Tarihçiliğin Alanı: Çocuğun Tarihi,” Tarih Vakfı’ndan Haberler

İletişim teknolojisinin bu denli hızlı dönüşüm geçirdiği günümüzde kitap kimilerine göre "antika"laşıyor. İnsan bilgiyi görsel olarak algılama sürecinde. Binlerce yıllık serüvenden sonra insanoğlu sözlü kültürden yazılı kültüre geçmiş; bugün ise görsel kültür giderek egemen oluyor. Kimilerine göre kitap insanlık tarihinin bir evresi. Bilgisayar bellekleri, CD disketler giderek ana bilgi kaynağına dönüşüyor. Bugün birçok ansiklopedi CD'ler üzerinde. Ya da bibliyografya taramalarını CD'lerle gerçekleştiriyor araştırmacı.

Reklam büyük ölçüde sanayi toplumunun ürünü. Sanayi toplumu ile birlikte mekan genişliyor. Ürün ve hizmet yakın çevrenin ötesinde alıcı buluyor. 19. yüzyılla birlikte iletişim ve ulaşım araçlarının geçirdiği devrim mal ve hizmet tanıtımını o denli güçlendiriyor.

Günümüzde jest öncelikle antropologların, dilbilimcilerin ve sosyal psikologların çalışma alanı olarak biline gelmiş. Jest bir tür söz-dışı iletişim biçimi olarak algılanıyor. Jest bir tür dil olarak görülüyor. Bu tür beden hareketlerinin iletişim aracı olarak kullanımını içeren çalışmalara bir de karşılık bulunmuş: Kinesics.

Frenginin renkli bir beş yüzyıllık tarihi var gerimizde. Mitosla tıbbın karışımı bir öykü bu. Kimi zaman korkunç, kimi zaman gülünç... Frengi üzerine binlerce kitap yazılmış. Tıbbın belki de en geniş alanı. Hastalıklar arasında frengi en toplumsal olanı. Kültürel boyutu başka hiçbir hastalıkta bu denli kapsamlı değil. İnsan topluluklarında yaşayan en dirençli hastalık. Biz frengiyi sevmesek de frengi bizi seviyor diyor Claude Quetel.

Denizaşırı tarih Türkçeye pek yerleşmemiş bir kavram. Daha doğrusu Türkiye'de tarih biliminin gündemine girmemiş. Oysa Batı'da çok revaç gören bir terim. İngilizce "overseas history", Fransızca l'histoire d'outre-mer, Almanca Überseegeschichte birçok yayının, (kitabın, derginin) kurumun başlığında yer alıyor

Sherlock Holmes'i severmisiniz ? Size "Polislerin piri Sherlock Holmes'in gizli dosyaları"nı öneririm. Ama bu öyküleri fazla alafranga buluyorsanız "Türklerin Sherlock Holmes'i Amanvermez Avni", "Türkiye'nin Sherlock Holmes'i Yıldırım Sadi" "Türkiye Şarlok Holmes'i Salih Münür Bey" ya da "Türk Sherlock Holmes'i Ateş Ahmet" sizler için biçilmiş kaftan.

Sanayileşen toplumların ana sorunlarından biri kentleşme. Kent gelişme paradigmalarının da odak noktası. Bilgi birikiminin en yoğun olduğu Avrupa örneğinde bu somut olarak kanıtlanıyor: Sanayileşme ile kentleşme atbaşı gitmiş. Kentler çağdaş toplumun mekanını oluşturmuş.

Mosse ulusların şehitlerini anı mekanları, abideler, askeri şehitliklerle yücelterek savaşı nasıl ululadıklarını ve halk nezdinde popüler bir benimseyişe yol açtıklarını dile getiriyor. Savaş insanlar için tatlı, belki de hüzünlü bir geçmişe dönüşüyor. Yine bu doğrultuda savaş oyuncakları, savaşın anısını yaşatacak turistik eşya, savaşın zafer sahnelerini içeren kartpostallar gibi medialarla savaşın insan neslini tüketici yönlerini göz ardı eden ve kamu bilincinde savaş imgesini yumuşatan bir ortam hazırlanıyor.

2018

Roles, meaning imposed by adults to children has showed changes according to historical periods, cultures and civilizations. In prehistoric period; weak, sick children are being left to die, children born with disabilities was seen as a punishment of supernatural powers. In antiquity; father could sell his child as slave. Boys of the wealthy families while go to school, girls could not go. In the middle ages; child was accepted as ‘miniature adult’. In this age the idea that the child is valued as a person was adopted with the spread of the holy religions. In late middle ages many wars, famine, epidemics occured, many children have died. In the Renaissance and continued the concept of humanism discussed and child has gained importance. Especially in the bourgeois family has established close relationships with children. On the other hand, children was seen as cheap labor in the 19th century that occured of the industrial revolution. Modern age and continue in; child specific some sw...

Kültür ve İletişim, 2017

Sinema tarihi, büyük oranda eril kültürün öykülerine odaklanmaktadır. Sophokles’in Kral Oedipus ve Elektra oyunlarından günümüze dek; popüler kültür ürünlerinde ve dolayısıyla filmlerde baba kız ilişkisi ya da anne oğul ilişkisi genellikle Freud’un psikanalitik yaklaşımı çerçevesinde ele alınmaktadır. 2012 yılı yapımı olan Brave (Cesur, Brenda Chapman, Mark Andrews) adlı film ise eril egemen söylemi kırmaya çalışarak anne kız ilişkisini merkezine aldığı için çalışmanın konusu olarak seçilmiştir. Brave, ataerkil söylemin sözcülüğünü üstlenerek, kızını söz konusu söyleme uygun yetiştirme konusunda ısrarlı Elinor ve ona isyan eden Merida’yı konu edinmektedir. Filmde, kural koyucu olan baba Fregus karikatür düzeyinde görünmez kılınırken; kültürün birbirine düşman konumladığı Elinor ve Merida, doğada birbirlerini koruyup kollar ve nihayet tarihlerini yeniden yazarlar. Çalışma kapsamında Brave filminde annelik, anne kız ilişkisi ve Merida’nın cinsiyet sisteminin normlarına karşı gelmesi; Simone de Beauvoir, Judith Butler ve Luce Irigaray’ın kuramsal yaklaşımları temel alınarak analiz edilecektir.