunda glokal değerlerin ön planda olduğu ve reklam mesajlarının değişkenliği küresel bazda satış rakamlarında olumlu yönde etkilemiştir. Günümüzde global reklam kampanyalarıyla bilinen birçok marka stratejilerinde değişime giderek reklamcılığın güncel yönelimine ayak uydurmaktadır. Bu markalardan biri olan Snickers, marka değerinin düşmesi ve rakiplerinin gerisinde kalması sonucunda yenilikçi bir strateji belirlemiştir. Kampanya sloganının bölgelere göre uyarlandığı, reklam spotlarının bölgenin lokal değerlerine göre belirlendiği, reklam yapılan bölgelerde insanların aç haldeyken büründüğü davranışların analiz edilmesi sonucunda ortaya çıkacak alternatif senaryolar üzerine çalışmalar yapılan projenin başarısı ve inovatif yönü çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Kampanya sonucunda satışlarını büyük ölçüde artıran ve pazar payı olarak rakiplerine fark atan Snickers’ın yapmış olduğu lokal reklam çalışmaları ve sosyolojik analizler göstergebilimsel analizle incelenecektir. Glokal reklam faaliyetlerinin global liderliğe olan etkisi örnek kampanya üzerinden değerlendirilecektir.
YARATICI SINIF VE SOYLULAŞMA İLİŞKİSİ: YELDEĞİRMENİ ÖRNEĞİ , 2019
28. KENTSEL TASARIM VE UYGULAMALAR SEMPOZYUMU KENTSEL TASARIMDA SÜRECİ TASARLAMAK, 2020
Ancak kentlerin birer –mümkünse küresel- projeye, kent yöneticilerinin ise mutlaka “gözü açık politika” güden birer “işletmeci”ye dönüşmelerinin beklendiği günümüzde; kentsel mekân tasarımı konusu temel politika haline gelmektedir. Bu öncülden hareket eden çalışmada, nihai sonuç olarak “sıradışılık çabasıyla sıradanlaşmak” olarak ifade edilebilecek bir durumla karşı karşıya kalındığına dikkat çekilmektedir. Bunun nedeni, bir yandan “özgün” ve “farklı” ama mutlaka “çağdaş teknoloji” gerektiren projeler aranırken; öte yandan bu yarışta geri kalmama kaygısının, yöneticileri tamamen birbirini kopyalayan uygulamalara yöneltmesi ve tüm uygulamaların kısa sürede “sıradanlaşmak” durumunda kalması olarak ifade edilebilir.
ÇEKMECE İZÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, 2018
ÖZ Amaç: : Bu araştırma, Diyarbakır'da Eğitim ve Araştırma Hastanesi dâhili klinik ve yoğun bakımlarda çalışan hemşirelerin örgütsel sinizm ve tükenmişlik düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan araştırmanın örneklemini hastanenin dâhili birimlerinde çalışan (n:330) ve araştırmaya katılmayı kabul eden bireyler oluşturmuştur (n=300). Veriler Sosyo-demografik Bilgi Formu, Sağlık Çalışanlarında Örgütsel Sinizm Ölçeği (ÖSÖ) ile Maslach Tükenmişlik Ölçeği (MTÖ) kullanıldı. Verilerin analizi t testi, tek yönlü varyans analizi ve korelasyon analizi ile yapılmıştır. İstatistikî anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Kadın hemşirelerin sinik davranışlarını ifade edebilmek için alaycı mizahı kullandıkları, yorgunluk, bıkkınlık ve duygusal enerjilerinin azaldığı bulunmuştur. Nöbet sisteminde çalışan hemşirelerde tükenmişlik ve duygusal tükenme boyutunda anlamlı farklılık bulunmuştur. Hemşirelerden kıdemi 5 yıldan az olanların daha çok tükendiği, öfke, hor görme ve kınama gibi olumsuz duygular sonucu, kurumun kendilerine dürüst davranmadıklarına inanmaktadırlar. ÖSÖ alt boyutları ile MTÖ alt boyutları arasında anlamlı bir ilişki vardır. Her iki ölçekten alınan toplam puanlara bakıldığında hemşirelerin tükenmişlik yaşadığı ve buna bağlı olarak sinik duygular geliştirildiği görülmüştür. Sonuç: Araştırma sonuçlarına göre mesleki deneyimi az olan bireyler sinik ve tükenmiş olduğundan, işe yeni başlamış çalışanlar için periyodik görüşmelerin yapılarak hemşirelerin görüşlerinin ve beklentilerinin alınması, bunlara önem verilerek desteklenmesi gerekmektedir.
yy.õn en büyük buluşlarõndan biri, belki de en büyüğü quantum teorisidir. Quantum teorisinden doğan yarõ iletken ve mikroçip sayesinde dünya bugünkü durumuna kavuşmuştur. Ancak teorinin ortaya konmasõyla mikroçipin kullanõlmasõ arasõnda nice on yõllar ziyan olup gitmiştir. Zira kaynaklarõn başõndakiler, hatta bilim adamlarõ bu kavramõ algõlayamõyorlar, quantum teorisinde mekanik fonksiyonlar arõyorlardõ. Kõsacasõ olaya analitik çerçeveden, Newton.un tanõmladõğõ evrenden bakõyorlardõ. Birkaç teorisyen ve risk sermayedarõ konvansiyel aklõn dõşõna çõkõp çabalarõnõ sürdürmeselerdi, minibilgisayar hala bilim kurgu romanlarõnda kalacaktõ. Bugün devletin ve iş dünyasõnõn global ekonomiye tepkileri de aynõ yanõlgõ içindedirler. Düzenin temsilcileri her türlü uluslar arasõ ekonomik olguya geleneksel ticaret ekonomisinin bakõş açõsõyla yaklaşmaktadõrlar. Amerika.nõn dünya ekonomisindeki konumunun gerilemesi global ekonomi yüzünden değil, global ekonomiye rağmen olmuştur. Amerikan ekonomisi ve teşebbüsünün global ekonomide yaşadõğõ sorunlar, bu yeni ekonomiye adapte olamamaktan kaynaklanmaktadõr. Onlarõn bakõş açõsõ, dünyayõ yuvarlak değil yassõ görmeye benzer. Yassõ dünyayõ geride bõrakmanõn en büyük güçlüğü, değişimi anlamaktõr, zira yeni ekonomiyi açõklayan hazõr bir çerçeve olmadõğõ gibi, eski dünyanõn yerini alacak basit bir paradigma (bakõş açõsõ, yaklaşõm, harita, şablon) da yoktur. Yeni ekonominin önde gelen uzmanlarõ, hikayedeki fili tarif eden körler gibidir. Her biri yeni ekonomiyi kendi uzmanlõk alanõna göre enformasyon, yönetim, personel, nakliye, organizasyon, teknoloji, iletişim, hukuksal yapõ veya otomasyon olarak tanõmlar. Bu perspektiflerin tümü doğru olduğu halde tek başlarõna ele alõndõğõnda korkunç yanõlgõya götürürler. Global ekonomiye uyum sağlamak için yalnõzca nakliye, iletişim veya organizasyon yapõlarõnõ değiştirmeye kalkan nice firma yüz milyonlarca dolarõ çöpe attõktan sonra hatalarõnõ fark etmişlerdir. Yeni ekonominin tek paradigmasõ, paradigmasõnõn olmayõşõdõr. Bir formüle indirgenemeyecek kadar dinamik ve çok boyutludur. İş idaresi okullarõnda okutulan tek bir disipline veya birçok yöneticinin tiryakisi olduğu .bir günde öğren. seminerlerine damõtõlamaz. Buna rağmen global devrimin özü, bir alõşveriş merkezinde iki gözü açõk olarak yürüyen herkesin görebileceği basit bir gerçektir. Eski ekonomiye hükmeden üretim diktasõnõn yerini tüketim diktasõ almõştõr. Global ekonomiyi yaratan tüketimdir; her kõtada daha iyi malõ bulmak için durmaksõzõn arayõşõ sürdüren tüketicidir; ellerinde harcanacak parasõ olan, tüm gezegene dağõlmõş milyarlarca bireyin yürüttüğü global plebisittir. Tünelin ucundaki õşõk gibi, bakõşõmõzõ tüketicinin bu talebine yönlendirmek zorundayõz. Zira her şeyi açõklayan budur. En temel özelliği, katõlõmcõlarõnõn mal veya hizmet satõn alõrken .bayrağa. değil .değerine. bakmasõdõr. Bu yüzden, birçok sektörde yeni kurulan firmalar yaşamak istiyorlarsa global doğmak zorundadõrlar.
Birçok endüstriyel sektörde ağır yüklerin bir noktadan diğer bir noktaya taşınması önemli bir gereksinimdir. Bu işlem gerçekleştirilirken de yükün istenilen konuma geldiğinde artık salınımın yok edilmesi ya da en aza indirilmesi, işlem zamanın azaltılması ve yükün zarar görmemesi için önem arz etmektedir. Köprülü vinçler, katlanır bomlu teleskopik vinçler ya da bir robot kolu ucuna asılı yüklerin kontrolü için son yıllarda birçok araştırmacı çeşitli çalışmalar yapmış ve çeşitli metotlar geliştirmiştir. Bu çalışmada Elektro-hidrolik servovalf ile sürülen hidrolik silindire asılı sarkacın konum kontrolü ve artık titreşiminin azaltılmasından bahsedilecektir. Artık titreşimin azaltılması ya da yok edilmesine yönelik olarak önerilen kontrol; sistemin enerjisinin, edilgenliğinin ve Lyapunov denge teorisinin kullanılması ile sağlanmaktadır. Önerilen yöntemin sonuçları sunulmuştur.
TÜRÜK Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi TURUK International Language, Literature and Folklore Researches Journal, 2019
Öz Farklı asırların edebî yükünü taşıyan klasik şiirleri yorumlamak, klasik edebiyat çalışmalarına katkı sağlamaktadır. Bu sebeple TEBDİZ (Tarih ve Edebiyat Metinleri Bağlamlı Dizini ve İşlevsel Sözlüğü) adıyla klasik şiirin mana dünyasını ortak bir platformda toplayan elektronik bir sistem geliştirilmiştir. Sisteme 16. yüzyıl şairi, Vardar Yeniceli Hayretî'nin Mehmet Çavuşoğlu ve M. Ali Tanyeri tarafından tenkitli metin olarak yayımladıkları divanı; transkriptli metin olarak yüklenmiş, divanda bulunan şiirlerin kelimeleri de devrin zihniyetine ve şairin sanat anlayışına bağlı olarak anlamlandırılmıştır. Anlamlandırılan kelimeler TEBDİZ bilgisayar altyapısı sayesinde bağlamlı dizin hâline getirilmiştir. Nihaî olarak bu çalışmada Hayretî'nin literatürdeki hayatı ve sanatıyla ilgili bilgiler, Hayretî Divanı'ndan elde edilen bağlamlı dizin müşterekinde yorumlanmış ve şairin edebî şahsiyetinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu yönüyle bu çalışmanın bağlam bakımından tespitleri, pek çok edebî malzemeyi barındırmakta; inceleme ve değerlendirmeleri de Hayretî'nin sanatına ve üslubuna dair özgün bilgileri içermektedir. Anahtar kelimeler: Hayretî, Vardar Yenicesi, bağlamlı dizin, sözlük, TEBDİZ.
Uluslararası Suçlar ve Tarih, 2023
Following the beginning of the First World War, internal disturbances and public order problems were occurring within the borders of the Ottoman State. Nestorian and Syriac groups, who had lived under the administrative system of the Ottoman Empire for many years, attempted to revolt with the support of Western states and the encouragement of missionaries in this period when the state authority was shaken by the war. The first rebellion of Nestorian and Syriac groups against the Ottoman Empire in 1915 ended in failure. After the establishment of the Republic of Turkey, the Nestorians attempted another revolt in the Hakkâri region in 1924. To restore order in the region, policies were implemented to remove the rebellious Nestorian and Syriac groups from the region. During the rebellion attempts, Nestorians and Syriacs, with the support of the Western states, attacked both the Ottoman army and the Turkish army. Today, Syriac and Nestorian lobbies are trying to keep the events of rebellion and migration on the agenda in the international arena with the so-called “genocide” claim. From this point of view, in this article, British archive documents will be used as well as the archival documents of the League of Nations and ATASE, and thus the events that took place will be presented in an unbiased manner. Keywords: Syriacs, Nestorians, Revolt, Migration, Ottoman State
Bölgesel politikaların günümüzde geldiği aşama ve özellikle bölgesel farklılıkların giderilmesi konusunda yapılan çalışmaların artması, bölgesel kalkınmanın önemini ortaya koymaktadır. Türkiye açısından bakıldığında da, tarım kesimi sadece insanların beslenmesi ile ilgili olmayıp aynı zamanda istihdam başta olmak üzere sanayi sektörünün birçok alanına hammadde sağlaması ve önemli bir ihracat payı bulunması bakımından da önem taşımaktadır. Bu çerçevede tarım kesiminin yeniden düzenlenmesi ve alt yapı eksikliklerinin tamamlanması büyük bir sorun alanı oluşturmaktadır. Çalışmada temel amaç, tarım sektörüne uygulanan Doğrudan Gelir Desteği’nin (DGD) tarım politikası ve bir finansman yöntemi olarak incelenmesidir. Çalışmanın odak noktası ise 2000 yılında pilot illerde başlatılıp 2001 yılında ülke geneline yayılmış olan DGD uygulamasının genel olarak ülkenin tarımsal yapısı üzerindeki, özel olarak da Balıkesir ilinin Sındırgı ilçesindeki sonuçlarının incelenmesi ve etkilerinin değerlendirilmesi olacaktır. Çalışmanın diğer bir amacı ve katkısı ise, DGD’den yararlanan çiftçilerin bakış açılarını ve genel değerlendirmelerini öğrenerek düşüncelerini yansıtmak ve öneriler getirmektir.
GÜNÜMÜZDEKİ TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNDE İHBAR SÜRELERİ
Çalışma mevzuatında iş sözleşmesinin sona erdirilmesinde ihbar uygulaması ve toplu iş sözleşmelerindeki düzenlemeler
Mizah duygusu ile stresle başa çıkma tarzları arasındaki ilişkilerin incelenmesi sürekli başkalarının sorunları ve beklentileriyle uğraşan hemşirelik öğrencileri açısından önemlidir. Bu çalışmanın amacı, 1., 2., 3., 4. sınıf hemşirelik öğrencilerinde mizah tarzları ile tükenmişlik arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Nisan-Mayıs 2018 tarihinde yapılan çalışmada, Sosyo-Demografik Özellikler Soru Formu, Maslach Tükenmişlik Ölçeği ve Mizah Tarzları Ölçeği kullanılmıştır. Etik Kurul ve kurum izni alındıktan sonra 1539 öğrenciden 931'i çalışmaya katılmışlardır. Katılımcıların 711'i kadın, 220'si erkektir. Öğrencilerin 220'si 1. sınıf, 187'si 2. sınıf, 407'si 3. sınıf ve 117' si 4. sınıftır. Mizahın stresle baş etmede etkili olduğunu bildirenler %79.1 (n=736)'dır. Sınıflara göre bakıldığında Tükenmişlik Ölçeği'nin alt boyutlarından Tükenme ve duyarsızlaşma en fazla 2. sınıflarda görülmüştür (=16.59.±5.70, p=0.004). Düşük yetkinlik alt puanı ile tükenmişlik puan ortalması arasında bir ilişki vardır. Yetkinlik alt boyutu puan ortalaması, en düşük 1. sınıflarda görülmektedir (=12.48±2.73, p=0.000). Cinsiyete göre bakıldığında Tükenme'nin alt boyutlarından Duyarsızlaşma puan ortalaması, erkeklerde daha fazla görülmektedir (=11.12±4.74, p=0.001). Sınıflara göre mizahı kullanım sıklığına bakıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark görülmemiştir.
Kuseyr Yaylası'nın yerleşim dokusu milattan önce 5 yüzyıldan başlayarak milattan sonra 15 yüzyıla kadar kesintisiz olarak devam etmiştir.
Sınırdan Geçen Sözcükler, 2020
ÖZET Âşık edebiyatının başlangıç yüzyılı olarak âşıkların hayatları ve şiirlerine dair bilgilerin elde edilmeye başlandığı 15-16. asırlar kabul edilir. Bu asırlardan sonra kendisine mahsus yetişme geleneği, belli icra şekilleri, müzik havaları, belli nazım biçimleri, belli nazım türleri olan sistemli bir geleneğin takip edilmesi bu algıyı doğurmaktadır. Ancak bilindiği gibi âşık edebiyatının kökeni Türk tarihinin en eski dönemlerine kadar uzanmasına rağmen elde yazılı örneklerin bulunmayışı önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Geçmişe ait yapılacak değerlendirme veya elde edilecek çıkarımlar genelde metinler üzerinden yapıldığından bu durum bütün bir edebiyat disiplini içerisinde geleneğe dair bilgiler edinme noktasında araştırmacılar için büyük bir eksikliktir. Hatta sözlü kültürde varlığını devam ettiren kimi eserlerin yazıya geçmiş olsalar bile aidiyetleriyle ilgili tartışmalar sürüp gitmektedir. Çoğu şiirin birkaç farklı âşığa ait olduğu veya ilk kez kimin yazıya geçtiği, geçirirken değiştirilip değiştirilmediği hala yapılan tartışmalar arasındadır. Bu çalışmada neredeyse ismi bilinen ilk divan şairinin dahi şiirlerine ulaşılabildiği halde âşıkların şiirlerini neden yazıya geçirmedikleri üzerine bazı tespitler yapılması amaçlanmıştır. Bu tespitler yapılırken halk bilim kuramları referans olarak kullanılmış, konu ile ilgili çalışmaları olan araştırmacıların da görüşlerine yer verilmiştir.
Completely wet, very wet" sırsıklam and sırılsıklam meaning as commonly used words in modern Turkish. However, until the present day scientific studies, not given enough information about the etymology of these words. In this study, we focused on the structure of the words sırsıklam and sırılsıklam. Emphasized that these words, are a form of reinforced sıklam word. Sıklam word has been searched in dictionaries which prepared on the historical and modern periods of Turkish, also in dialectical studies. Although not used in Turkey Turkish, it is proven that the sıklam word used in the Anatolian dialects. Suggested that the sıklam word derived from sıġıt, sıḳda-, sıḳlain old Turkish and examined the morphological structure of the word.
Journal of Social Sciences, 2020
Bu çalışma doktora tezinden üretilmiş olup 212T216 No.lu Tübitak 1002 projesi ve 12103014 No.lu S.Ü. BAP projesi ile desteklenmiştir. Bu çalışmalar kapsamında İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü tarafından verilen izin ile alınan amorf seramik örnekler üzerinde çalışmalar yürütülmüştür. Bu çalışmada yardımlarını gördüğüm İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Zeynep Kızıltan ve müze çalışanlarına teşekkürlerimi sunarım.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.