Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
13 pages
1 file
Öz: XIII. ve XIV. asırda Anadolu'da gelişen Türk din ve tasavvuf edebiyatının öncü şairlerinden olan Âşık Paşa'nın (d. 670/1272) Kırşehir'de, 730/1329-30'da kaleme aldığı Garîb-nâme adlı 10.613 beyitlik hacimli mesnevisi devrin inanışlarının, inancının, ilminin ve müellifinin hayat tecrübesinin kayda değer bir edebî mahsulüdür. 10 Bâb ve 10 Bâb içinde de 10'ar Destân halinde tertip edilen Garîb-nâme, müellifin kâinata hikmet nazarıyla bakmasına bağlı olarak sayılara yüklenen anlamlar ve bu anlamlarla ile ilgili kabuller bakımından da dikkate değerdir. Türk kültür ve yazınında gizemli ve/veya aşikâr manaları bulunan "1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 40, 70, 72, 100, 1000" sayıları, Garîb-nâme'de, inanç ve inanış referanslarıyla belirli bir tertip ve terkip çerçevesinde derin ve etraflı bir biçimde işlenmiştir. Bu çalışmada; sayıların Türk inanışlarındaki kullanımlarından yola çıkarak mezkûr eserde motif/formel/sembol olarak kullanılan sayılar incelenmiş, sayılara atfedilen inanışların ve hikmet arayışlarının klasik Türk edebiyatı metinlerinde nasıl yer bulduğu Garîb-nâme örneği üzerinden ortaya konulmuştur. Abstract: The voluminous story of Âşık Pasha (b.. 670/1272), who is one of the leading poets of Turkish religion and Sufi literature in Anatolia in the thirteenth and fourteenth centuries, and which he received in (730/1329-30) in Kırşehir, "Garîbnâme", is a worthy crop of religion, beliefs, as opposed to the opposite. As its name suggests; "Garîbnâme", which is about 10.613 couplets a product of strange approaches and interesting conclusions, is an important work that makes people believe through the beliefs of the people. "Garîbnâme", which is arranged in 10 episodes within 10 episodes and 10 epic, depending on the author's view of the universe with wisdom, is quite remarkable in terms of the meanings and the assumptions related to the meanings. "1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 40, 70, 72, 100, 1000" numbers in the "Garîb-nâme", which have mysterious and/or belief in a specific scheme and composition in a deep and comprehensive manner. In this study; numeral symbolism and numbers are used as formal or symbol in Garîb-nâme by using their way of use in Turkish folk beliefs and the people who are attributed to the numbers are put forward through Garîb-nâme example where religious beliefs are found in classical Turkish litarature. GİRİŞ Kaynağının mitolojik dönemlere kadar uzandığı düşünülen sayı sembolizmi, günümüzde hemen her milletin ve medeniyetin inanç tarihinde yer bulmaktadır. Zira doğaüstü varlıklarla ilişki halinde olduğu düşünülen kişiler yahut bu varlıklarla iletişime geçmek isteyen insanlar, harf ve sayı simgeciliğini, inanış/inançlarının bir gereği olarak düşünmüşlerdir. Türk halk inanışlarında sayı sembolizmi, daha ziyade
tasavvufkitapligi.com
Cân-ıla tende çehâr erkân nedür Âşık Paşa ÖZET Garib-nâme, Türk dilinin önemli bir eseri olmasının yanında, 14. yüzyıl Anadolu'sunun düşünce dünyasını yansıtan değerli bir vesika niteliği taşır. Özellikle bu asır Anadolu'sunda hâkim tasavvuf öğretisinin, eserin ana dokusunu oluşturduğu söylenebilir.
SUTAD, 2018
Harezm, Horasan, Semerkant, Belh, Hisar gibi şehirleri hâkimiyeti altına alarak Şibanîler devletini kuran Şiban Han, 1451-1510 yılları arasında yaşamış bir Özbek hanıdır. Ömrünü savaş meydanlarında geçiren Şiban Han'ın hayatını, mücadelelerini anlatan ve Şibanî-nâme adı verilen eserlerin hem manzum hem de mensur örnekleri mevcuttur. Mensur Şibanî-nâme anonimdir. Mesnevi nazım şekliyle yazılan manzum Şibanî-nâme ise Timurlular sülalesine mensup Muhammed Sâlih tarafından kaleme alınmıştır. Bu eser yurtdışında A. Vambery ve P. M. Melioranskiy; Türkiye'de ise Yıldız Kocasavaş tarafından yayımlanmıştır. Şiban Han'ın 1499-1506 yıllarındaki yaşamını ve yaptığı savaşları kronolojik olarak anlatan eserin Avusturya Millî Kütüphanesi'ndeki nüshasının tek nüsha olduğu düşünülmekteydi. Ancak Macaristan'da eserin yeni bir nüshasına daha ulaştık. 190 varaktan müteşekkil bu nüshanın ilk 96 varağı Avusturya nüshasından tamamen farklıdır ve başka bir vezinle yazılmıştır. Bu nüshada birçok farklı yer adı ve şahıs adına rastlanmaktadır. Bu çalışmada Şibanî-nâme'nin yeni bulunan Budapeşte nüshası tanıtılacaktır. • Anahtar Kelimeler Çağatay Türkçesi, Muhammed Sâlih, Şiban Han, Şibanîler, Şibanî-nâme, Budapeşte nüshası. • Abstract Shiban Khan, who established the state of the Shibanîs by taking under rule cities, such as Khorezm, Khorasan, Samarkand, Belkh and Hisar, was an Uzbek khan who lived between 1451 and 1510. There are examples of works both in verse and in prose given the name of Shibanî-nâme, which tell the life and the struggles of Shiban Khan, who spent his life on the battlefields. The Shibanî-nâme in prose is anonymous. Whereas, the Shibanî-nâme in verse written in the masnavi verse form was written by Muhammed Sâlih, who was a member of the Timurid dynasty. This work was published by A. Vambery and P. M. Melioranski abroad, whereas, in Turkey it was published by Yıldız Kocasavas. It was thought that the only copy of the work, which tells chronologically the life and the * Bu çalışma Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü öğrencisi olarak hazırlamakta olduğum ve TÜBİTAK tarafından desteklenen " Şibani-name'nin Budapeşte Nüshası (Metin-İnceleme-Dizin) " isimli doktora tezimden hareketle hazırlanmıştır. 3-5 Mayıs 2018 tarihinde Ankara'da düzenlenen Uluslararası Kültür ve Bilim Kongresi'nde sunduğum bildirinin gözden geçirilmiş ve genişletilmiş hâlidir.
Sanat eseri; sanatkârın hayatı, varlıkları, evreni algılama biçimini ifade eder. Sanatkâr, ferdi olduğu toplumun zihniyetini ve kültür ögelerini dil ile estetik bir biçimde anlatır. Bu bakımdan edebî eser, yazıldığı çağın sosyokültürel unsurlarını anlayıp yorumlamak, kültürel birikimin mahiyetini belirlemek, kültürel belleğin gelecek kuşaklara aktarılma biçimini ortaya koymak adına büyük önem arz etmektedir. Klasik Türk edebiyatı araştırmalarında divan tahlilleri bu anlamda büyük bir boşluğu doldurmaktadır. XV. Yüzyılda yaşamış olan Türk edebiyatının en önemli şahsiyetlerinden olan Ali Şîr Nevâyî, kültürel unsurlara eserlerinde sık yer vermesi bakımından dikkate değer bir sanatkârdır. Ali Şîr Nevâyî'nin Garâibü's-Sıgar adlı divanının tahlilinin yapıldığı bu çalışma, dört bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında Ali Şîr Nevâyî'nin hayatı, edebî kişiliği, dil ve üslup özellikleri, Türk edebiyatına tesiri ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde divanda geçen din ve tasavvuf ile ilgili hayal ve tasavvurlar iki ana başlık altında değerlendirilmiştir. Cemiyet hayatına dair tüm unsurların ele alındığı ikinci bölümde sosyal yaşamın divandaki yansımaları açıklanmıştır. İnsan ve insana dair hususların incelendiği üçüncü bölümde genel anlamda sevgili, âşık ve rakip ile ilgili hayal ve tasavvurlar analiz edilmiştir. Son bölümde tabiat bahsi; kozmik âlem, hayvanlar, bitkiler, zaman ve zamana ait mefhumlar, dört unsur, meyveler ve benzeri şekilde alt başlıklara ayrılarak incelenmiştir. Tahlil çalışmasında yapılan açıklamalar örnek beyitlerle desteklenmiştir. "Ali Şîr Nevâyî'nin Garâibü's-Sıgar Adlı Divanının Tahlili" adlı bu çalışmanın Çağatay sahası ve klasik Türk edebiyatı alanında yapılacak çalışmalara katkı sağlaması ümit edilmektedir.
YEDİ SAYISININ KÜLTÜREL ARKAPLANI ÇERÇEVESİNDE GARÎBNÂME MESNEVİSİ'NİN YEDİNCİ BÖLÜMÜ ÜZERİNE BİR İNCELEME, 2018
Mesnevi-i Manevi müellifi Mevlana Celaleddin-i Rumi (öl. 1273), özellikle Anadolu coğrafyasında yüzyıllar boyunca etkisini hissettirmiştir. Manevi nasihatlerini temsilî hikâyelerle ve Fars diliyle aktarmış olması dolayısıyla Türkçenin konuşulduğu Anadolu’da, Mevlana’nın Mesnevi’sinin tercüme ve şerh edilmesi ihtiyacı hâsıl olmuştur. Bu sebeple pek çok ilim erbabı ve Mevlevi şeyhi, Mesnevi üzerinde tercüme ve şerh çalışmaları yapmıştır. Bu çalışmalardan biri de Mevlevi şeyhlerinden olan Yenicevardarlı Sinaneddin Yusuf-ı Sineçak (öl. 1546) tarafından kaleme alınmıştır. Mesnevi’den seçilmiş tevhid içerikli beyitleri ihtiva eden, Sineçak’a ait Cezire-i Mesnevi adındaki bu eser, Mevleviler arasında rağbet görmüştür. Öyleki Cezire-i Mesnevi’ye pek çok şerhler yazılmıştır. Cezire-i Mesnevi şerhlerinin en meşhurunu ise Şeyh Galib (öl. 1799) yapmış ve bu çalışmasına Şerh-i Cezire-i Mesnevi adını vermiştir. Ancak Şerh-i Cezire-i Mesnevi hakkında bilgi veren bazı kaynaklar, bu eser hakkında birtakım yanılmalara düşmektedirler. Bu yazıyla yanılgının nedeni tespit edilmeye çalışılmış ve bu eser hakkındaki doğru bilgi verilmiştir.
Epik destanlar toplumların kolektif bilinçlerinin kurguladığı kahramanlık öyküleridir. Tarihî, kültürel ve sosyal şartların sonucu olarak ortaya çıkan ortak duygu, düşünce ve birikimin bir araya getirdiği toplum, çekirdek bir olay etrafında ve genellikle başarıya ulaşan mücadeleleri konu alan destan türünü yaratmıştır. Çoğunlukla hükmeden kişileri yüceltmek amacıyla yazılan epik destanlar zamanla dönüşüme uğramıştır. Sözlü kültür içerisinde etkin kullanımları ile toplumsal hafızaya aktarılan, tarihsel süreç içerisinde yazıya geçirilerek varlığını devam ettiren epik destan türü, modern dönemde de çeşitli yazarlar tarafından sürdürülmüştür. Bu bağlamda Nâzım Hikmet tarafından yazılan Kuvâyi Milliye destanı söylem, biçim ve içerik olarak kendine özgü bir geleneğe sahip olan epik destan türü ile ilişkilendirilebilir. Nâzım Hikmet'in destan alt başlığı ile kaleme aldığı Kuvâyi Milliye'de söz konusu türün kendi bütünlüğü içerisindeki geleneği kimi zaman dönüştürdüğü ve/veya yeniden inşa ettiği görülür. Bu çalışmada Kuvâyi Milliye, destan geleneği bağlamında içerik, biçim ve söylem yönleri ile ele alınacak, özellikle metindeki başkahramanlar ile epik destanlarda yer alan başkahraman tipinin belirleyici nitelikleri karşılaştırılacak, metnin destan türüyle olan benzerlikleri ve ayrıldığı noktalar belirlenmeye çalışılacaktır.
Türk edebiyatında psikolojik roman türünün en güçlü kalemlerinden biri olan Peyami Safa, eserlerinde insan psikolojisini ve ruhsal çözümlemeleri ön plana çıkarmaktadır. İnsan ruhunun ve bilinçaltının ön planda olduğu bu eserlerde konular ise, toplumsal değişimler, insan sıkıntıları, toplumsal çöküntüler ve doğu-batı çalışması olacaktır. Bu çalışmada Peyami Safa, edebi yönü ve Garp ve Şark tanımlamaları bağlamında Fatih- Harbiye adlı roman incelenecektir.
Şarkiyat Dergisi, 2021
ÖZ İslam siyaset felsefe geleneği, Fârâbi okunmadan anlaşılamaz bir niteliği haizdir. Bu yüzden, İslam siyaset felsefesi geleneğinin teşekkülünde Fârâbî etkisi büyüktür. Platoncu ve Aristotelesçi kökenlerle bağlantılı bir biçimde siyaset felsefesi ilk defa Fârâbî aracılığıyla İslam düşüncesi içerisinde kendisine alan açar. Çalışmada, İslam siyaset felsefesinin kurucusu addedilen Fârâbî’nin mükemmel, tekâmül ya da tekemmün etmiş erdemli siyasal tasavvuru olan Medinetü’l-Fazıla’yı bozduğunu ve erdemli olmayan siyasal toplumlara dönüştürmede birinci derecede katkısı olduğunu düşündüğü nevâbit kavramsallaştırması üzerinden bir analiz yapılacaktır. Bu analiz üzerinden Fârâbî’nin yeniden erdemli toplum oluşturmada ne türden sorunsalları ortadan kaldırmayı amaçladığı ele alınacaktır. Böylece, Fârâbî’nin erdemli toplumu yeniden inşa sürecindeki olumsuzlukları ortadan kaldırmak için nasıl bir yol ve yöntemi takip ettiği ortaya konacaktır. Çalışma ayrıca, bir taraftan Fârâbî’nin temel siyasal parametreleri üzerinden nevâbit kavramına yüklediği anlamı açığa çıkarırken, diğer taraftan da Fârâbî’nin bir tür toplum mühendisliği üzerinden toplum dışına ittikleri ile yerleşik düzeni onaylayıp onaylamadıklarını sorgulatmayı eleştirel analize tabi tutacaktır. NAWABIT IN FARABI THOUGHT: AN ANALYSIS IN THE CONTEXT OF THE RECONSTRUCTION OF VIRTUOUS POLITICAL SOCIETY ABSTRACT The tradition of Islamic political philosophy cannot be understood without reading the Fara- bi. The influence of Farabi has been great in the formation of Islamic political philosophy traditi- on. Political philosophy, in connection with the Platonic and Aristotelian origins, for the first time opened up space for itself within Islamic thought through Farabi. The study focuses on the term nawabit that is popularized by Farabi. Ac- cording to him, nawabit has primary contribution in transforming the virtuous political society into an unvirtous one. Through this analysis, it will be discussed what kind of obstacles Farabi has to eliminate in re-establishing the virtuous political society. Thus, the way and method that Farabi fol- lowed in order to eliminate the negativities in the process of rebuilding the virtuous society will be revealed. On the one hand, the study will reveal the meaning that Farabi attributes to the concept of nawabit through its basic political parameters, on the other hand, it will critically analyze whet- her Farabi’s exclusion from the society through a kind of social engineering and whether he appro- ves the established order. Keywords: Political Philosophy, Farabi, Hap- piness, Virtuous Political Society, Nawabit.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi, 2022
Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi, 2018
Gaziantep Üniversitesi Ayıntab Araştırmaları Dergisi, 2022
NAZIM HİKMET 'İN ŞİİRLERİNDE GÖZ KAVRAMI, 2017
The Assessment of the Opinion’s Ibn Qayyim on the Prophetic Medicine, 2014
EDEBÎ TÜRLERDEN CENK-NÂME/GAZAVAT-NÂME KARŞILAŞTIRMASI VE MUHAMMED HANEFÎ-TABUT CENGİ'NİN YENİ BİR NÜSHASI, 2020
The Journal of Academic Social Science, 2024