Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Metinlerin sınıflandırılmasında genel olarak kullanılan metin türü, metin tipi ya da tonu her metinde belirgin bir biçimde bulunmayabilir. Ancak özellikle okuru ilgilendiren metnin tonu, alıcı açısından özel bir yere sahiptir. Değişik tondaki metinler, her okurda farklı izlenimler uyandırırken konuyla ilgili duygu ve düşüncelerin okura yaşam gerçekliği içinde duyumsatılmasını amaçlar. Metin tonlarının öğrencilere edindireceği duygu ve düşünce varsıllığı, onların yaşama ve insana dönük gerçeklikleri ayrımsamalarına yardımcı olacaktır. Yine farklı metin tonlarının, metinsel özelliklere bağlı olarak öğrencilerin çeşitli duyguları yaşaması, tanıması ve algılaması bakımlarından ruhsal bir yanının olduğu da söylenebilir. Bu bağlamda Türkçe ders kitaplarında yer alan dinleme metinlerindeki tonların, öğrencilere duyumsatacağı duygu ve düşünce evreninin kazandırdıkları nelerdir sorusu çalışmamızın temelini oluşturacaktır.Alanyazın taraması sonucu metin tonu konusunda oldukça sınırlı kaynağa ulaşılmış olup metin tonlarının metaforlarla örneklendirildiği herhangi bir çalışmaya ulaşılamamıştır. Yapılan bu araştırmayla alana farklı bir bakış kazandıracağı düşünülmektedir.
Karadeniz Araştırmaları, 2022
Bir gösterge ve/veya göstergeler bütünü olan yazınsal metinlerin anlam merkezi içeriğin tözüdür. Kültürün hemen her unsuruyla oluşturulan bu töz, yazınsal metinlerin anlamını taşır. Bu metinleri anlamlamak isteyen araştırmacılar, anlambilim ve göstergebilim gibi yöntemlerle içeriğin tözüne ulaşmaya çalışırlar. Çözümleme odağındaki bu arayışların yanı sıra yazınsal metinlerin üretim sürecinde içeriğin tözünde ortaya koyduğu yapı da oldukça önemlidir. Yazınsal metinlerin üretimini başlatan yapı içeriğin tözüdür. Araştırmalarımıza göre içeriğin tözüne ilişkin bir yapı ortaya koyan çalışmaların çok az sayıda olduğu, alanyazının bu anlamda yeni çalışmalara gereksinim duyduğu gözlemlenmektedir. Çalışma kapsamında alanyazındaki gereksinim göz önüne alınmış, yazınsal metinlerin anlam evrenini temsil eden içeriğin tözüne yapısalcı bir anlayışla yaklaşılmış ve bu yapının görsel olarak ortaya konması amaçlanmıştır. Bu yapıyı yani içeriğin tözünü oluşturan kurucu öge anlambirimciktir. Çalışmada anlambirimcikler, anlambirimciklerin ürettiği izlek, anlambirimcik demeti, yerdeşlik, anlambirimcik molekülü (yerdeşlik demeti) gibi içeriğin tözüne ilişkin kavramların kavramsal ve bağıntısal yönleri ele alınmış, bu terimler önerilen çizgede ilgili yerlerine konumlandırılmıştır. İçeriğin tözü gibi soyut ve derin yapıda bulunan bir alanı sınırlamak, yapısını tam olarak çıkarmak ne denli zor olsa da üretilen çizgeyle bir girişimde bulunulmuş, yapılacak yeni çalışmalar için bir örnek oluşturulmuştur.
Medya ve popüler kültür gibi çeşitli alanların etkisi altında kalan popüler romanlar, kendi amacından çıkıp tarih, siyaset, din, kadın, vs. gibi sahaların aracı durumuna gelir. Bu durumda roman türü, estetik hedefinden saparak işlevsel yönü itibarıyla kendi dışındaki bir alana hizmet eder. Yazar, eserini kendi isteği doğrultusunda, bilinçli olarak "o" alanın aracı haline getirebilir. Eserini kaleme alan kişi, böyle bir gaye gütmeden de eserinin yayımlanmasından sonra belirli kitlelerce popülerleştirilmesi ile başka bir sahaya hizmet edebilir. Bu konudaki varsayım, eseri oluşturan yazarların kitap hakkındaki düşünceleri ile anlaşılır. 2000'lerden sonra yayımlanan popüler Türk romanları, siyaset, din, aşk, kadın, savaş, tarih, akademi, suç ve adalet gibi birçok alanın aracı haline gelir. Çalışmada eserler; türünde seçilen bir örnek dâhilinde, aracı olduğu konu bakımından değerlendirmeye tabi tutulur. Böylece "2000'li yıllardan sonra yayımlanan popüler Türk romanları hangi alanların aracı haline gelir?" sorusuna bir yanıt aranır.
M.Ü. İlâhiyat Fakültesi Dergisi, 2014
Öz: Bu yazıda yorumbilim, (hermenötik) hakkında bazı analiz ve açıklamaların yanı sıra bu bilimin ilahiyât bünyesinde sadece dinî metinleri anlama alanına ait bir disiplin olmaktan çıkıp müstakil bir kimlik kazandığı XVII. asırdan başlayarak çağdaş döneme kadar devam eden tarihî süreci kısaca verilmektedir. Yazıda konu, kültürel mirasımızın hem kadim hem çağdaş meselelerini ilgilendiren sorulardan hareketle ele alınmış, yorum sorununun ve tecrübesinin İslam tefsir geleneğindeki ana hatları ve temaları da göz önünde bulundurulmuştur. Schleiermacher, Dilthey, Heidegger ve Ga-damer gibi isimlerin görüşleri özetlenmiş, özellikle Gadamer sonrasında nesnellik fikrinin maruz kaldığı aşınıma karşın Hirsch, Betti ve Ricoeur gibi düşünürlerin nesnel anlama imkânını öngören yaklaşımlarına yer verilmiş, ayrıca okurun yorumdaki rolünün sanıldığı kadar pasif olmadığını gös-teren Gadamer hermenötiğinin dinî metinleri yorumlama konusunda kültürümüze sunabileceği katkılara işaret edilmiştir. 1 Hermenötiğin ana konusu, tarihsel, dinî ve edebî metinleri de ihtiva edecek şekilde en genel anlamıyla "metin yorumu sorunu"dur. Bu yazıda cevaplamaya çalışacağımız so-rular esas itibariyle metnin doğası ve onun bir taraftan yazarıyla diğer taraftan gelenekle olan ilişkisi çerçevesinde ortaya çıkan birçok karmaşık sorunu içermektedir. Dahası hermenötiğin bariz bir şekilde yoğunlaştığı esas mesele, yorumcunun (ya da edebî metin söz konusu olduğunda eleştirmenin) metinle olan ilişkisidir. Yorumcu-metin ilişkisine yönelik bu yoğunlaşma, hermenötik filozofları için başlangıç noktası ve meselenin bam telidir. Bu husus,-benim değerlendirmeme göre-konunun Platon'dan modern çağa kadar edebî araştırmalarda büyük oranda ihmal edilmiş olan yönünü teşkil etmektedir. Hermenötik terimi oldukça eski olup ilk kullanımı Hıristiyan teolojisine dair çalış-malarda söz konusu olmuştur. Bu çerçevede terim, yorumcunun dinî metni (kutsal ki-tabı) anlamaya çalışırken izlemesi gereken kaide ve ölçütleri ifade etmek üzere kullanıl-mıştır. Bu anlamıyla hermenötik, exegesis terimi ile ifade edilen "tefsir"den/yorumdan farklılık arz eder; zira exegesis terimi tefsirin/yorumun bizzat kendisine ve tatbikatına * Bu yazı önce Mecelletu Fusûl (I/III, 1981) dergisinde, daha sonra yazarın "İşkâliyyâtu'l-kırâa ve âliyyâtu't-te'vîl, Dâru'l-Beydâ-Beyrut, 2005, ss.13-49" eserinde yayınlanmıştır. ** Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Araştırma Görevlisi 1 Bu özet yazının orijinalinde yer almamakla beraber, yazarın bu yazıyı ikinci kez yayımladığı "İşkâliyyât" adlı eserinin başında yer alan değerlendirmelerden ve yazının muhtevasından hareketle, çevirmen tara-fından ilave edilmiştir
Trabzon İlahiyat Dergisi, 2024
Hadiste metin tenkidi konusu güncelliğini korumakta, ülkemizde ve İslam dünyasında bu sahada yapılan akademik çalışmalar hızla artmakta ve bu sebeple bu çalışmaların takibi zorlaşmaktadır. Bu makalenin amacı hadis sahasında metin tenkidine dair bugüne kadar hazırlanmış olan akademik nitelikli makale, tez ve kitapların bir listesini sunmak ve genel bir değerlendirmesini yapmaktır. Tespitimize göre metin tenkidi konusunda toplam 341 çalışma yapılmış olup bunların 194’ü makale, 35’i doktora tezi, 52’si yüksek lisans tezi ve 60’ı kitaptır. Çalışmamızda bu eserler birincil seviyede şu ana başlıklara göre tasnif edilmiştir: Günümüzde Yapılan Metin Tenkitleri, Genel ve Teorik Konular, Metin Tenkidinin Kıstasları, Muhaddislerin Geçmişteki Metin Tenkidi Tatbikatı, Metin Tenkidinin Öncülleri, Metin Tenkidinin Sorunları, Ravi Tasarrufları, Metin Tenkidiyle İlgili Diğer Konular. Metin tenkidi çalışmalarının bu ana başlıklara göre dağılımına bakıldığında en fazla çalışmanın “Günümüzde Yapılan Metin Tenkitleri” başlığında olduğu görülmektedir. Kanaatimizce bu dağılımda daha fazla öncelik hak eden bazı konular arka planda kalmıştır. Zira ravi tasarrufları, metin tenkidinin sorunları, öncülleri, kıstasları ve genel mahiyeti gibi meseleler hakkında yeterli seviyede araştırma yapılarak güçlü bir teorik ve metodolojik zemin hazırlanmadan metin tenkidine yönelinmesi isabetli sonuçlar alınmasını zorlaştıracaktır. Ayrıca, muhaddislerin metin tenkidi tatbikatı konusunun da yine teorik arka plan çalışmaları yapıldıktan sonra daha fazla incelenmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Özet: Bu çalışmanın temel amacı, öykülerle temsil edilecek olan Türkçe yazınsal metinlerde boyut sıfatlarının eşdizimsel görünümlerini belirlemek ve söz konusu görünümlerin sıfat anlambilimi açısından nasıl bir ulamsal dağılım sergilediğinin bir dökümünü yapmaktır. Bu amaç doğrultusunda çalışmanın kuramsal çerçevesi, sıfatların anlambilimsel prototiplerini ortaya koyan Givon (2001) ile sıfatları anlambilimsel birleşim özelliklerine göre ayrıntılı biçimde ele alan Bierwisch ve Lang (1987)`nin görüşlerine dayanılarak oluşturulmuştur. Söz konusu kapsamda, boyut sıfatlarının belirgin eşdizimsel birleşim özellikleri (örneğin, uzun insan/insan; uzun yol/uzam, uzun masa/nesne) göz önünde bulundurularak aşağıdaki iki soruya yanıt aranmıştır: 1. Türkçe yazınsal metinlerde yer alan boyut sıfatları eşdizimsel görünüm açısından hangi belirgin birleşim özelliklerini öne çıkarmaktadır? 2. Söz konusu birleşimler anlam özellikleri açısından nasıl bir görünüm ortaya koymaktadır? Bu sorular doğrultusunda, çalışmada öncelikle boyut sıfatlarının eşdizimsel
Türkbilimde Arayışlar Timur Kocaoğlu Armağanı 2. Kitap ı İkinci Kitap
Metinler dil ve edebiyat öğretiminin temel gereçleri olarak kabul edilebilir. Dolayısıyla dil ve edebiyat öğretimiyle uğraşanlar ile dilbilimci ve edebiyat bilimciler mesailerinin önemli bir kısmını metni çözümlemeye ve anlamaya harcarlar. Metinler üzerine çalışanlar arasında ilahiyatçılar, felsefeciler, tarihçiler, siyaset bilimciler, sosyologlar da yer alır. Bir bakıma metin her zaman önemlidir ve metnin insanın üzerinde bir otoritesi vardır. Gerçeklik algımız ve kurgumuz metne dayanır. Aristo’nun da birçok din bilgininin de temel meselesi metinlerin sınıflandırılması, çözümlenmesi, yorumlanması ve anlaşılmasıydı. Kutsal metinlerin doğru okunması, kuşaktan kuşağa doğru aktarılması ve doğru yorumlanması son derece önemlidir. Bazı kaynaklarda kutsal metinlerin doğru okunması, gelecek kuşaklara doğru aktarılması ve doğru anlaşılması çabalarının dille ilgili çalışmaların doğmasına zemin oluşturduğu kaydedilmektedir.
GÜ Kırşehir Eğitim Fakültesi GÜ Kırşehir Eğitim …, 2004
Biz bu çalışma çerçevesinde günümüz metin neşri ve problemlerine özellikle Eski Türk Edebiyatı olarak adlandırılan sahanın verimlerini göz önünde bulundurarak göz atmak istiyoruz. Terim olarak bir hayli sık kullanılmasına rağmen metin neşrinden pek çok araştırıcının çoğu zaman birbirinden farklı manalar kastettikleri de bilinmektedir. Biz öncelikle metin neşri ile bilimsel özellikler taşıyan ya da taşıması gereken çalışmaları kastediyoruz. Bu bakımdan neşirden maksat "tenkitli" veya "eleştirel" diye isimlendirilebilecek olan metin yayımlama çalışmalarıdır. Bilindiği üzere kavramı bu manada ilk kullanan kişi, Türkiye'de bilimsel ölçülerde metin neşrinin kurucusu olarak kabul edilen Ahmed Ateş'tir. Ateş, N.S.Banarlı'nın 1939'da neşrettiği Ahmedî'nin "Dâsitân-ı Tevârih-i Mülûk-i Âl-i Osmân" adlı eserinde gördüğü neşir problemlerini tenkit için 1942 yılında Türkiyat Mecmuası'nda "Metin Tenkidi Hakkında" başlıklı bir yazı yayımlar. P. Collomp'un 1931'de neşrettiği "La Critique des Textes" adlı eserini esas alarak metin neşri üzerinde o zamana kadar Türkiye'de henüz telâffuz bile edilmemiş yeni kaidelerden bahseden Ateş'e göre "Metnin doğru olarak tesbit (constution) ve neşrinin gayesi, okuyucuya, mümkün olduğu kadar, müellifin kaleminden çıkmış (original) metnin aynı olan bir metin vermektir. Metin tenkidi de, originali aramak ve ona vasıl olmak için kullanılan vasıtaların ve takip edilen yolun heyeti umumiyesidir." 1 Metin neşri konusuna A. Ateş'ten hemen sonra temas eden ikinci isim olarak gördüğümüz Yusuf Ziya Kavakçı ise 1970'li yıllarda yayımladığı İslam Araştırmalarında Usul adlı eserinde batılı bilim adamlarından faydalanarak şöyle bir tarifte bulunuyor: "Metin Tenkidi, esas nüsha metnini veya o metne en yakın (constutio textus) bir metni meydana koymak maksadıyla yapılan bir ameliyedir; bir metni mümkün olduğu nisbette esas metin (müellif nüshası, the original text) haline irca usulü ve işidir; gaye müellif tarafından kendi nüshasında yazılmış bulunan kelimeleri mümkün olduğu nisbette tesbit etmektir." 2 * Doç. Dr., E.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü KAYSERİ. [email protected] 1 A. Ateş, "Metin Tenkidi Hakkında (Dasitân-ı tevârih-i mülûk-i âl-i Osman münasebeti ile)", Türkiyât Mecmuası, C.VII-VIII, 1 (1942), s. 255. 2 Y.Ziya Kavakçı, İslam Araştırmalarında Usul, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara tarihsiz, s. 87. Atabey KILIÇ Prof. Dr. Mertol Tulum, 1983 yılında yayımlanan "Filolojik Çalışma ve Eski Metinlerin Neşri Üzerine Görüş ve Tenkitler" isimli makalesinde ana hatlarıyla metin neşrinin esasen Batı'da eski metinleri anlama ve açıklama çabaları olarak ortaya çıktığını belirttikten sonra, "…metni daha geniş okuyucu kitlesine ulaştıracak ve ondan kolayca yararlanmayı sağlayacak yol, tamamen filolojik usullerle tenkitli basımını (edition critique) yapmaktır." 3 diyerek tenkitli neşrin amacını söyler. Tulum, Elvan Çelebi'nin Menâkıbu'l-Kudsiyye isimli eserinin ikinci kez basılması üzerine yazdığı tenkit yazılarını genişletmek suretiyle 2000 yılında yayımladığı ve Tarihî Metin Çalışmalarında Usul diye adlandırdığı eserinde filolojik neşir-tenkitli metin başlığı altında ise bu iki kavramı ayrıntılı olarak şu şekilde tanımlıyor: "… Metin tenkidi, bir eski metni-elde ister tek nüshası, isterse birden çok nüshası bulunsun-önce eksiksiz olarak anlama çabasına dayanan, sonra da ihtiva ettiği bilgi ve kültür unsurlarını ayırıp açıklamak, bunların doğruluk ve değerlerini ortaya koyarak metnin anlamını kesinleştirmek amacıyla gerçekleştirilen iki yönlü tenkit çalışmasıdır. Çalışmanın ilk yönü "iç tenkit"e dayanır ki, bu, her şeyden önce, metnin yanlışlarını bulmak ve düzeltmek sanatıdır …Bir sanat olduğu kadar bir bilim de olan bu tür tenkit, bir metnin kopyası (sureti) çıkarılırken harekete geçen psikolojik mekanizmayı göz önünde bulundurur; kopya edenin hangi tür yanlışları hangi sebeplerle yapmış, metindeki bozulmaların ne gibi şart ve durumlarda nasıl meydana gelmiş olduğunu ortaya çıkarmaya çalışır… Bu iç tenkidin hedefi, metni, yazarının kaleminden çıkmış orijinaline yaklaştırmaktır…. İşte 'metne tamamen nüfuz etmek , onu tam olarak anlamak, asıl ve gerçek çehresiyle tanımak' demek olan bu işlem, tenkitli metin çalışmasının ilk ve en önemli yanını teşkil eder. Metin tenkidi çalışmasının ikinci yönüne 'dış tenkit' adı verilir. Bu tür tenkit …. izah (anlaşılır kılma), şerh (ayrıntılı olarak açıklama) ve tefsir (yorumlama) yoluyla metnin ihtiva ettiği bilgileri, tarih ve kültür unsurlarını ortaya çıkarmak, ayrıca bunların değerini belirlemek, doğruluk derecelerini irdelemek ve yorumlamaktır." 4 Adı geçen makalelerle kitapların yayımlanmasının üzerinden bunca yıl geçmiş olmasına ve bu kaynaklarda metin neşrinin ne olduğunun tarif
Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2023
Metin incelemelerinde göz önünde bulundurulması gereken hususlardan biri, metin içindeki karinelerdir. Karineler, metinle ilgili doğrudan bilgi verilmeyen birçok hususun aydınlatılmasında önemli bir işleve sahiptir. Karineler sayesinde bir eserin müellifini, müellifin adını, hayatını, ailesini, eğitim seviyesini, dostlarını, zevklerini, eserlerini vb. birçok hususu tespit etmek mümkündür. Bunun yanı sıra karineler sayesinde meşhur müelliflerimizin biyografilerinde yer almayan bazı hususların tespit edilip biyografilerine eklenmesi de mümkündür. Ancak karinelerin araştırmacıların bütün sorularını cevaplayamadığı bazı durumlar da söz konusudur. Bu durumda bile karineler, araştırmacıların en azından bazı elemeler yapıp bir yere kadar yol almalarına imkân sağladıklarından yine metin incelemelerine katkı mahiyetindedirler. Karinelerin metin incelemelerine en büyük katkılarından biri, kaynaklarda yer alan bazı yanlışlıkların düzetilmesini sağlamalarıdır. Özellikle detaylı tetkikat yapılmadan katalog bilgileri esas alınarak yapılan yanlışlıklar, karineler sayesinde tashih edilebilmektedir. Aynı şekilde araştırmacılar tarafından metin içindeki karinelerin yanlış veya eksik yorumlanması sonucu kaynaklarda yer etmiş bilgiler de mevcut karineler veya yeni ortaya çıkan nüshalardaki karinelerle düzeltilebilmektedir. Çalışmamızda bu hususlar göz önünde bulundurularak ilgili misaller üzerinden konunun önemine dikkat çekilmeye çalışılmıştır.
Öz Yapılandırıcı yaklaşımla hazırlanan Türkçe Dersi (6, 7, 8. Sınıflar) Öğretim Programı'nda dinleme becerisi ayrıntılı bir şekilde ele alınmış ve Türkçe derslerindeki her temada bir dinleme metnine yer verilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Dinleme metinlerinin işlenişinde kullanılabilecek yöntem/ tekniklere de programda değinilmiştir. Türkçe Dersi (6, 7, 8. Sınıflar) Öğretim Programı'nın dinleme yöntem/teknikleri bölümünde yedi tür dinleme yöntem/tekniğinden bahsedilmiştir. Bu yöntem/teknikler katılımlı dinleme, katılımsız dinleme, not alarak dinleme, kendini konuşanın yerine koyarak dinleme (empati kurma), yaratıcı dinleme, seçici dinleme ve eleştirel dinlemedir. Bu çalışmada 6, 7, 8. Sınıf Türkçe dersi öğretmen kılavuz kitaplarında yer alan dinleme metinlerinde hangi tür metinlere yer verildiği tespit edilmiş, bu metinlerin hangi yöntem/ tekniklerle işlendiği üzerinde durulmuştur. Elde edilen bulgulardan hareketle dinleme yöntem/tekniği-metin türü dağılımı belirlenmiştir. Çalışmada her sınıf seviyesi için biri Bakanlık biri özel yayınevi olmak üzere ikişer kılavuz kitap incelemeye alınmıştır. Çalışma nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi ile gerçekleştirilmiştir. Anahtar Sözcükler: Türkçe dersi, öğretim programı, dinleme becerisi, yöntem-teknik, metin türleri. Abstract Listening skill is discussed in detail in constructivist approach based Turkish courses curriculum (6 th , 7 th , 8 th grades) and it is hold obligatory to give place to listening texts in every theme in this curriculum. The curriculum explained the methods/techniques that can be used in the teaching process of listening texts. There are seven types of listening methods/techniques in the curriculum. These are as following: participating listening, unparticipating listening, note taking listening, emphatic listening, creative listening, selective listening, and critical listening. In the current study, firstly it is determined the type of the listening text in the 6 th , 7 th , 8 th grades Turkish courses teacher guide book and then which methods/ techniques are used in these texts are investigated. According to findings, frequency distribution of method/technique-text type is established. In order to analyze all grades separately, two books (one book is published from Special publisher and the other book is published from Ministry) were analyzed using document analysis which is a type of qualitative research methods.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2023
Söz varlığı araştırmaları, bir dilin belirli dönemlerine veya yazılı metinlerine ait durum analizlerinin yapılmasına imkân sağlayabilmektedir. Bir durum analizi ile alana katkı sunmayı amaçlayan bu araştırmada, Türkçe derslerinde ilköğretim öğrencilerinin dinleme/izleme metinleri yoluyla ne kadar söz varlığı unsuruyla karşılaştığını sınıf düzeylerine göre karşılaştırmalı olarak tespit etmek amaçlanmıştır. Nitel araştırma yöntemiyle iç içe geçmiş çoklu durum deseninde yürütülmüş olan bu araştırmada 2018-2019 eğitim öğretim yılında ilkokul birinci sınıftan sekizinci sınıfa kadar işlenen bütün dinleme/izleme metinlerine ait veriler doküman incelemesi yoluyla çözümlenmiş ve içerik analizleri ile değerlendirilmiştir.
2017
Özet Çağımızın önemli kavramlarından biri olan hoşgörü, farkındalığın geliştirilmesi açısından üzerinde durulması gereken bir değerdir. Hoşgörü, kültürel hoşgörü ve çeşitliliğe odaklanan bir program ile öğrencilere, eşitlik, onur, insan hayatının değeri ve başkalarının haklarına saygı duymanın önemini öğretilmekte ve bunun hakkında tartışma fırsatı verilmektedir. Hoşgörü, eğitimde yalnızca merkezi bir değer değildir: Toplumun birçok alanında temel bir gayedir. Yine yabancı dillerin ve kültürlerin öğretildiği bölümlerde hoşgörü eğitiminin önemli olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada Türk dili ve edebiyatı öğretiminde metin seçiminin öğrencilerin hoşgörü düzeylerindeki etkisi incelenmiştir. Araştırmada deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2014-2015 öğretim yılında Polonya Adam Mickiewicz Üniversitesi, Türk dili ve edebiyatı bölümünde öğrenim gören 3. Sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Analiz sonuçları araştırmaya katılan öğrencilerin hoşgörü testinden aldıkları deney öncesi ve sonrası puanları arasında anlamlı bir fark olduğunu ortaya koymuştur. Bu anlamda araştırmanın amacı doğrultusunda hazırlanmış olan hoşgörü eğitimi programının öğrencilerin hoşgörü düzeyi puanlarında anlamlı bir fark oluşturduğu görülmüştür. Giriş Hoşgörü; birlikte yaşama içgüdüsüne sahip sosyal bir varlık olan insanın en temel değerlerinden biridir. Bireylerin toplum içerisinde uyumuna kaynak kavramlardan biri olarak hoşgörü, çağımızda giderek önemini arttırmaktadır. Hoşgörünün çok sayıda anlamı ve tanımı bulunmaktadır. Vogt (1997; s.188) hoşgörüyü, bir kişinin çeşitliliğe değer verme yolunda bir patikaya girdiği bir yol olarak tanımlamaktadır. Walzer (1997) ise güç, sınıf, cinsiyet, din ve sivil din kavramlarıyla ilişkili olarak açıklamaktadır. Unesco hoşgörüyü, dünyayı daha
International Journal of Languages' Education, 2015
In this study, it will be exposed that whether 5th grade students develop their vocabulary through texts or not. Towards this aim, a theme named (Values of Humanity and Our Values-Tr. İnsanlık Değerleri ve Değerlerimiz) is chosen randomly from the 5th Turkish Course Book. At the front an application is made for detemining the vocabulary of 5th grade students on the given theme. Applications is achieved by the participation of 5th graded 23 students. The applications is also achieved through the limitations of 10 minutes and 20 words. By the directives aforementioned, students create new words/word connotations about the theme. After the students treat the four texts in the theme (6 weeks later), the front application is repeated. Then, by comparing the datum gained from two applications (the front and final applications), it is descripted that how the texts affects the students vocabulary/word connotations.
2018
Ceviri, birer eyleyen olarak cevirmenlerin yonlendirdigi bir eylemdir. Bu gercek, bilgi teknolojilerinin bu uygulama sahasinda varliklarini yogun bicimde hissettirdikleri gunumuz ceviri dunyasi icinde de gecerliligini korumaktadir. Insanin merkezde bulundugu her uygulama sahasinda oldugu gibi ceviri alaninda da nesnel olcutlerin bulunup uygulanabilmesi, beklenen ve arayisinda olunan bir konu olagelmistir. Bugun ozerk bir arastirma alani olarak ceviribilim, salt arastirma alaninda (pure research) ceviri olgusuna dâhil butun boyutlari betimlemeye ve buradan ust ilkelere ulasmaya calisirken, uygulamali arastirma alaninda (applied research) ise ceviri edimi ile ilgili nesnel olcutler uretmeyi denemektedir. Bu yonuyle ceviribilimciler, ceviri elestirisi, ceviri politikasi, ceviri araclari alanlarinda oldugu gibi akademik ceviri egitiminde de nesnel olcutleri aramaktadir. Konu somut olarak ceviri uygulamalarinin yaptirildigi derslere indirgenirse, ceviri derslerinde metin seci...
Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 2009
Halk anlatıları (masal, halk hikayesi, halk şiiri, efsane, destan vb türler), yazılı metin biçimine dönüştürüldükten sonra metinsel incelemeye alınabilecek bir konuma gelmektedir. Yazıya geçirilmiş, yazınsal bir metin olarak oluşturulmuş bu sözlü metinler, artık, dilsel, dilbilimsel (metindi/bilimsel, toplumdilbilimsel, ruhdilbilimsel, anlambilimsel, dilbilgise{) yazınsal irdeleme nesnesi konumundadırlar. İ ncelemeler, metindeki üretilen ve aktarılan anlamın ne olduğu; nasıl oluşturulduğu; üretim sürecinde dilsel, dilbilgisel etkinliklerin, yapıların neler olduğu; bütün bunların metin örülmesinde ne gibi işlevler gördüğü; bütüncü bir yaklaşım içinde, bu metinlerdeki yazınsal, kültürel ve en önemlisi güzelduyusal (estetik) değer ve olguların nasıl bir biçemle yansıtıldığı gibi birçok alanlı ve çok amaçlı olarak irdelenebilirler/irdelenmelidirler. Bu çalışmada, halk anlatılarının metinselliğini göz önünde bulundurarak yazılı metin olmuş halk anlatıların dilbilim, metinbilim, sözbilim, edimbilimin sunduğu olanaklarla nasıl incelenebileceği ve anlamlandırılabileceği üzerinde duruldu.
Üsküdar Kültür, Sanat ve Medeniyet Dergisi Sayı:7, 2018
Bu araştırmanın amacı gelişen bilgi teknolojileri ışığında 5. sınıf öğrencilerinin, ekran okuma ile geleneksel okuma arasında, cevap kaynaklarına göre anlam kurma farkının ne olduğunu incelemektir. Cevap kaynakları metin içi anlam kurma, metin dışı anlam kurma ve metinler arası anlam kurma şeklinde düzenlenmiştir. Bu araştırmada, ilköğretim beşinci sınıf öğrencilerinin Türkçe dersinde ekran okumanın anlam kurmaya etkisini belirlemek amacıyla karşılaştırma türü ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Ekran okumanın anlam kurmaya etkisini belirlemek için geleneksel okumaya göre anlam kurma düzeyi karşılaştırılmıştır. Araştırma, Aksaray ilinde 2011-2012 yılında Mustafa Yazıcı İlköğretim Okulu'nda eğitim-öğretim gören 31 tane beşinci sınıf öğrencisiyle yürütülmüştür. Bu araştırmada uzman görüşleri doğrultusunda belirlenen geleneksel ortamda ve bilgisayar ortamında iki tane bilgilendirici ve iki tane hikâye edici metin olmak üzere dört farklı metin kullanılmıştır. Geleneksel ortamdaki metinlerle ekrandaki metinler arasında görsel tasarım yönünden fark yoktur.
Ana Dili Eğitimi Dergisi, 2014
Özet Dünyamızda 1900'lü yıllardan günümüze kadar dil öğretiminde çeşitli metinler kullanılmıştır. Bunlar " edebi metinler, üretilmiş metinler, özgün ve özel metinler " başlıkları altında toplanmıştır. Metinlerin seçimi dil öğretim yaklaşım ve yöntemlerine göre değişmektedir. Her yaklaşım kendine özgü metin kullanmıştır. Geleneksel yaklaşımda dil bilgisi kuralları, atasözleri, edebiyat, genel kültür gibi konuların öğretimine ağırlık verildiğinden edebi metinler kullanılmıştır. Davranışçı yaklaşımda dil davranış olarak ele alınmış, tekrar, taklit ve ezberleme yoluyla öğretilmiştir. Bu yaklaşımda edebi metinler yerine üretilmiş metinler kullanılmıştır. Bilişsel yaklaşımda "dil iletişim aracıdır" görüşü yayılmış ve özgün metinler kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde ise yapılandırıcı yaklaşımdan hareketle "Dil, sosyal etkileşim aracıdır." anlayışı gündeme gelmiştir. Bu yaklaşımda özgün ve özel metinler kullanılmaya başlanmıştır. Böylece dil öğretiminde edebi metinlerden üretilmiş metinlere ardından da özgün ve özel metinlere geçilmiştir. Dünyamızdaki bu gelişmeler Türkçe öğretiminde de görülmektedir. Eskiden edebi metinlerle Türkçe öğretimi yapılırken yeni Türkçe öğretim programlarda özgün ve özel metinlerden yaralanılmakta, öyküleyici, bilgilendirici ve şiire yer verilmektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.