Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
22 pages
1 file
Agesilaos'un Daskyleion Seferleri (M.Ö. 396-395) The Dascylium Expeditions of Agesilaus (396-395 B.C.)
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 2006
Bizzat kendisi gibi savaşa katılmış olan insanlar için yazan Aiskhylos'un, bilinen gerçeğin ana hatlarının veya izleyicisinin büyük bir kısmının hatırladığı küçük ayrıntıların dışına çıkması mümkün değildi. Bu, Aiskhylos ve izleyicisinin de içinde yer aldığı ve yakın ilgilerini samimiyetle sürdürdükleri yaşanan geçmişle ilgili bir oyun idi ve bu nedenle oyunun ortaya koyduğu yakın geçmişteki olayların tablosu gerçek hayatta yaşananlarla tam olarak örtüşmüş olmalıdır. Böylece, Podlecki ve çoğu bilim adamı Salamis Savaşı konusundaki tartışmalarına benzeri ilke anlatımlarıyla başlamışlardır. 1 Bu ilke açıktır: Aiskhylos gerçeği bilen bir izleyicinin önünde tahrifat yaptığını belli etmekten kaçınamazdı, eğer buna kalkışsaydı, bilim adamlarının bir kısmı (Fornara'nın ortaya koyduğu gibi) 'hareketi
DergiPark (Istanbul University), 2024
Bu makale iThenticate, turnitin, intihal.net programlarından biriyle taranmıştır.
Paleocoğrafya ve Jeoarkeoloji Araştırmaları I, 2022
Bu çalışmada, Anadolu’nun Ege kıyılarında, Küçük Menderes ırmağı (antik çağlarda Cayster) delta-taşkın ovasının, Efes kenti ve Artemision çevresindeki kesiminin sedimantolojik ve jeomorfolojik analizi yapılmıştır. Yazarlar arkeolojik kronoloji ile coğrafi çevrenin gelişimi arasındaki karşılıklı ilişkiyi vurgulamakta ve eski çağların coğrafi özelliklerinin disiplinler arası analizi üzerine yorumlar yapmaktadırlar. Bazı konularda tarihi kaynaklar gerçekleri yansıtır. Bazen de tarih öncesi çağlardan gelen efsaneler eski çağlara ait arkeolojik ve tarihi yorumlar için coğrafi özelliklerin rekonstrüksiyonunda önemli ipuçları sağlayabilir. Efes ve onunla yakından ilişkili Artemision (Efeslilerin Diana tapınağı), son üç bin yılda coğrafi çevrenin karmaşık gelişimi (paleocoğrafya içinde jeomorfolojik) ile jeoloji, fiziki coğrafya, arkeoloji, tarih ve epigrafi disiplinleri arasındaki ilişkileri değerlendirmek için iyi bir örnek oluşturur. Holosendeki deniz seviyesi yükselmesi ve denizel transgresyon nedeniyle, Efes limanı ve Artemision antik çağlarda kıyı konumunda bulunmuşlardır. Ancak son üç bin yılda, Küçük Menderes delta-taşkın ovasının devamlı ilerleyişi ile liman ve kent yerinin değiştirilmesi gerekmiştir. Bu araştırma, Efes ve Artemision çevresinin eski çağlardaki coğrafi özelliklerinin anlaşılmasında disiplinlerarası araştırmaların ne kadar büyük katkı sağladığını ortaya koymaktadır.
2021
Seleukos Dönemi kolonilerinden Seleukeia Sidera, Pisidia Bölgesi'nin önemli kentlerinden biridir. Adı antik kaynaklarda zikredilen Seleukeia'nın Hellenistik Dönem tarihine ilişkin belgeler oldukça azdır. MS 1 yüzyılda Hrisitiyanlaşma faaliyetlerinin başladığı kent, MS. 4. Yüzyıldan itibaren düzenlenen Hristiyan konsillere temsilci göndermiştir. Roma Dönemi'de kentin adı Claudioseleucia olarak değiştirilmiş ve kent varlığını daha sonraki dönemlerde de sürdürmüştür. MS 3 yüzyılda ortaya çıkan ekonomik kriz diğer bölgelerde olduğu gibi Pisidia'da etkilerini göstermiştir. Bu krizden Seleukeia da nasibini almıştır. MS 3. Yüzyılda kent tarımsal faaliyetlerini hem kent içinde hem de kırsal arazide devam ettirmiştir. Kentte ele geçen buluntular, MS. 4. yüzyılda Seleukeia'da üretilen şarabın kent ekonomisinde önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. Şarap üretimi daha sonraki dönemlerde de devam etmiştir. Seleukeia Sidera'da şarap üretimin yanı sıra bir başka ekonomik faaliyet olarak karşımıza seramik üretimi çıkmaktadır. Kentteki seramik üretimi gruplar arasında unguentarium'lar da yer almaktadır. Ele geçen bu unguentarium'lar Hellenistik ve Roma İmparatorluk Dönemleri ile Geç Roma İmparatorluk Dönemine tarihlendirilmektedir. Buluntular vasıtasıyla Seleukeia Sidera'da Geç Roma İmparatorluk Dönemi'nde unguentarium üretimi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2024
Hemen her dinde dünyayı zulümden arındıracak bir kurtarıcı inancı mevcuttur. İslam kültüründe kıyametten önce gelmesi beklenen kurtarıcı Mehdi olarak adlandırılmıştır. Beklenen mehdi fikri sünnî İslam geleneğinde de görülmekle birlikte esas olarak Şia akaidinin temel taşlarından biridir. İslam toplumlarında özellikle zulüm ve haksızlıkların yoğunlaştığı dönemlerde bazı karizmatik kişiler, beklenen kurtarıcı oldukları iddiasıyla ortaya çıkıp kitlesel hareketlere liderlik etmişlerdir. Anadolu’da mehdi tasavvurlu ilk hareket Baba İlyas-ı Horasanî’nin 1240’ta Türkiye Selçuklu Devleti’ne karşı başlattığı büyük bir isyan hareketidir. Adıyaman, Malatya, Elbistan çevresinde yaşayan konar-göçer Türkmen aşiretlerinin çoğu, Baba İlyas’ın halifelerinden Baba İshak’ın önderliğinde bu bölgeden isyana katılmışlardır. Osmanlı Devleti zamanında ise özellikle iktisadi ve idari sorunların baş gösterdiği XVI. yüzyılın ilk çeyreğinde Anadolu’nun farklı yörelerindeki bazı Türkmen aşiretleri kendilerini mehdi olarak ilan eden Şah Kulu Baba Tekeli, Şeyh Celal, Kalender Çelebi gibi karizmatik liderler etrafında toplanarak ayaklanmışlardır. Bu çalışma ile Malatya ve çevresini yurt tutan konar-göçer Alhaslı aşiretinden Kalenderoğlu Ali’nin nübüvvet iddiası ile Anadolu’da XVI. yüzyılda meydana gelen isyan hareketleri arasındaki benzerliklerin ortaya konulması amaçlanmıştır. Divan-ı Humayun’dan bölgeye gönderilen emirlerde geçen ifadeler üzerine inşa edilen araştırmamızda, aynı dönemde peygamberlik iddiasında bulunan iki isme karşı daha hoşgörülü bir yol izleyen Osmanlı Devleti’nin Kalenderoğlu Ali’yi fikirleri yayılmadan kısa sürede ortadan kaldırdığı tespit edilmiştir.
Belleten, 2005
Tarihin en eski çağlarından beri Kilikya, gerek ekonomik, gerekse stratejik açıdan Anadolu'nun en önemli bölgesi olmuştur. Böyle büyük maddi zenginliklere sahip bir bölgede zengin bir kültürün oluşması da doğaldır. Antik Kilikya şehir sikkeleri bu zengin kültürün aynası olarak çok çeşitli konularda bizi aydınlatır. Yaklaşık altı yüz elli yıl süren bu sikke basma geleneği sayesinde, çok fazla arkeolojik veri olmamasına rağmen, Kilikya bölgesinde olup biten bir çok şeyi sikkelerden öğrenebiliyoruz. Antik çağda gelenek olduğu üzere, Kilikya şehirleri de darp ettikleri sikkeleri bir propaganda aracı olarak kullanmayı iyi biliyorlardı. Toplum iradesinin yönetiminde inkar edilemez bir öneme sahip olan inanç dünyası, sikkelerin konuları arasında önemli bir yer tutmaktadır. Bilindiği gibi Roma dönemi şehir darplarında, sikkenin ön yüzü otorite sayılan imparatora ayrılırken, arka yüzler çoğu kez şehirler için önemli olan tanrı ve tanrıçalara bırakılmıştır. Kimi şehirler ise sadece kendil...
Eskiçağda Savaş ve Diplomasi, 2021
In this study, a total of 37 stele fragments with dexiosis depictions belonging to the reign of the Commagene king Antiochus I (69-36 BC) were examined. It has been determined that some of these stele fragments belong to the same steles, and thus 22 steles have been the main subject of the study. Steles were recovered from an undetermined sanctuary in Mount Nemrut, Arsameia am Nymphaios, Samosata, Zeugma, Sofraz Köy, Selik, Çaputlu Ağaç Küllük, Kılafık Höyük, Ancoz, Doliche and Adıyaman, which were within the borders of the Kingdom of Commagene. There are two figures on the obverse of the stelae. While one of these two figures is Antiochus I, the other can be a god, goddess or a demigod such as Heracles. Zeus-Oromasdes in one of the steles, the goddess Commagene in one, Heracles or his syncretic form Artagnes- Heracles-Ares in six, Apollon or his syncretic form Apollon-Mithras- Helios-Hermes in six has been depicted. Apart from these, the identity of the god or goddess on the 23 blocks preserved in pieces could not be determined. Stele iconographies and inscriptions in the sanctuaries reveal that Zeus-Oromasdes, Apollon-Mithras-Helios-Hermes, Artagnes-Heracles-Ares and a goddess (Commagene, Artemis and Hera) who change from time to time are indispensable gods or goddesses of the Commagene pantheon. Considering the inscriptions found in the sacred areas, it is foreseen that dozens of sacred areas and especially steles with dexiosis descriptions may be revealed with the excavations to be carried out in Commagene. It is seen that Antiochus I, one of the most important diplomats of the 1st century BC, carried out diplomatic activities in various fields such as marriage, political, cultural, genealogy registry, declarations of friendship and religious unity (pantheon). In cases where diplomacy is not the solution, the king appears as a person who does not hesitate to fight. Steles, constitutes an important part of religion/cult diplomacy within the diversity of diplomatic activities of Antiochus.I. Although Antiochus I states in his inscriptions that the gods extended his right hand to him in difficult times and he also erected steles with dexiosis depictions out of gratitude, it is not possible to determine the idea underlying this iconography with certainty. In the literature, it is seen that different suggestions are presented such as equality with the gods, participation among the gods and a contract with the gods. It would be insufficient to state that Antiochus I, who stood out with his diplomatic personality during his reign, erected these steles by considering only the gods. As a matter of fact, the iconography on the steles also supports this idea. It is observed that the clothes and symbols used are very sensitive. It can be suggested that this iconography was created by taking into account the diversity of'ethnic groups, differences of belief and the sensitivities of rival/neighboring states that make up the Commagene people, apart from the religiosity of Antiochus I. Three fundamental goals were determined in this study. The first one; to introduce all the dexiosis steles, which depict of Antiochus I and gods or goddesses, unearthed to date, to the world of science. The latter; to evaluate the suggestions presented by scientists on the subject and to develop them, to discuss their right and wrong sides. Hie third; to determine the place of the steles in the diplomatic activities of Antiochus I.
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2013
Çalgılara farklı etik karakteristiklerin verilmesi antik Yunan felsefesi düşüncesinin ortaya çıkmasından çok önce başlamıştır. İlk olarak, antik Yunan mitolojisinde çalgıların, insan doğasına özgü niteliklerle -iyi ve kötü, günah ve sevap, aşırılık ve ölçülük -özdeşleştirmenin örneklerine şahit olmaktayız. Felsefenin klasik döneminde bu kavramlar, bilimsel olarak değerlendirilmiş, onlara farklı yaklaşımlar -diyalektik ve mantıksaluygulanmış ve bu problematik, mitolojinin münferit idealarını sistemleştirip bir öğreti düzeyine yükseltmiştir. Bu şekilde müziğin insana etkisini araştıran Ethos öğretisi ve en ilgi çekici gelişmelerden biri olan çalgıların Ethosu ortaya çıkmıştır. Bu makalede, Antik çalgıların özellikle lir ve flütün Ethosu, onların mitolojik kökenleri ve felsefi temelleri araştırılmaktadır.
Karadeniz Araştırmaları, 2023
Hasan AKYOL ÖZ VI. ve VII. yüzyıl Anadolu şehirleri hakkında bilgi veren kaynakların kısıtlı olması yanında Anadolu kırsalı hakkında kaynak da hemen hemen yoktur. Aziz Theodoros'un (ö.613) hagiografisi, muhtevasındaki olaylar anlatısından anlaşıldığı kadarıyla VII. yüzyıl ortalarında tamamlanmış olmalıdır. Anadolu'nun o dönem şehirleri, toponimisi, topoğrafyası, siyasi ve sosyo-kültürel geçmişi hakkında kıymetli bilgiler veren bu eser, batıda birçok çalışmaya konu olmuşken ülkemizde henüz hak ettiği ilgiyi görmemiştir. Nitekim Fransız bilim insanı Festugiére tarafından Yunanca özgün metni ile birlikte neşredilen hagiografi, Anadolu'nun Bizans egemenliği altında bulunduğu VI. ve VII. yüzyılları açısından ana kaynak niteliği taşımaktadır. Hagiografi, Theodoros'un mucizelerini içermektedir ve bu mucizelerin sonraki nesillere duyurulması amacıyla yazılmıştır. Eserde Anadolu insanının o dönemlerdeki inanç ve düşünce dünyası da yansıtılmıştır. Azizler kültü, ikonalara duyulan derin saygı, dönemin kilise hiyerarşisi, dinî gruplar, kutsal günler ve bayramlar bu çerçevede örnek gösterilebilir. Bu makalenin amacı, Theodoros'un hagiografisindeki verilerden hareketle, kırsal bir yerleşim olan Sykeon merkez olmak üzere VI. ve VII. yüzyıl Bizans Anadolu'sunda yaşayan halkın inanç dünyasını ortaya koymaktır. Bu kapsamda çalışmamızda, dönemin yaygın dinî grupları, dindarlığın önemi, kutsallığın menşei ve meşrulaştırılma yolları, Aziz Georgios (Aya Yorgi) kültü özelinde Azizler kültü, manastır-kilise çekişmesi, ikonaların işlevi, büyü ve büyücülük, kutsal günler ve dönem insanının pagan dünyaya bakışı konuları işlenmeye çalışılmıştır. Makalede hagiografinin A.J.Festugiére tarafından yayımlanan Yunanca neşri esas alınmış ve Elizabeth Dawes tarafından hazırlanmış kısmî İngilizce çevirisi ile J.L. Mattei'nin yayımladığı Fransızca çeviriden de kısmen faydalanılmıştır. Theodoros'un hagiografisinde geçen dinî hayat ile ilgili veriler, dönem kaynakları ve telif eserler ile mukayese edilerek sunulmaya çalışılmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Kesit Akademi
Harp Tarihi Dergisi, 2023
Erken Tunç Çağı’ndan Bizans Dönemine Stratonikeia ve Lagina İnsanları, 2022
Sillyon Çalışmaları I: Yüzey Araştırmaları Işığında Sillyon ve Çevresi, 2020
Arkeoloji Dergisi , 2014
Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi, 2004
ORTA ASYA’DA DİL VE EDEBİYAT (XV-XX. YÜZYIL) SEMPOZYUMU BİLDİRİLERİ , 2024
Eskiçağ Yazıları 7 / Akron 9, 2015
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
ULUSLARARASI GENÇ BİLİMCİLER BULUŞMASI I: ANADOLU AKDENİZİ SEMPOZYUMU 04-07 KASIM 2009, 2009
Anadolu Araştırmaları / Anatolian Research
Tarih Araştırmaları, 2018