Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
33 pages
1 file
Bu araştırmanın amacı öğretmen adaylarının kopya çekme davranışlarının nedenlerini incelemektir. Araştırma olgubilim deseni kullanılarak gerçekleştirilmiş ve araştırmada betimsel olgubilim yaklaşımı benimsenmiştir. Araştırma katılımcılarını Türkiye’nin batısında yer alan bir devlet üniversitesinin eğitim fakültesi öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırma verileri 1’i kadın 6 öğretmen adayından derinlemesine görüşme tekniği kullanılarak elde edilmiş ve tematik analiz tekniği ile çözümlenmiştir. Verilerin tematik analizi sonucunda katılımcıların kopya çekme nedenlerine ilişkin bireysel etmenler ve çevresel etmenler temaları oluşturulmuştur. Katılımcıları kopya çekmeye yönlendiren bireysel etmenler kişisel özellikler, akademik kazanç sağlama ve zayıf öz yeterlik algısıdır. Çevresel etmenler ise öğretim elemanlarının eylemleri ve özellikleri, sınavlara dayalı sistem ve sınavların içeriği, derslerin içerik yapısı, akranların etkisi, kurumsal özellikler ve aile beklentisi nedenlerinden oluşmaktadır. The aim of present study is to understand the reasons of pre-service teachers for academic cheating. The study used phenomenological design and descriptive phenomenological approach was adapted. The participants were selected by using homogenous sampling strategy and data were collected through in depth interviews from six volunteer pre-service teachers which are a woman and five men. In analysis of the research data, thematic analysis approach was utilized. As a result of the analysis, two themes were constructed to explain the reasons for cheating that are personal factors and environmental factors. The personal factors are comprised of personal characteristics, academic gains and insufficient self-perception. The environmental factors affecting cheating behaviors are instructor’s attitudes and behaviors, exam-based evaluation system, the role of courses, peer effect, institutional features and family expectations.
Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2014
Birçok araştırma üniversite öğrencilerinin akademik çalışmalarında intihal yaptığını ve bunun da önemli bir sorun olduğunu belirtmektedir. Bu araştırmanın amacı araştırma raporlarında intihal yapan sınıf öğretmeni adaylarının bu deneyimlerine ilişkin görüşlerini anlamaktır. Araştırma olgubilim olarak desenlenmiştir. Araştırmaya altı öğrenci benzeşik örnekleme yapılarak seçilmiştir. Araştırma verileri 2011-2012 öğretim yılında odak grup görüşmesi ve yarı-yapılandırılmış görüşmelerle toplanmıştır. Toplanan veriler tematik olarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda öğretmen adaylarının; kişisel özellikleri, akran ilişkileri, öğretim elamanının rolü, teknoloji kullanım kültürü ve dersin rolü nedenleriyle intihal yaptıkları ortaya çıkmıştır. Öğretmen adaylarına internetin hem intihal yapmayı hem de yapılan intihali ortaya çıkarmayı kolaylaştırdığı ve hızlandırdığı farkındalığı kazandırılmalıdır. Ayrıca onların etik ilkelere uygun internet kullanmaları sağlanmalıdır. Bunun sadece ders bazında değil kurumsal politikalar kapsamında yapılmasının daha işlevsel olacağı düşünülmektedir.
Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi,
Bu çalışma, ilkokul kademesinde akran zorbalığını, hangi zorbalık türünün yaygın olduğunu, eğitim faaliyetlerine yansıması ve zorbalığın önlenmesine ilişkin düşünceleri öğretmenlerin okul yaşantılarına dayalı betimlemeyi amaçlamaktadır. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden olgubilim (fenomenoloji) desenine göre yapılandırılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu ölçüt örnekleme yöntemiyle belirlenmiştir. Çalışma grubu, Tokat ili Turhal ilçesinde bulunan bir ilkokulda görev yapan 10 öğretmenden oluşmuştur. Araştırmanın verileri yüz yüze gerçekleştirilen derinlemesine görüşmelerden elde edilmiş, veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda,akran zorbalığının okullarda öncelikli çözüm gerektiren bir soruna dönüştüğü, zorbalığın farklı sosyokültürel düzeye sahip aile ve yaşantılarda ortaya çıkabildiği, öğrencilere ve sınıf ortamına olumsuz yansıdığı tespit edilmiştir. Akran zorbalığının çözümünde öncelikli olarak okul-aile işbirliğinin önemi ve her okula ihtiyacı oranında psikolojik danışma ve rehber öğretmen ataması yapılmasının gerekliliği vurgulanmıştır.
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Araştırmaların yöntemlerinin doğru belirlenmesinde araştırma desenleri önemli bir etkendir. Nitel araştırma yöntemine dayalı en yaygın kullanılan beş temel desen söz konusudur. Bunlardan en çok durum çalışması ve olgubilim desenleri yaygın bir şekilde araştırmacılar tarafından tercih edilmektedir. Bu tercihin aynı zamanda iki deseni birbirinin yerine kullanma durumunu da beraberinde getirdiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu çalışma ile olgubilim ve durum çalışması desenlerinin ortak ve farklı yönlerinin ele alınarak karşılaştırmanın yapılması amaçlanmıştır. Olgubilim, yaşanan olgu ile ilgili bilgiler elde etmek için olguyu deneyimleyen bireylerin görüşüne başvurulan nitel araştırma yöntemi desenidir. Olgubilimin oldukça fazla uygulama biçimi bulunmakla birlikte her birinde öznel deneyime öncelik verilmektedir. Olgubilim deseninde veri kaynağı birey veya gruplar olabilmektedir. Durum çalışması ise bir olgunun gerçekliği içinde incelenmesi, araştırılması ve tanımlanmasıdır. Bu olgu...
ALANYAZIN Eğitim Bilimleri Eleştirel İnceleme Dergisi, 2022
Çocukluk, insanın biyolojik bir evresini ifade etse de çocukluğun biyolojik sınırları için ortak bir görüş bulunmamaktadır. Çocukluğun biyolojik sınırı için evrensel olarak kabul edilen en net yaş aralığı, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin birinci maddesinde 18 yaşına kadar her insanın çocuk sayıldığı şeklinde ifade edilmiştir. Çocukluğun belirli yaş aralıkları ve biyolojik bir evre olarak ele alınması onun yalnızca gelişimsel boyutunu içermektedir. Oysaki çocukluğun toplumsal boyutu da bulunmaktadır. Çocukluk Çalışmaları, çocukluğu disiplinler arası bir perspektifle ele almakta; çocukluk deneyimlerini tarihsel ve çağdaş boyutlarıyla anlamaya çalışmaktadır. Çocukluk kavramının, modern bir tartışma konusu olarak ortaya çıktığı tarihsel süreç ile çocuğun eğitiminin tartışma konusu olmaya başladığı tarihsel süreç arasında bir uyumluluğun söz konusu olduğu görülmektedir. Bu çalışmada, bir disiplin olarak çocukluk çalışmalarının yaklaşık 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren başlayan serüveni ele alınmış ve çocukluk çalışmaları pedagojik olgular çerçevesinde değerlendirilmiştir.
OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2021
This study is a phenomenological research aiming to describe the meaning of school headship based on the opinions of school principals who have experienced this profession. The data were obtained via interviews with 14 school principals who were determined by the maximum diversity sampling, through the interview form developed by the researcher. Findings obtained through content analysis were grouped under seven themes. Participants' reasons for choosing the headship are based on intrinsic motivation or being useful to education. The most difficult / challenging aspect of the headship is the subjects within the scope of "management of the school organization". Public school principals emphasized the difficulties of meeting the basic needs such as finding the necessary budget, providing cleaning staff for the school to be ready for education, while private school principal emphasized the needs to increase the quality of education such as system laboratory. Finding time for instructional leadership is a serious challenge for some principals. Findings about the most enjoyable aspects are, in general, to see that the studies have been successful, to see that students, parents and teachers are happy, and to receive positive feedback. Participants attribute meaning to being a principal based on their experiences; in addition to meanings such as being leader and representative, they also attribute to routine roles such as being responsible for everything and meeting the needs of the school. One of the attributed meanings is to work without time limits. Principals mostly experience positive feelings for being the principal. It was determined that the participants were satisfied with being an administrator despite their difficulties. Suggestions were developed in line with the findings.
2017
Bir kitap basligi olan yaslandikca hayat neden cabuk gecer (2012) ifadesi, yazar Douwe DRAAISMA’a aittir. Yazar zaman uzerinden ilerleyen yillarin insan yasamindan neleri alip goturdugu, neleri omrune kattigi meselesini kendine dert edinmis ve su sorulari sormustur. Yakin gecmisimizde anilarimizi dogru duzgun hatirlayamazken, nasil olup da eski anilarimizi daha dun olmuscasina net bir sekilde hatirlariz? Bellegin zaman algisi uzerindeki etkisi nedir? Cocuklugumuz ve gencligimizde uzun bir sure gibi gelen bir ay, bir yil yas aldikca soz konusu bu sureler nasil olup da biz anlamadan gecip gitmistir? Bu yanilsamalar bazen saniye ve dakikalari alirken bazen gunler, bazen yillar, bazen insan omrunun uzun donemlerini kapsar. Ama saat ve takvim olcusune gore uzunluklari ne olursa olsun hepsi su ortak ozellige sahiptir: hepsi de zaman deneyimimiz ile bilincimizde olup bitenleri birbirine baglar. Bu calismanin ozunu yas aldikca yillarin akip gitmesi karsisinda hissettigimiz “yasami kacirma ...
Journal of the Human and Social Science Researches, 2019
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This article has been reviewed by at least two referees and confirmed to include no plagiarism.
Journal of contemporary medicine, 2015
ÖZET İrkilme (startle) ani, beklenmeyen bir uyarıya verilen stereotipik bir yanıttır. Sıklıkla işitsel uyaranlar ile tetiklense de, dokunsal, görsel veya vestibüler uyaranlarla da başlayabilir. Burada; biriherediter,dördü semptomatik (iki ataksi, bir distoni ve bir inme olgusu), ikisi psikojen, biri de startle epilepsisi tanısı alan toplam dokuz ayrı olgunun klinik bilgileri detaylı olarak sunulmuştur. Herediter olguda semptomlar ergenlikle birlikte, semptomatik olgularda ise birincil nörodejeneratif süreçle birlikte başlamıştır. Sadece herediter olguda artmış irkilme açısından pozitif aile öyküsü mevcuttu. Olguların yedisinde klonazepam kullanımı ile semptomlar baskılanmıştır. Artmış irkilme reaksiyonu,günlük pratikte her zaman sorgulanmayan,tanı konulduğunda ise hastaların yaşam kalitelerini arttırıcı çözümlere kolayca ulaşabileceğimiz nadir bir tablodur.
Istanbul Yeni Yuzyil Universitesi, Yeni Yuzyil Journal of Medical Sciences, 2021
2TH INTERNATIONAL CONGRESS ON SOCIAL, HUMANITIES, ADMINISTRATIVE, AND EDUCATIONAL SCIENCES IN A CHANGING WORLD PROCEEDINGS BOOK, 2024
Çalışma, bir kişinin bir amaca ulaşmak için üstlendiği fiziksel ve/veya zihinsel bir çabayı içeren eylem ya da etkinlikler bütünüdür. Çalışma, insanların varlıklarını devam ettirebilmesi için olmazsa olmaz bir uğraşı olmakla birlikte toplumların örgütlenme yapısında meydana gelen değişim ve dönüşümlere göre çalışma biçimleri ve çalışma ilişkileri dönüşüme uğramaktadır. Bu durum bireylerin ve toplumların ilişkilerini derinden etkilemektedir. Bu çalışmanın amacı toplumsal yapıda meydana gelen değişim ve dönüşümlere göre çalışma biçimlerindeki değişimleri teorik perspektiften ele almak ve bunun bireyler üzerindeki etkilerini tartışmaktır. Son yüzyılda üretimin örgütlenme biçiminde meydana delen değişimlerin çalışma hayatında ne gibi dönüşümleri beraberinde getirdiği Fordist ve Post-Fordist kapitalist yapılanma kavramları ekseninde ele alınmıştır. Fordist (kitlesel) üretim biçiminin hâkim olduğu modern toplumda bireyler üretim etrafında organize olurken, Post-Fordist (esnek) üretim biçiminin hâkim olduğu postmodern toplumlarda bireyler tüketim tarafından motive olmaktadır. Yaşanan bu değişim süreciyle bağlantılı olarak bireylerin çalışma hayatı yeniden yapılandırılmaktadır. Değişimin her alanda hız kazandığı günümüz toplumlarında çalışmanın değişen doğasını anlamak ve bunun bireyler üzerinde ne gibi etkileri olduğunu ortaya koymak amacıyla Zygmunt Bauman ve Richard Sennett’ın konu ile ilgili tartışmaları ele alınmıştır. Araştırma sonucunda günümüz dijitalleşme çağında çalışma eylemine ve çalışma ilişkilerine atfedilen anlamlarla ilgili genel bir bakış açısı geliştirilmeye çalışılmıştır. Anahtar kelimeler: Çalışma, modern toplum, fordist üretim, postmodern toplum, post-fordist üretim.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Journal of History Culture and Art Research
İstanbul Tıp Fakültesi Dergisi, 2016
Ayna Klinik Psikoloji Dergisi, 2015
Senex:Journal of Aging Studies, 2017
Anadolu Kliniği Tıp Bilimleri Dergisi, 2017
Bilimsel Madencilik Dergisi, 2010
Journal of International Social Research
OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi
İçtimaiyyat, 2019
Arka Kapak Kitap ve Kültür Dergisi, 2016
Muğla Sıtkı Koçman üniversitesi tıp dergisi, 2022
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mecmuası, 2012
Ufkun Ötesi Bilim Dergisi, 2007