Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
3 pages
1 file
Hollanda modernizmin yaşanılır yeni bir dünya kurma iddiasının modernleşmenin yıkıcılığı ile uzlaştığı nadir ülkelerden biri. Bir yanda modern dünyanın hemen yanı başında, tüm sarsıcı modernleşme süreçlerini barındırırken, diğer yanda modern dünyanın ilk bakışta kavranamaz değişkenliği içinde her şeyin planlandığı, ilk kastedildiği şekliyle yapılması mümkün olabiliyor.
X. International Sinan Symposium, 2017
Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır… Bu da gösterir ki, zaman ve mekân, insanla mevcuttur!
İDEALKENT, 2012
Bu yazının amacı 1516 yılında yazılmış olan Thomas More'un "Utopia" adlı eseri ışığında kitapla aynı dönemde inşa edilmiş olan ve dünyanın ilk sosyal konutu olma iddiası içinde bulunan Augsburg kentindeki "Fuggerei" adlı yerleşimi ideal yaşam ve kent kavramları açısından tartışmaktır. Bu yerleşim alanının 500 yıldır kendi kuralları ve fiziksel koşulları içinde var olmaya devam etmesi, onu hem gerçek hem de ütopik kılmaktadır. Bu örneğin seçilmesi, hem çağının düşüncesini biraz daha yakından kavramayı sağlayacak hem de mimarlık ve kent tarihi yazımında sıkça kullanılan örneklerin dışında bir yapıyı ütopya ve kent tartışması içine taşıyacaktır. Bu bağlamda yazı, ütopya kavramı ile birlikte 16. yüzyıl ekonomik ve sosyal yaşantısı, erken dönem kapitalist bilinç, Hristiyanlık ve Reformist anlayış, hayırseverlik ve bunun sonucunda yoksul konutlarının inşası gibi birbiri ile ilişkili bir dizi olguyu ele almaktadır.
Özet: Araştırma sahamız olan Şüregel/Şirak Anadolu'nun doğudan giriş kapısı durumunda olması sebebiyle önemlidir. Doğudan gelen toplulukların ilk uğrak yerlerinden biridir. Bundan dolayı birçok millet buraya egemen olmak için savaşlar yapmışlardır. Farklı milletlerin bu egemen olma mücadelesinde yerli halkın tercih süreci yaşadıklarına şahit olmaktayız. Bu da hanedan kavgalarını beraberinde getirmiştir. Bölgenin bu konumundan dolayı ehemmiyeti artmaktadır. Dolayısıyla Türk tarihi açısından da çok önemlidir. Çalışmamız da Şüregel'in eskiçağ ve ortaçağ tarihi boyunca gelip yerleşen ya da geçip giden toplulukların menşeleri ve etkileri incelenip, bölgenin tarihi misyonunun önemi dikkate alınacaktır.
Journal of Geography, 2019
Bu çalışmada İstanbul'da yer alan kırsal yerleşmelerin varlığına dikkat çekerek; kırsal yerleşimlerin İstanbul için öneminin ortaya konulmasını amaçlanmıştır. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda İstanbul, genellikle kentsel sorunlar temelinde ele alınmıştır. Kentsel fonksiyonlarının ön plana çıkması nedeniyle İstanbul'un kırsal yerleşimleri daima gölgede kalmıştır. Özellikle 2012 tarih ve 6360 Sayılı büyükşehir yasasıyla 30 büyükşehirde, ilin tamamının kentsel alan olarak temsil edilmesi; İstanbul'daki kırsal yerleşimlerin durumunu daha karmaşık hale getirmiştir. 1927-2018 sürecinde İstanbul'daki kırsal yerleşimlerin sayısı sürekli değişmiştir. Bu değişimin sebebi İstanbul'da köyden mahalleye evrilen kırsal yerleşimlerdir. Köyden mahalleye evrilen kırsal yerleşimler iki farklı kategoriye ayrılmaktadır. Birincisi İstanbul'un makroform alanın genişlemesiyle kırsal yerleşim birimlerinin bazıları kentsel alanla bütünleşip mahalleye dönüşmüştür. İkincisi ise somut anlamda köy niteliğini koruyan; ancak 6360 sayılı yasa kapsamında idari olarak mahalle statüsüne dönüştürülen köyleri kapsamaktadır. Bu çalışmada 6360 sayılı yasa kapsamında köyden mahalleye evrilen kırsal yerleşmeler ele alınmıştır. 2012 TÜİK verilerinde 151 olarak açıklanan İstanbul'un köy sayısının 173 olduğu tespit edilmiştir. 2012 TÜİK köy listesi ve Google Earth uydu görüntüleri esas alınarak oluşturulan İstanbul'un köy listesi saha çalışmalarıyla teyit edilmiştir. İstanbul'un su havzaları ve orman örtüsünün korunması için öncelikle kırsal mahallerin yerleşim dokusunun koruması gerekmektedir.
Amisos, 2024
Bulakbaşı 8 Yerleşmesi olarak adlandırdığımız merkez, Iğdır'ın Karakoyunlu ilçesine bağlı Yazlık ve İslamköy köylerinin arasında bulunan düşük rakımlı bir lav tepesi üzerinde bulunmaktadır. Yerleşmeye ait olan kurganlar ile birlikte yerleşim , oldukça geniş bir alana yayılmıştır. Savunma duvarlı yerleşim yerinin kurgan alanı, yerleşmenin güneyinde bulunmaktadır. Burada yapılan çalışmada 44 kurgan tespit edilmiştir. Kurganların çapları değişiklik göstermekle birlikte ortalama 5-15 m. aralığında değişmektedir. Kurgan bölgesinde defineciler tarafından yapılan kaçak kazılarla etrafa saçılmış seramik pa rçaları, koyu yüzlü yivli, derin kıvrımlı yivli ve ip tutamaklı yivli çanak ve çömlek parçalarına aittirler. Burada tespit edilen seramik tipolojisi Bulakbaşı 8 yerleşmesi ile bire bir uyumludur. Aynı zamanda kurganlarda kullanılan taşların işçiliği de yerleşim yerindeki taş işçiliği ile uyumludur. Savunma duvarlı bu yerleşim yerinin mimarisi Demir Çağı'na tarihlenmiştir. Bölgenin bu karanlık dönemlerini aydınlatan Urartu yazıtlarına göre bölgede Urartu öncesinde Erikua isimli bir krallık hüküm sürmektedir. Yine aynı kaynaklarda bölgeye yapılan seferler ve ele geçirilen ganimetler hakkında da bilgiler verilmektedir. Bölgeye yakın yazıtlı Urartu yerleşmesi Minuahinili ile diğer Urartu yerleşmeleri Bulakbaşı 4 ve 7'nin yapısal özellikleri ile seramik gelenekleri arasında uyum bulunmaktadır. İşte bu uyum dışında kalan diğer yerleşmelerin
İlk yerleşim alanlarının geçmişi eski çağlara dayansa da yerleşim alanlarının kuruldukları yerde büyüyerek etrafa doğru yayılmaları özellikle Sanayi Devrimi'nden sonraki süreçte gerçekleşmiştir. 19. yüzyılda yaşanan sanayileşme süreci şehirlerin makro formunu değiştirmiştir. Sanayi tesislerinin kurulması insanların çalışmak için şehirlere göç etmesine yol açmış, şehirlerde yaşanan bu yoğunluk da şehrin kurulduğu yerden etrafa doğru yayılmasında etkili olmuştur. Yaşanan bu süreçte ham madde ve işçilerin sanayi tesisine, mamul maddenin de pazara taşınmasında ulaşım faaliyetleri önemli rol oynamıştır. Bu nedenle şehirlerde farklı ulaşım faaliyetleri hızla gelişmeye başlamış, yaşanan bu gelişmelerde insanların daha uzak olan yerlere ulaşmalarını kolaylaştırmıştır. Zamanla teknolojik alanda yaşanan gelişmelerle birlikte bu süreç hızlanarak şehirlerin tarihte hiç görülmediği kadar geniş alanlara yayılmasında etkili olmuştur. Dünya'nın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul'da yerleşim alanları 19. yüzyılda sanayi ve ulaşım alanında yaşanan gelişmelerle etrafa doğru yayılmaya başlamıştır. Bu dönemde özellikle deniz yolları ve raylı sistemlerde yaşanan gelişmeler yerleşim alanlarının etrafa doğru yayılmasında etkili olurken 20. yüzyılda yaşanan gelişmelerle birlikte karayolları yerleşim alanlarının yayılmasında önemli rol oynamıştır.
Yerleşmeler, 2001
Türkiye'deki güncel sanatın ana damarlarından biri, ev içi (mahrem) ve sokak (dışarısı) arasındaki gerilimden beslenir. Art arda gelen travmaları aynı anda yaşayan bu coğrafyada, "özel" ve "kamusal" olanın, Batı Avrupa'da yapılandırıldığı gibi ikililik üzerinden tarif edilmesi olası değildir. İkililiğin tarifi için kullanılan terimlerin karşıt, karşılıklı ve uygulanabilir olması gerekir. Oysa bu coğrafyada "kamusal", public sözcüğünün Türkçesi değildir. Private'a karşılık olarak ise "özel" yerine "ev içi/mahrem" gibi terimlerin uyarlanması da farklı bir olgudan söz edildiğini imler. Tariflerimizi eksikliklere (örneğin Doğu'nun, Batı'nın eksiği gibi tanımlanması) ve önceden verilmiş referans noktalarına (özel-kamusal) göre yapmak yerine, farklı durumları ifade eden yeni terimleri kışkırtmak gerekir.
Özet Toponimiler bir ulusun belirli bir alan üzerindeki hak iddialarını meşrulaştırmak için kullanılan önemli bir araçtır. Balkanlar'da yeni bağımsız olan pek çok ulus gibi Bulgaristan da bağımsızlığının ardından alansal varlığını meşrulaştırmak için Osmanlı mirasının bakiyesi olan yer isimlerini değiştirmeye dönük yoğun bir çaba içine girmiştir. Bulgaristan'da günümüzde ismi değiştirilmemiş Türkçe yerleşim adı neredeyse yok denecek kadar azdır. Bulgaristan coğrafyasına ait tarihi kaynaklarda bulunan ve Türk toplumunun hafızasında yer eden Türkçe yer isimlerini günümüze ait resmi kayıtlar ve haritalar üzerinde takip etmek bu nedenle neredeyse imkânsızdır. Bu çalışma ile Bulgaristan'ın tamamında olmasa da 1880 yılında Varna vilayeti sınırları içinde kalan köy ölçeğindeki yerleşim yerleri haritalanarak eski isimleri ile gösterilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi esnasında Ruslar tarafından hazırlanmış 1/126.000 ölçekli topografya haritaları ile Bulgaristan'ın 1888 nüfus sayım verileri kullanılmıştır. Anahtar Kelimeler: Varna, Türkçe Yerleşme Adları, Osmanlı, Bulgaristan The Changed Turkish Toponyms of Varna Province Abstract Toponymy is a useful and important tool for the national states in order to legitimize their territorial existence and occupation. Bulgaria, such like other newly founded national states in Balkan Peninsula throughout the 19th century, has begun to change the toponyms which indeed signify to the evidence of the long lasting Turkish – Ottoman existence in the region. Today, it is almost impossible to trace back settlements according to their Turkish original names through contemporary maps and official records, yet various Turkish place names are still in Turkish social memory and historical records. The main aim of this study is to create a map of the settlements in the nineteenth-century Bulgarian province of Varna and to identify and indicate their original names.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Şehrengizlerden Bursa'ya Bakış, 2019
Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi, 2020
Osmanlı İstanbulu V, 2018
Arkeoloji Dergisi V, 1997
BLACK-LITTERMAN,TEK ENDEKS VE ORTALAMA-VARYANS MODELLERİNİN BORSA İSTANBUL ÜZERİNDE KARŞILAŞTIRMALI UYGULAMASI, 2022
Journal Of History School, 2016
Journal Of History School, 2016
Ulusal Jeomorfoloji Sempozyum UJES 2012 Bildiriler Kitabı, 2012
İzmir Democracy University health sciences journal, 2023
Konya İli ve İlçelerinin Tarihî Süreç Çerçevesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği , 2023
Tarih Alanında Seçme Yazılar-II, 2023