Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Hariciye Nezareti Lisan Mektebi Hakkında
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, 2008
One of the important attempts of the Ottoman Modernization is the problem of the state offical's learning foreign languages. In Ottoman State pozitions requiring foreign language knowledge such as interpretership had been left to Phanariot Greeks until 1821, and after this date Muslim were appointed to these positions. Having The Translation Office lost its mission in Ottoman bureucracy as a school that teaches foreign languages after 1860's, The Language School was opened. In this study foundation, curriculum, and faculty of the Language School, which was opened and closed several times, has been examined based on documentary materials.
Br Müslüman Siyâset Teori'si ve Pratiği olarak Qufe Fâqihi'nin İklim'i, Mirâs'ı
2021
Üç kıtaya yayılmış Osmanlı Devletinde yollar, yüzyıllar boyunca stratejik noktalar olmuştur. Bu sebeple yollar üzerine askeri, ticari ve sosyal amaçlarla menzil külliyeleri inşa etmişlerdir. Bu külliyelerdeki yapı türleri baninin maddi gücü, yolcuların ve yöredeki kişilerin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenmiştir. Menzil külliyelerinde yer alan medrese ve sıbyan mektebi gibi eğitim kurumları, yöredeki halkın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla inşa edilmiş yapılardır. İslamiyet'in ilk dönemlerinde ortaya çıkan sıbyan mektepleri, 5-6 yaş aralığındaki çocuklara 4-5 yıl dini eğitimin verildiği ilköğretim niteliğindeki müesseslerdir. Bu okullar, Osmanlı Dönemi'nde kurumsal bir nitelik kazanmıştır. Sıbyan mektepleri bu dönem içerisinde şehirlerde, kasabalarda ve köylerde olduğu kadar önemli yol güzergâhları üzerine kurulan menzil külliyelerinde dahi inşa edilmiştir. 16. yüzyılda inşa edilen birçok menzil külliyesinde sıbyan mekteplerine yer verilmiş, ancak bu yapılardan bir kısmı günümüze ulaşabilmiştir. Bu çalışma kapsamında da 16. ve 17. yüzyıllarda menzil külliyelerinde inşa edilmiş 6 sıbyan mektebinin mimari özelikleri, vakfiye bilgileri ve arşiv belgeleri incelenerek, menzil külliyesi içerisindeki önem ve konumlarının belirlenmesi amaçlanmaktadır.
Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi , 2024
Genç Kalemler dergisinde yayımlanan “Yeni Lisan” makalesi, Yeni Türk edebiyatının tasnif ve tarihlendirilmesinde rol oynayan metinlerdendir. Millî Edebiyat hareketinin başlangıcı olarak kabul edilen “Yeni Lisan” makalesi, ortaya koyduğu fikirler ve bu fikirlerin icrasına zemin hazırlayan pratik önerileriyle yeni edebiyatın dil, içerik ve üslubuna ilişkin dikkate değer bir rota belirlemiştir. Bu çalışmada, dil ve edebiyat bağlamında olduğu kadar sosyal hayata dair vurgularıyla çok yönlü bir iletiyi barındıran “Yeni Lisan” makalesi, eleştirel söylem odağında çözümlenmiştir. Çalışmada Roland Barthes, Teun v. Dijk, Norman Fairclough, Erving Goffman, M.A.K. Halliday, Ruqaiya Hasan ve Doğan Günay’ın konuya ilişkin yaklaşımları ana hatlarıyla verilmiş, ardından bu araştırmacıların çalışmalarında yer bulan ölçütlerden hareketle belirlenen karma bir metotla metin incelenmiştir. Çalışmanın sonunda otuz iki farklı söylem çözümleme verisi tespit edilmiş, ana ve ara başlık tercihlerinden başlayarak kesinlik ve bütünlük bildiren kip kullanımları, retorik yapılar, söz varlığı tercihleri, ses ve sözcük tekrarları, ironik sezdirimler ve zamir sıklığıyla dilin pek çok işlevinin aynı anda devrede olduğu belirlenmiştir. Çağrı, anlatısallık ve gönderge işlevlerinin görüldüğü metinde karşıtlıklarla “biz” ve “öteki”nin konumları belirginleştirilmiştir. Tespit edilen bu veriler Ömer Seyfettin’in retorik gücünü ortaya koymaktadır.
Journal Of History School, 2017
The traditional education system had been starting to change at Mahmut II perion and accelated in Tanzimat and reformist periods. When the number of secondary (Rüştiye) increased, vocational schools started to give education in Istanbul and it needed to establish a new type of school between these schools. On the other hand, it was essential to keep the peace among the minorities in this time period and it was necessary to train all children of the minorities and Muslim people so the opeingg of the high schools became important. Although the opening of the high schools were neglected till the end of Tanzimaat period because of economical reasons, many educational developments were made in Abdülhamit period and the number of these schools increased. These schools were first opened in the cities in 1882 and then they were seen in sanjaks. One of them was the high school started in Amasya, Saraydüzü district in 1897. The Amasya High school is the basis of this study. In this study, knowledge about the opening of this school, its teaching staff, teaching programs and number of students were given.
2005
İslam düşünce sisteminde yer alan unsurlardan biri olarak mîsâk hadisesi veya onun gerçekleştiği alan olarak bezm-i elest, insanın geçmişi ve ona bağlı olarak bugünü ve yarını ile alakalı yorum ve neticeler içermesi nedeniyle oldukça önemlidir. Konuyla ilgili olarak başlıca iki yorum tarzı ortaya konmuştur. Bunlardan birincisi, olayın, metinlerde bildirildiği şekliyle, hakiki anlamda vuku bulduğunu iddia ederken; ikincisi, söz konusu metinlerdeki ifadelerin, dolayısıyla da hadisenin mecazî bir anlamda olduğunu ileri sürerek değerlendirmelerini bu bağlamda sürdürmüştür. Bu makalede, fıtratla ilgili bu iki yorumun analizi yapılarak bir sonuca varılmaya çalışılmıştır.
Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi, 2024
Sultan II. Mahmud döneminde temelleri atılan ve Türk eğitim tarihinde oldukça önemli bir yere sahip olan rüşdiye mektepleri askeri okulların ihtiyaç duyduğu nitelikli öğrencileri ve devlet dairelerinin memur ihtiyacına cevap vermek için teşkilatlandırılmıştır. Müfredatına dâhil ettiği tarih, coğrafya ve temel seviyede matematik dersleriyle modern anlamda eğitim vermeyi amaçlayan rüşdiye mekteplerinin gelişimi ve ülke geneline yayılışı çok yavaş olmuştur. Özellikle Sultan II. Abdülhamid devrinde başta devlet yöneticileri olmak üzere halkın artan ilgisi neticesinde öncelikle kent merkezleri olmak üzere birçok kazada rüşdiye mektebi inşa edilerek faaliyete geçmiştir. Bu çalışmada taşrada açılmış olan ve kendi içerisinde ayrı bir hikayesi olan ve bazı kaynaklarda Karabekir Rüşdiye Mektebi olarak da geçen Keskin Erkek Rüşdiye Mektebi ele alınmıştır. Çalışmada ilk olarak rüşdiye mekteplerinin kuruluş ve gelişim aşamaları kısaca ele alındıktan sonra Keskin Erkek Rüşdiye Mektebinin kuruluş aşaması ve yaşanan zorluklar incelenmiştir. Çalışmanın devamında ise mektepte verilen dersler, gerekli araç gereçlerin temini ve mektepte eğitim hayatını sürdüren öğrenciler üzerinde durulmuştur. Çalışmanın son bölümünde ise mektebin kuruluşundan itibaren muallimlik görevini yürüten ve nüfuzu sayesinde muallimlik görevi dışında bölgedeki çoğu işe müdahalesi söz konusu olan Yusuf Ziyaeddin Efendi merkezinde yaşanan muallim-i evvellik mücadelesi ve tayin süreçleri ele alınmıştır.
Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 2021
Bilimler Kongresi'nde sözlü olarak sunulan, ancak hiçbir yerde yayımlanmamış metnin geliştirilmesiyle oluşturulmuştur.
Turkish Studies - Historical Analysis, 2019
This article was checked by iThenticate.
Tarih Kritik Dergisi, 2021
Ömer KARABAYIR * Osmanlı Devleti, görkemli imparatorluk devrelerinin ardından içine düştüğü buhrandan sıyrılabilmek için türlü alanlarda yeniliklere gitmeye karar vermiştir. Bilindiği gibi eğitim konusu bunlardan biridir. 19. yy'da İmparatorluk son demlerini yaşarken Batı'ya ayak uydurma fikri canlanmış, çağı yakalamanın gereği olarak görülmüştür. Bu düşüncelerle hayata geçirilen Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi hedeflenen canlanmanın önemli adımlarındandır. Mekteb-i Sultânî, 1868 yılında Sultan Abdülaziz tarafından kurulmuştur. Sultan'a ilham veren, Avrupa
Sultan Abdülmecid in Bir Mimarı William James Smith, 2016
Türk Dünyası Araştırmaları, 2015
ISBN 978-605-84934~ 1-4 Telif haklan Üsküdar Belediyesine aittir, tamamı veya bir kısmı izinsiz basılamaz, çoğaltılamaz, kaynak gösterilmeden iktihas edilemez.
Mediterranean Journal of Humanities, 2013
Tarih boyunca çeşitli alfabeler kullanan Türkler, İslâmiyet'i kabul ettikten sonra Arap Alfabesi'ni kullanmaya başlamışlardır. Ancak, bu alfabe Türkçe sesleri ifade etmekte yetersiz kalmıştır. Bu nedenle Türkçe gerilemiş, Arapça ve Farsça kelimeler yazı dilinde yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Arap harfleri ile okuma yazma öğrenmenin zorluğu da okur-yazar oranının düşük kalmasında önemli bir etken olmuştur. Osmanlı Devleti'nde yenilik hareketleri ile birlikte harfler konusu da gündeme gelmiş, fakat önemli bir ilerleme kaydedilememiştir. Milli Kültürün bir unsuru olan milli dili yeniden bilim dili haline getirmek, aydınlarla halk arasındaki uçurumu ortadan kaldırmak ve okuma yazma oranını artırmak amacındaki Türkiye Cumhuriyeti, Arap harflerini kaldırarak yeni Türk harflerini kabul etmiştir. Harf İnkılabı'nın başarılı olması için kurulan Millet Mektepleri ile yeni harflerin kısa sürede öğrenilmesi sağlanmıştır.
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2019
Öz Osmanlı Devleti'nde demiryolu çalışmaları XIX. yüzyılın ikinci yarısında başlamıştır. İlk demiryolu hatları Batı Anadolu ve Rumeli'de yapılmış zamanla da diğer bölgelere yayılmıştır. Osmanlı Devleti'nde demiryollarının yaygınlaşması, personel ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. İlk etapta demiryollarında çalışacak iş gücünü yetiştirmek için yabancıların bilgisinden yararlanılmak istenilmiş İngiltere ve Fransa'ya demiryolu eğitimi alması için öğrenciler gönderilmiştir. Demiryolu hatlarının artmasıyla Osmanlı Devleti kendi personelini yetiştirmek için harekete geçmiştir. Demiryolu hatlarında çalışacak memurları yetiştirmek amacıyla okul açılma fikri ilk defa XIX. yüzyılın son çeyreğinde tartışılmaya başlanmıştır. XX. yüzyılın başında da Türk demiryolcular yetiştirmek için orduya bağlı olarak bir demiryolu taburu kurulmuştur. Osmanlı Devleti'ndeki demiryolları yabancı şirketler tarafından yapıldığı için hatlarda genellikle gayrimüslimler istihdam edilmiştir. Zamanla stratejik öneme sahip demiryollarında çalışan gayrimüslim vatandaşların devlete ihanet aşamasına varan davranışları sonrasında, Müslüman ve Türk vatandaşlar arasından personel yetiştirilmesi gerekli görülmüş ve I. Dünya Savaşı sırasında İzmir Şimendifer Mektebi kurulmuştur. Abstract Railway construction in the Ottoman Empire began in the second half of the nineteenth century. The first railway line was laid in Western Anatolia and Rumelia and spread to the other regions of the Empire. The widespread use of railways called for more personnel. First, students were sent to England and France to receive training on railway operations. However, with the increase in railways, the Ottoman Empire considered opening schools to train its own personnel in the last quarter of the nineteenth century and set up an army-bound railway battalion at the beginning of the twentieth century. The railways in the Ottoman Empire were constructed by foreign companies, therefore, it was generally the non-Muslim citizens that were employed in railway service. However, over time, they were involved in activities against the state, resulting in the Empire training Muslim and Turkish citizens to work in railway service. To that end, Izmir Railway School (Şimendifer Mektebi) was established during the First World War.
Ecz. Seyda Işıklı, 2017
Bu projenin hazırlanmasına imkan sağlayan danışman hocam sayın Prof. Dr. Erdal Cevher' e, değerli fikirlerleriyle bana yol gösteren sayın Yrd. Doç. Dr. Meryem Sedef Erdal' a , her daim yanımda olan sevgili ağabeyim Tunç Işıklı başta olmak üzere , kıymetli ailem ve tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Lügatta nesih; izale etmek, gidermek, ortadan kaldırmak, nakletmek, kopyasını çıkarmak, beyan etmek gibi manalara gelmektedir. İbn Manzûr (ö.1311) nesh'i şöyle tarif etmiştir: "Nesh, bir şeyi ibdal edip onun yerine başkasını ikame etmek demektir. Tenzilde "Ma nensah ... " ayeti bu manayadır. İkinci ayete Nasih, birincisine ise mansuh denir." (İbn Manzûr, Lisanu'l-Arab, 'n-s-h' mad., 3/61) İsfahani (ö ̴ 1010) ise şöyle tanımlıyor: Nesh, silmek, bozmak, iptal etmek, değiştirmek, kopyasını çıkarmak demektir. Bir şeyi kendisinden sonra gelen bir şeyle bertaraf etmektir. "Neshu'l-Kitab" yani Kitabın Neshi ise; 1-Bir hükmü, kendisinden sonra gelen bir hükümle yürürlükten kaldırmak demektir. 2-Kitabın Neshi, bir kitabın olduğu gibi kopyasını çıkarmak, bir nüshasını daha yazmaktır. Bu durumda birinci nüshayı bertaraf etmek gerekmez. Aksine onun bir benzerini bir başka yerde var etmektir. (Ragıb el-İsfahani, el-Müfredat, s. 1050, nsh maddesi) lstılahta ise nesh, bir nassın hükmünü daha sonra gelen bir nass ile kaldırmaktır. İkinci bir tarife göre, "şer'i bir hükmün başka bir şer'i delil ile kaldırılmasıdır." Daha yaygın ifadesiyle: "önce gelmiş olan bir ayetin hükmünün, ondan sonra gelen başka bir ayetin hükmü ile değiştirilmesi veya tamamen yürürlükten kaldırılmasıdır." Bu tariflerin üçü de Kur'an'da veya Sünnetteki bir hükmün yürürlükten kaldırılmasından söz etmektedirler. (Seyyîd Şerîf Hanefî Cürcânî, et-Taʿrifât, 1, 67; Gazali, el-Mustasfa, 97) Şatıbî ise (ö. 1388) neshin; "tahsîs, takyîd ve beyânı kapsadığını ve nesihten asıl muradın sonradan getirilen her şey اخيرا( به جيء )ما demek olduğunu" ifade etmektedir. (Şâtıbî, el-Muvafakat, III/100) Şatıbî'nin bu geniş tanımlamasından hareket edilebilseydi, neshin (Kur'an'daki bazı hükümlerin ilgası, ayetler arası çelişki vb gibi) meydana getirdiği pek çok olumsuzluğun önüne geçilebilirdi, ancak maalesef nesh teorisinin paradigmalarında bu yaklaşım etkili olamamıştır.
Turk Eğitim Bilimleri Dergisi, 2006
Osmanl Devlet'inde s byan mektepleri ve medreseler en yayg n e itim kurumlar idi. S byan mektepleri her mahallede bir veya birkaç tane bulunurdu. Fakir, kimsesiz ve geçim s k nt s çeken çocuklar s byan mektebine gitmeden hayat n kazanmas için bir usta yan na ç rak olarak verilirdi. Ç rak, ustas ndan mesleki bilgilerini ve esnaf geleneklerini ö renirdi. Ancak ustas yan nda okuma yazmay ve dinî görevlerini yapacak kadar dinî bilgileri elde edemezlerdi. Hem ülke çap nda e itimi yayg nla(t rmak hem de bir usta yan nda çal (an ç raklar n cahil kalmas n önlemek için II. Mahmut döneminde ilkö retim zorunlu hâle getirilmesine ra men yine de baz aileler çocuklar n okula göndermeden bir usta yan na ç rak olarak vermeye devam etmi(lerdir. Okula gitmeyen çocuklar için 1868'de ve 1914'te baz okullar aç ld ise de bu sadece 1stanbul ile s n rl kalm (t r. Ayd n vilayetinde de yetim ve kimsesiz ç raklara okuma yazma ve dinî bilgiler ö retmek için ç rak mektepleri aç lm (t r. 1lki 1893 y l nda Saruhan sanca nda di erleri de bu tarihten sonra Ayd n vilayetinin farkl sancak ve kazalar nda aç lm (t r. Bu çal (ma, bu okullar n niçin aç ld n , bu okullarda hangi derslerin ö retildi ini, okullar n kaç ö rencisi ve ö retmeninin oldu unu ve ç rak mekteplerinde kaç y l e itim verildi ini ele almaktad r.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.