Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
10 pages
1 file
Eski çağlardan beri birçok kavim işgaller yoluyla veya göçlerle Anadolu'ya yerleşmişlerdir. Milattan öncesine dayanan bu yer değiştirmeler yüzyıllar boyu yaşam alanları bulmak, karın doyurmak ve daha iyi şartlarda hayatı sürdürebilmek için yapılan göçler şeklinde olmuştur. Zamanla uygarlıklar arasında ticaretin başlamasıyla seyahat yollarında kervansaraylar kurulmaya başlanmış ve seyahatler önem kazanmıştır. Seyahat yollarında kurulan konaklama ve yiyecek içecek tesisleri aracılığıyla da farklı toplumların yemek ve mutfak kültürleri tanınmaya başlamıştır. Günümüzde mutfak kültürü giderek önemini arttırmakta, hatta bireylerin seyahat planlamasında tercihlerini belirleyici önemli bir unsur olmaya başlamıştır. İlk çağlardan itibaren Anadolu'ya güneşin doğduğu yer anlamına gelen Anatolia denilmiştir. Anadolu, birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış bunun sonucunda çok zengin bir mutfak kültürüne sahip olmuştur. Paleolitik dönemde (M.Ö. 600000–10000) hayvanları avlayabilmek için birtakım av teknik ve yöntemleri geliştirilmiş, daha sonrasında karın doyurmak amacıyla kemiklerden çeşitli aletler üretilmiştir. Tarihsel süreçte, bitkileri toplayarak tüketim ve ateşin bulunmasıyla da besinlerin hazırlanış biçimlerinde köklü değişiklikler gerçekleştirerek günümüz mutfak kültürünün temelleri atılmıştır. Örneğin Hitit mutfağı; içerisinde et yemekleri, çeşitli çorbalar, ekmek ve hamur işleri bulunduran, basit pişirme teknikleri kullanan bir mutfak olarak karşımıza çıkmaktadır. Anadolu’da M.Ö. 2000’de ekmek yapılmaktaydı ve Hititler un elde ederek, bu undan ekmek yapabiliyorlardı. Bu çalışmada, Hitit mutfak kültürü ele alınarak bulguların derlenmesi amaçlanmış, günümüz beslenme şekillerine yansımaları incelenmiştir.
OANNES ULUSLARARASI ESKİÇAĞ TARİHİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2021
Food and nutrition culture is more than the performance of a simple activity to satisfy the biological needs of the humankind. The developments in the nutrition process have progressed in tandem with the anthropological development of humans. The internal dynamics of the nutrition culture have changed and evolved during the time elapsed between hunter-gatherer communities feeding on wild plants and animals and those engaging in agriculture after the transition to sedentism. The start of agricultural activities is one of the most prevailing factors which made an impact on the nutrition culture. Socio-politic, economic, cultural, and religious dynamics have started to affect the nutrition system, especially with the establishment of villages, towns, and states after the transition to sedentary life. These dynamics have been observed more severely and clearly in societies with sharper class differences. Societies have both positive and negative impacts on the food and nutrition culture of the geography where they belong. A civilization established on fertile land has the power to sustain itself, while another civilization which lacks the same conditions may remain dependent on outside resources on the production front. Throughout the history, civilizations which supplied their food from their own lands were well-prepared for threats such as famine and could overcome these threats with relative ease. In this regard, Ancient Egypt was a rather fortunate civilization. By virtue of the prolificacy of the River Nile, Ancient Egyptians were able to include a variety of foods in their diets, from agricultural products to seafood. While such a variety existed, not all parts of the society could maintain an equally rich diet. The internal socio-politic, economic, and cultural (religion) dynamics within the Ancient Egypt were, without a doubt, the most prevalent reasons for such difference. This study examines how these dynamics have impacted and shaped the food and nutrition culture of the Ancient Egyptian society.
INTERNATIONAL BLACK SEA MODERN SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS, 2022
Beslenme, sağlıklı bir yaşamın temeli olduğu gibi tüm insanların ortak özelliğidir. Her toplumun kendine göre bir mutfak kültürü bulunmaktadır. Mutfak kültürü, toplumun beslenme tercihleri yansıtan önemli göstergelerdendir. Özellikle yöresel mutfaklar belirli yörelerin şartlarına göre şekillenen mutfaklardır. Bu nedenle yöresel mutfakların incelenmesi bölge ve toplum hakkında bilgiler sağlamaktadır. Bu araştırmanın amacı Hakkâri ili yöresel mutfağında yemekleri oluşturan besin malzemelerinin belirlenmesi, malzemelerin tercih nedenlerinin ve sosyokültürel yapının mutfak üzerine etkisinin tartışılmasıdır. Çalışma nitel olarak planlanmış ve veri toplama aracı olarak doküman taraması kullanılmıştır. Hakkâri Valiliği tarafından hazırlanan Hakkâri kitabı ile Hakkâri İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü internet sitesinde yer alan Mutfak Kültürü bölümü incelenmiştir. Şehir mutfağının tanıtımı için kaynaklarda ortak olarak yer alan Devin, Kıris, Doleme, Kotildevk, Keledoş, Tırşik ve Doğaba yemekleri çalışmaya dâhil edilmiştir. Yemekler tariflerine göre malzemelerine ayrılmış ve malzemelerin kullanım sıklığı ile türü incelenmiştir. Yemeklerde temel besin maddesi olarak et, süt, yoğurt ve pirinç kullanılmıştır. Yöresel otların kullanıldığı sebzelerin ise az yer aldığı görülmüştür. Deniz ürünleri yemeklerde kullanılmamıştır. Yöre mutfağında bölgenin iklim ve coğrafi yapısının etkilerinin baskın olduğu görülmüştür. Ayrıca yemeklerin yapılış şekli ve yemek isimleri bölgede yaşamış eski medeniyetlerin izlerini taşıdığı tespit edilmiştir. Bölge yemekleri pek çok kültürden etkilenmiş olsa da özellikle İslam dininin yasakladığı besinler yemeklerde bulunmamaktadır. Bu çalışma bölgesel mutfakların incelenmesinin toplumu ve bölgeyi anlamak açısından önemli olduğunu vurgulamaktadır.
In the first chapter the dining culture in Ottoman Empire has been mentioned and Ottoman royal kitchen, kitchen personnel, kitchenware, and formality and traditions of dining in Ottomans have been emphasized. The second chapter has been saved completely for baklava. The issues of procurement of the components and supplies used for baklava, the questions of how and from where the components such as honey, sugar, butter, wheats, internal ingredients and firewoods were found, are tried to be answered. Besides the baklava procession which has an important place in Ottoman Empire has been introduced. Third chapter is saved for baklava types. The issues of confectionerybaklava production and famous confectionery-baklava stores during the Ottoman Empire and the first years of the Republic of Turkey. The fourth chapter is about "baklava in the literature". Within this concept poems, songs, ballads, ditties, rhymes, riddles, fairy tales, proverbs, idioms, jokes and the other fields of the literature on baklava and the relevant texts have been provided. Many people provided support and contribution during the said study. We particularly express our gratitudes to Istanbul Chamber of Commerce. We also would like to express our gratitudes to Assoc. Prof.
TARİH ARAŞTIRMALARI -III, 2022
2001
Hititler’in yazı sitilini Babil Uygarlığın’dan alışı gibi gümüşün para olarak kullanılması, ağırlık ve uzunluk birimlerinde Mezopotamya da kullanılan isimleri kullanmaları, Hitit Uygarlığı’nın doğulu komşularına borçlu oldukları bir başka yeniliğin örneğidir.
Tüm hakları yazarına aittir. Yazarın izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çoğaltılması yapılamaz. Yalnızca kaynak gösterilerek kullanılabilir.
ÖZET Hititler başa çıkamadıkları hayat sorunlarını ya da hekimlerin çare bulamadığı tıbbi (fizyolojik veya psikolojik) problemleri büyü yoluyla çözmeye çalışmışlardır. Bu amaçla büyü ritüel metinlerinde büyücünün adını, büyüye başvurulan konuyu ve büyüde kullanılacak malzemeleri ayrıntılı şekilde kayda almışlardır. Bu metinler yoluyla Hititlerin dünya tasavvurlarında öne çıkan hayvan, bitki, mineral ve nesnelerin neler olduğu öğrenilmektedir. Bu çalışmada Hitit büyü metinleri külliyatını oluşturan (CTH 390-500) tabletlerin transkripsiyonlarında öne çıkan bazı otsu bitkiler, ağaç türleri ve ahşap nesnelerin incelenmesi hedeflenmiştir. Böylece Hititlerin bazen analojik büyü (benzerlik), bazen de bitki ve nesnelerin sembolik anlamlarını kullanarak yaşadıkları doğal çevrenin özellikle florası ile kurdukları tinsel ilişkiye dikkat çekmeye gayret edilecektir.
2023
Yeşil ve mavinin buluştuğu noktada yer alan Bartın, zengin doğal bitki örtüsünü yemek kültürüne de yansıtmıştır. Dikkat çeken özelliği ise doğal ürünlerin mutfaklarında geniş çapta yer kaplamasıdır. Mutfağını bu bitkilerle üretilen yemeklerle taçlandıran kent, doğanın insanlara armağan olarak sunduğu ve yenilebilir özelliğe sahip olan ürünleri en güzel şekilde değerlendirmiş ve Bartın mutfağına entegre etmiştir. Otsu bitkiler ve çok yıllık bitkiler olarak iki ana gruba ayrılmış doğal bitkilerden Bartın mutfağı denildiğinde akla gelen ilk malzeme hiç şüphesiz otsu bitkilerdir. Yöre halkı doğayı mutfağına taşımış ve yenilebilir tüm otlardan faydalı yemekler elde etmiştir. Bu yeşil yapraklı otsu bitkilere örnek olarak; mancar, ıspıt, ısırgan otu, diken ucu gibi bitki isimleri verilebilir. Ancak bu bildiriyi önemli kılan asıl husus yeşil yapraklı bitkilerin yanı sıra kendiliğinden ağaçta yetişen orman ürünlerinin mutfak kültürüne yansıma şeklidir. Hazırlamış olduğumuz bildiride ağaçta yetişen guruba ait bitkilerin, Bartın mutfak kültüründeki yeri ve önemi aktarılacaktır. Bu doğal ürünlere örnek olarak; kestane, ıhlamur, kızılcık (kiren), mürdüm eriği, kuşburnu, defne ve ceviz verilebilir. Bildiriye malzeme olan bilgiler Bartın halkı ile yapılmış sözlü tarih görüşmelerinden elde edilmiştir. Yirmi kaynak kişi ile yapılan görüşmeler sonucu elde edilen bilgiler ağaçta yetişen orman ürünlerinin kent mutfak kültüründeki yeri ve önemine dair veriler bir araya getirilerek oluşturulmuştur.
OANNES, 2023
Özet Uyku evrensel bir ihtiyaç olmasına rağmen her kültürde farklı etkilere ve algılara sahiptir. Hitit kültüründe uyku ile ilgili bulgular, onlara özgü gelenekleri, inanışları, korkuları ortaya koymaktadır. Hititler uykuyu, farklı çağrışımlarla ilişkilendirerek tanrısal bir olgu, içsel bir güç olarak tanımlamışlardır. Hititçe çivi yazılı belgelerde uyku günlük bir ihtiyaç olmasının yanı sıra olumlu, olumsuz veya nötr çağrışımlarla önemli rol oynamıştır. Hitit toplumunda uyku için yeterli fırsat ve imkân olmasına rağmen uykuya dalmakta ve sürdürmekte zorluk yaşayan insanlar bulunmaktadır. Kalitesiz ve dinlendirici olmayan uyku, insanların fiziksel, psikolojik ve sosyal performanslarını olumsuz etkilemiştir. Uyku yoksunluğu, yorgunluk, halsizlik, huzursuzluk, öfke, depresyon, tükenmişlik gibi duygulara sebep olmuştur. Uyku ise arınma, rahatlama, iyileşme, güç-kuvvet, enerji, huzur ve mutluluk vermiştir. Bu noktada Hititler uykuyu tanrının bir lütfu, uykusuzluğu ise tanrının bir gazabı olarak yorumlamışlardır. Bu çalışmada Hitit metinlerinde geçen uyku ve uykusuzluk terimleri incelenerek, uyku yerleri, uyku zamanı ve uyku hijyeninin uyku kalitesine etkisi anlatılacaktır. Hititçe çivi yazılı belgelerde uykunun kalitesini yansıtan hafif uyku, tatlı uyku, kutsal uyku, ağır uyku ve uykusuzluk gibi sınıflandırmalar belirtilecektir. Hitit krallarının uyku esnasında, baskı, saldırı ve güvenlik açıklarına karşı aldığı tedbirler konusunda da bilgi verilecektir. İdari ve dini görev amacıyla gece uykusuz kalan görevlilerin, sorumlulukları ve icraatları da aktarılacaktır. Hititlerde uyku ve uykusuzluk emik bir bakış açısıyla incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Hititler, Uyumak, Dinlenmek, Gecelemek, Uykusuzluk
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
18.Ulusal Turizm Kongresi
International Gastronomy Tourism Studies Congress, 2018
HATAY’DA GEÇİŞ DÖNEMLERİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN YÖRESEL MUTFAK UYGULAMALARI (DOĞUM-EVLILIK-ÖLÜM), 2022
Journal of the Faculty of Agriculture, 2010
SAĞLIK BİLİMLERİNDE İLERİ ARAŞTIRMALAR VE TEORİK BİLGİLER EDİTÖRLER, 2022
Disiplinler Arası Tıbbi Araştırmalar, 2020
SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL, 2018
Hatti ve Hitit inanç dünyasında hayvanların rolü/ Animals in Hatti and Hittite beliefs, 2023
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1987
İlahiyat Yayınları, 2024