Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2011, Coğrafya Dergisi
Bu araĢtırma Marmara Bölgesinde, Güney Marmara Bölümünde, Bursa Yöresinde ve Marmara Denizi'nin güney kıyısında yer alan ve küçük bir kıyı yerleĢmesi olan Zeytinbağı'nda turizm imkânlarının araĢtırılması amacıyla yapılmıĢtır. Ekonomik kalkınmanın gerçekleĢtirilebilmesi için yapılacak kalkınma planlarında çeĢitli alternatifler içinde sadece biri olan turizm faaliyetleri küçük Ģehirler, kasabalar ve köyler için çok önemli bir fırsattır. KuruluĢu çok eski dönemlere dayanan Zeytinbağı, günümüzdeki geliĢmesi itibariyle turizm açısından özellikle de kırsal turizm ile tarihî ve kültürel turizm açısından önemli bir potansiyele sahibtir. Zeytinbağı doğal coğrafi özelliklerinin yanı sıra, tarihî ve mimari dokusuyla da dikkati çeken bir yerleĢmedir. Son yıllarda yerleĢmede turizm faaliyetleri geliĢmeye baĢlamıĢ olmasına rağmen, bu faaliyetler tam olarak istenilen düzeye ulaĢamamıĢtır. Yörenin sahip olduğu turizm potansiyelinin daha iyi bir Ģekilde kullanılması, turizm planlamasının yapılması, turizmin bölgenin kalkınmasında daha büyük bir rol oynayan ekonomik faaliyet haline gelmesini sağlayacaktır. Çünkü turizm, yatırımları ve iĢ hacmini arttıran, gelir yaratan, döviz getiren, yeni istihdam alanlarının açılmasını sağlayan, sosyal ve kültürel hayatı etkileyen bir ekonomik faaliyettir. AraĢtırma sahasındaki doğal çekicilik kaynaklarının koruma-kullanma dengesi gözetilerek kullanılması, bu kaynakların kırsal turizm amaçlı kullanılması, tarihî ve kültürel kaynaklarının restore edilmesi, iĢlev kazandırılarak korunması ve kullanılması Zeytinbağı'nda turizmin geliĢtirilmesi açısından büyük önem taĢımaktadır.
Asya Studies, 2019
Şair, kendi döneminin ve toplumunun adamı olması dolayısıyla ister istemez kendi sosyal çevresini şiirlerine yansıtır. Edebi eser, ortaya çıktığı zaman ve coğrafyaya ait inanç, düşünce, kültür ve yaşam tarzının temelleri üzerinde yükselir. Klasik Türk Edebiyatına ait eserler de, söz konusu edebi eserlerin dışında tutulamaz. Bu nedenle bütün divanlarda toplumsal konularla ilgili malzeme bulunabileceğini söyleyebiliriz; ancak bazı divanlarda söz konusu malzemeler diğer divanlara nispetle oldukça fazladır. Tırsî Divanı bunlardan biridir. 18. yüzyıl şairlerinden İbrahim Tırsî, eserinde kendi döneminin çarpıcı manzaralarını sunan bir şair olarak, toplumsal çevresini, günlük yaşamı ve o dönemin kültürünü yansıtan pek çok beyte yer vermiştir. Giyim kuşamdan yemeklere, müzikten meslek dallarına dair pek çok konuya değinmiştir. Bu konulardan biri de Çingenelerdir. Şair, sosyal çevresinde şahit olduğu olaylardan ve toplumun algılarından yola çıkarak zihninde bir Çingene imgesi oluşturmuş ve bunu şiirlerine alaycı ve esprili bir üslupla yansıtmıştır. Ona göre Çingeneler, orucu kuru ekmekle tutacak kadar fakirdir; hamamdan peştamalı çalacak kadar hırsız ve güvenilmezdir. Çadırlarda yaşarlar, bakla falı bakarlar. Alışverişte sahtekârdırlar, kavgada ise korkaktırlar. Ağızları bozuktur, sefil bir hayat yaşarlar. Makalemizde amacımız, sosyal meselelerin divan şiirine nasıl yansıdığını Tırsî Divanı örneğinde ve Çingeneler konusu çerçevesinde göstermektir. İnceleme, Tırsî Divanı"nda çingane, çingan, çingene ve kıptî kelimelerinin taranması sonucu ulaşılan 19 beyit üzerinden yapılacaktır.
Günümüzde tüketicilerin değişen istek ve beklentilerini karşılamak isteyen turistik destinasyonların, alternatif turizm ürünleri arayışı içine girdikleri görülmektedir. Kitle turizmi ürünlerine karşı giderek azalan ilgi sonucunda, başka bir ürün sunamayan destinasyonların turizm gelişmeleri durmakta ve turizmin olumlu katkılarından yararlanamamaktadırlar. Kapıdağ Yarımadası'nın güneybatısında yer alan Erdek ilçesi için de benzer bir durum söz konusudur. Sahip olduğu tek turistik ürünü deniz-kum-güneş üçlüsü olan Erdek, alternatif turizme yönelmiş; ilçenin karşısında bulunan Zeytinliada'da 2007 yılından beri yürütülen kazılar sonucu ulaşılan eserler ile bu ada, Erdek için bir alternatif turizm umudu olmuştur.
Ülkemizde kıyı turizmi olarak tanımlanan güneş, kum deniz üçlüsüne alternatif oluşturmak, turistik aktiviteyi daha geniş alanlara yaymak, Karadeniz’in yaylalarından turizm amaçlı yararlanmak, özel girişime örnek oluşturmak, istihdam alanlarına katkı yapmak gibi amaçlarla Trabzon İl Özel İdaresi tarafından yaptırılan Kayabaşı Yayla Kent, Zigana ve Hıdırnebi’den sonra inşa edilen üçüncü turistik merkez özelliği taşımaktadır. Trabzon’un Akçaabat İlçesi Işıklar Beldesi sınırları içinde yer alan bu yerleşme, yaklaşık 1800 m. yükseklikte bulunmakta olup, Akçaabat’a 38, Trabzon’a 50 km. uzaklıkta yer almaktadır. Bozulmamış doğası, temiz havası, zengin kültürel özellikleri ve girişimci aileleriyle turizm için uygun özellikler taşıyan bir sahadır. Burada kurulan turistik aktivite mekânlarıyla, Trabzon’da yayla turizminin geliştirilmesi, turizmin daha geniş alanlara yayılması, sahip olunan değerlerin çevre doğa dengesine dikkat edilerek paylaşılması ve ekonomik getiri sağlanması amaçlanmaktadır.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2020
Günümüz dünyasının en önemli kuvvet ve kudret kaynaklarından biri durumunda olan turizm; siyasi, iktisadi, sosyal, kültürel ve teknolojik değişim ve gelişimleri etkileyebilecek bir konuma yükselmiştir. Bu nedenle Türkiye’nin sahip olduğu turizm potansiyellerinin etkin bir şekilde değerlendirilmesi ve bu alandaki gelişmeler doğrultusunda sürdürülebilir turizm poli¬tikalarının oluşturulması önem arz eden bir konudur. Dün¬yada olumlu ve kuvvetli bir Türkiye imajının yaratılması ise ülkenin tarihî, tabii, sosyal ve kültürel değerlerinin turizme hizmet edecek çağdaş yöntem ve vasıtalarla dış dünyaya tanıtıl¬masından geçmektedir. Devletin ve milletin geleceği için önem arz eden bu hususta başarılı olmak Türkiye’nin medeni dünyada kendini ifade edebilmesinin ve kabul ettirebilmesinin en meşru yollarından birini teşkil etmektedir. Bu bağlamda turizmin bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de geçirdiği tarihî merhale ve istihaleleri iyi bilmek gerekmektedir. Bununla birlikte Türkiye’de turizm tarihine ilişkin çalışmaların oldukça kısıtlı ve yetersiz durumda olduğu görülmektedir. Ulusal ve uluslararası bilimsel mecralarda sunulmuş ya da yayımlanmış çalışmaların yeniden gözden geçirilerek bir bütün olarak derlendiği bu çalışma bu nedenle önem arz etmektedir. Çalışmada bölümler hâlinde işlenen konular münasebetiyle Türkiye’de turizm ve tanıtma faaliyetlerini Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze uzanan tarihî süreç içinde takip etmek mümkün olmaktadır. Turizmin Türkiye’deki tarihî seyrine ilişkin bu bilgilerden hareketle Türkiye turizminin dünyadaki rekabet gücünü artıracak ve bir marka olarak ülkeyi dünya turizminde en üst noktalara taşıyabilecek gerçekçi, kalıcı ve sürdürülebilir politikaların oluşturulabilmesi yegâne dileğimizdir. Çalışmanın yayınlanmasında katkılarından ötürü Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nün değerli idareci ve çalışanlarına teşekkürlerimi sunarım.
Popüler bir kitle iletişim aracı olarak sinema, toplumun cinsel kimliklere olan genel anlayışını etkilemektedir. Toplumsal gerçeklik ile sinema arasındaki karşılıklı ilişkiden yola çıkarak, Türkiye filmlerinde temsil edilen lezbiyen kimliğinin sosyal bağlamda öneminin ne olduğu sorusunun yanıtı, bu çalışma kapsamında aranmaktadır. Bu makale, toplum içerisinde kendi cinsel kimliklerini lezbiyen olarak ifade eden kadın cinsiyetinin, sinema filmlerinde temsiline ve genel anlamda bu tasvirlerin alımı üzerine odaklanmaktadır. Çalışmada, son dönem Türkiye sinemasında lezbiyen cinsel kimliğinin temsilinin nasıl olduğu, temsil edilen bu karakterlerin gerçeklik ile olan ilişkisi ve 2000 yılı öncesi çekilen Türkiye filmleri ile 2000 yılı sonrası çekilen Türkiye filmlerindeki lezbiyen karakterlerin temsili arasındaki benzerliklerin ve farklılıkların neler olduğu cevapları araştırılan başlıca sorulardır. Bu araştırmada örneklem içerisinde yer alan filmler, toplum bilimsel analiz yöntemi ile incelenmektedir. Türkiye sinemasında 2000 öncesi filmler ile 2000 sonrası filmler arasında lezbiyen temsili kıyaslaması yapıldığında, öncelikle çok fazla sayıda filmde lezbiyen karakterlerin olmadığını söylemek mümkündür. Özellikle 1960’lı yıllardaki filmlerin (Haremde Dört Kadın, Ver Elini İstanbul, Gramofon Avrat) hemen her birinde lezbiyen ilişkiye sadece dolaylı bakışlar atılmıştır. Sadece Düş Gezginleri, İki Genç Kız ve Nar filmlerinde lezbiyen cinsel kimliklerine sahip kadın karakterleri filmlerde başroldedir ve filmlerin olay örgüsü bu karakter/ler üzerinden ilerlemektedir.
METU JFA, 2011
Türkiye'nin İktisadi Büyümesinde Turizm Sektörünün Katkısı
In this study for the period of 1964-2014, the causality links between the gross domestic product and the number of tourist arrivals/tourism earnings in Turkey have been analyzed by using the Bayer-Hanck cointegration, unrestricted VAR, Dolado-Lütkepohl VAR methods, impulse-response functions and variance decomposition analysis. Empirical results show that there is no cointegration between tourism sector and economic growth in the long run, however, there is a positive uni-directional causality running from the tourism sector to the GDP in the short run.
Özet: Çalışmanın amacı, Sinop iline tatile gelen yerli turistlerin turizm talebi üzerinde etkili olan faktörlerin belirlenmesidir. Çalışmanın verileri anket yöntemiyle elde edilmiştir. Çalışmanın ana kütlesini Sinop İli merkezinde yer alan toplam 24 otel, 2 tatil köyü, 4 motelin toplam 1547 yatak kapasitesi baz alınarak Sinop İline tatile gelen yerli turistler oluşturmaktadır. Ana kütleye bağlı olarak örnek hacmi 236 olarak hesaplanmıştır. Hatalı anketlerin de olabileceği dikkate alınarak dağıtılan 500 anketten geçerli olan 307 anket değerlendirmeye alınmıştır. Anket verileri yüzde ve frekansları içeren tanımlayıcı istatistikler ile faktör analizi kullanılarak test edilmiştir. Faktör analizi sonucuna göre Sinop İli'ne gelen yerli turistlerin turizm talebini sırasıyla çevresel, diğer(reklam ve tanıtım), ekonomik ve sosyal faktörlerin etkilediği belirlenmiştir.
Her hakkı saklıdır. Yazarından ve yayınevinden yazılı izin alınmaksızın bu kitabın fotokopi veya diğer yollarla kısmen veya tamamen çoğaltılması, basılması ve yayınlanması yasaktır. Aksine davranış, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince, 5 yıla kadar hapis ve adli para cezaları ile fotokopi ve basım aletlerine el konulmasını gerektirir.
SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLERE MULTİDİSİPLİNER BAKIŞ/Legal Ground In Relatıonshıp Of Tourism Between Turkey And Azerbaıjan , 2019
Azerbaycan ile Türkiye arasında 1991’de Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasının akabinde tesis edilen turizm ilişkileri hızlı bir gelişim çizgisi izlemiştir. Turizm ilişkilerindeki gelişmeler iki ülke arasında iktisadi ve siyasi olduğu kadar tarihî, sosyal, kültürel ve bilimsel faaliyetleri de tetiklemiştir. İki ülke arasında çağdaş bir anlayış çerçevesinde tarihî ve tabii güzelliklerin daha iyi tanıtılması, seyahat ve konaklama faaliyetlerinin kolaylaştırılması, turizm faaliyetlerinin geliştirilmesi, çeşitlendirilmesi ve artırılmasına yönelik ortak çalışmalar hız kazanmıştır. Turizm, bu suretle iki ülke arasındaki bağların daha da kuvvetlenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bu doğrultuda, doğrudan turizme yönelik olarak gerçekleştirilen iş birliği anlaşmalarının yanı sıra turizm faaliyetlerini çok yakından etkileyen ve destekleyen iktisadi, sosyal, kültürel ve bilimsel alanlarda da sağlanan mutabakat iki ülke arasındaki ilişkiler için sağlam bir yasal zemin oluşturmuştur. Çalışma kapsamında; doğrudan ya da dolaylı olarak Türkiye ile Azerbaycan arasındaki turistik ilişkileri tesis ve tanzim eden, bu ilişkilerin gelişmesine zemin hazırlayan anlaşmalar, protokoller, komisyon kararları, plan ve programlar ile bu düzenlemelerin iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine, zenginleşmesine ve kuvvetlenmesine sağladığı katkılar ele alınmıştır. Böylece iki ülke arasındaki turizm ilişkilerinin tarihî seyrinin de daha iyi anlaşılabilmesine zemin hazırlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Türkiye-Azerbaycan Turizm İlişkileri, Turizm, Tanıtma, Propaganda, Turist.
Öz Karstik kayaçlar yönünden zengin olan ülkemiz, dünyada ender görülen yüzey ve ye-raltı karstlaşmasıyla oluşan topografya şekillerine sahiptir. Zindan Mağarası da Akdeniz Bölgesinde, Aksu(Isparta) ilçesinin 2km kadar kuzey doğusunda bulunmaktadır. Zindan Mağarası turistlerin ziyaretine açıktır; fakat son günlerde mağarayı ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin sayısında azalma olmuştur. Bu çalışmada amaç; mağaranın kars-tik oluşumuyla birlikte turizm açısından tanıtımını yaparken, mağara çevresindeki diğer kültürel ve tarihi mirasa dikkati çekerek büyük turizm potansiyelini ortaya çıkarmaktır. Bunlar birlikte, mağara içinde ve çevresinde yapılması gereken düzenlemelere dikkati çekmektir. Anahtar Kelimeler: Zindan Mağarası, Doğal Turizmi, Karst Topografyası. Natural Heritage and Tourism Potential of Zindan Cave Abstract Turkey, which is rich in karstic rocks, has topographical features that are formed as a result of rare surface and underground karstification in the world. Zindan Cave is located in Mediterranean Region, 2 km away in the northeast of Aksu District (Isparta). Zindan Cave is open to visit by tourists; but, there has been a decrease in the number of local and foreign visitors recently. This study aims not only to give information about karstic formation of the cave but also to introduce the cave for tourism purposes and reveal its substantial tourism potential by drawing attention to the other cultural and historical heritage around the cave.
Aniden bastıran can ve mal kaybına neden olabilen büyük yıkımlara afet ya da felaket adı verilmektedir. Bu felaketlerin nedenleri ve sonuçları içiçe girse de genel olarak doğal ve beşeri felaketler şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Doğal felaketler kendi içinde meteorolojik kaynaklı (sel, çığ, don-dolu zararları, fırtına-hortum vb) felaketler ve jeolojik-jeomorfolojik kaynaklı (deprem, heyelan, erozyon vb) felaketler olarak sınıflandırılırken beşeri felaketler içinde ekonomik krizler, terör saldırıları, yangın, kötü-yanlış arazı kullanımı ve göç gibi olgular değerlendirilmektedir. Günümüzde doğal ve beşeri felaketler birbiri içinde ve birbirini tetikler duruma gelmiştir. Diğer bir ifadeyle son yıllarda riskli bölgelere yapılan yatırımlar, gecekondular ve hızlı nüfus artışı doğal felaketlerin boyutunu, etkisini artırmaya başlamıştır. Doğal felaketler insan yaşamını maddi ve manevi açıdan olumsuz etkilerken ülke ekonomisi bakımından da bir takım sorunlar yaratmaktadır. Kuşkusuz ekonomik olarak tüm sektörleri etkileyen felaketler turizmi de olumsuz yönde etkilemektedir. Ülke içinde ve dışında yaşanan bu tür felaketler çeşitli krizlere neden olmakta ve lüks gibi görünen turistik harcamalar doğrudan kısıtlanmakta böylece turizm büyük ölçüde gerilemektedir. Nitekim 17Ağustos1999 Adapazarı-Gölcük depremi sonrasında ve 11Eylül 2001Amerika'nın terör saldırısına uğraması sonucunda bir çok tur rezervasyonu iptal edilerek turizm olumsuz yönde etkilenmiştir. Felaketler doğurduğu sonuçlar itibariyle ister doğal ister insan kaynaklı olsun oldukça dikkat çekmektedir. Can, mal kaybı, işyeri-yol-köprü tahribatı, ulaşım-haberleşme ve iletişimin aksaması gibi sorunların yanısıra işsizlik, psikolojik korku-panik, ekonomik durgunluk, salgın hastalık gibi dolaylı etkiler de karşımıza çıkmaktadır. Doğal felaketler açısından risk taşıyan ülkeler, bölgeler ya da yöreler kuşkusuz turistleri ve turizmi de etkilemekte tedirginlik yaratmaktadır. Türkiye gibi turizmden gelir elde etmeyi amaçlayan ülkelerde bu tür felaketler ve krizler ülke ekonomisini doğrudan olumsuz etkilemektedir. İçinde yaşadığımız İzmir, doğal felaketler açısından en çok deprem tehdidi altındadır. Bunun yanısıra Bozdağlar turistik tesislerindeki çığ riski, bölge çevresindeki faylar ve fay hatları boyunca çıkan termal kaynaklar çevresinde yer alan yapılar, beşeri faktörlerle birleşen ve her yıl yinelenen sel baskınları İzmir kentini, ekonomisini ve turizmini de olumsuz yönden etkileyebilecek güce sahiptir. Bu çalışmada sempozyumun içeriği gereği doğal felaketler açısından İzmir'de risk taşıyan yerler turistik hareketler ile karşılaştırılarak dikkat edilmesi gereken konular üzerinde durulacaktır.
Bu çalışmada, ilk Türk lehçeleri sözlüğü Dîvânü Lügâti'it-Türk ve İslami dönem Türk edebiyatının ilk ve en çok söz varlığı barındıran eseri olan Kutadgu Bilig'den hareketle sınırlı verisi ile Trabzon ve yöresi ağızlarının söz varlıkları incelenmiş, bu eserlerin Trabzon ve yöresi ağızlarındaki izleri takip edilerek tanıklanmış, böylece ortak kültür mirasına katkı sunmaya çalışılmıştır. Yaklaşık bin yıl önce yazılan Türkçenin bu iki şaheserinin söz varlıkları, Trabzon ve yöresindeki söz varlığıyla karşılaştırılmış, tarihî ve coğrafî değişime ve mekân farklılığına rağmen söz varlığı yönünden birçok ortaklık tespit edilmiştir. Böylelikle bin yıllık süreçte, coğrafi ve kültürel değişiklikler nispetinde devamlılık ve ortaklıklar aranmıştır. Trabzon ili ağızlarında tespit edilen söz varlığı malzemesi için Necati Demir'in üç cilt olarak basılan Trabzon ve Yöresi Ağızları adlı kitabının sözlük bölümü başta olmak üzere Derleme Sözlüğü'nde yer alan Trabzon ve yöresine ait sözcükler, İren Ertem'in Trabzon Çepni Ağzı ve Meligül Günaydın'ın Trabzon/Tonya Ağızları Örneğinde İşlevsel Bir Ağız Sözlüğü Oluşturma Denemesi adlı yüksek lisans tezleri ile yazarın yöre ağzına ilişkin kendi derlemeleri (YKD) temel başvuru kaynaklarıdır. Kutadgu Bilig için Arat, Dîvânü Lügâti'it-Türk için ise Ercilasun-Akkoyunlu'nun dizinleri tercih edilmiştir.
Ebru YILMAZ 2017 1 DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI İHRACATI ÇALIŞMANIN AMACI Çalışmanın temel amacı, zeytin ve zeytinyağı ihracatının ülkemiz açısından önemini ortaya koyarak işletmecilerin daha hızlı ve daha az maliyetle ihracat işlemlerini gerçekleştirebilmelerini sağlamalarına yardımcı olmaktır.
Özet: Çin, son yıllarda ekonomik olarak hızla gelişen ve dünyaya açılan bir ülke konumundadır. Çin, uluslararası turizm pazarında da hızlı büyüme gösteren bir ülke olarak 2016 yılında en çok turizm harcaması yapan ülke konumuna gelmiştir. Çin turizm pazarı dünya genelinde ilgi çekmeye başlamıştır. Pek çok ülke bu pazardan pay alma çabası içerisine girmiştir. Ancak Türkiye'ye gelen Çinli turist sayıları uluslararası seyahat eden turist sayısı ile kıyaslandığında oldukça düşük seviyelerde olduğu görülmektedir. Alternatif turizm pazarlarına ihtiyaç duyan Türkiye'nin bu pazardan daha fazla pay alması gerektiği düşünülmektedir. Bu düşünceden yola çıkılarak çalışmada Çin turizm pazarının incelenmesi ve Çinli turistlerin seyahat motivasyonlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda İstanbul'u ziyaret eden 131 Çinli turist üzerine anket tekniği ile veriler toplanmış, frekans analizi, farklılık testleri, açıklayıcı faktör analizi yapılmıştır. Araştırma sonucunda çekici motivasyonların, doğal ve kültürel olanaklar, etkinlikler, kalite ve güven, alışveriş olanakları, fiyat ve uygunluk olmak üzere 5 boyuttan oluştuğu, bu boyutların bazı demografik özelliklere göre farklılıklar gösterdiği görülmüştür.
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2017
Ziyaretçilerin destinasyon imajı algılarının, etkinliklere katılımlarına etkisini tespit etmeyi amaçlayan bu çalışmada, bisiklet turu etkinliği kapsamında 25-26 Mart 2017 tarihleri arasında Çanakkale ilini ziyaret eden 283 ziyaretçiye yüz yüze anket uygulanmıştır. Araştırmada, ziyaretçilerin bisiklet turuna katılım amaçlarını ölçmeye yönelik kullanılan tutum ve davranış ölçeği, Öter ve Özdoğan’ın (2005) çalışmalarından; destinasyon imajı algısını belirlemeye yönelik ölçek ise Bolton ve Drew (1991), Buhalis (2000), Bigne vd. (2001), Tian-Cole vd. (2002), Sirakaya, Petrick, ve Choi’nin (2004) çalışmalarından yararlanılarak uyarlanmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen veriler; t testi, varyans analizi ve çok değişkenli regresyon analizlerine tabi tutulmuştur. Verilerin analizi sonucunda, destinasyon imajı algılarının, bisiklet turu etkinliklerine katılımı genel anlamda olumlu yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonuçlarının, destinasyon yöneticileri ve pazarlamacıları açısından faydalı olması beklenmektedir. The purpose of this study is to determine the impact of visitors’ destination image perceptions on participation in events. In this context, 283 questionnaires were administered face-toface to visitors who visited Çanakkale province for the bicycle tour event on 25-26 March 2017. In this context, attitudes and behaviors scales (Öter ve Özdoğan, 2005) is used to measure the objectives of tourists’ participation. In addition, destination image perception scales (Bolton and Drew, 1991; Buhalis, 2000, Bigne et al., 2001, Tian-Cole et al., 2002; Sirakaya, Petrick, and Choi, 2004) is used to to determine the visitors’ destination image perceptions. The data gathered from end of the study were examined through t-test, variance analysis and regression analysis. As a result of the study, it is seen that the perceptions of destination image generally have a positive influence on the participation to bicycle tour events. The results of the study is thought to be beneficial in terms of destination managers and marketers.
Erciyes üniversitesi İktisadi ve İdari bilimler fakültesi dergisi, 2012
Pazarlamanın vazgeçilmezlerinden olan marka, günümüzde birçok alanda pazarlama aracı olarak kullanılmaktadır. Turizm sektöründe de artan bir öneme sahip olan marka destinasyonların gerek ülke içinde gerekse ülke dışındaki rakiplerinden ayırt edilmesini sağlamaktadır. Destinasyon olmayı başarabilmiş birçok şehir farkındalığını arttırmak için markalaşma çabasına girmektedir. Bunun için de markanın en önemli bileşenlerinden biri olan marka imajının kontrol edilmesi ve yönetilmesi gerekmektedir. Marka olmak için sağlanması gereken bir takım unsurlar söz konusudur. Bu durum destinasyon markası olmak için de geçerlidir. Bu çalışmada destinasyon pazarlamasında önemli bir araç olan destinasyon markasının oluşturulma ilkelerine değinilerek, Alanya'nın bir destinasyon markası olup olmadığı analiz edilmiştir.
Abstract Altıntepe is the one of the most important settlements of Urartu that had a state by establishing a significant alliance in I. millennium BC. Altıntepe Castle was established on a hill which is situated on a fertile plain that is 16 km east of the city of Erzincan. A geo-prospect was carried out in coordination with the Altıntepe Excavations Presidency to determine the settlements of civilian population in the citadel of Altıntepe castle. The geo-prospect-based Altıntepe was carried out with the Altıntepe in the center of an area which has 5 km radius. Even though the geo-prospect did not give us purposive data, it has revealed significant information about the archeology of the region. Significant data which sheds light on Early Iron Age in the region has been obtained too. In addition, it gave us an opportunity to learn and study geological and geographical location of the region. The effects of geological and natural conditions on the land have been identified. Above all, Küpesik mound discovered by us for the first time have been presented to the world of archeology. In this geo-prospect where new discoveries about prehistoric and historic periods of the region were made we have found some clues that Achaemenid, which was an important satrapy during the Persian period, was active, We also obtained some findings that Küçük Höyük had been inhabited in prehistoric period.
2020
Turizm bütün dünyada özellikle 1950"li yıllardan sonra sürekli bir gelişim göstermiş ve günümüzde ülkelere en fok katma deher sahlayan, istihdam yaratan ve döviz getiren en-düstrilerden bir olmuştur. Bu kapsamda turizm işletmelerinin yönetimi, elde edilen kazanca ve sahlanan istihdama dohrudan katkı sahlaması bakımından ülkeler ifin oldukfa önemli hale gelmiştir. Bu falışmada, Türkiye"deki turizm işletmelerinin, 1950 yılından günümüze kadar olan sürefte liberal anlayıştan ne şekilde ve ölfüde etkilendiklerinin tespitine falı-şılmıştır. Bu kapsamda öncelikle devletin kalkınma planlarının arından da serbest piyasanın turizm ile ilgili attıhı adımlar ve yapılan düzenlemeler ele alınmıştır. Bu sürefte, Türkiye"de özellikle 1980 yılından sonra ekonomik anlamda yaşanan dehişim sonrası bir kırılma yaşan-dıhı ve turizm endüstrisinde özel teşebbüs ve dış yatırımcıların mevcudiyetinin arttıhı göz-lenmiştir. Uluslararası para piyasalarında Türk Lirasının durumunun da Türkiye"nin turizm gelirlerinin dehişiminde önemli bir belirleyici olduhu tespit edilmiştir. Teknoloji ve bilgi ala-nındaki dehişimlerin turizm endüstrisine uygulanabilirlihi ve turizm işletmelerinin yöneti-mine katkıları incelenmiştir. Son olarak turizm işletmelerinde liberal anlayışa paralel gelişen ve dehişen hususlara (devlet destehi, vergi kolaylıkları vb.) dehinilmiştir. Sonuf olarak Türkiye"deki turizm sektörünün liberalleşme ehilimlerinden etkilendihi ve bu paralelde de-hişim ve gelişim gösterdihi kanaatine varılmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.