Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
vantipdergisi.yyu.edu.tr
…
5 pages
1 file
Özet: Amaç: Morbid obesite, dünyada epidemi şeklinde sıklığı giderek artan multifaktöriyel bir hastalıktır. Çalışmamızda, dünyanın en önemli sağlık sorunlarından biri haline gelen, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bu hastalığın, adli olaylar nedeniyle ölen olgularının otopsi sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Morg İhtisas Daire'sinde 2005-2006 yılları arasında adli olaylar nedeni ile öldüğü bildirilen ve otopsisi yapılan morbid obesiteli olgular incelenerek; cinsiyet, yaş, vücut kütle indeksi, iç organlardaki makroskopik ve mikroskopik bulgular ile ölüm sebebi değerlendirilmiştir. Bulgular: Olgularımızdaki en kısa boylu kişi 102 cm olup en uzun boylu kişi 190 cm boyunda olarak saptanmıştır. Kişiler ağırlıklarına göre değerlendirildiğinde ise en hafif olan kişi 95 olup en ağır kişi ise 230 kg'dır. Sonuç: Morbid obesiteye karşı geliştirilen tedavi yöntemlerinden hangisi kullanılırsa kullanılsın en önemli olay yaşam tarzı değişikliğidir. Yaşam tarzı değişikliği; beslenmenin düzenlenmesi, fizik aktivite ve davranış tedavisini içermektedir.
Özet: Morbid obezite ülkemiz için gün geçtikçe ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Sadece kişisel bir rahatsızlık olmayıp; bireylerin çevrelerini de etkileyen çok önemli bir tehdittir. Bu hasta grubu, spesifik özelliklere sahiptir. Bu açıdan, belli aralıklarla düzenli takipleri gerekir. Bu makalede de dört morbid obez hastanın takiplerinden bahsedilmiş; konunun önemi vurgulanmıştır. Abstract: Morbid obesity is a serious threat to our country. It is not just a personal discomfort; It is a very important threat that affects the environment of the individual. This patient group has specific characteristics. In this respect, regular follow-ups are required at certain intervals. In this article, four morbid obese patients' tactics were mentioned; emphasis on the importance of the subject.
__________________________________________________________________________________________ ÖZET Amaç: Obezite kronik ve ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Kişilerin sağlıkla ilgili yaşam kalitesini birçok yoldan etkileyen yaygın bir bozukluktur. Sıklıkla depresyona ve diğer psikiyatrik bozukluklara yol açar. Bu araştırmada obez hastalarda psikiyatrik tanılar, depresyon ve anksiyete düzeyleri, aleksitimi ve benlik saygısının araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırma grubunu Endokrinoloji polikliniğine başvuran hastalardan obezite tanısı konan ardışık 50 hasta oluşturmuştur. Hastalara DSM-IV I. eksen bozukluklarını araştırmak için yapılandırılmış klinik görüşme çizelgesi klinik versiyonu (SCID-I) uygulanmıştır. Hastalarda sosyodemografik bilgi formu, Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği (HDDÖ), Hamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeği (HADÖ), Beck Depresyon Envanteri (BDE), Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HAD), Toronto Aleksitimi Ölçeği (TAÖ), Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği (RBSÖ) kullanılmıştır. Ölçek puanları ile beden kitle indeksi (BKİ) ilişkisi için t-testi uygulanmıştır. Sonuçlar: Beden kitle indeksi ortalaması 37.84±6.51 kg/m 2 (aralık:30.0-52.0) bulunmuştur. Hastaların ortalama yaşı 41.62±11.80 olarak saptanmıştır. Hastaların %90'ı (n=45) kadın, %48'i (n=24) ev kadını, %40'ı (n=20) ilkokul mezunu, %72'si (n=36) evli olarak saptanmıştır. Hastaların 21'inde (%42) DSM-IV'e göre psikiyatrik tanı saptanmıştır. Özgül fobi en sık psikiyatrik bozukluk olarak belirlenmiştir (n=9, %18). Hastaların TAÖ ve RBSÖ puanları sırasıyla 9.70±3.34 ve 1.26±1.38 olarak bulunmuştur. BKİ ile ölçek puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Tartışma: Obezitede psikiyatrik durum ve risk etkenleri arasındaki ilişkiyi saptayabilmek için daha fazla araştırmanın yürütülmesi gerekir. Bu nedenle özellikle daha detaylı ve uzun süreli araştırmalara gereksinim vardır. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2005; 6:84-91)
Eskişehir Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Halk Sağlığı Dergisi
Bu çalışma, morbid obez bireylerin antropometrik ölçümlerinin ve beslenme durumlarının değerlendirilmesi amacı ile planlanmıştır. Çalışma, İstanbul Sağlık Müdürlüğü Toplum Sağlığı Merkezleri'ne başvuran 259'u kadın, 31'i erkek olmak üzere 290 morbid obez üzerinde yürütülmüştür. Bireylere ilişkin demografik özellikler ile antropometrik ölçümler önceden hazırlanmış bir anket formu kullanılarak alınmış, 24 saatlik besin tüketimleri kaydedilmiştir. Günlük beslenme ile aldıkları enerji ve besin öğelerinin miktarı, bilgisayarlı besin analiz programı (BEBİS) ile belirlenmiştir. Grubun yaş ortalaması 47,9±11,5 yıldır. Kadın ve erkeklerin BKİ ortalamaları sırasıyla, 44,8± 4,9 ve 43,7± 5,4 kg/m 2 bulunmuştur. Bireylerin çoğunluğunun (%82,4) çeşitli hastalıklarının olduğu, yaklaşık yarısının (%53,8) en az 2 hastalığa sahip olduğu saptanmıştır. Günlük beslenmeleriyle aldıkları enerji 1907 kkal olarak bulunmuştur. Enerjinin karbonhidrattan gelen oranının önerilerin altında (%43,9), yağdan gelen oranının önerilerin üstünde (%40,8) olduğu belirlenmiştir. Bireylerin kalsiyum ve demir minerallerini yeterli, sodyumu fazla, potasyumu yetersiz aldıkları gözlenmiştir. Morbid obez bireylerin yarısından fazlasının en az 2 hastalığa sahip olduğu saptanmıştır. Bireylerin günlük kolesterol ve sodyum alımlarının çalışma grubunda en fazla görülen hastalık olan hipertansiyonu destekler nitelikte önerilerin üzerinde, potasyum alımlarının ise önerilerin altında olduğu bulunmuştur. Obezite ile mücadelede, toplumda farkındalığın arttırılması, sağlıklı yaşam ve beslenme alışkanlıklarının kazandırılması ile fiziksel aktivite düzeyinin yükseltilmesi önemlidir. Bu gruptaki bireylerin beslenme durumunun daha iyi irdelenebilmesi ve topluma kazandırılmaları için kapsamlı çalışmaların yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
2007
Amaç: Morbid Obezite tedavisinde BMI>30 kglm2 hastalara intragastrik balon bu konuda iyi eğitilmiş bariyatri ile uğraşan ce"ah ve hekimlerce kolayca uygulanmaktadır. Bu çalışmada !GB uygulamasının morbid obezite tedavisinde etkinliğini araştırmayı amaçladık. Yöntem: Istanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endoskopi ünitesinde 2002-2006 yılları arasında 15 olguya intragastrik balon uygulanmıştır Rutin üst G!S endaskopiyi takiben ağız yolu ile balon ve buna bağlı uygulama tüpü yutturulur. Midede olduğunu gözlediğimizde, balon metilen mavisi 5cc ile boyanmış serum fizyolojik/e 600-800 cc doldurulur. Uygulama tüpü çekilerek, balon midede serbest halde bırakılır. 6 ay sonra yine endoskopik yolla balon söndürülür ve çıkarılır. Bulgular: 13 kadın(%86.6) 2 erkek(%13,3) toplam 15 kişiye uygulandı .. Yaş ortalaması 34 idi ve BM/ ortalaması 42 idi. Balon uygulama süreleri ilk olgularda 35 dakika iken son olgularda 15 dakikaya kadar inmiştir. Ortalama 7 ay sonra balon çıkarıldı. Ortalama kilo kaybı18 kilo idi EWL en az %20 en çok %70 oldu ve ortalaması %37 EWL oldu. Bu değerin literatürde bildirilen yüksek değerler arasında olması nın nedeninin takılan hastaların çoğunun hemşire ve sağlıkçı yakını olması ile ilgili olduğu kanaati oluştu. Ulaşılan 8 hastanın ortalama 2 yıl 4 ay sonraki sonuçları ise 1 olgu haricinde tüm olgular ortalama 11,4kilo kilo aldılar. Sonuç: lntragastrik balon sayesinde hastalar fazla kiloların % 37 sini kaybetti/er. Bariyatrik cerrahi öncesi hazırlık amaçlı iyi bir tedavi seçeneğidir ve kilo vermek açısından iyi bir motivasyon sağladığı kanısına varıldı. Anahtar /ulimeler. lntragastrik balon, morbid obezite GİRİŞ İntragastrik Balon (İGB) uygulaması son yıllarda gittikçe popülerlik kazanan bir uygulamadır. Morbid Obezite tedavisinde BMİ(Body Mass index) >30 kg/m2 hastalara intragastrik balon bu konuda iyi eğitilmiş bariyatri ile uğraşan cerrah ve hekimlerce kolayca uygulanmaktadır. Bu yöntemin en önemli avantajı genel anestezi ge
DergiPark (Istanbul University), 2011
The examination of clothing is an important part of every medicolegal death investigation. No forensic autposy can be deemed complete without an examination of the clothing. However, the clothers on the deceased are probably the most neglec ted part of death investigation. It is critical for hospital personnel, forensic doctors, police men and physical evidence technicians to respect the value of clothing as evidence in a crime and to handle it properly. Often examination of the clothing can reveal as much about the cause, manner, and circumstances of death as examination of the body itself. Clothing evidence can, and usually does, provide important information in cases of doubtful identity and assault (i.e., rape, shooting, stabbing, stomping or striking with a blunt object which may leave a pattern mark). For these reasons, the important part that clothing may play in the so lution of crime must not be underestimated at the outset of a forensic autopsy. Competent clothing examination depends on scientific expertise, expe rience, and common sense. However, there are certain disorders and inju ries of clothing whose value as physical evidence are well established and which every death investigator should be trained to recognize and correctly interpret. It is essential to examine all articles of clothing critically and correlate f he injiries on the garments with those on the body. Laboratory analysis of 406 SOYSAL/KOLUSAYIN/ÇETİN/AZMAK İHFM C LIV (1994) pertinent articles is also important. The forensic doctor can learn a great deal about the death from an evaluation of the victim's clothing. In this article the authors have dealt with the following topics: how to handle clothing as evidence, how to gather information from clothing, and disorders of clothing of medicolegal importance. Also, the literature on this subject is presented. Elbiselerin incelenmesi adli tıpta ölüm araştırmalarının önemli bir bölü münü oluşturur. Elbise incelemesi yapılmamış olan olgularda adli otopsinin eksiksiz olduğu kabul edilemez. Bununla birlikte, ölünün üzerindeki elbiselerin incelenmesi ölüm araştırmalarında muhtemelen en fazla ihmal edilen kısımdır. Bir suçta elbiselerin delil olarak taşıdığı değerin bilinmesi ve bunların gerektiği şekilde ele alınması hastane personeli, adli hekimler, polisler ve deliller ile uğraşan laboratuvar teknisyenleri yönünden önem taşır. Çoğu kez elbiselerin incelenmesi ile ölüm nedeni, tarzı ve şartlan hakkında cese din muayenesiyle elde edilebilecek kadar fazla bilgi sahibi olunabilir. Elbi selerden elde edilen delliller genellikle kimliği bilinmeyen cesetlerde, saldı rıya uğramış olan olgularda (örneğin, ırza geçme, ateşli silahla yaralanma, bıçaklanma ve izini bırakabilen künt bir cisimle yaralanma olgularında) önemli bilgiler sağlayabilir. Bu nedenlerle, adli otopsinin başlangıcında elbiselerin bir cinayetin çö zümünde oynadıkları büyük rol küçümsenmemelidir. Elbiselerin yeterli bir şekilde incelenmesi bilimsel ekspertiz, tecrübe ve sağduyuyu gerektirir. Bununla birlikte, elbiselerde delil olarak değeri iyice belirlenen bazı bulgular bulunabilir. Her ölüm araştırıcısının bunları tanımıp, doğru bir şekilde yorumlayabilmesi için eğitilmiş olması gerekir. Tüm elbiselerin dikkatlice incelenmesi ve vücuttaki lezyonlar bile elbiselerdeki hasarlar arasında ilişki kurulması şarttır. Elbiselerde laboratuvar analizlerinin yapılması da önemlidir. Adli hekim ölünün elbiselerinin değer lendirilmesi ile ölüm hakkında pek çok bilgi edinebilir. Bu yazıda yazarlar elbiselerin delil olarak nasıl ele alınacağı, elbiseler den ne şekilde bilgi edinileceği konulan üzerinde durmuşlar ve elbiseler üzerinde adlı tip açısından önem taşıyan bulguları belirtmişlerdir. Ayrıca, konu ile ilgili kaynaklar sunulmuştur. Elbiselerin genel incelemesi olay yerinde başlar. En iyisi, cesedin üze rindeki elbiseler bozulmadan bırakılmalıdır. Cesede dokunmadan veya elbi-İHFM C. UV (1994) ADLİ OTOPSİ OLGULARINDA ELBİSELERİN İNCELENMESİ 407
ESTÜDAM Halk Sağlığı Dergisi, 2019
Amaç: Bu çalışma, morbid obez bireylerin antropometrik ölçümlerinin ve beslenme durumlarının değerlendirilmesi amacı ile planlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışma, İstanbul Sağlık Müdürlüğü Toplum Sağlığı Merkezleri’ne başvuran 259’u kadın, 31’i erkek olmak üzere 290 morbid obez üzerinde yürütülmüştür. Bireylere ilişkin demografik özellikler ile antropometrik ölçümler önceden hazırlanmış bir anket formu kullanılarak alınmış, 24 saatlik besin tüketimleri kaydedilmiştir. Günlük beslenme ile aldıkları besin öğelerinin miktarı, bilgisayarlı besin analiz programı (BEBİS) ile belirlenmiştir. Bulgular: Grubun yaş ortalaması 47,9±11,5 yıldır. Kadın ve erkeklerin BKİ ortalamaları sırasıyla, 44,8± 4,9 ve 43,7± 5,4 kg/m2 bulunmuştur. Bireylerin çoğunluğunun (%82,4) çeşitli hastalıklarının olduğu, yaklaşık yarısının (%53,8) en az 2 hastalığa sahip olduğu saptanmıştır. Bireylerin günlük diyetle aldıkları enerji 1907 kkal olarak bulunmuştur. Enerjinin karbonhidrattan gelen oranının %43,9, yağda...
Turkish Journal of Diabetes and Obesity
Most women of reproductive age are on an accelerated path towards obesity. Pregnancy and postpartum period are high risk periods that increase weight gain and cause obesity. When women who had high body mass index during preconception period became pregnant with high body mass index, adverse effects and complications of maternal obesity on both mother and fetal health increases. At the same time, the risks of maternal obesity on pregnancy and postpartum period increase in women who gain excessive weight during the gestational period. Women who gain excessive gestational weight have an increased risk of postpartum weight retention, and postpartum weight retention also causes the woman to face obesity later in life. For all these reasons, it is important to understand the importance and risks of maternal obesity and management of obesity should start in the preconceptional period and continue in the postpartum period. Counseling should be provided to women in the preconceptional period and awareness should be raised about the consequences and management of obesity during pregnancy. Obesity management requires short and long-term approaches, including individual nutrition, exercise, behavioral or surgical interventions. Healthy nutrition and diet, weight management, physical activity, planning pregnancy, screening for pregnancy complications, physical, mental, psychosocial health, postpartum care and breastfeeding are priorities determined during preconceptional, pregnancy and postpartum periods. As healthcare professionals who accompany women in every period, awareness should be raised about weight management in preconceptional, pregnancy and postpartum period and effective attempts should be made. The aim of this study is to examine the issue of preventing of maternal obesity in preconceptional, pregnancy and postpartum cycle in accordance with the literature.
and suitable research criteria Turkish language validity work of scale has been made by MAPI Institute. That's why the language validity has not been work worked again. Validity of the scale was evaluated with factor analysis and construct validity and reliability was evaluated with item-total score correlation, internal consistency and continuity methods. Results: The Cronbach alpha was 0.90. Item total correlation coefficients of scale ranged from 0.33-0.71 and none of the items of scale was deleted. Results of test score were obtained. In order to estimate scale stability between different occasions test-retest reliability was performed and it has seen that there was a strong and linear correlations between measures. At the result of the factor analysis of the scale one factors which can account for %62.57 of the total variance of test score was obtained.
Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi
Öz Obezite günümüzde tüm dünyada en önemli halk sağlığı sorunlarından biri olarak kabul edilmektedir. Görülme oranları her geçen gün artan obezite, fiziksel, psikolojik ve sosyal pek çok soruna yol açarak yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Dengesiz beslenme ve fiziksel egzersiz eksikliği sonucu diyabet, hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalıklara neden olabilmektedir. Bu nedenle obezite ülkelerin sağlık sistemlerine getirdiği yük, sağlık harcamalarında önemli bir yer tutmasının yanı sıra en önemli morbidite ve mortalite nedenlerin başında gelmektedir. Obezitenin gelişiminde genetik yatkınlıklar, çevresel ve psikolojik faktörler arasında karmaşık bir etkileşim söz konusudur. Obezite ile mücadelede yaşamı daha sağlıklı ve kaliteli hale getirmek için yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıklarının kazanılması ile fiziksel egzersizin arttırılması gerekmektedir. Obezitenin tedavisinde kişiye özgü tedavi uygulamalarının yanı sıra psikolojik değişkenlerin etkisi dikkate alınmalıdır. Obezitenin tedavisinde kullanılan cerrahi ve cerrahi dışı geleneksel yöntemlerin başarısızlıkları da göz önüne alındığında, psikolojik değişkenlerin anlaşılması ve multidisipliner bir tedavi gerekliliği çok açıktır. Bu derlemede obezitenin etiyolojisi, tanı ve tedavisi güncel literatür bulguları eşliğinde ele alınmıştır.
Istanbul Yeni Yuzyil Universitesi, Yeni Yuzyil Journal of Medical Sciences
Sarkopenik obezite prevalansı, özellikle yaşlanan bireyler arasında dünya çapında artış göstermektedir. İskelet kası kütlesi ve fonksiyonundaki azalma (sarkopeni) ve yağ kütlesindeki artış (obezite), kronik hastalıkların prognozunu kötüleştiren ve fiziksel sınırlamaların gelişimine önemli ölçüde katkıda bulunan problemlerdir. Sarkopeni ve obezite olarak adlandırılan bu iki durumun kombinasyonu, olumsuz sağlık sorunlarının ortaya çıkma ihtimalini daha fazla arttıran önemli bir risk faktörüdür. Literatürde, sarkopenik obeziteyi önlemenin ve/ veya tedavi etmenin önemi birçok klinik çalışmada vurgulanmaktadır. Egzersiz, sarkopenik obezitenin tedavisinde kullanılan anahtar bileşenlerden biridir. Bu nedenlerle bu derlemenin amacı, yaşlı yetişkinlerde sarkopenik obeziteyi önlemek ve/veya tedavi etmek için kullanılan çeşitli egzersiz stratejileri ile ilgili güncel araştırmaları bir araya getirmek ve tartışmaktadır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Journal of Linguistics, 2021
R&S - Research Studies Anatolia Journal, 2020
Tıbbileştirme Kavramı Üzerinden Obezite Sorununa Dair Eleştirel Bir Değerlendirme, ACAR SİNAN, Yayın Yeri:Serüven Yayınevi, 2023
Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi
Inonu Universitesi Beden Egitimi Ve Spor Bilimleri Dergisi, 2014
Konuralp Tıp Dergisi, 2015
Pamukkale Medical Journal
Hacettepe University Faculty of Health Sciences Journal, 2019
Journal of Ayurveda and Integrative Medicine, 2014
Turkish Journal of Diabetes and Obesity, 2020
Genel tıp dergisi, 2021
Akdeniz Medical Journal, 2022
DergiPark (Istanbul University), 2018