Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
15 pages
1 file
ÖZET 2010 yılında Ermeni Tarihçi Vahé Tachjian'ın başkanlığında bir grup tarafından Berlin'de hayata geçirilen bir çalışma sonucu Türk tarih yazımının sadece devlet perspektifini üstlenerek Osmanlı Ermenilerinin bakış açısını dışarıda bıraktığı ileri sürülerek mikro tarih yazımı ile başlayan ve devamında sosyo ekonomik yapıdan yerel edebiyat ve siyasi hayata kadar on temel konuya dair sadece Ermeni veya Ermeni yanlısı Batı kaynakları ile zenginleştirilmiş Harput'un yeniden tarihini yazma projesi başlatılmıştır. Harput dışında Anadolu'nun bir dönem Ermeni nüfusu barındıran diğer bölgelerini de içeren bu projede asıl inceleme ve ağırlık noktası Harput bölgesidir.
HAPİSHANE TARİHİMİZDEN BİR KESİT , 2023
Osmanlı İmparatorluğu'nda zindan, kale, kürek ve nihayet 1831'de cezaevi olarak kullatulmaya ba~layan Mehterhâne'den, 1871'de Hapishâne-i Umeunrye geçi~~ son derece a~~r ad~mlarla gerçekle~en s~k~nt~l~~ bir süreçtir'. XIX. yüzy~l itibar~yla imparatorlu~un içinde bulundu~u zincirleme siyasiiktisadi s~k~nt~lar, iç ve d~~~ politikan~n önceliklerini de belirlemi~tir. Bu san-c~l~~ dönemde hapishane ve tevkifhanelefin ~slalu ile bunun en önemli unsu-n~~ olarak yeni binalar~n in~as~, do~al olarak öncelikli ve acil gündem maddeleri aras~nda yer almam~~t~r. XIX. yüzy~l ortalar~na dek Istanbul'da Mehterhâne d~~~ndaki belli ba~l~~ hapishaneleri ~u ~ekilde s~ralamak mümkündür: Tersâne-i Âmire Zindan~, Baba Cafer Zindan~, Bab~âll Tomru~u, Bâb-~~ Seraskerl Tomru~u, Ticarethâne-i Âmire ve Tophâne-i Âmire hapishanele-2 .
Kahraman İmgesinin Tarihsel Serüveni, 2022
Bu çalışmanın temel amacı kahraman imgesinin tarihsel serüvenini anlamaya yöneliktir. Kahraman imgesinin sosyolojik bir analizi, bilimlerin kesiştiği bir bakış açısıyla ele alınır ve aynı zamanda birey ve toplumun inşasında kahraman imajına dayalı olarak konumlandırılır. Toplumsal tarih boyunca insanlar dış dünyada nesneyle kurdukları ilişkiye göre farklı bilgi biçimleri üretmişlerdir. Bu ilişkisellik içinde kahraman kavramı da zaman ve uzamın koşullarına göre farklı biçimlerde karşımıza çıkmıştır. Başlangıçta totemler ve mitolojik tanrılar insan habitusu üzerinde kahramanlar prototipini üretmişlerdir. Bu aşama zorluklarla başa çıkmada uzun bir süre insanlara doğa üstü yaklaşımın sunduğu inanışla aracılık etmiştir. Akabinde bu doğaüstü yaklaşım Thales’in doğal olanla bilme anlayışına dönüşmüş ve kahraman yüzünü dünyaya dönmeye başlamıştır. Öteki dünya anlayışının İlk Çağ felsefesindeki yolculuğu kilisenin hakimiyetinde ölümden sonraki yaşam problemlerini hâkim kılmıştır. Kilisenin hegemonyasına karşı Tanrının gölgesine sahip kral-devlet kendi kahramanlarını üretmeye başlamıştır. 16. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan yenileşme çabaları ise Rönesans ve Reformun açtığı yenileşme hareketleri içinde gelenekten kopuşu beraberinde getirmiştir. Ortaya çıkan yenileşme serüveni kilise ve kral devletin ötesinde birtakım arayışları meydana getirmiştir. Don Quijote bu dönemin anlayışında ortaya çıkan kahraman tipolojisini temsil etmektedir. Modern zamanlara doğru Hegel’de ulus inşasıyla karşımıza çıkan kahraman Marx’ın proleteryası ile kitleselleşecektir. Modern sonrası dönemde ise bireyselleşecek olan kahramanlar artık ekranlardan dünyamıza. popüler dünyanın ikonları olarak giriş yapmaktadır. Bu çalışmada kahraman imgesinin serüveninin toplumsal gerçeklik içerisinde nasıl inşa edildiği ele alınarak açıklanmaya çalışılacaktır.
ÇİN HALK CUMHURİYETİ’NİN KÜRESEL HEGEMONYA GİRİŞİMİ: BİR KUŞAK BİR YOL PROJESİ, 2019
Çin Halk Cumhuriyeti, devasa yüzöçlümü ve nüfusu ile büyük bir ülkedir. Nüfusunun ve yüzölçümünün yanına son yıllarda büyük gelişme gösterdiği ekonomisini ekleyen Çin, ABD’den sonra dünyanın en büyük ikinci ekonomisi konumundadır. Bulunduğu coğrafyanın bölgesel bir gücü olmak Çin’i artık memnun etmemektedir ve Çin, gözünü küresel güç olmaya dikmiş haldedir. Çin Halk Cumhuriyeti, ABD ile rekabetine devam ederken bir yandan da küresel ağını genişletmeye, gerek komşu gerekse diğer devletlerle ilişkilerini geliştirmeye, dış poltikada daha aktik bir rol izlemeye çalışmaktadır. Bu bağlamda Çin’in en büyük hamlesi Çin Devlet Başkan Xi Jinping’in 2013 yılında Kazakistan’ın başkenti Nursultan (o zamanki adıyla Astana) ziyareti sırasında açıkladığı 60’a yakın ülkeyi kapsayan ‘’Bir Kuşak Bir Yol Projesi’’dir. Bu projeyle birlikte tarihi İpek Yolu’nun tekrar canlandırılıp hem kara yolu hem de deniz yolu ile Çin’den başlayarak İngiltere’ye kadar birleştirilmesi, yeni demiryolu bağlantılarının yapılması, limanlara yatırımların arttırılması, yeni güzergâhlar ortaya çıkması ve Avrasya kıtasının daha iyi kenetlenmesi planlanmaktadır. Çin, BKBY projesiyle kendi sınırlarında ve komşu ülkerde bulunan ayrılıkçı hareketleri, aşırılığı, siyasi iktidarsızlığı çözerek çevresini güvene almayı amaçlamaktadır. Küresel güç olabilmek için kendi çevresinde güvenli bir hareket alanı oluşturmayı hayati derecede önemli gören Çin, bu projeyle birlikte enerji kaynaklarına erişim imkânı kazanacaktır. Aynı zamanda Çin, elindeki hafif ve ağır sanayi ürünlerini dünya pazarında kolaylıkla satabilecek ve proje kapsamında kredi verdiği küçük veya orta büyüklükteki ülkelerin ekonomilerinde söz sahibi konuma gelecektir. Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri de bu projenin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Bu araştırmanın yapılmasının amacı, Bir Kuşak Bir Yol projesinin kısa, orta ve uzun vadede küresel etkilerini değerlendirmek ve bu projenin Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri’nde olası sonuçlarını araştırmaktır.
Yüzüncü Yılında Harşit Savunması Sempozyumu, 2017
Bu çalışmada, Harşit Savunması’nın siyasi önemi, ülkenin iç ve dış egemenlik sorunsalı bağlamında ele alınacaktır. Buradan hareketle yüz yıl önceki dönemin iç ve dış koşulları içinde bir ulusal kırılma noktası olarak beliren, ancak yerel ve ulusal sınırları aşarak Karadeniz, Kafkasya ve Orta Doğu havzası genelinde büyük bir itici dinamik oluşturan; böylece bu geniş havzada hem Batı hem de doğu emperyalizmine karşı “kurucu direnç” ortaya çıkararak Kuvva-yı Milliye teşkilatlanmasını tetikleyen Harşit Savunması, tarihî kurucu nitelikleri ile analiz edilecektir.
adlı intihal tespit programından aşağıda belirtilen filtrelemeler uygulanarak alınmış olan özgünlük raporuna göre, tezimin benzerlik oranı % ……..'tür. Uygulanan filtrelemeler: 1-Kaynakça hariç, 2-Alıntılar hariç/dâhil, 3-5 kelimeden daha az örtüşme içeren metin kısımları hariç. Millî Savunma Üniversitesi Alparslan Savunma Bilimleri Enstitüsü Lisansüstü Tez Çalışması Özgünlük Raporu Alınması ve Kullanılması Uygulama Usul ve Esasları'nı inceledim ve bu Uygulama Esasları'nda belirtilen azami benzerlik oranlarına göre tez çalışmamın herhangi bir intihal içermediğini; aksinin tespit edileceği muhtemel durumda doğabilecek her türlü hukuki sorumluluğu kabul ettiğimi ve yukarıda vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu beyan ederim.
Türk Dünyası Araştırmaları, 2020
Türkistan ve Hint Alt Kıtası’nı birbirine bağlayan ve Sefid Kûh (Sepin Gar) sıradağlarında yer alan Hayber Geçidi; askerî, ticarî ve kültürel açılardan stratejik bir öneme sahiptir. Türk tarihi açısından da ayrı bir ehemmiyete sahip olan Hayber Geçidi, XIX. yüzyılda İngiliz Hindistan’ı ile Afganlar arasında sınır olmuş ve bu sebeple İngilizler, bölgeye dair yaptığı araştırmalarda zengin bilgiler vermişlerdir. Bu çalışmada Türkistan’ın güneye açılan boğazlarından biri olan Hayber Geçidi’nin kısa tarihi, içinde Sefid Kuh’un da bulunduğu fiziki coğrafyası ve önemli yerleri, tarihî coğrafya metoduyla verilmeye çalışılmıştır.
NAZİLLİ VE ÇEVRESİNİN ARKEOLOJİK ZENGİNLİKLERİ, 2021
Ufuk ÇÖRTÜK * ÖZ Güneybatı Anadolu antik çağlarda Karia olarak ifade edilmektedir. Karia'nın kuzeyde Lydia ve Phrygia ile sınırını teşkil eden Messogis Dağları ve Maeandros Nehri'nin güneyi kuzey Karia olarak bilinir. Kuzey Karia sınırını çizen Maeandros Nehri güneyden üç akarsu kolu tarafından beslenmektedir. Bu ana kollardan biri de Harpasos'tur. Harpasos Vadisi'ndeki Erken Tunç Çağı merkezleri Toygar Tepe-Hamidiye, Kavaklı Kahve höyükleri ile Alamut höyük ve Yakakök höyüktür. Hamidiye ve Kavaklı Kahve höyükleri Hacılar VI-IX tabakaları çağdaş seramik buluntusuna sahiptir. Hatta Hamidiye höyükte Geç Neolitik Dönem seramiğinin varlığından da söz edilmektedir. Harpasa kenti Protogeometrik ve Arkaik Dönem yerleşimi izleri taşımaktadır. Diğer bir Arkaik Dönem yerleşimi Xystis'tir. MÖ 6. Ve 5. Yüzyılda vadide Pers izleri görülmektedir. Bu izlerin temsilcisi ise MÖ 5. yüzyıl son çeyreğine tarihlenen Kıztaşı Kalesi'dir. Harpasos Vadisinde Hekatomnidler Dönemi imar faaliyetlerinin izleri de görülmektedir. Harapasa'daki beşgen kule, Beyerli kalesi ve Kavaklı kulesi Hekatomnid inşa programının ürünleridir. Artık Harpasos vadisi MÖ 2. Yüzyılda Rhodos yönetimindedir. MS 3. yüzyılda Harpasos Vadisi Roma'nın Karia-Phrygia Eyaleti'nin bir parçasıdır. Bizans ve Osmanlı Dönemi izleri de yine vadide görülmektedir.
Dünü ve Bugünü ile Harput Sempozyumu, Cilt:2, sf:287-305, Elazığ, 1998.
Herhangi bir coğrafi ünitenin, coğrafya prensipleri ışığı altında mevcut durum dikkate alınarak yapılacak bir araştırması o ünitenin coğrafi karakterini ortaya koyduğu gibi, aynı ünitenin yine coğrafya prensipleri yardımıyla geçmişteki durumunun ortaya çıkarılması ise tarihî coğrafyasını oluşturur. Bir ünitenin tarihi coğrafyası yapılırken kullanılacak coğrafi verilerin temini oldukça güç bir iştir. Çünkü çeşitli arkeolojik verilerin yorumlanması veya çeşitli yazılı kaynakların çözümlenmesi için pek çok yardımcı bilim dallarından faydalanmayı gerektirir. Fakat şunu da belirtmek gerekir ki, daha önce yapılmış benzer araştırmalar ve çeşitli literatür, başlangıçta çok büyük faydalar sağlamaktadır. Genel tarih kitapları, genellikle şehir ölçeğinde mekansal boyutu kapsayan bilgi vermezler. Şehirlerin strüktürel analizinde kullanılabilecek temel kaynakları ve özelliklerini şöyle sıralayabiliriz: A-TAHRİRLER: Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş yıllarından başlayarak, vergi ödeyecek nüfusun doğru ve sistematik bir şekilde tesbit edilmesine imkan veren ve Defter-i Hakani adıyla anılan defterlerdir. Devlet görevlileri tarafından tutulan bu kayıtlar, düzenli vergi toplamayı amaçladıkları için, yalnız vergi ödeyen ve avarız hanesi adıyla anılan hanelerin dökümü düzeyinde bilgi sunmaktadırlar. Bu kayıtlar şehirler yanında kırsal alanları da kapsamaktadır. B-ŞER'İYYE SİCİLLERİ (KADI DEFTERLERİ): Şer'i mahkemelerin tarih sırasıyla tutulan kayıtlarına verilen isimdir. Bu kayıtlar içeriklerine göre başlıca üç grupta toplanabilirler. Birincisi; her çeşit mahkeme tutanağı ve Kadı tarafından verilen kararlar, ikincisi; sözleşme, Vakfiye, vekalet, kefalet, veraset, borçlanma taksimi gibi Şer'i mahkemelere ait resmi kayıtlar, esnaf denetimi sonuçları ve ticaretle ilgili diğer konular, yangın, sel, fırtına, deprem, kar, dolu gibi olaylarla ilgili notlar, üçüncüsü ise; devlet fermanları, emir ve tebliğlerin aynen veya Kadı tarafından yapılan özetleridir. Şer'iyye sicilleri, sosyal, ekonomik, idari ve askeri bakımlardan Osmanlı tarihinin bilinmeyen yönlerini ve o dönemin hayat şartlarını doğru olarak aydınlatabilecek en önemli kaynaklardan biridir.
TÜCAUM Uluslararası Coğrafya Sempozyumu 13-14 Ekim 2016, Bildiriler Kitabı , 2016
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (SAUIFD), 2006
INTERNATIONAL BLACK SEA MODERN SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TARİH ARAŞTIRMALARI, 2020
MİLLÎ MÜCADELEDEN CUMHURİYETİN YÜZÜNCÜ YILINA SİYASİ, ASKERİ VE İKTİSADİ ATILIM HAMLELERİNİN TARİHİ SEYRİ, 2023
HOMİ BHABHA’NIN KÜLTÜREL ÇEVİRİ KAVRAMINA ÇEVİRİBİLİMSEL BAKIŞ, 2023
Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi , 2023
BURSA HANLAR BÖLGESİ ve ÇARŞIBAŞI KENTSEL TASARIM PROJESİ, 2023