Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 2022
Yabancı dil olarak Türkçenin eğitiminde, etkili öğrenmenin önemli bir yolu da kültür aktarımından geçer. Dilbilgisi ve kelime hazinesi, dilin matematiksel ve rasyonel yönünü temsil ederken, kültür aktarımı ise edebî, sanatsal ve soyut yanını temsil eder. Tıpkı kendi kültürüne vâkıf olmanın getirdiği zenginlikte olduğu gibi bir başka toplumun kültürüne hâkim olan öğrenci, dilinin de mantık sistemini, yapısal işleyişini, tarihsel gelişimini, günlük yaşamdaki akışını ve kurallarını kolaylıkla öğrenir. Dil ve kültür, arasındaki güçlü bağı kavrayan bir öğrencinin, dil öğrenmedeki içsel motivasyonu artar, dilin işleyişine dair sorularına yaşamın içinden cevaplar bulur. Kültürün taşıyıcısı olarak dilin, o toplumun sanatı, felsefesi, inanç sistemi ve edebiyatı ile ilgili üretimlerine daha derin bir bakış açısı ile yaklaşır. Tüm bu nedenlerle Türkçe öğrenmek amacıyla ülkemizde bulunan öğrencilere dilini öğrendikleri toplumun yaşamını, tarihsel bir süreçle şekillenen değerlerini, düşünce ve i...
ASSISTING TEACHING TURKISH AS A FOREIGN LANGUAGE COURSEBOOKS WITHIN GRAMMATICAL ACCURACY - YABANCI DİL TÜRKÇE ÖĞRETEN DERS KİTAPLARININ DİL BİLGİSEL AÇIDAN DESTEKLENMESİ, 2018
Communicative competence, which has been also presented in newly published CEFR Companion Volume (2017) including new descriptors, consists of already existed sub-categories, linguistic competence, sociolinguistic competence and pragmatic competence. Grammatical accuracy was located as a component of linguistic competence. Grammatical accuracy deals with both the learner’s ability to recall presupposed expressions correctly and the capacity to focus on grammatical patterns while expressing thought. The starting point of this study is B1 level Yedi İklim, which has been taught as a coursebook for the foreign students at YTU Tömer. The coursebook series of Yedi İklim have been used widely in many academic institutions, in Turkey and as well as abroad. This strong demand determined the universe of our research. CEFR describes B1 level as a threshold level, furthermore, it announces the increase of grammar mistakes around this level because of the learner’s tendency towards independent and creative utterances. Under the theoretical framework of experiential learning, the learners were observed that how they practiced grammar with the texts found in the B1 coursebook; moreover, the activities, which motivated the learners at grammar learning process thorugh inferring knowledge from their life experiences, emotions and thoughts, were designed; subsequently, the authentic and pedagogical tasks, which were related to daily life, and supported grammar topics in the coursebook, were adapted. - Dil seviyelerinin yeni tanımlayıcılarını içeren Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı Rehberinde (CEFR Companion Volume, 2017) iletişimsel dil yetkinliği, öncesinde de olduğu gibi dilbilimsel, toplumdilbilimsel, edimbilimsel olarak sınıflandırılır. Dil bilgisel doğruluk, dilbilimsel yetkinlik başlığı altında yer almaktadır. Dil bilgisel doğruluk, öğrencinin hem önceden kararlaştırılmış ifadeleri doğru bir şekilde hatırlama yeteneği hem de bir düşünceyi ifade ederken dil bilgisel biçimlere odaklanma yeteneği ile ilgilenir. Bu çalışmanın çıkış noktasını, YTÜ Tömer’de yabancı öğrenciler için ders kitabı olarak kullanılan B1 seviyesi Yedi İklim Türkçe kitabı oluşturmaktadır. Yedi İklim serisinin, yurt içinde ve dışında birçok akademik kurumda yabancılara Türkçe öğretiminde ağırlıklı olarak kullanılması çalışmamızın evrenini belirlemiştir. CEFR, B1 seviyesini yabancı dil öğretiminde eşik seviyesi olarak belirlenmekte ve ayrıca dil bilgisi yanlışlarının, öğrencinin dili daha bağımsız ve yaratıcılıkla kullandığı B1 seviyesi civarında yoğunlaştığını belirtmektedir. Yaşantısal öğrenme kuramı çerçevesinde öğrencilerin, ders kitabındaki metinleri nasıl deneyimledikleri gözlemlenmiş; yaşantıları, duygu ve düşünceleri ile dil bilgisi öğrenme sürecine dahil olabilmeleri için etkinlikler düzenlenmiş; ders kitabındaki dil bilgisi konularını destekleyici, günlük hayatla bağlantılı özgün ve pedagojik görevler geliştirilmiştir.
Journal of Turkish Studies, 2018
What, when, how, how much and so on. Life is both easier and more successful for individuals who know that they need to do it. This is the case in reading. The ability to make conscious readings requires conscious reading. The conscious reader is the reader who can use the upper cognitive reading strategies. It is important that the students of Turkish education who are expected to give education in this regard when they start their education life and begin their professional life in the graduate education phase can use the metacognitive reading strategies. Work on the upper level of cognitive awareness of a university education in the west of Turkish teachers' Turkey is determined. Quantitative research method was used in the study. The data were collected using the "Reading Strategies Pervasive Awareness Inventory" developed by Mokhtari and Reichard (2002) and adapted to Turkish by Öztürk (2012) and validity and reliability studies were conducted. It was determined that the Turkish teacher candidates showed no difference in the classroom-changing general reading strategies in metacognitive reading strategies while they differed in the sub-dimensions of problem solving strategies and supporting reading strategies. It has been understood that the gender variable has no effect on the awareness of metacognitive reading strategies. It is understood that Turkish education students' awareness of reading strategies has increased with the influence of class level, especially in the third grade with Understanding Techniques I: Reading Education Course.
Journal of Innovative Research in Teacher Education, 2021
Bu araştırmada, Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen öğrenicilerin şimdiki zaman {-Iyor} biçimbiriminin işlevleri konusunda karşılaştıkları sorunlar ve bunların nedenleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmada, nitel araştırma desenlerinden biri olan durum çalışması deseni kullanılmıştır. Araştırmanın inceleme nesnesini, Yıldız Teknik Üniversitesi TÖMER'de A1 kurunda öğrenim gören 24 öğrenicinin sınav kâğıdı oluşturmaktadır. Veriler, A1 kur sonu sınavında öğrenicilerin {-Iyor} biçimbiriminin kullanımı ile ilgili sorulara verdikleri yanıtlardan elde edilmiştir. Elde edilen verilerin çözümlenmesinde betimsel analiz tekniğinden yararlanılmıştır. Verilerin analizinden elde edilen bulgular neticesinde öğrencilerin, {-Iyor} biçimbiriminin daraltma işlevi; ünsüzle biten fiillere {-Iyor} biçimbirimi getirilirken, fiil kökünden sonra gelecek ünlü harfin ayrımına varamama ya da {-Iyor} biçimbirimini sadece "-yor" şeklinde yazma; soru kökünde yer alan ve olumsuzluk bildiren kelimelere dikkat edilmediğinden yanlış yapı kurma ve bazı fiillere {-Iyor} biçimbirimi doğru bir şekilde getirilmesine rağmen yumuşama kuralına uymama konularında sorunlar yaşadıkları tespit edilmiştir. Araştırmanın son bölümünde, tespit edilen bu sorunlara yönelik önerilere yer verilmiştir.
International Journal of Languages’ Education and Teaching, 2022
Reading comprehension skill is one of the most emphasized issues in teaching Turkish both as a mother tongue and as a foreign language.. In this respect, it is necessary to employ reading comprehension strategies in order to improve students' comprehension skills. In this study, the effect of reading comprehension strategies in teaching Turkish as a foreign language on reading comprehension skills was examined. In the study, which has a quantitative design, the experimental design with pretestposttest control group was used as a method. The study group, which was determined by easily accessible case sampling, consists of 49 students who learn Turkish at B2 level at ALKÜ TÖMER. The "Reading Comprehension Achievement Test in Turkish as a Foreign Language" developed by Altunkaya (2016) for B-level students was used as a data collection tool in the research. During the 6-week implementation period, pre-reading, reading and post-reading comprehension strategies were used in the experimental group. In the control group, the activities in the textbook were not followed within the scope of reading activities. In the analysis of the data, two different statistical analyzes as Mann Whitney U and Wilcoxon Rank Difference tests were use d. As a result of the application, there was a significant difference between the reading comprehension skills test scores of the experimental and control group students in favor of the experimental group. According to this result, it was determined that reading comprehension strategies positively affected reading comprehension skills in Turkish as a foreign language lessons.
Turk Dili Ve Edebiyatı Dergisi, 2014
Metinleri çok farklı açılardan değerlendirme imkânı vardır. Bir metni gerek dil gerekse anlam yönüyle inceleyerek bir tespitte bulunabiliriz. Metinlerin incelenmesinde, metinin amacı ve hitap ettiği kitle ön plandadır. Özelikle yabancı dil öğretiminde kullanılan metinlerin, okuyucunun seviyesine uygunluğu önemlidir. Okunabilirlik çalışmaları, metinlerin zorluk derecelerini tespit etmede kullanılan yöntemlerden biridir. Son yıllardan farklı dillerde bu alanda pek çok çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmada Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde kullanılacak metinlerde, okunabilirlik formülünün örnek bir uygulaması yapılmıştır.
The purpose of this work is to show effects of non-formal education trough Turkish soap operas on learning of Turkish language. The role of visual and audio material in education is very important. Number of audio and visual tools increased till present, so the process of learning is significally simplified. Soap operas and films are creating an important segment of those audio-visual tools. With its subject and content, they are representing culture as well as language at the same time. Qualitative research took place in this research process, and the data was collected trough survey based on 112 people in Sarajevo. Data collected in research has been analyzed in SSPS program and calculated in Frequency distributions and percentage. Determined by obtained data, interest in Turkish language and culture has been increased with beginning of broadcasting these soap operas (that includes both audio and visual qualities) in Bosnia and Herzegovina.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2019
Günümüzde Türkçenin ikinci ve yabancı dil olarak öğretimi yurt içi ve yurt dışındaki resmi veya özel kurumlar bünyesinde, bu süreç için hazırlanmış olan Türkçe öğretim setleri aracılığıyla yapılmaktadır. Farklı kurumlarda ve farklı dil öğretim setleriyle Türkçe öğrenen bireylere, ortalama 920 saat süren öğretim sürecinin akabinde yapılan sınav sonucuna göre C1 sertifikası verilmektedir. Ancak kurumlar arasında herhangi bir uygulama birliğinin olmaması, düzenlenen sertifika sınavlarının kurumların kendisi tarafından hazırlanması ve her kurumun farklı dil öğretim setiyle Türkçe öğretim sürecini yürütmüş olması, öğretim sürecinin sonunda Türkçe öğrenenlerin farklı dil düzeyinde olabileceklerini düşündürmektedir. Bu düşünceden hareketle bu araştırmanın amacı, farklı kurumlarda ve farklı dil öğretim setleriyle Türkçe öğrenmiş olan yabancı uyruklu öğrencilerin Türkçedeki okuma yeterlik düzeylerini belirlemek, bu düzeylerin eş değerliğini karşılaştırmak ve Türkçedeki okuma yeterlik düzeylerinin çeşitli değişkenlerden etkilenip etkilenmediğini ortaya çıkarmaktır. Araştırmanın örneklemini, C1 düzeyini 8 farklı kurumda ve 4 farklı Türkçe öğretim setiyle tamamlamış olan 120 yabancı uyruklu öğrenci oluşturmaktadır. Verilerin toplanmasında Yunus Emre Enstitüsü tarafından geliştirilen Türkçenin uluslararası geçerliliğe sahip standart bir ölçme aracı niteliğindeki Türkçe Yeterlik Sınavı (TYS) kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre; örneklemdeki öğrenenlerin okuduğunu anlama düzeylerinin B1 ile C2 arasında değişim gösterdiği ve grubun ortalama okuduğunu anlama seviyesinin B2 düzeyinde olduğu tespit edilmiştir. Araştırmanın diğer sonuçları, Türkçe öğrenenlerin okuduğunu anlama seviyelerinin, dil öğrendikleri kurum ve öğretim sürecinde kullanılan Türkçe öğretim seti nedeniyle anlamlı şekilde farklılaştığını göstermektedir. Anahtar Sözcükler: Okuduğunu anlama, Dil yeterliği, Eş değerlik, Türkçe öğretim seti, Türkçe öğretim merkezi, İkinci dil olarak Türkçe öğretimi GİRİŞ Dünyanın en güçlü ve etkili dillerini belirlemek amacıyla dillerin coğrafya, ekonomi, iletişim, bilgi, medya ve diplomasi üst başlıklarında oluşturduğu etki dikkate alınarak Kai L. Chan (2016, s. 8) tarafından yapılan araştırmaya göre Türkçe dünyanın en etkili dilleri arasında 18. sırada yer almaktadır. British Council tarafından farklı yıllarda yaptırılan iki araştırmaya göre ise Türkçe öğrenilmesi gereken yabancı diller arasında 2013 yılında geleceğin en önemli 9. dili, 2017 yılında ise 14. dili olarak gösterilmiştir (Tinsley ve Board, 2013, 2017). Sınırlı istatistiki formüllere dayandığı için bu verilerin, bulunduğu sıra itibarıyla Türkçenin gerçek etki, önem ve gücünü yansıttığını söylemek zor olsa da sözü edilen sıralamalar Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenmeyi düşünen veya düşünecek olan insanların 1 Ondokuz Mayıs Üniversitesi, [email protected], ORCID: https://orcid.org/0000-0001-6037-3958 Memiş, M. R. (2019). Türkçeyi ikinci dil olarak öğrenenlerin okuduğunu anlama yeterliklerinin eş değerliği.
SÖYLEM Filoloji Dergisi
Bu çalışmada, karşıtsal dilbilim çerçevesinde diller arasındaki yabancıl (fr. xénité) ögelerin kullanımında karşılaşılan zorluklar ele alınmaktadır. Araştırma konusu olarak Fransızca öznellik kipinin tüm işlevsel alanları seçilmiştir. Değişik dil öğrenim seviyeleri bulunan Türk öğrenciler, öznellik kipinin iki dildeki işlevsel alanlarının yabancıllıklarından dolayı kullanımında zorlanıyor olmalıdır. Gerçekten, birinci sınıftan dördüncü sınıfa doğru öğrencilerin öznellik kipinin işlevsel alanlarını kullanım başarıları olumlu yönde değişmekte midir? Türk öğrencilerin Fransızca öznellik kipi kullanımında zorlanmalarına, iki dildeki kipin işlevsel yabancıllıklarının yol açtığını ve dil seviyeleri değişse de bu zorluğun aşılamadığını ileri süreceğiz. Bu varsayımın sağlamasını yapmak için, farklı dil öğrenim seviyeleri bulunan bir örneklem üzerinde Fransızca öznellik kipinin kullanımı ile ilgili 20 sorudan oluşan bir uygulama yapılmıştır. Verilere göre, dört grup arasında önemli bir başarı farkı bulunmamıştır. Dil seviyeleri farklı olan öğrencilerin, öznellik kipinin tüm işlevsel alanlarının kullanımında zorlandıkları saptanmıştır. Öğrencilerin öğrenim seviyeleri değişse de bu zorluğun aynı kaldığı görülmüştür.
International Journal of Languages' Education, 2017
This study deals with the Auditory-Linguistic Method. The aim of the study is to introduce the philosophical and pedagogical foundations of the Audiovisual Method, a foreign language teaching method. It is considered as a secondary aim to exemplify how this method will work in teaching Turkish to foreigners. For these purposes, the literature was searched and the principles of the auditory-linguistic method, the techniques applied, the tools and equipment it used, the psychological and philosophical principles on which it was based were searched. And the characteristics of use in language instruction were determined. It was emphasized how to work while teaching Turkish language to foreigners. This study was a qualitative research and the data were collected through a document review. The information obtained from the field was presented in a certain order and the adaptation of the method to Turkish language was exemplified.
Sakarya University Journal of Education, 2017
Öz. Bu araştırmanın amacı, yabancı dil olarak Türkçe öğrenenlerin okuma kaygıları ile okuduğunu anlama becerileri arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmaktır. Bu amaç doğrultusunda 510 yabancı dil olarak Türkçe öğrenen B düzeyinde öğrenci örneklem olarak alınmıştır. Çalışmada veri toplamak amacıyla yabancı dil olarak Türkçe öğrenen B düzeyindeki öğrencilere yönelik "Okuma Kaygısı Ölçeği" ve "Okuduğunu Anlama Başarı Testi" geliştirilmiştir. Öğrencilerin Okuduğunu Anlama Başarı Testi'nden elde ettikleri puanlar ile Okuma Kaygısı Ölçeği'nin tamamı ve alt boyutlarından elde ettikleri puanlar arasındaki ilişkilerin negatif yönlü olup-,069 ile-,275 arasında değişmekte olduğu ve sadece Okuma Kaygısı Ölçeği'nin "okuduğunu anlama endişesi" boyutundan elde edilen puanlar ile okuduğunu anlama başarı testinden elde edilen puanlar arasındaki ilişkide anlamlı farklılık bulunmadığı diğer tüm ilişki katsayılarında anlamlı farklılıklar bulunduğu tespit edilmiştir. Tüm bu sonuçlar ışığında okuduğunu anlama başarı testinden elde edilen puanlarla okuma kaygısı ölçeğinden elde edilen puanlar arasında ters yönlü bir ilişki olduğu, okuma kaygısı arttıkça okuduğunu anlama testinden elde edilen başarı puanının düştüğü sonucuna ulaşılmıştır.
Özet Ana dili ve yabancı dil eğitimi anlama ve anlatma becerileri kapsamında okuma, dinleme, yazma ve konuşma becerilerinden oluşmaktadır. Đyi bir dil kullanıcısının başarısı, bu becerileri kullanabilme düzeyi ile ilişkilidir. Bu nedenle dil eğitimi ve öğretimi uygulamalarında temel dil becerileri olarak adlandırılan bu becerilere ağırlık verilmektedir. Araştırma kapsamında okuma becerisi, Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi açısından konu edinilmiştir. Araştırmada okuma becerisinin ilişkili olduğu değişkenler, alt beceri alanlarının tanımlanması ve yabancı dil olarak Türkçe okuma becerisinin geliştirilmesinde kullanılabilecek materyallerin belirtilmesi amaçlanmıştır. Çalışma son yıllarda önemli gelişmeler gösteren Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi kapsamında okuma becerisinin tanımlanması, uygulama ve geliştirmeye yönelik teknik ve materyallerin belirlenmesi açısından önemlidir. Araştırma alanyazın taraması niteliğindedir. Çalışmada okuma becerisine yönelik alanyazın taranmış, okumanın metinsel ve bireysel yönüne yönelik bilgiler derlenmiştir. Bu bilgiler tanıtılıp Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi sürecinde okuma becerisinin geliştirilmesine katkı sağlayacak tekniklere yer verilmiştir. Okuma becerisinin geliştirilmesinde metinlerle birlikte en önemli materyal olarak düşünülen sözlüklerle ilgili bilgi verilmiştir. Sonuç olarak Türkçenin yabancı dil olarak eğitiminde okuma becerisini geliştirmeye yönelik teknikler tanıtılmıştır. Ayrıca Türkçe öğrenicilerine yönelik tek dilli Türkçe sözlüklerin eksikliği üzerinde durularak "Derlem Tabanlı Çevrim Đçi Türkçe Öğrenici Sözlüğü" alt yapısı tanıtılmıştır.
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi
Eylem araştırması yönteminin kullanıldığı araştırmada 44, 29 ve 7 kişiden oluşan üç farklı örneklem topluluğundan veriler elde edilmiştir. Veriler 16 soruluk bir ankete ek olarak çeviri yapılarak veri girişi yapılan veri tabanı ve e-posta yoluyla gönderilen formlar aracılığıyla toplanmıştır. 44 öğrenciden oluşan ve tüm sınıflardan öğrencilerin yer aldığı ilk örneklem topluluğundan elde edilen veriler öğrencilerin kuramsal bilgiye nasıl yaklaştıklarını ortaya koymak üzere değerlendirilmiştir. Karşılıklı Konuşma Çevirisi dersini almış 29 ve almamış 7 öğrencinin oluşturduğu deney ve kontrol gruplarından elde edilen veriler ise çeviri uygulaması sırasında kuramsal bilgi almış olanların çeviri tercihlerinde buna bağlı olarak bir değişiklik olup olmadığını görmek üzere yorumlanmıştır. Araştırma verileri çevirmen eğitimi alan öğrencilerin, kuramsal bilgi çeviri edimi ile ilişkilendirilerek kendilerine sunulduğunda bu bilgiyi önemli bulduklarını göstermektedir. Fakat katılımcıların çeviri edimini, belli sözcüklerin ve tümcelerin yerine diğer bir dildeki sözcük ve tümcelerin konduğu bir edim olarak görmeye devam ettikleri anlaşılmaktadır. Kontrol grubundaki katılımcıların bütünüyle biçim bağımlı çeviriyi tercih etmiş olmaları, buna karşılık deney grubundaki katılımcılar arasında dolaylı çeviri tercihlerinin görece fazla olması edimbilimsel farkındalık eğitiminin öğrencileri biçim bağımlı çeviri tercihinden uzaklaştırabileceğini düşündüren bir veri olarak değerlendirilmektedir.
Başkent University Journal of Education, 2019
Dil eğitimi ve öğretimi sürecini daha başarılı bir hâle dönüştürmek için öğrenenlerin dile karşı algılarını, tutumlarını betimlemek amacıyla araştırmalar yapılmaktadır. Bu araştırmalarda kullanılan yöntemlerden biri öğrenenlerin metaforik algılarına başvurmaktır. Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi sürecini daha etkili kılmanın yollarından biri de öğrenenlerin dile, dil becerilerine, dil bilgisine yönelik algılarını metaforik olarak betimlemektedir. Bu araştırmada Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenenlerin “Türkçenin dil bilgisi”ne yönelik algılarını metaforik olarak incelemek amaçlanmıştır. Bu amaçla yapılan nitel araştırmada olgubilim deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Türkçeyi yabancı dil olarak B1, B2 ve C1 seviyelerinde öğrenen toplam 90 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma verileri, metafor çalışmasına uygun olarak “Türkçenin dil bilgisi ……………. gibidir; çünkü ……..” ifadesinin öğrenenler tarafından tamamlanmasıyla toplanmıştır. Verilerin analiz edilmesiyle, öğrenenlerin “Diller Arası İlişki, Özellik, Sistematiklik, Zenginlik, Zorluk-Kolaylık” olmak üzere 5 farklı kategoride metafor ürettikleri görülmüştür. Çalışmada, Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenenlerin dil bilgisini “biçimsel” olarak algıladıkları, dil bilgisini “anlam” ve “kullanım” özellikleri bakımından düşünmedikleri görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Türkçe eğitimi, Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi, dil bilgisi öğretimi, metafor, algı. Researchers have been conducting studies to describe learners’ attitudes and perceptions towards the target languages with the purpose of enhancing the processes of language education and teaching. One of the methods applied in such studies is to focus on learners’ metaphorical perceptions. One way of enhancing the process of teaching Turkish as a foreign language is to metaphorically describe learners’ perceptions towards the language, language skills and grammar. This study aims to examine learners’ metaphorical perceptions towards Turkish grammar. For this reason, this qualitative study employs phenomenology. The participants of the study are 90 learners studying Turkish as a foreign language at B1, B2 and C1 levels. Since the study focuses on metaphorical perceptions, the data has been collected from participants’ responses to the following sentence: “Turkish grammar is like……… because ………”. After the data analysis, it has been revealed that learners generated metaphors under these 5 categories: “Relations Between Languages, Characteristics, Systematicity, Richness, Difficulty-Simplicity”. It was concluded that the learners of Turkish as a foreign language perceived the grammar in a “morphological” way, rather than “semantic” and “functional”. Keywords: Turkish Education, Teaching Turkish as a Foreign Language, teaching grammar, metaphor, perception.
Özet: Kaygı, okuma sürecinin duyuşsal boyutunda okuma anlamlandırma becerisini etkileyen bir etmendir. Bu çalışmada, yabancı dil olarak Türkçe öğrenen B düzeyindeki öğrencilerin okuma kaygılarını ölçmek amacıyla geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirmek amaçlanmıştır. Bu amaçla geliştirilen denemelik ölçek, yabancı dil olarak Türkçe öğrenen B düzeyinde 510 öğrenciden oluşan bir çalışma grubuna uygulanmıştır. Açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri sonucunda 16 madde üç faktörden oluşan bir ölçek elde edilmiştir. Genel olarak, güvenilirlik katsayılarının .70 veya daha yüksek olması, yeterli olarak değerlendirilmektedir (Nunnally, 1978). Ölçeğin tümüne ait Crα güvenirliği .82, birinci alt faktöre ilişkin Crα .80, ikinci alt faktöre ilişkin Crα .73, üçüncü alt faktöre ilişkin Crα .71 olarak bulunmuştur. Tüm bu bulgular ölçeğin tatmin edici düzeyde güvenirliğe sahip olduğunu göstermektedir. Bu ölçme aracı, yabancı dil olarak Türkçe öğrenenlerin okuma eğitimi ortamlarında, okuma kaygı durumunu ölçmek amaçlı kullanılabilir. Anahtar Sözcükler: Yabancı Dil Olarak Türkçe, Okuma Kaygısı, Ölçek Geliştirme. * Bu çalışma 2015 yılında İnönü Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsüne sunulan “Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğrenenlerin Okuma Kaygıları ile Okuduğunu Anlama Becerileri Arasındaki İlişki” başlıklı doktora tezinden üretilmiştir.
International Journal of Language Academy, 2017
In this study, the relation between the literacy self-efficacy and the ability of reading comprehension of 137 students, who are at B2 level and learn Turkish as a foreign language in Inonu University Turkish Teaching Center and kamp, have been determined. In the research, the 'Self-efficacy Scale of Literacy for the Students Learning Turkish as a Foreign Language" developed by Kan and Gungor (2016) and 'Test of Achievement of Reading Comprehension for Those Who Learn Turkish as a Foreign Language' developed by Altunkaya (2016) have been used. In the study where quantitative research method is used, the data obtained from the data collection tools has been analysed with SPSS package program. As a result of the analysis, it has been understood that the students' self-efficacy perception and the level of reading comprehension exceed the average; there is a weak but positive meaningful relation between the achievement of reading comprehension and the self-efficacy perception of reading skill; and that the level of the self-efficacy perception of reading skill increases the level of achievement of reading comprehension. It has been seen that the students' self-efficacy perception does not show any meaningful difference according to the factors such as age, state of education, number of known languages other than Turkish and time of learning Turkish; but depending on the gender factor, self-efficacy perception of reading of the female students is higher than the male students. It has been stated that the level of achievement of reading comprehension of those who learn Turkish as a foreign language does not show any meaningful difference according to the factors such as age, state of education, and on the contrary, such level shows a difference according to factors number of known languages other than Turkish and time of learning Turkish.
Sakarya University Journal of Education
Pleonasm has been defined as a hypernym (umbrella term) in Western linguistics, mainly as an unnecessary language element, with expressions that can be translated as 'linguistic redundancy' and, 'pleonasm' or 'linguistic extention'. It is used to describe any element belonging to any field of linguistics, component, or situation that contains semantic or functional repetition in the discourse that is not necessary. Such an increase in the number of elements does not affect or change the intended meaning of the discourse and does not provide information that was not presented before. At the same time, the phenomenon in question serves some literary, phraseological, or pragmatic purposes, that is, it is used to create linguistic, poetic, and literary effect. However, the phenomenon in question may have some effects that make it difficult to understand the discourse in foreign language/second language learning. In developing metalanguage awareness, it is essential to enable the learners to realize these elements in the foreign/second language teaching process, by intuiting or direct teaching. In developing metalanguage awareness, it is important to present these elements to learners in the foreign/second language teaching process, intuiting and direct teaching. The study was designed with a case study, which is a qualitative research design, and the data obtained in the research were subjected to content analysis and descriptive analysis. In the research, a triangulation was created through observation notes, interview questions and the written practice applied to the participants, and whether the learners of Turkish as a foreign language could detect pleonastic examples in the fields of linguistics morphology, syntax, semantics, pragmatics, and lexicology were examined through productive skills such as writing and speaking. According to the results of the research, it was seen that the learners determined the examples of pleonasm and linguistic redundancy in the morphological and semantic fields without difficulty, especially in the syntactic field, and in the most lexical and pragmatic field with difficulty. The most frequent reason for the phenomenon including all linguistic fields has emerged as not knowing/understanding the linguistic * Ethical approval was obtained from Sakarya University Rectorate Educational Research and Publication Ethics Committee with decision number 20/13 and dated 05.02.2020.
Journal of Turkish Studies, 2018
büyük bir bölümünün haftada birkaç defa okuma yaptıkları saptanmıştır. Öğrencilerin önemli bir bölümü en az bir yabancı dil bilmektedir. Türkiye'de bulunma sürelerine ilişkin elde edilen bulgular incelendiğinde ise öğrencilerin büyük bir bölümünün altı ay ila bir yıl arasında Türkiye'de bulundukları görülmektedir. Bu araştırmanın sonucunda öğrencilerin başarı testlerinden elde edilen puanları ile okuma kaygıları arasındaki ilişki çözümlenmiştir. Öğrencilerin kaygı durumu ile okuma becerileri arasındaki ilişkinin tespitiyle daha etkin okuma becerisi eğitiminin gerçekleştirilmesi sağlanacaktır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.