Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
13 pages
1 file
Dü~ünce tarihi, biraz da, tuhaflıkların tarihidir. Tuhaftır, bu tuhaflıklar çok hızlı bir ~ekilde olağan olana dönü~ürler. Söz konusu ibn Rü~d olduğunda, bu durum kendini çok daha fazla hissettirir. Örneğin, burada ele almayı dü~ündüğümüz Fasila ilgili o kadar çok jargona dönü~mü~ görü~ vardır ki, bunlar, ibn Rü~d'ü anlama konusunda birer barrier olu~tururlar. Öyle zannediyoruz ki, bazen felsefe yapmak bizzat bu bariyerlerle uğra~mayı, ba~ka bir söyleyi~le yeni bir yanıt vermeyi değil, verilen yanıtlada uğra~mayı, onları sökmeyi, onları bozmaya çalı~mayı ilzam eder. Bu durumda felsefe, dü~ünen değil, dü~ünme üzerine dü~ünen bir edimdir.
Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi, 2020
Gazâlî'nin Bâtınîlere Karşı Yazdığı Eserler Üzerine Bir İnceleme A Study on the Writings of Ghazali against Batinis Ramazan GÜNDÜZ Öz Orta Çağ İslam dünyasının içine düştüğü siyasi ve fikrî kriz, öncelikle devlet ve toplumların siyaseten bölünüp parçalanmasıyla sonuçlanmıştır. Ardından fikrî ihtilafların çoğalması toplumu ciddi sapmaların eşiğine getirmiştir. Böyle bir kaos ortamında Gazali, Müslümanları ihya etme gayesiyle müceddidlik misyonu üstlenmiş, ilmî ve amelî yönlerin tekrar inşa edilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Gazali, ihya projesine başlamadan önce, İslam dünyasındaki gerilemenin sebeplerinin ortadan kaldırılması için bir imha/iptal girişiminde bulunmuştur. Sapmaların temel sebebi olarak felsefe destekli Bâtınî düşünceyi görmüş ve bunu bertaraf etmek istemiştir. Gazali ihya hareketiyle ilk olarak İslamî ilimlere bir metodoloji kazandırmak istemiştir. Böylece İslami ilimlerin ihyası sayesinde ahlaki yozlaşmanın önüne geçilebileceğini öne sürmüştür. Müslümanlara yeniden bir ruh verme çabasıyla Bâtınîleri eleştirmiş ve bu konuda eserler kaleme almıştır. Eserlerinde bu imha gayretinin izleri görülür. Bu çalışma literatür tarama yöntemine dayalı olarak hazırlanmıştır. Araştırmada Gazali'nin tecdit faaliyetinin imha yönünü oluşturan eserler ele alınmıştır. Bu eserler, Gazali'nin Bâtınî ilâhiyatının tutarsızlığını göz önüne sermek için verdiği zihinsel çabanın ürünleridir. Söz konusu eserler içerikten ziyade genel biçim nitelikleri yönüyle incelenmiştir. Bu bağlamda kitapların isimleri, nüshaları, baskıları, tercümeleri, vb. teknik bakımdan tasvir edilmiştir.
ÖZ Klâsik Türk edebiyatı şairlerinin söyledikleri manzumeler genellikle dîvân adı verilen nüshalarda bir araya getirilmiştir. Farklı zaman ve mekânlarda Arap alfabesiyle çoğaltılan/basılan bu dîvânlar, harf inkılâbından sonra ise Latin alfabesine aktarılmaya başlanmış ve ilmî usûller çerçevesinde incelenmiştir. Ancak kimi şairlerin dîvânlarında yer almayan bazı şiirlerine çeşitli el yazması eserlerde ve mecmûalarda rastlanabilmektedir. Bu tür şiirlerin de bilimsel inceleme metotlarıyla dîvânlara eklendiği veya müstakil şiir kitabı olarak yayımlandığı görülmektedir. Bu çalışmada, Fuzûlî'ye ait dîvân nüshalarında bulunmayan ama bir yazma eserin der-kenâr bölümünde Fuzûlî ismiyle kayıtlı bir gazelin araştırmacılar tarafından yeni dîvân baskılarına alınması değerlendirilecek; ardından şiirin tarafımızdan tespit edilen yeni bir nüshası tanıtılıp metnin tekâmülü açısından mevcut örneğiyle mukayese edilecektir. ABSTRACT Poems written by classical Turkish literature poets have been usually banded together in copies called divan. These divans which have been printed in Arabian alphabet in different times and places have been translated to Latin alphabet after alphabet reform and analyzed as part of scientific methods. But it is possible to see some poems of the poets those are not located in divans in various manuscripts and majmuas. And it is seen that these poems have been added divans by the scientific analyzing methods or published as a separated poem book. In this article it will be evaluated a gazelle of Fuzuli that is not located in divans but registered as the name of Fuzuli in apostil of a manuscript included in divan printing by researchers and then a new copy of the poem determined by us will be introduced and compared with existing copy as part of maturation of text.
Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi
Hüsn- i mutlak olan yüce yaratıcı, zâhirde ve bâtında zerreden küreye yarattığı her varlıkta onlara verdiği çeşitli özellikler sayesinde bilinmek istemiş ve âlemleri yaratmıştır. Hakk’ın isim ve sıfatlarıyla ezelden ebede tecelli edişi âlemin ve âdemin yaratılışındaki sır, İslâmî estetiğin şekillenmesinde önemli bir unsur olmuştur. Din, kadim zamanlardan beri sanatı şekillendirmiştir. Dolayısıyla ilahî kaynaktan beslenen Müslüman şairin ruh ve anlam dünyasını, hayal gücünün sınırlarını mensubu olduğu inanç sistemi belirlemiştir. Estetik bağlamında Doğu ile Batı edebiyatında tabiattan ödünçleme noktasında paralellik olsa da özellikle tabiatı ele alışları, onu anlamlandırma ve sembolleştirme bakımından takınılan tavır birbirinden farklı olmuştur. Batı edebiyatında ödünçleme, doğrudan taklit etme şeklindeyken tasavvuf etkisinde şekillenen İslâmî edebiyatta tabiat daha çok bir müşahede aracı olmuş ve sanatçılar dini hassasiyetleri sebebiyle yansıtma yerine soyutlamayı tercih etmiştir. D...
İslami Araştırmalar, 2019
ARAŞTIRMA VE İNCELEME RESEARCH azâlî, İslâm düşünce tarihinde önemli bir yere sahiptir. Düşüncelerinde, farklı felsefi, kelami ve tasavvufî ekollerin izlerini bulmak zor değildir. Dönemindeki dinî, sosyal vesiyasîkaygılar nedeniyle geleneksel sünnî/selefî din anlayışının hâkim olması için mücadele etmiştir. Gazâlî, bu bağlamda, eserlerini normal halk, orta düzey âlimler ve üst düzey entelektüeller olmak üzere üç tabakaya yönelik yazmıştır. Gazâlî, hakikat anlayışının ve özgün düşüncelerinin yüksek ulema (rasihûn) için kaleme aldığı el-Madnûn bih, Faysalü't-Tefrika, Mişkatü'l-Envar, Kıstasü'l-G Gazâlî'nin Te'vil Anlayışının Neresindeyiz? (Eleştirel Bir Yaklaşım) *
2022
“Tarih yazıcılığı”, vakıaları, bu vakıalara şahit olmayan zihinlere aktarma eyleminin adıdır. Bu eylem insan tabiatının bir göstergesi olarak toplumsal ve bilimsel alanların tümünde var olmuştur. Vakıaların şifahî olarak aktarılması tarih yazıcılığının toplumsal alandaki varlığını temsil ederken, kitabî olarak aktarılması bilimsel alandaki varlığını göstermektedir. Müstakil olarak bir bilim dalının tarihî sürecini ele almak ise kitabî aktarımın ötesinde sınıflandırma ve analiz aşamalarını gerektirmektedir. Zira bilim dalı, konusu, ilkeleri, meseleleri ve amacının yanı sıra ortamı, bağlamı ve araştırmacısı olan bir bütündür. Bu bütünün herhangi bir tasnife tabi tutulmadan ve analiz edilmeden sadece kitabî olarak aktarılması zihin karmaşasına sebep olmaktadır. Bir bilim dalı olarak tefsirin tarihi üzerine yazılmış eserler incelendiğinde bahsedilen problemleri görmek mümkündür. Tefsir tarihi üzerine yazılan eserlerde bahsi geçen tasnifin net olmadığı ve bununla irtibatlı bir karmaşanın olduğu söylenebilmektedir. Bu eserlerin bir kısmı tefsir alimlerini, bir kısmı tefsir eserlerini ve bir diğer kısmı ise alim-eser birlikteliğini esas alarak telif edilmiştir. Bu yöntemlerden ilk ikisi tabakat mantığını temsil ederken sonuncusu daha çok muasır tefsir tarihi eserlerinde işlenmiştir. Bu çalışma, Tefsir Tarihi yazımında küçük ölçekli bölgelerin detaylı ölçekte konu edinildiği birden fazla çalışmanın bir araya gelmesi ile oluşturulması mümkün olacak bir Tefsir Tarihi atlasının denemesidir. Bu örneklemde, küçük bölgelerin detaylı bir şekilde incelenmesi neticesinde, o bölgelerin Tefsir Tarihi açısından ifade ettiği anlamın, sahip olduğu konumun ve o bölgelerde hâkim olan Tefsir anlayışının tespit edilmesi hedeflenmiştir. Bu amaca binaen çalışmada Fas bölgesi örnek olarak incelemiştir. Fas’ın tefsir tarihi açısından ne ifade ettiğini tespit etmek amacıyla yapılan araştırmada, Fas’ın demografik yapısının ve İslam’ın yayılışında aktif rolü olan tasavvufun etkisiyle işârî tefsir ekolünün bölgenin yaygın anlayışını temsil ettiği sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Tefsir Tarih Yazıcılığı, Tefsir Atlası, Bölgesel Tefsir Tarihi Yazımı, Fas, İşârî Tefsir Ekolü
Kilis 7 December University Journal of Theology
2016
Insanoglunun bu âlemde meydana gelen degisimleri ve dogal olaylari aciklamak icin basvurdugu en onemli kavram nedenselliktir. Aristo metafiziginin etkisiyle Islam dunyasina girmis olan bu kavram uzerinde oldukca cetin tartismalar olmustur. Kavramin Islam filozoflari tarafindan Muslumanlarin dusunce dunyasina aktarilmasiyla mesele farkli bir boyut kazanmistir. Bu durum zaman icinde fikrin muhteva ve uslup acisindan zenginlesmesini saglamistir. Gazâli, nedensellik kavrami uzerine fikir yuruten Islam dusunurlerinin onde gelenlerinden biridir. Gazâli'nin Es'ari kelam okuluyla genel olarak ayni cizgide oldugu ve nedenselligin icerdigi zorunluluk fikrini reddettigi genel kabuldur. Ancak Gazâli'nin nedensellige tamamen karsi oldugu gorusu hali hazirda tartisilmasi gereken bir husustur. Onun, nedensellik dusuncesinin icerdigi zorunluluk fikrine karsi ortaya koydugu kavram âdetullah'tir. O, bu kavramla hem sebep-sonuc zincirinin zorunlu olmadigini ispatlamakta hem de mucizeni...
Uluslararası Fatih Sultan Mehmed Dönemi Osmanlı Dünyası Sempozyumu (İdeoloji - Diplomasi - Savaş - Fetih) Bildiriler Kitabı, 2021
Akşemseddin’in (ö. 863/1459) önde gelen halifelerinden Abdurrahim Karahisârî Afyonkarahisarlı olup henüz Beypazarı’nda iken intisap ettiği şeyhinin Edirne, İstanbul, İznik ve Göynük’te iken uzun süre yanında bulunmuştur. Karahisârî, Bayramiyye’nin Akşemseddin’le açılan ve İbrâhim Tennûrî (ö. 887/1482), Şeyh Yavsî (ö. 920/1514) ve İlyas Saruhânî (ö. 967/1559-60) gibi sûfîler tarafından devam ettirilen kolu olan Şemsiyye’yi 15. yüzyılda Afyonkarahisar’da temsil etmiş telif sahibi bir sûfîdir. Bûsîrî’nin (ö. 695/1296 [?]) Hz. Peygamber’i medh için kaleme aldığı kasidesinin manzum tercümesi Tercüme-i Kasîde-i Bürde, Necmeddîn-i Kübrâ’nın (ö. 618/1221) mürîdlerinden Hâssî’nin (ö. 634/1237) halveti konu alan es-Selve fî şerâiti’l-halve adlı eserinin şerhli tercümesi Münyetü’l-ebrâr ve gunyetü’l-ahyâr, bazı tasavvufî esasları şiir diliyle ve sade bir Türkçe ile ele aldığı Vahdetnâme isimli mesnevîsi ve dönemin kıyamet tartışmaları bağlamında ele alınabilecek Risâle fî eşrâti’s-sâ‘a günümüze ulaştığı bilinen eserleridir. İstanbul’un fethinde şeyhiyle bizzat bulunmuş olan Karahisârî kıyamet alametlerine dair Risâle fî eşrâti’s-sâ‘a adlı risalesini fetihten birkaç sene sonra kaleme almış ve rivayetler üzerinden Konstantiniyye’nin fethiyle kıyamet arasındaki ilişkiye dair bilgiler vermiştir. O dönemde sûfîlerin kıyamet hakkında risaleler yazdıkları, örneğin Yazıcıoğlu Mehmed’in (ö. 855/1451) meşhur Muhammediyye’sinde, kardeşi Ahmed Bîcân’ın (ö. 870/1466’dan sonra) Dürr-i Meknûn’unda ve Eşrefoğlu Rûmî’nin (ö. 874/1469-70 [?]) Müzekki’n-nüfûs’unda kıyamet alametlerine dair müstakil bahisler olduğu; bu teliflerden çok öncesinde, Bizans kaynaklarında da Konstantiniyye’ye dair kıyametle ilgili bazı efsanelerin olduğu bilinmektedir. Bu tebliğde öncelikle Karahisârî’nin Risâle fî eşrâti’s-sâ‘a’sı tanıtılacak, ardından o dönemde telif edilen bazı eserlerle karşılaştırılarak İstanbul’un fethinin sûfîlerce kıyametle nasıl ilişkilendirildiğine ve fethin nasıl algılandığına dair bir yorum denemesine ulaşılacaktır.
Kilis 7 December University Journal of Theology, 2019
According to Islamic philosophers, who deal with the existence and nature of God, man can only reach information on metaphysical realm through the mind. For this reason, Nafs has always been considered as more precious than the body. Philosophers like al-Kindī, al-Fārābī, Ihkwān al-Safa’ (Ihvan-ı Safa), Ibn Sīnā (Avicenna) constantly emphasized the path to be followed by the individual, and the importance of this path for the maturation of Nafs. Because this maturity that is obtained in the world determines the situation of the person in the Hereafter. For this reason, one of the most frequently discussed subjects is the condition of the Nafs in the Hereafter. In this study, we will try to determine the approach of Ihwān-i Safa to the most controversial issue of eschatology, whether the resurrection is a bodily or spiritual by considering the ideas of Ihkwān al-Safa’ on the afterlife. Our basic claim is that, although Ihkwān al-Safa’ did not state it clearly, they accept that the life after death would be spiritual. We will try to make this claim by interpreting the discursive knowledge as a part of the epistemology of Ihkwān al-Safa’ and their interpretations of the verses.
2013
Bu makalede Gazali ve Ibn Rusd’un farkli fikirlere yonelik dislayici bakislarini temelleriyle birlikte ortaya koymaya calistik. Bu baglamda oncelikle Gazali ve Ibn Rusd’un Islam dunyasindaki diger dusunce/mezhep/ekol/yaklasimlara yonelik bakislarini ortaya koyduk. Sonrasinda onlarin kendi alternatif hakikat yollari hakkinda bilgi verdik. Ortaya cikan tabloda iki dusunurun de diger fikirlere yonelik dislayici bir bakis acisi sergilediklerini ve farkli gorusleri sapkinlik, dalalette kalma, bidat ve kufurle nitelediklerini gorduk. Onlari bu bakisa iten etkenlere ve bu yaklasimin kendilerinde ortaya cikardigi celiskilere vurgu yaptik. Biz bu yaklasimin felsefi, dusunsel, bilimsel tavir ve tutuma uymadigini ve hosgoruden uzak bir yaklasim oldugunu dusunmekteyiz. Dolayisiyla bu cercevede birtakim elestirilerimize bu makalede yer vermeyi ihmal etmedik.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, 2018
Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2012
Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2016
Reading Fuzûlî with Heidegger: Poetic Language between Being and Nothingness, Hacettepe University Journal of Faculty of Letters, June 2022 – 39(1), 283-295, 2022
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2017
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2016
Dilbilim Dergisi / The Journal of Linguistics, 2021
Tasavvur-Tekirdağ İlahiyat dergisi, 2021
darulfunun ilahiyat, 2021
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, 2022
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2017
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD), 2010
Tefsir Araştırmaları dergisi, 2021
Eskiyeni, 2022