Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
34 pages
1 file
Polimerik nanokompozitlerde takviye malzemesi olarak genellikle kil kullanılmaktadır. Kil, tabakalı yapısı, doğada bol miktarda ve ucuz olarak bulunabilmesi gibi avantajlarından dolayı çok tercih edilmektedir. Nanokompozitlerin önemli avantajlarından birisi de nano boyutlu inorganik katkı malzemelerinin farklı sıcaklıklarda ve uzun zamanlı kullanımda önemli oranda boyutunu değiştirmemesi ve ısıl kararlı olmasıdır. Bu çalışmada polivinil klorür PVC-kil nanokompozitlerin ısıl ve mekanik kararlılığına farklı sıcaklıklarda kil miktarının etkisi incelenmiştir. Bunun için hazırlanan PVC-kil nanokompozit filmlerine belli sürelerle (0-360 dakika) ve 160 0C sıcaklıklarda ısıl işlem uygulanmıştır. Filmlerin ısıl kararlılığı kütle kaybı ile mekanik özelliklerindeki değişimleri çekme testi uygulanarak izlenmiştir. Plastikleştiricinin göçü Fick yasasına göre difüzyon katsayısı hesabı ile bulunmuştur. Kil miktarının artmasıyla plastikleştiricinin hava difüzyon katsayısı değerlerinde önce artış sonra azalma gözlenmiştir. Kil miktarının artması Elastiklik modülünü arttırarak malzemenin daha kırılgan olmasını sağlamıştır. Deneysel çalışmalarda farklı şekillerde hazırlanan dört film kullanılmış, bu filmlerin ısıl kararlılığı ağırlık kaybı ile, mekanik özellikleri çekme testi uygulanarak izlenmiştir. Plastikleştiricinin göçü difüzyon katsayısı hesabı ile bulunmuştur. Ağırlık kaybının yalnızca plastikleştirici göçünden kaynaklandığı varsayılmıştır.
Necmettin Erbakan Universitesi Dis Hekimligi Dergisi (NEU Dent J), Necmettin Erbakan, 2020
Günümüzde diş hekimleri posterior bölgede dahil olmak üzere estetik ihtiyaçları karşılayabilmek için en fazla ışıkla sertleşen kompozitler kullanılmaktadır. Klasik yöntemle kompozitler tabakalama tekniği ile yerleştirilip her tabaka ayrı ayrı polimerize edilmektedirler. Tabakalama tekniğinin zorluğu, kontaminasyon riski olması, tabakalar arasında boşluk bırakma ihtimalinin bulunması ve tekniğin çok zaman almasından dolayı amalgam gibi tek seferde kaviteye uygulanabilen, kullanımı kolay kompozit materyallere ihtiyaç duyulmuştur. Bu nedenle üreticiler piyasaya rezin bazlı bulkfill kompozitleri sunmuşlardır. Bu kompozitler bir defada 4-6 mm derinliğinde polimerize olabilmektedirler. Çalışma için 2020 yılına kadar yayınlanmış olan ilgili makaleler "bulk-fill ya da bulkfill ya da bulk fiil" ve "composite ya da composites" anahtar kelimeleri kullanılarak 'PubMed' aratılmış ve elde edilen makaleler taranmıştır. Yapılan çalışmada inkremental teknikte tabakalar arası boşluk ve kontaminasyon riski de bulk-fill kompozitler sayesinde elime edilebilmektedir. Full body bulk-fill kompozitler base bulk-fillere göre yüksek mekanik özellik gösterdiğinden posterior dişlerin geniş restorasyonlarında kaplama yapılmaya gerek kalmadan rahatlıkla kullanılabilir.
Giriş Günümüzde seramik malzemeler; sahip oldukları yüksek sı-caklığa dayanıklılık, hafiflik, yüksek kimyasal kararlılık, sert-lik, erozyon ve aşınmaya karşı direnç gibi önemli özellikleri nedeniyle oldukça ilgi çekmekte olan bir malzeme grubu-nu oluşturmaktadır. Ancak seramikler oldukça gevrek mal-zemeler olup, basma mukavemetleri oldukça yüksek iken, çekme mukavemetleri ise düşüktür. Ayrıca seramiklerin dü-şük güvenilirlik ve tokluk özellikleri nedeniyle yapısal uygu-lama alanlarında kullanımları kısıtlıdır. Seramik malzemele-rin yüksek sertlik, iyi mekanik özellikleri ve düşük yoğunluk gibi üstün özelliklerinden yararlanabilmek ve aynı zaman-da da tokluğunu iyileştirmek amacıyla kompozit malzeme-lerin tasarım, üretim ve karakterizasyonu üzerinde yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Geleneksel malzemelerin tek başlarına gelişen teknoloji-nin ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmesiyle, 1900'lü yıl-ların ikinci yarısından günümüze kompozit malzemele-rin üretimi, özelliklerinin gelişt...
Tekstil ve Mühendis, 2015
Karbon elyafın sağladığı hafiflik ve dayanım, bunlarla üretilen film kompozitlerini (prepreg) de önemli kılmaktadır. Film kompozitler, elyaf hacim oranının kontrolü ve tabakalı kompozit üretiminde kolaylık sağlaması gibi avantajları yönünden tercih edilen yarı mamüllerdir. Diğer yandan, reçine olarak son yıllarda tercih edilmeye başlanan termoplastikler ise, geri dönüşüm ve çevre kirliliğini azaltma gibi olumlu katkılar sağlamaktadır. Bu çalışmada, karbon/poliamid 12 termoplastik film kompozitlerin imalatı, laboratuvar ölçekli bir sürekli üretim hattında gerçekleştirilmiştir. Üretimde etkili olan parametrelerle ilgili çalışmalar detaylı olarak açıklanmıştır.
Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2002
The aim of this study was to compare the microleakage of a compomer and a nanofiller composite resin applied to Class V cavities with two new self-etching adhesive systems. Twenty human third molars were used in this study. Standardized Class V cavities were prepared on buccal and lingual surfaces of each teeth with margins 1 mm below the cemento-enamel junction. Xeno III was applied to ten teeth and Clearfil Protect Bond to ten teeth according to manufacturer's instructions. Buccal cavities were restored with Dyract eXtra and linguals with Filtek Supreme. The teeth were finished, thermocycled and evaluated for leakage using 0.5% basic fuchsin dye. Dye penetration at enamel and gingival margins were evaluated at x30 magnifications with a stereomicroscope. The results were statistically analyzed using Friedman, Wilcoxon Signed Ranks and Mann Whitney U tests. The teeth restored with Dyract eXtra and Clearfil Protect Bond revealed higher leakage at occlusal margins (p<0.05). No significant differences was determined between occlusal and gingival scores in Xeno III groups (p>0.05). When adhesive systems' occlusal and gingival scores were compared separately, the difference between the adhesives was found unsignificant (p>0.05). As a conclusion, none of the restorative materials and adhesive systems tested could completely eliminate the microleakage at occlusal and gingival margins of Class V restorations.
Yüzüncü yıl üniversitesi fen bilimleri enstitüsü dergisi, 2022
Bu çalışmada çeşitli oranlarda karbon nanotüp katılmış PVC/PMMA nanokompozitinin termal ve morfolojik özelliklerinin incelenmesi amacıyla PMMA ve PVC gibi iki endüstriyel polimerin blendi ve çok duvarlı karbon nanotüp (MWCNT) katkısıyla bir polimerik nanokompozit hazırlanmıştır. Nanokompozitler, çözeltiden dökme tekniği ile hazırlanmıştır. Polimer blendine, toplam ağırlığın %1, %3 ve %5 oranlarında katılan çok duvarlı karbon nanotüplerin, nanokompozitin termal ve morfolojik özelliklerine etkisi incelenmiştir. Artan oranlı CNT katkısının TGA ve DSC üzerinde küçük değişiklikler yarattığı gözlendi. CNT oranı arttıkça camsı geçiş sıcaklığının (T g) yükseldiği görüldü. SEM görüntülerinden, CNT ve polimer blendinin uyumlu bir etkileşim sergilediği görüldü.
2013
Nanotechnology is considered to be one of the most popular science areas in recent years which integrate engineering with the basic sciences such as biology, chemistry and physics that nanomaterials manufactured with nanotechnology exhibit superior properties when considered those produced with traditional methods. Polymeric nanoparticles are matrix systems prepared from natural or synthetic materials ranging from 10 to 1000 nm particle sizes that the active material can be leached or confined inside it, and/or adsorbed or attached to the surface of the particle.
Bu çalışmada klasik sandviç panellerin üretim yöntemleri araştırılmıştır. Çalışmalarda Vefa Holding'in Sultanbeyli fabrikasında üretilen iç dolgu malzemesi EPS ve taş yünü olan sandviç paneller kullanılmıştır. Farklı kalınlıklarda seçilen taş yünü ve EPS panellerin basma dayanımı ve çekirdek malzemelerinin su buharı geçirgenlikleri incelenmiştir.
Vakum İnfizyonu Yöntemi İle Kompozit Parça Üretimi Ve İrdelenmesi
Journal of Applied Polymer Science, 2012
Preparation of nanofibers using electrospinning method Photocatalytic degradation of polyvinyl alcohol nanofibers Effects of titanium dioxide and carbon nanotubes on photocatalytic degradation Figure A. Weight loss of nanofibers under UV irradiation as the function of time in air Purpose: The solid-phase photocatalytic degradation of the composite nanofibers under UV light irradiation was investigated and compared with that of the pure PVA nanofibers with the aid of weight loss measurements. Theory and Methods: In this study, polyvinyl alcohol (PVA) nanofibers including titanium dioxide (TiO2) and carbon nanotubes (CNT) nanoparticles were prepared using the electrospinning process. For this purpose, titanium dioxide was prepared by the sol-gel process through the hydrolysis and condensation reaction of titanium isopropoxide (Ti(OC3H7)4). In addition, carbon nanotubes were prepared by chemical vapor deposition technique. Results: TiO2 and CNT nanoparticles were confirmed to be introduced in the PVA nanofibers through FTIR spectroscopy and thermogravimetric analysis (TGA). According to SEM analysis, PVA nanofibers showed tendency to decrease in diameter with TiO2 and CNT contributions. In addition, the solid-phase photocatalytic degradation efficiency of the composite nanofibers was significantly higher than that of pure PVA nanofibers under UV irradiation. Conclusion: In this study, TiO2 and CNT nanoparticles were synthesized and then immobilized in PVA nanofibers by the electrospinning process. FTIR spectroscopy, SEM, TGA and weight loss measurements were utilized to characterize the composite nanofibers. The loading of TiO2 and CNT nanoparticles in nanofibers enhanced the solid-phase photocatalytic degradation of PVA in the ambient air under ultraviolet light irradiation.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Selcuk University Journal of Engineering ,Science and Technology, 2014
Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi
Journal of FisheriesSciences.com, 2010
European Journal of Science and Technology, 2022
Turkish Journal of Forestry | Türkiye Ormancılık Dergisi, 2015
DergiPark (Istanbul University), 2023
Özgür Yayınları eBooks, 2023
Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2005