Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
8 pages
1 file
Bu çalışmanın amacı; İstanbul’da farklı lise türlerinde eğitim gören lise 1. sınıf öğrencilerinin dil ve sayısal yetenekleri ile fizik başarıları arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Veri toplamak amacıyla öğrencilere, Dil Yetenek Testi, Sayısal Yetenek Testi ve Fizik Başarı Testi uygulanmıştır. Öğrencilerin fizik başarıları ile sözü edilen yetenekleri arasında anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Anahtar Sözcükler: Fizik akademik başarısı, sayısal yetenek, dil yetenek.
Küçük veya büyük fark etmeksizin şirketler ve işletmeler yüzyıllardır kendi ürün ve hizmetleri hakkında bilgileri insanlara iletmek, ikna etmek amacıyla farklı reklam araçlarını kullanmaktadırlar. Geleneksel reklamların dışında, kişileri daha çok etkilemek, zihinlerde yer etmek, mesajlarını net bir şekilde iletmek ve imajını olumlu anlamda yönetmek amacıyla pazarlama, reklam ve halkla ilişkiler sektöründe yeni reklam araçları kullanılmaya başlanmıştır. Bu yöntemlerden biri de film, dizi, televizyon programları, oyunlar ve müzik kliplerinde sıklıkla karşılaşılan bir uygulama olan ürün yerleştirmedir. Reklam yayınlarına olan ilginin azalması, reklamcılar için ürün yerleştirme yöntemini faydalı bir mecra haline getirmiştir. Bu noktada, özellikle reklamsız mecra olma sloganı ile yola çıkan dijital yayın platformları açısından önemli uygulamalardan biri olan ürün yerleştirme, sade, anlaşılır ve hedef kitlenin zihninde yer eden mesajlar yoluyla izleyicileri sıkmaması sebebiyle günümüzde reklam verenlerin tercihi olmaktadır. Yapımcılar açısından bakıldığında bir taraftan ürünleri gerekli sahnelerde kullanarak daha gerçekçi bir algı yaratmakta, diğer taraftan ise yapım giderlerini kısmen veya tamamen karşılayabilmesi, kurumlar açısından ise geleneksel reklam uygulamalarından kaçmakta olan tüketiciye daha farklı bir yöntemle mesajlarını ileterek onları etkileme olanağı elde edilmesi bakımından ürün yerleştirmenin önemli olduğu düşünülmektedir. Çalışma, mevcut literatüre katkıda bulunmak ve Türkiye’nin en çok izlenen ve ilk dijital dizilerinden biri olan “Fi/Çi Dizisi” örneği üzerinden ürün yerleştirme uygulamalarının içeriğini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaç doğrultusunda çalışmada, dizinin yayımlanan toplam 22 bölümünde bulunan ürün yerleştirmeler sistematik ve kategorik içerik analizi uygulanarak çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda, türler içerisinde en çok görsel ürün yerleştirme yer aldığı saptanmıştır. Dizide karşılaşılan ürün yerleştirme uygulamalarının çoğunluğu, teknoloji, otomotiv, telekomünikasyon ve gıda markalarından oluşmaktadır. Whether small or large, companies and businesses have been using different advertising tools to communicate with their target audience and trying to convince people about their products and services for centuries. Apart from traditional tools, new advertising techniques have been used in the marketing, advertising and public relations fields to influence people more, to be in the minds, to communicate their message clearly and to manage their image in a positive sense. One of these techniques is product placement, which is frequently used in movies, TV shows, television programs, games and music videos. Decreased interest to traditional advertisement has made the product placement technique for advertisers a useful communication channel. At this point, one of the important concepts in terms of digital broadcasting platforms that are driven by the slogan of being a channel without advertisement – product placement is preferred by advertisers nowadays because of the way that does not squeeze the audience with using the messages that are simple, clear and making place in the mind of the target audience. In terms of producers, one side has the advantage of creating a more realistic perception by using the products in the necessary scenes, while the other side has the advantage of partially or completely covering production costs. For organizations product placement have become an important method in order to influence target audience because they have the opportunity to transmit their messages to them in a different way who are escaping from traditional advertising methods. This work was carried out to contribute to the current literature and to reveal the contents of product placement applications through the “Fi/Ci” TV series - one of the most watched and first digital series in Turkey. In accordance with this purpose, in the study product placement was analyzed by applying systematic and categorical content analysis in the total of 22 streamed episodes. As a result of the research, it was realized that in these series the most used type of product placement was visual one. The majority of the applications of product placement in these episodes were about technology, automotive, telecommunication and food brands.
2019
Geçmişten günümüze felsefeye ilişkin düşünüşlerde önemli bir yer tutan dil felsefesi, yapısalcı ve postyapısalcı filozoflarca geliştirilerek felsefe tarihinde önemli bir yer edinmiştir. Yapısalcılığın dilin bir sistem olduğu iddiasıyla başlayan ve postyapısalcılığın bunu reddedip, dilin asla bir sistem olamayacağını söylemesiyle devam eden bu iki felsefe geleneğinin dile dair bütün görüşleri bu çalışmada işlenecektir. Çalışmanın amacı yapısalcı ve postyapısalcı geleneğin önde gelen düşünürlerinden olan Ferdinand de Saussure, Roland Barthes ve Jacques Derrida’yı ele alarak dilin yapısı araştırmak ve dil-anlam sorununu tartışmaktır. Saussure’ün göstergebilimini başlangıç noktası olarak aldığımız bu çalışma Barthes’ın yeni bir göstergebilim anlayışı getirmesiyle mit kavramını temele koymasını ve Derrida’nın tüm felsefe geleneğine başkaldırarak dile ilişkin tüm olguları yeniden değerlendirmesiyle son bulacaktır.
DIJITAL MÜZIK VE MÜZIĞIN DÖNÜŞÜMÜ, 2023
Bu bölüm, multidisipliner bir yaklaşım ile sinemada film müziğinin anlamını tartışır. Sanata dayalı bir araştırma metodolojisi benimseyen bu analizin çıkış noktası, filmler için bestelenen ve film bağlamında kompozisyon tekniklerinin deneme ve uygulama nesnesi olarak kullanılan film müziklerinin önemine dayanır. “Bir film müziğinde, hangi belirli unsurlardan bahsediyoruz?” sorusunu tartışmanın merkezine oturtan bu metin, Neumeyer’in bakış açısına göre müziğin, sinemanın tüm ses bileşeninin unsurlarından yalnızca biri olduğunu ve müzik, diyaloglar ve özel efektlerle birlikte (müzik ve diyalog dışındaki diğer tüm sesler) film müziğinin önemini gündeme taşır. Bu tartışma, bu metnin yanıtlamaya çalıştığı soruların bir kısmını, yani müziğin bir filme nasıl müdahale edebileceğini ve görüntü ve diğer ögelerle nasıl etkileşime girebileceğini öngörmektedir. Bu noktada, Deleuze’ün belirttiği gibi, diyaloglarda ses, görüntüde görülene gereksiz ve işe yaramaz bir ek olmayacak şekilde de kullanılabilir.
ÖZET Kitle iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, siyasal iletişim ve katılımın yeni bir kamusal alan olarak dijital platforma taşınmasıyla, e-demokrasi ve e-katılım kavramlarının yolunu açmıştır. Koşullandırılmış ve yönlendirilebilen bir kamuoyuna karşı seçmenlere siyasal katılımın aktif yolunu açarak müzakereci ve katılımcı bir demokrasinin ışığını yakan internet, siyasal iletişimin kaynağı olan politik aktörlere de hızlı ve maliyetsiz bir temas imkanı sağlamıştır. Artık politik aktörler seçim çalışmaları ve ikna faaliyetlerini açık reklam ve pazarlama teknikleri yerine twitter, facebook, instagram gibi sayfalardan yaptıkları paylaşımlarıyla gerçekleştirmeye ve seçmenle doğrudan iletişim kurmaya başlamıştır. Seçmenler açısından da dijital platform, ulaşılamaz gibi görünen politik aktörleri ulaşılabilir kılmakta, aynı zamanda siyasal katılım konusunda geleneksel kamuoyunda pasif bir tutum sergileyen seçmenleri aktif hale getirmektedir. Ancak tüm bu olanaklara karşın dikkat çekilmesi gereken asıl husus, siyasal iletişim ve katılımın değişen niteliği ve dili üzerinedir. İnternet üzerinden gerçekleştirilen siyasal iletişim ve katılımın niteliği ve dili nasıl bir değişim göstermiştir? Sosyal medya, nitelikli bir kamuoyu oluşumuna katkı sağlamakta mıdır? Paylaşım altı yorumlar, siyasal bilgilenmeye ihtiyaç duyan seçmenlere yardımcı olmakta mıdır yoksa özellikle gençlerin yanlış yönlendirilmesi olasılığı bulunmakta mıdır? Literatür araştırmasına ve içerik analizi yöntemine başvurulan çalışmada bu sorulara yanıt aranmış ve bu sebeple 2018 seçimleri öncesinde belirlenen tarih aralıklarında, iktidar ve muhalefet parti liderlerinin instagram sayfaları aktörlerin paylaşımları ve seçmenlerin sayfa altı yorumları incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre, politik aktörlerin paylaşımlarla çoğunlukla halkın içinden biri mesajı vermek istediği görülürken, seçmen yorumları müzakereci bir tavırdan uzak, oldukça kişisel, ayrıştırıcı ve sert bir tutum içermektedir. ABSTRACT Developments in Mass Communication Technologies, political communication and participation as a public space by moving to a new digital platform, e-democracy and e-participation concepts paved the way. The Internet, which burned the light of a deliberative and participatory democracy by paving the active way of political participation to voters against a conditioned and guided public, provided a rapid and cost-free contact to the political actors who are the source of political communication. Now, political actors have performed their election and persuasion activities by sharing on twitter, facebook, instagram, etc. rather than through outdoor advertising and marketing techniques and they have begun to to communicate directly with the voter. In terms of voters, the digital platform makes the political actors, who seem to be unattainable, accessible, and at the same time activates voters who are passive in traditional public opinion about political participation. However, in spite of all these opportunities, the main point to be noted is on the changing nature and language of political communication and participation. How has the nature and language of political communication and participation showed change over the Internet? Does social media contribute to the formation of a
FİLM ÇALIŞMALARINDA DİJİTAL GÖZETİMİN DUYGUSAL YAKLAŞIM ANALİZİ, 2021
İnsan sosyal bir varlıktır. Sosyal bir varlık olan insan yaşamını sürdürmek için diğer insanlarla iletişim kurmaya, duygu, düşünce, inanç ve ideolojilerini aktarmaya ihtiyaç duymaktadır. İnsan eliyle yapılan makinalar insan yapımı olmakla birlikte herhangi bir duyguya sahip değildir. Ancak yapay zekanın gelişimi insanlara makinelerinde düşünebildiğini, duyguları olduğunu anlatmaya çalışmaktadır. Yeni iletişim teknolojilerinin gelişimi makine ile insan arasındaki ilişkinin önemini ortaya çıkarmaktadır. İnsanlar makineyi/robotu sesli komut ya da el-yüz-göz taramalarıyla kontrol edebilmektedir. Makinenin hafızasına işlenen veri diğer algoritmalarla anlamlandırılarak, bireyin ihtiyaç duyduğu bilgiyi anında verebilmektedir. Bireyin verdiği tepkiyi işleyen makine, kendisi ve birey için kimi zaman koruyucu, kimi zaman bir gölge olabilmektedir. Makine bireyi tanıyarak hem tehlikeli hem de faydalı bir araca dönüşebilmektedir. Makine işlediği verileri saklayıp, depolamakta ve kayıt altına almaktadır. Veriler makine tarafından örülen güvenlik duvarıyla korunmaktadır. Ancak bu verilerin ele geçirilmesi durumunda içerden ve dışardan gözetim kaçınılmazdır. Günümüzde İletişimin ekolojisi açısında yeni medya araçları iletişimin sürekliliğini sağlamakta ve bireyin sosyalleşmesini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca kullanılan makineler bireyin yaşamına zaman-mekanüstü hız kazandırmaktadır. Bu çalışmada makinenin karakter yapıları incelenerek, dijital gözetim açısında önemi ortaya çıkarılmaktadır. Amaç, makinenin yapay zeka kavramıyla birey için koruyucu, gölge, arkadaş olabileceği gibi tehlikeli olabileceğini ortaya koyarak, dijital gözetim açısından değerlendirmektir. Bu çalışmada makinenin duygusal zekası ve dijital gözetim kavramı içerik analizi yöntemiyle göstergebilim tekniği kullanılarak incelenecektir. Araştırmada rastgele seçilen 5 farklı Hollywood filminde (Ex Machina, I Robot, Bicentennial Man, Transcendence, Eagle Eye) yer alan makine/robot Jung'un karakter analizine göre incelenerek, makinenin duygusal yönü ve Barthes'ın temel karşıtlıklarından yararlanarak insan ve makinenin farklı yönleri belirtilecektir. Bu filmlerde makinenin formları farklı olup, koruyucu, gölge karakterlere sahip olmaları dikkat çekmektedir. Makine duygularıyla hareket ederek tehlikeli bir hal almaktadır. Bunun sonucunda makinenin/robotun verilere göre tepki verdiği ve dijital gözetim açısından önemli bir yöne sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Çünkü makine yapay zekanın gücüyle sürekli gelişmektedir. Bu gelişim diğer araçlara erişimini kolaylaştırmakta ve dijital gözetim yapmasını kolaylaştırmaktadır. Eagle eye filminde makine şehirdeki bütün kamera sistemlerini kullanarak dijital gözetim yapabilmektedir.
Bu çalışmada öğretmen görüşleri doğrultusunda tarihi dizi ve filmlerin sosyal bilgiler dersine yansımalarının neler olduğunu belirlemek amaç edinilmiştir. Çalışma nitel araştırma desenlerinden durum çalışmasına uygun olarak yürütülmüştür. Çalışma grubu devlet okullarında görev yapan 10 sosyal bilgiler öğretmeninden oluşmaktadır. Katılımcılar amaçlı örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik örnekleme yöntemine göre belirlenmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmış ve elde edilen veriler NVivo 10. programı kullanılarak analiz edilmiştir. Katılımcılara göre tarihi dizi ve filimler sosyal bilgiler dersinde öğrencilerin bilişsel hazırbulunuşluluk düzeyini artırmakta, derste öğrenilen bilgilerin öğrencilerin zihinlerinde somutlaşmasına ve zaman ve kronolojiyi algılama becerilerinin gelişmesine katkı sunmaktadır. Ancak katılımcılara göre bazı tarihi dizi ve filimler, öğrencilerin bazı tarihi bilgileri hatalı öğrenmesine ve yanlış tarih algısının oluşması neden olmaktadır. Ayrıca katılımcılara göre bazı dizi ve filmlerde yer alan müstehcen veya şiddet içerikli sahneler öğrencilere kötü örnek teşkil etmektedir.
Sadun Aren’e Armağan, Bulutay, Tuncer (Ed.), , 1989
Endüstri iktisadının temel uğraşlarından birisi, piyasa yapıları ile bu piyasalarda etkinlik gösteren firmaların davranış ve başarıları arasındaki ilişkinin araştırılmasıdır. Piyasa yapısı terimi kuramsal olarak, firmaların davranış ve başarıları üzerinde önemli etkisi olabilecek tüm öğeleri kapsar Konuyla ilgili çalışmalarda bir piyasanın yapısını belirlemede, o piyasadaki firmaların sayısı ve göreli büyüklükleri ile ürettikleri malın farklılaşmış olup olmadığı ve bu piyasaya giriş koşulları gibi değişkenler kullanılır. Öte yandan, bir piyasanın yapısı, herhangi bir firmanın piyasadaki öteki firmaların etkinliklerinden etkilenme derecesini ve dolayısıyla söz konusu firmanın sattığı malın niteliği ve fiyatı ile reklam harcamaları gibi konulardaki davranışlarını belirler. Başarı ise genellikle tek boyutlu olarak tanımlanır ve başarı ölçüsü olarak kârlılık alınır. Bu yazıda, bazı kuramsal modeller yardımıyla, piyasa yapısının belirli öğeleri ile firmaların fiyatlama davranışları ve kârlılıkları arasındaki ilişki incelenmektedir.
ASEAD indexed in DergiPark Akademik, Google Scholar, ASOS, Index Copernicus, Root indexing, ESJI, JIFactor, ARI Research Bib, 2018
ÖZET Bu çalışmanın amacı Türkiye'de Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi (BÖTE) bölümünde öğrenim gören 1. ve 4. sınıf öğrencilerinin duygusal zekâ ile girişimcilik niyeti arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Araştırmada tabakalı örnekleme yöntemi ile tespit edilen 16 üniversiteden 980 öğrenci araştırmaya katılmıştır. Elde edilen verilere araştırma sorularına göre t-testi, one-way ANOVA ve korelasyon analizi uygulanmıştır. Araştırmada elde edilen verilerin analizi sonucunda duygusal zekâ ile girişimcilik niyeti arasında duygusal zekâ faktörlerinden empati, kişilerarası ilişkiler, iç motivasyona sahip olma ve kendini bilme ile doğru yönlü, ruh halini ayarlama ile ters yönlü bir ilişkinin olduğu görülmüştür. Araştırmada elde edilen bulgular çerçevesinde duygusal zekâ faktörlerinin girişimcilik niyetini etkilediği yargısına varılmıştır. ABSTRACT The purpose of this research is to determine the relation between the emotional intelligence factors and entrepreneurship intentions of 1st and 4th grade students who study in the department of Computer Education and Instructional Technologies (CEIT) of the universities in Turkey. Besides the main purpose, the determination of the effects of demographic variables is also aimed. According to that, the research is conducted to 980 students among 16 public universities by means of stratified sampling method. Gathered data is analyzed with t-test, one-way ANOVA and correlation analysis according to research questions. The result of statistical analyses show that a right way direction relationship is observed betweeen emotional intelligence and entrepreneurial traits in terms of emotinoal intelligence factors such as empathy, interpersonal skills, international motivation and self awareness-on the other hand an inverse relationship is observed with mood regulation. Within the framework of results obtained in this research, it is reasoned that emotional intelligence factors effect entrepreneurial intention.
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020
Reklamlar bir ürünün veya markanın hedef kitlelerine tanıtılması ve çeşitli pazarlama çalışmalarının iletilmesi için günümüzde çok farklı yöntemlerle kullanılan, zaman ve yer satın alınması ve ücretinin ödenmesi suretiyle işleyen bir iletişim yöntemidir. Basılı, görsel, işitsel ve dijital medya kanallarında farklı pek çok yöntemle, mesajlarını hedef kitlelerine iletmeye çalışan markalar ve ürünler, binlerce mesaj arasından sıyrılıp, istedikleri etkiyi yaratabilmek için birçok uygulamayı kullanmak durumundadırlar. Reklam filmlerinde ünlü ve topluma liderlik edebilecek kişilerin, sanatçıların, tanınmış kişilerin, sevilen kişilerin kullanılması bilinen ve sıkça uygulanan bir yöntemdir. Böylece marka veya ürünü tüketicisine sevdirmek ve “sevdiğiniz kişi de bu ürünü kullanmaktadır, siz de kullanın” yönlendirmesi yapılmaktadır. Çoğunlukla bu kişiler gerçekte de toplumsal hayat içerisinde rastladığımız, gerçek ve bilinen kişiliklerdir. Reklam filmlerinde sevilen dizi veya film karakterlerinin kullanılması ise son on yılda karşımıza daha sık çıkan bir yöntemdir. Film karakterlerinin reklamlarda gerçek kişi imiş gibi kullanılmasının alt yapısında psikolojik ve sosyolojik olarak etkiler vardır. Bu çalışmada psikanalist Sigmund Freud’un id, ego ve süper ego kavramları ile “taklit” olarak ele alınan “MIMESİS” kavramı çerçevesinde reklam filmlerinde dizi karakterlerinin kullanılmasının hedef kitlelerdeki olası etkileri irdelenmeye çalışılmaktadır. Bu bağlamda, seçilen Kadın, Ufak Tefek Cinayetler ve Erkenci Kuş dizi filmlerinin karakterinin oynadığı reklamlar Seiler’in adımları kullanılarak çözümlenecektir. Sonuçta, reklam filmlerinin sanal gerçek gibi gösterilen dizi karakterleri kullanılarak ürün ve markaların yaratmak istedikleri algının hedef kitlelere iletilmesindeki amaç, “Freudyen” bir bakış açısıyla ortaya konulmaya çalışılmaktadır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Dil Araştırmaları, 2017
Uluslararası Türk Lehçe Araştırmaları Dergisi (TÜRKLAD), 2018
SOSYOLOJİK BİR İNCELEME: DİL, KÜLTÜR VE UYGARLIK HAKKINDA GÖRÜŞLERİYLE ZİYA GÖKALP, 2024
KİTAP İNCELEMESİ: SANATSAL UYARANLARLA DİL ÖĞRETİMİ, 2019
ULUSLARARASI DİSİPLİNLER ARASI DİL ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2020
Bilgi ekonomisi ve yönetimi dergisi, 2023
Mesut YAZICI, 2022
TÜRKİYE’DE FİLM YAPIM SÜRECİNDE DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN YAPIM ŞİRKETLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ, 2019
International Journal of Commerce, Industry and Entrepreneurship Studies | Utisgad Journal, 2022
Turkish tudies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 12/3, p. 517-530
TÜRK DİLİ DERGİSİ , 2020