Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2000
…
11 pages
1 file
ÖZET Radyoaktif ati klar, genellikle radyoaktif elementlerin kullani ldiği ti p, nükleer sanayi, nükleer santraller ve nükleer silah denemeleriyle çevreye verilirler. Radyoaktif elementler parçalanabilme özelliğ inden dolayi , ati ldi klariortamda da işi maya devam ederek çevreye zarar verirler. Bu nedenle radyoaktif ati klari n oluş umunu azaltmak, ortaya çi kan ati klari n da çevreye zarar vermeyecek ş ekilde
YÖNETİCİ ATAMALARINDA LİYAKAT VE EHLİYET İLKESİ, 2020
Ülkemizde ve dünyada kamu ve özel sektörde önemli bir sorun, yönetici atamalarında liyakatsiz ve ehliyetsiz atamaların yapılmasıdır. Ülkemizde kamu kurumları atamalarında liyakat ilkesine bakılırken, ehliyet ilkesinde farklı yorumlarla yapılan değişik algılanmalar söz konusudur. Liyakatin, sadakat olarak yorumlanmış olması da mümkündür. Bu tür atamalar kurumsal imajlarda ister istemez kötü etkilere sebep olmaktadır. Bu çalışmada birinci başlıkta yönetici kavramı hakkında literatür taraması ile kavramsal açıklama yapılacaktır. Öncelikle yönetici kavramının net olarak anlaşılması bu çalışma için daha uygun olacaktır. Kurumlarda ortaya çıkan bir diğer yönetici sorunu da yönetim modelleri ile ortaya çıkmıştır. Bu yönetim modelleri ikinci başlıkta açıklanarak, yaşanan yönetici farklılıkları için bir sınıflandırma yapılacaktır. Yöneticilerin, yönetim anlayışlarında ortaya çıkan farklılıkların daha iyi anlaşılması açısından bu bölümde, tiplemeler ile daha iyi ve akılda kalıcı bir açıklama yapılacaktır. Üçüncü başlıkta bir yöneticide olması gereken ve aranan özellikler hakkında bir çalışma yapılarak, bu özellikler hakkında detaylıca bilgi verilecektir. Yönetici seçiminde aranan kriterler için de bir sınıflandırma yapılarak kişisel, iş ve iletişim alanlarında olması gereken kriterlere madde madde yer verilecektir. Dördüncü başlıkta yönetici seçiminde olmazsa olmaz iki kriter olan ehliyet ve liyakat kavramları daha net bir şekilde anlaşılması için kavramsal bir çalışma yapılarak, örneklerle açıklanmaya çalışılacaktır. Beşinci ve altıncı başlıklarda, ilk dört başlıkta yapılan kavramsal ve literatür çalışmasından ayrı olarak yönetici seçiminde ehliyet ve liyakat konuları üzerine bir karşılaştırma yapılacaktır. Beşinci başlıkta ehliyet ve liyakatin kamu ve özel sektör alanında yönetici atamalarında kadro, pozisyon ve unvanların önemi ve konumu hakkında bir değerlendirme yapılacaktır. Altıncı başlıkta ‘‘Ehliyet ve liyakat mi yoksa ehliyet ve sadakat mi?’’ arasındaki fark üzerinde bir tartışma yapılarak konu hakkında bir açıklama yapılacaktır. Yedinci başlıkta ise son olarak yüz yüze yapılan görüşmeler ile kamu ve özel sektör alanında yöneticilerle soru – cevap şeklinde gerçekleştirilen görüşme sonuçları analiz edilerek değerlendirmeler yapılacaktır.
ODTÜ Gelişme Dergisi,, 1975
Bu yazıda, ABD’de 1960’ların sonlarına doğru ortaya çıkmış olan ve ortodoks iktisadı hemen hemen tümüyle reddeden bir “politik iktisat” görüşünün temsilcileri olan "radikal iktisatçılar”ın iktisatta egemen olan ve “ortodoks iktisat” ya da “neoklasik iktisat” diye adlandırılan görüşe yönelttikleri eleştiriler özetlenmiş ve değerlendirilmiştir.
Feridüddin Attar ve Mantıku't-tayr Eseri, 2018
Hukuk Defterleri, 2019
2019 yılındaki güncel gelişmeler ışığında bu makalede yapay zeka teknolojilerinin yarattığı önemli hukuki noktalara değindim. Bugün tüm dünyada siyasal gündemden bağımsız bir yer edinmeyi başaran yapay zekâ ve robotik teknolojisinin geldiği ve gelmesi beklenen aşama ise, ilk kez hukukun tüm alanlarında çalışan ve dünyanın her yerindeki hukukçuları aynı anda "Ne Yapmalı?" sorusunun cevabını bulmaya yöneltiyor. Yapay zekâ insan yaşamının her alanında yer bulmaya başlayacağından hukukun her alanında bu teknolojinin yansımalarını görmek kaçınılmaz olacak.
ÖZET Fert ve toplum hayatında barışın mı yoksa savaşın mı hâkim olacağını belirleyen şartlar sadece politik, ideolojik, ekonomik ve askeri değildir. Bu soru askeri, ekonomik ve politik olduğu kadar, kültürel ve ahlakidir de. Fert ve toplumun kültür ve ahlakını belirleyen en önemli unsurlardan biri de sanattır. Bütün yazılı, sözlü ve görsel biçimleriyle sanat, toplumun kültürel ve ahlaki kodlarının belirlenmesinde ve dönüşmesinde önemli roller üstlenmektedir. Bu rol, ekonomi ve politikanın aksine kendini pek toplumsal hadiselerin yüzeyinde göstermemektedir. Bilakis sanat fert ve toplumun en ücra hücrelerine kadar işleyen bir nüfuz gücüyle süren hayatın solumalarına sessizce eşlik etmekte, gizlice akışı yönlendirmektedir. Bu çerçevede çalışma özellikle Batı'nın masal, tiyatro, roman ve sinema kültürüne hâkim olan dram sanatının hakikatle ilişkisini ve toplumsal hayat üzerindeki muhtemel etkisini sorgulamaktadır. Anahtar kelimeler: sanat, hakikat, özgürlük, savaş, barış. ABSTRACT/ ABSTRAKT Die Bedingungen, welche die Dominanz der Friede oder des Kriegs über das individuelle und gemeinschaftliche Leben bestimmen, sind nicht nur die Politischen, Ideologischen, Wirtschaftlichen und Militärischen. Das ist nicht nur die Frage des Militärischen, Ökonomischen und Politischen, auch des Kulturellen und Moralischen. Einer der wichtigsten Faktoren, welche die Kultur und Moral der Gesellschaft bestimmen, ist die Kunst. Mit allen schriftlichen, mündlichen und visuellen Formen spielt die Kunst wichtige Rollen bei der Bestimmung und Transformation der kulturellen und moralischen Codes der Gesellschaft. Im Gegensatz zu Wirtschaft und Politik zeigt sich diese Rolle nicht so sehr auf der Oberfläche von gesellschaftlichen Ereignissen. Im Gegenteil begleitet die Kunst mit ihrer die entlegensten Zellen der Gesellschaft und des Individuums wirkende Durchschlagskraft ruhig die Atmungen des dauernden Lebens und lenkt heimlich den Strom. In diesem Rahmen inquiriert die Arbeit die Beziehung des Dramas zur Wahrheit und die vermutliche Wirkung auf gesellschaftliches Leben, welches die westliche Kultur des Märchens, Theaters, Romans und Kinos dominiert.
2016
It is the aim of the study to examine the political and administrative structures of the civilizations that reigned over the Anatolian territory from the Hittites to the Roman Empire. Within the scope of this study, Hittites, Urartians, Phrygians, Lydians, Ionians, Persians, Lycians and Hellenistic Period civilizations have been researched by means of literature scanning and content analysis. It has been observed that the political structures in the Anatolian civilizations were usually based on hereditary monarchy. It has been determined that starting from the Hittites period, there was a bureaucratic structuring, consisting of public servants for palace services and some professions. When administrative structures of the civilizations were reviewed, it has been observed that there had been different types of states such as federation, confederation, regional and unitary-characterized states. It has been concluded that these differences were resulted from whether the populations which established the civilizations had been from Anatolia or not, and the political complexity in the territory, and foreign threats and geographical elements.
2012
Serbest radikaller, bir atom ya da molekul yorungesinde eslesmemis bir elektron iceren yuksek oranda reaktif kimyasal urunler olarak adlandirilmaktadir. Biyolojik sistemlerdeki en onemli serbest radikaller oksijenden olusan radikallerdir ve bunlara reaktif oksijen turleri adi da verilmektedir ve reaktif oksijen turleri oksidatif stres olusumuna neden olurlar. Oksidatif stres; oksidan olusumu ve antioksidan savunma arasindaki dengenin oksidanlar yonunde bozulmasi durumudur. Oksidatif stres; kanser, kalp hastaliklari, diyabet ve diyabetin komplikasyonlari basta olmak uzere pek cok patolojik tablonun ve yaslanmanin patogenezi ile yakin iliskidedir. Şiddetli ve kalici oksidatif stres varliginda gerceklesen apoptozis, yaslanma ile insidensi artan alzeimer hastaligi ve parkinson gibi benzer hastaliklarda artmaktadir. Anahtarsozcukler: Serbest radikaller, reaktif oksijen turleri, oksidatif stres, yaslanma.
Türk edebiyatının Divan şiiri devresinde yüzlerce yıl Arap ve Fars edebiyatlarıyla çok sıkı bir alışveriş içinde olduğu bilinen bir gerçektir. Bilhassa şekiller, hayâl dünyası ve mazmunlar itibarıyla Fars şiirinin etkisinde kalan Osmanlı şairleri zamanla bu etkiyi geride bırakmışlar, hatta XVI. , XVII. yüzyıla gelindiğinde artık bu vadide kendileri de birer üstat olan Türk şairleri Fars şairlerine meydan okur bir ustalığı yakalamışlardır. Bu etkileşim, bizim şairlerimizin ve hatta edebiyat okurlarımızın Hâfız gibi, Şeyh Sa'dî gibi, Örfî gibi, Maarrî gibi Arap ve Fars şairlerinin eserlerini de okumalarını, onların hayâl ve düşünce dünyalarından da haberdar olmalarına vesîle olmuştur. Bu haberdar oluş, şairlerimizin söylediklerine ve münevverlerimizin yazdıklarına da bir kültürel zenginlik olarak yansımıştır. Şüphesiz ki bu şairlerden birisi de Ömer Hayyâm'dır.
KAMU YÖNETİMİNDE DİJİTALLEŞME VE ETİK, 2023
ÖZET Bu makalede Hırvat Köylü Partisi lideri Stjepan Radić'in (1871-1928) Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun federalleştirilmesi yönünde ortaya koyduğu program incelenecektir. 19. yüzyılda Habsburg Monarşisi yönetimindeki Hırvatistan'ın federalleştirilmiş bir monarşi içinde kendi gelişimini daha iyi sürdürebileceğini düşünen Stjepan Radić programını oluştururken Alman ve Slav kaynaklı Orta Avrupa programlarından yararlanmıştır. Stjepan Radić, monarşi içinde Hırvat ulusunun politik haklarını savunmuş ve daha sonra 1918'de kurulan Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı'nda Hırvatistan'ın federal bir yapı içerisinde kendi federe yönetimine sahip olabilmesi için siyasal mücadele vermiştir. Abstract In this article, the Croatian Peasant Party leader Stjepan Radić's (1871-1928) programme which aimed to federalize Austro-Hungarian Empire will be examined. Stjepan Radić defended the political rights of Croatian nation in the Habsburg Empire and later he also aimed to establish a federal state in the Kingdom of Serbs, Croats and Slovenes whic was founded in 1918. In the 19th century Radić thought that Croatia can get better political benefits with in a federal Habsburg Monarchy. For this reason he created his own federal Habsburg Empire programme which influenced by German and Slavic Central Europe programmes.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
e-kutuphane.imo.org.tr
EKEV AKADEMİ DERGİSİ, 1997
ÖRGÜTLERDE YÖNETSEL ETİK VE ETİK YÖNETİMİ, 2017
ASOS jOURNAL, 2014
Dergi Karadeniz, 2016