Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
28 pages
1 file
Acemi Ocağı misali...Tarih 2. Sınıf ürünü.
"Kutadgu Bilig" ve "Prens" Eserleri Bağlamında Yusuf Has Hacib İle Machiavelli'nin Siyasetname Anlayışının İncelenmesi, 2020
Siyasetnameler devleti yöneten kişilere, devlet yönetimi, siyaset üretme, toplumsal refah gibi konularda tavsiyelerde bulunmak amacıyla ortaya koyulan edebi eserlerdir. Tür olarak bir siyasetname niteliği taşıyan Kutadgu Bilig, Türk-İslam edebi eserlerinin ilkleri arasında sayılmaktadır. Batılı anlamda en önemli siyasetnamelerden biri sayılan Prens adlı eserinde Machiavelli, gücün doğası hakkında tavsiyeler vermiş, iktidarı elinde bulunduran kişiye devlet yönetiminin nasıl olması gerektiği hususunda bilgiler sunmuştur. Kutadgu Bilig"de ise devlet yönetimi ile birlikte, kişisel ve sosyolojik meseleler üzerine de durulmuştur. Yusuf Has Hacib"e göre hükümdar adil, hoşgörülü, ahlaklı, yol gösterici, aklı ve bilgiyi üstün tutan bilge kişidir. Machiavelli"nin Prens"i ise daha çok güç odaklıdır ve güç için bazen ahlak dışı eylemlerde bulunabilmesi dahi kabul edilebilir. Yusuf Has Hacib hükümdarın otoritesinin kanunlarla sınırlandırılması gerektiği, kendisinin de kanunlara riayet etmesi gerektiğini, devlet kurumlarında liyakatin esas olduğunu, adaletin yönetimde en önemli unsurlardan biri olduğunu ve yöneticilerin her zaman rasyonel bir şekilde işlerini yürütmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Machiavelli"ye göre iktidar her şeye rağmen korunmalıdır ve bunun için güç şarttır. Bu çalışmada Doğu ve Batı perspektifini yansıtan siyasetname niteliğindeki bu iki eser analiz edilecek ve kıyaslanacaktır.
Paralı askerlere generallik (condottieri) yaparken becerisinin ve yazgısının bir eseri olarak Milan Dükü olmuştur. Prens'te Hükümdarlığı "tümüyle yeni hükümdarlık"a örnek gösterilir. "Francesco, gerekli araçlar ve kendi öz becerisiyle, yalın bir yurttaşken Milano Dükü oldu; büyük sıkıntı ve acıyla elde ettiğini kolayca elde tutmayı başardı." Franceso Sforza'nın paralı birliği aynı zamanda kötü askeri birliğe örnek teşkil eder. Kendisi Venedik'e karşı savaşması için tutulmuş paralı bir askerken kazandığı zaferle güçlenerek Milanolulara karşı gelmiştir. Francesco'nun gene paralı asker olan babası "Baba Sforza"nın daha önceden, Napoli Kraliçesi Giovanna'yı ansızın silahsız bıraktığı ve Kraliçe Giovanna'nın bu sebeple tahtını yitirdiğini okuyoruz. Prens'te paralı asker mevzusunda bu birliklerle başarıya ulaşan Venedik ve Floransa için onların talihli olduğu söyleniyor. Paralı askerlerin kolayca cepheyi terk edeceği ya da güç ihtirasıyla yönetimi ele almaya uğraşacağı söylenirken de Sforza Ailesi örnek gösteriliyor. Machiavelli, Sforza ve Braccio'nun İtalya'da yetişmiş en önemli paralı askerler olduğunu anlatıyor, onların Milan'a ve Napoli'ye egemen olmalarına duyduğu ilginin yanında paralı askerlerin tüm İtalya'da yaygın ve egemen olmasının bir neticesi olarak Fransa'nın kolayca İtalya'yı işgal ettiğini söylüyor. "…dönemlerinde İtalya'ya egemen olan Braccio ve Sforza vardı. Bugünlere gelinceye kadar bunların ardından paralı askerlere komuta eden başkaları geldi. Paralı askerlerin erdemi(!) nedeniyle İtalya Kral Charles'ın istilasına uğradı, Kral Louis'nin ülkeyi soyup soğana çevirmesine boyun eğdi, Kral Ferdinando'nun baskısına ve İsviçrelilerin hakaretine uğradı."
Rönesans’ın en ünlü düşünürlerinden Niccolò Machiavelli hala tartışılmaktadır. Kimilerine göre şeytani düşüncenin yeryüzündeki temsilcisi, kimileri içinse modern siyaset bilimine doğru giden düşünsel yolda bir kilometre taşıdır. Machiavelli’yi anlamak için içinde bulunduğu dönemi, şartları ve hayatının önemli noktalarını göze almak gerekli bir çaba olacaktır. Bunun haricinde yapılan değerlendirmeler günümüzün değer yargılarıyla geçmişi yargılamaktan öte gidemeyecektir. Zira skolastik düşüncenin zincirlerinin yeni yeni kırılmaya başladığı bir dönemle günümüzün bilgi sistemi büyük farklılıklar gösterecektir. Çalışmanın ilk bölümü bu nedenle Machiavelli’nin hayatını ve düşünce sisteminin oluşumunda hayatının etkilerini ele almaktadır. İkinci bölümde ise Machiavelli’nin görüşleri ana hatlarıyla incelenecek yanı sıra İtalyan birliğinin kurulmasında ki rolleri itibariyle Machiavelli’nin sık sık kullandığı kavramlar incelenerek tartışılmaya çalışılacaktır. Anlatılanlar alıntılarla desteklenmeye çalışılmıştır. Çalışmanın genel amacı ise Machiavelli’yi ya da düşüncelerini yargılamaktan çok, neyi hangi gerekçelerle düşünmüş olabileceğini tespit etme niyetidir. Bu nedenle kişisel düşüncelerden çok akıl yürütmelerle ilerlenmeye çalışılmıştır.
Machiavelli'nin "Hükümdar" adlı kitabının rapor ödevidir.
2019
Osmanli modernlesmesinin dusunsel zeminindeki ana eksen, devleti algilamada temel bir degisiklige isaret etmektedir. Bati kaynakli temel siyasi metinlerin Osmanli Turkcesine tercumelerinde bu algi degisimi acikca gorulur. Avrupa’daki ulus-devlet donusumunu iyi degerlendiren Osmanli aydinlarinin, Bati’daki siyasal dokuyu degistiren onemli eserleri tercumeler yoluyla aktarmalari, zamanlama acisindan da dikkat cekmektedir. Osmanli-Turkcesine oldukca gec bir tarihte cevrilen “Il Prince”in tercumesinin uzerinden tam yuz yil gecti. Guclunun tahakkumundeki uluslar arasi hukuka hapsolunan bir iradenin dirilis doneminde; mesruiyet ve hikmet-i hukumet ilkesini tam da Batili anlamiyla aciklayan Machiavelli’nin “Hukumdar”i, Osmanli Imparatorlugu’nun gunbatiminda yayinlanmistir. Bu calismada, Mehmet Şerif Pasa tarafindan yapilan, Istanbul’da 1919 tarihinde yayinlanan, Machiavelli’nin; nahos anilan ama eskimeyen eseri “Hukumdar”in (Il Prince) tercumesi incelenmistir.
2024
Althusser’in Machiavelli okuması, Althusserci okuma kavramının özgünlüklerini sergilemektedir. Çalışmada bu özgünlükler üzerine odaklanılırken, metnin içinde yer aldığı tarihsel konjonktür göz önünde tutulacaktır. Bununla birlikte her metin içinde yer aldığı güncel konjonktürle birlikte, metinsel bir konjonktüre de yerleşmektedir. Bu metinsel konjonktür, düşüncenin ve kavramların özgün yapılanışlarıyla ilişki halindedir. Dolayısıyla bir okumanın izini sürmek, bu okumada var olan kavramların ilişkide olduğu kavramsal sistemleri ve müdahaleleri de okumak anlamına gelmektedir. Bu sebeple çalışma özellikle biyografik bir çalışma olmaktan kaçınmak için, metnin içine yerleştiği konjonktürü de göz önünde bulunduracaktır. Düşünce tarihinin özgün sorunsalı düşünen özne olarak değil, kavramsal eklemlenmelerden doğan kavramsal sistemler olarak ele alındığında yazarın biyografik etkisi, doğrudan müdahil olmadıkça dışarıda tutulabilecektir. Machiavelli’nin özgünlüğü ve Althusser’in siyasal teoriye Machiavelli üzerinden varışı bu bağlamda açıklanmıştır. Metinler, yayınlanma ve yayınlanmama, kavramsal sürekliliklere sahip olup olmama gibi kriterler göz önünde bulundurularak seçilmiş ve bir kavramsal sisteme işaret eden tutarlı siyasal teorinin ana kavramları serimlenmeye çalışılmıştır. Althusser’in Machiavelli okuması, genel anlamıyla Althusserci siyasal teorinin anahtar kavramlarını ortaya sermektedir. Çalışma bu temel kavramları; eğilimsellik, olumsallık, karşılaşma, konjonktür, konjonktürün içinde düşünme gibi kavramlar çerçevesinde ortaya koymuştur. Bununla birlikte çalışma felsefi tezler ile siyasal teori arasındaki ayrımları vurgulamış, Althusser’in ayrımlarını korumayı hedeflemiştir. Özgün ayrımları koruyarak Althusserci bir siyasal teorinin mevcut olabileceğini öne süren çalışma, aynı zamanda Türkçe literatürün hâkim olarak bildiği Althusser’den farklı bir Althusser yorumu sunmayı hedeflemektedir.
International Social Mentality and Researcher Thinkers Journal, 2020
1494 yılında Fransızların İtalya’ya girmesiyle başlayan İtalyan Savaşları yalnızca Apenin Yarımadası’nın kaderini etkilemekle kalmadı; aynı zamanda, devlet ve devlet yönetimi gibi alanlarda önemli kırılmalar yaşanmasına neden olmuştur. İtalyan coğrafyasının yabancı hegemonyası karşısında çaresiz kalması birçok İtalyan düşünürün dikkatini çekerek yabancılara karşı kendilerini nasıl muhafaza etmesi gerektiğiyle ilgili fikirlerin ortaya çıkması ile sonuçlanmıştır. Şüphesiz, bu fikirlerin en sarsıcı olanı kaleme almış olduğu Hükümdar adlı eseri ile Floransalı devlet adamı Niccolo Machiavelli tarafından ortaya atılmıştır. Orta Çağ boyunca kaleme alınmış olan benzerlerinden farklı olarak herhangi bir dini, ahlaki veya etik düşünceye bağlı kalmayan Hükümdar adlı eserinde, Floransalı yazar yarar ve çıkar gibi odaklara ehemmiyet göstererek geleneksel hükümdar ve devlet düşüncesine karşı çıkmıştır. Aynı şekilde, diğer bir Floransalı yazar Francesco Guicciardini de Machiavelli ile benzer düşünceleri paylaşarak devletin öncelikle kendi faydasını ve çıkarını düşünmesi gerektiğinin altını çizmiştir. Her iki düşünürün bu düşünceleri zaman içerisinde Avrupa’da büyük bir polemik konusu haline gelmiş ve Giovanni della Casa, Giovanni Botero, Paolo Rosello, Giralomo Frachetta gibi isimler de bu tartışmaya katılarak onlara karşı bir görüş oluşturmaya çalışmışlardır.
PRENS / IL PRINCIPE - NICCOLÒ MACHIAVELLI, 2018
Machiavelli’nin şaheseri sayılan Il Principe ya da Latince başlığıyla De Principatibus, yazarın aktif politik faaliyetlerden uzaklaştırıldığı dönemde mecburi ikamette bulunduğu San Casciano’da kaleme alınmış ve ölümünden sonra yayımlanmıştır. Machiavelli’ye göre, olması istenenle gerçekleşen birbirinden farklıdır ve yazarlar hep olayların ideal ya da arzu edilen şeklini anlatırlar. O ise kendince bu tutumdan uzak durmuş, eserinde günlük meselelere tarihsel örneklerden hareketle gerçekçi yaklaşımlarda bulunmuştur. Diğer taraftan aşırıya kaçan görüşleri, keskin üslûbu yüzünden sıkça ağır eleştiri ve saldırılara maruz kalmış, hatta dinsiz, ahlâksız, paganist ve kötücül olmakla suçlanmıştır. Muhalifleri tarafından politikada amaca ulaşmak için ahlâksız bile olsa her türlü aracı ve yolu kullanmanın mubah görüldüğünü ifade eden, küçümseyici ve ithamkâr tınılar da içeren Makyavelizm terimiyle tanımlanan düşünceleri zaman içinde öğretileşmiştir. Aslında o, politikayı ahlâktan ve dinden ayırmış, seküler bir dünya görüşü ile “ideal”in değil “gerçek”in peşine düşmüş, hem tarihin hem de çağının meselelerini anlamsız güzellemelerin arkasına saklamak yerine olduğu gibi sunmaya, sonuçlarını tarafsız bir gözle değerlendirmeye çalışmıştır. Ahlâksız değil ahlâkdışı, dinsiz değil dindışı yaklaşımlarıyla çalışmalarına bilimsel temel kazandırmış, böylece “modern politika bilimi”nin kurucuları arasında yer almayı başarmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
İstanbul Hukuk Mecmuası, 2022
Turkish Journal of Shiite Studies-Şiilik Araştırmaları, 2019
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 2001
Adı ve Müellifi Karıştırılan Bir Eser Üzerine, 2024
Tasavvur Dergisi, 2022
The Journal of Social Sciences, 2020
Korkut Ata Türkiyat araştırmaları dergisi :, 2024
Ivpe Publishing, 2020
Patikalar ve Yollar: Felsefe Araştırmaları I, 2020