Otonomi Üzerine Değiniler

İnönü Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Dergisi, 2020

Bu çalışmanın amacı, hemşirelerde otonomi düzeyinin mesleki benlik saygısına etkisinin incelenmesidir. Araştırma ilişkisel tarama modeli kullanılarak tanımlayıcı tipte yapılmıştır. Araştırma verileri bir il merkezinde yer alan dört kamu hastanesinde görev yapan ve çalışmaya katılmaya gönüllü olan 265 hemşireden elde edilmiştir. Verilerin toplanmasında, "Kişisel Bilgi Formu", "Dempster Uygulama Davranışı Ölçeği (DUDÖ)" ve "Mesleki Benlik Saygısı Ölçeği (MBSÖ)" kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesi tanımlayıcı istatistikler, pearson korelasyon analizi ve regresyon analizi kullanılarak yapılmıştır. Çalışmada hemşirelerin otonomisine ilişkin toplam puan ortalaması 45.91±8.234 ve mesleki benlik saygısı toplam puan ortalaması 97.00±20.097 olarak hesaplanmıştır. Hemşirelerde otonomiye ilişkin bağımsız davranış (t= 2.718, p= .007) alt boyutunun mesleki benlik saygısını anlamlı şekilde yordadığı, profesyonel davranış (t= 1.292, p= .198) ve karar verme (t=-.045, p= .964) alt boyutlarının ise yordamadığı belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, hemşirelerin otonomisi ve mesleki benlik saygısı orta düzeyde belirlenmiştir. Hemşirelerde bağımsız davranışın mesleki benlik saygısını anlamlı şekilde yordadığı ortaya çıkmıştır. Bu sonuca göre, hemşirelerin mesleki benlik saygısını artırmak için mesleki otonomilerinin desteklenmesi ve uygulamalarında yeterli özerkliğin tanınması önemlidir.

Otonomi Kavramının Yanlış Kullanımı:İnsan ve Makine Örneği, 2021

Autonomy is one of our most important features that makes us who we are and distinguishes us from all other living things. However, this feature of us cannot be handled alone, and the concept of autonomy first requires free will. In addition to free will, will, choice, responsibility and decision making, which are included in the mental processes of human beings, are the concepts that must be considered when the concept of autonomy is introduced. Although for the moment being autonomous is only a human-specific feature and status, perhaps in a few decades, it will appear as an "inevitable" feature and status given to machines as well. Moreover, today there are uses that are called autonomous and that do not serve the original meaning of the concept and moreover deviate from its original meaning, and these uses are used for machine-tools that are the product of many functional object statuses. However, despite the necessity not to use the concept of autonomous for machine-tools, the autonomous concept of machine-tools imposed on humans. It is an important provocation against humanity that serves to adapt the existence of machines to human life more easily. In addition, the misuse of the concept of autonomy is an incorrect definition given not only for machines but also for some groups of people who cannot be autonomous. important for it. Here, our aim is to show how the concept of autonomy is misused for a group of people and machines, and to reveal the relationship between these two concepts by using Harry Frankfurt's high-order will approach methodically in the context of will and free will. In addition, it will also be revealed in the study how these features, which fill the concept of autonomy, cause a misuse within the framework of will, choice, responsibility and decision-making mechanisms.

Modernizme küçümseyerek bakanlar ile onu göklere çıkaranlar arasındaki tartışma sürecek gibi görünmektedir. Charles Taylor ise her iki çizginin dışında, her iki tarafın da haklı olduğu yanları açığa çıkarmaya ve onlara tutunmaya çalışmaktadır (2011: 18). Taylor, modernizmi; bilim, teknoloji, sanayi ve şehirleşmedeki yine uygulamaların, kurumsal formların; bireyciliğin, sekülerleşmenin ve araçsal aklın belirlediği yeni yaşam tarzlarının ve yabancılaşma, anlamsızlık, toplumsal çözülme şeklinde tezahür eden yeni sıkıntıların tarihte görülmedik bir karışımı olarak resmetmektedir. Batı modernliği sadece bir fikirler dizisi değil o toplumu bir bütün olarak anlamlandıran kendine özgü bir toplumsal tahayyül biçimi olarak belirmektedir (2005: 11). Böylesi bir tahayyül biçimi toplumsal ilişkilerin doğasını köklü bir biçimde altüst ederek geleneksel her türlü konumu sarsmakta ve modernliğin sıkıntılarına neden olmaktadır. Modernliğin sıkıntılarını üç mesele etrafında özetleyen Taylor, ilk olarak anlam yitimi dediği ahlaki ufkun kararmasına işaret ettikten sonra; ikinci meseleyi araçsal aklın her türlü amacı gölgede bırakması olarak koymaktadır. En nihayetinde üçüncü mesele de özgürlüğün/özerkliğin yitimidir (2011: 17).

GIRIŞ Türk dış politikası üzerine yapılan tartışmaların başında Türkiye'nin ne ölçüde bağımsız bir devlet olarak hareket ettiği ya da ne ölçüde fail olduğu sorusu gelmektedir. Bu sorunun cevaplanabilmesi için uluslararası siyasette devletlerin faillik dereceleri ve bundaki değişimleri takip etmemizi mümkün kılacak bir kavramsal çerçevenin ortaya konması gerekmektedir. Dolayısıyla bu çalışma öncelikle devletleri belli jenerik aktörler şeklinde kategorileştirmeyi mümkün kılacak bir kavramsal çerçeve sunmayı amaçlamaktadır. Daha sonrasında ise AK Parti döneminde Türkiye'nin faillik ve otonomi konusundaki karnesini tartışmaktadır.

International Journal of Management Economics and Business, 2020

Araştırmada, sağlık yöneticilerinin otonomi kişilik özelliği ve çatışma yönetimi tarzlarının demografik ve mesleki değişkenler açısından değerlendirilmesi ve değişkenler arasındaki ilişkiyi belirlemek amaçlanmıştır. Araştırma, hastanelerde görev yapan yöneticiler üzerinde yapılmıştır. Evrenin tamamı araştırmaya dahil edilmiştir. Veriler anket formu ile toplanmış ve 153 anket değerlendirmeye alınmıştır. Verilerin analizinde, SPSS for Windows 17.0 programı kullanılmıştır. Yöneticilerin genel otonomi kişilik özelliğini iyi olarak tanımladığı ve genel çatışma yönetim tarzını her zaman uyguladığı belirlenmiştir. Yöneticilerin otonomi kişilik özelliği ve çatışma yönetim tarzlarının bazı demografik ve mesleki özelliklere göre değiştiği saptanmıştır. Otonomi kişilik özelliği ile çatışma yönetim tarzı arasında anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.

eskidergi.cumhuriyet.edu.tr

Nurten KAYA *, Türkinaz AŞTI **, Rengin ACAROĞLU *, Hatice KAYA ***, Merdiye ŞENDİR * ... ÖZ Amaç: Tanımlayıcı türde planlanan bu araştırma, hemşire öğrencilerin sosyotropi-otonomi kişilik özelliklerini ve ilişkili faktörleri belirlemek amacı ile yapılmıştır. Yöntem: ...

Mühendislik Bilimleri ve Tasarım Dergisi, 2019

Rekabet koşulları, düşük maliyet ve yüksek miktarda teslim kabiliyeti ve müşteri talepleri işletmeleri üretim hızı yüksek otomatik üretim hatlarını kullanmaya zorunlu hale getirmiştir. Otomatik makine sistemleri, yüksek üretim hızları nedeniyle tercih edilmesinin yansıra bu makinelerin herhangi birinde meydana gelen arıza, tüm makinelerin durmasına sebep olmakta ve bunun sonucunda sistemin verimi ile üretim hızını düşürmekte ve birim ürün maliyetlerini yükseltmektedir. Bu çalışmada, meyve suyu ve içecek dolum ünitesi otomatik üretim hattında yer alan makine arızaları, arıza ve tampon stok seviye verimlilikleri analiz edilmiştir. Hattın verimlilik performansını görmek ve iyileştirmek için matematiksel yöntemlerle çevrim süresi, verimlilik ve üretim hızı parametreleri hesaplanmıştır. Otomatik üretim hatlarına tampon stok yerleştirme durumlarında dâhili depolu transfer hatlarında arıza süresi ile ilgili dağılımlar dikkate alınarak hesaplamalar gerçekleştirilmiştir. Arızalanma sıklığı ve tamir bakım süreleri geçmişteki verilerden farklı hat tasarımı ve tampon stok seviyelerindeki hattın verimlilikleri ve üretim hızları hesaplanmış ve yorumlanmıştır.

2015

Arastirmaya degisik iskollarinda calisan 400 denek katilmistir. Deneklerin tamami Mersin ili sinirlari icerisinde calismaktadir. Arastirmada kullanilmak uzere bir olcek gelistirilmis ve bu olcegi gecerlik guvenirlik calismalari ayrica yapilmistir. Arastirma sonucunda, beklenen bulgular elde edilmistir. Yani kazaya yatkinligin monoton isle pozitif iliskili oldugu bulunmustur. Is doyumu ve iste otonomi ile kazaya yatkinlik arasinda ise negatif anlamli iliskilerin oldugu gorulmustur.

2016

Bu arastirma ile Afyonkarahisar il merkezinde gorev yapan ilkogretim okulu ogretmenlerinin yetki devrine, sinif icerisinde ve program uzerindeki otonomilerine, egitim ogretimin diger paydaslarina ve kamuya karsi hesap verebilirliklerine iliskin algilarini belirlemek, yetki devri ve otonomiye dair algilarinin cesitli demografik degiskenlere gore degisip degismedigini, ogretmenlerin yetki devri ve otonomi algilari arasinda bir iliski olup olmadigini ortaya koymak amaclanmistir. Arastirmanin orneklemini, Afyonkarahisar ilinde gorev yapan 348 ogretmen olusturmaktadir. Elde edilen bulgulara gore ogretmenlerin yetki devri ve otonomiye dair algilarinin manidar derecede beklenen ortalamanin ustunde oldugu saptanmistir. Egitim durumu, calisilan ogretim kademesi ve brans degiskenlerinin, ogretmenlerin yetki devri ve genel otonomiye dair algilarina etki etmedigi, program otonomisine dair algilarini etkiledigi belirlenmistir. Lisansustu egitim alan ogretmenlerle, on lisans mezunu olan ogretmenl...

VII. UZAKTAN ALGILAMA VE CBS SEMPOZYUMU UZAL-CBS2018, 2018

Bu çalışmada, Türkiye'nin güneydoğu sınırı dikkate alınarak, sınırlar arası muhtemel geçiş güzergâhlarının otomatik olarak belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda topoğrafik yapı esas alınarak güneydoğu sınırının her iki tarafında stratejik yerleşim birimleri belirlenmiştir. Bölgenin dağlık yapısı nedeniyle arazi eğimine bağlı olarak en uygun güzergâhlar coğrafi bilgi sistemleri (CBS) teknolojileri kullanılarak otomatik olarak belirlenmiştir. Çalışma, veri toplama, sayısallaştırma, analiz ve değerlendirme olmak üzere dört temel aşamadan oluşmaktadır. Birinci aşamada bölgenin, 30 m mekânsal çözünürlüklü Aster Global DEM sayısal yükseklik modeli ve 10 m mekânsal çözünürlüklü Sentinel 2A uydu görüntüsü temin edilmiştir. Görüntülere jeoreferanslama, mozaikleme ve geometrik düzeltme ön işlemleri uygulanmış ve analize hazır hâle getirilmiştir. Çalışmanın analiz aşamasında, sınırın her iki tarafında yerleşim alanları belirlenmiştir. Yerleşimlerin belirlenmesi işleminde, sınıra yakın olması ve yerleşimin yoğun olması kriterleri dikkate alınmıştır. Belirlenen yerleşimler CBS ortamında işaretlenmiş ve öznitelik tabloları oluşturulmuştur. Ardından, başlangıç ve bitiş noktası olarak tanımlanan bu yerleşimlere sırasıyla uygun mesafe (Cost Path) analizi, uygun geri dönüş bağlantısı (Cost Back Link) analizi ve bu iki analizi entegre eden en uygun güzergâh (Least Cost Path; LCP) analizi uygulanmıştır. Analiz sonucunda elde edilen raster formatlı güzergâh vektöre dönüştürülerek, yerleşimler arası mesafeler hesaplanmıştır. Çalışmanın son aşamasında ise 10 m mekânsal çözünürlüklü ve R,G,B,Nir olmak üzere dört bandlı güncel uydu görüntüsünden orthomozaik harita oluşturulmuş ve güzergâhlar bu harita üzerine aktarılmıştır. Mevcut arazi yapısı ile oluşturulan güzergâhlar karşılaştırılarak kontrolleri sağlanmıştır. Sonuç olarak, Türkiye'nin güneydoğu sınırında sınır içi ve sınır ötesi yerleşimler arasındaki dağlık araziler için muhtemel geçiş güzergâhları otomatik olarak tespit edilmiştir. Kullanılan yöntem, farklı girdilere bağlı olarak farklı bölgelerde uygulanabilir nitelikte olması medeniyle yaygın etkiye sahiptir.