Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2015, MOMENT
…
17 pages
1 file
Yaren, Ö. (2015), “Göçmen Sinemasını Yeniden Düşünmek”, Moment: Hacettepe Ün. İletişim Fak. Kültürel Çalışmalar Dergisi, 2(1): 207-223. ISSN: 2148-970X.
Moment Dergi, 2015
Yaklaşık yirmi yıl önce, göçmen filmlerinin sıklığının artmaya başlamasıyla birlikte " göçmen sineması " belli bir grup filmi tanımlayan jenerik bir kavram olarak tartışmalara girdi. Avrupa'nın genişleyen ve derinleşen birliğinin getirdiği iyimser hava, çok kültürlülüğün bir değer olarak kabul görmesi ve ulus devlet fikrinin sorgulanması bu kategorinin tanınmasında yardımcı oldu. Ulusal sinemaların katı gölgesi ortadan kalktığında, ulus-aşırı, göçmen, diasporaya ilişkin filmler ve çoğulcu kimlik pratikleri görünür hale geldi. Bugün Avrupa kimliği, yükselen aşırı sağ, Avrupa şüpheciliği, Yunanistan'da başlayıp başka ülkelere yayılma işaretleri veren ekonomik çöküntü, istikrarsızlaşan çevre coğrafyalar ve sığınmacı akını karşısında darbe yerken birleşik Avrupa fikrinin gerisindeki iyimser kozmopolitan zemin güç kaybediyor. 1990'ların refah Avrupası ve güçlü Avrupalı kimliği döneminin öncelikleri değişirken göçmen filmleri de dönüşüyor. Filmlerin odağı göçmen topluluklardan sığınmacılara kayarken bu çalışma 'göçmen sineması' kavramının geçerliliğini sorgulamayı amaçlıyor.
İlef Dergisi, 2023
This study draws on the trauma and migration-studies literature to examine the transformation of migration into social trauma through two films on worker migration to Germany in the 1970s: Germany, Bitter Homeland (Şerif Gören, 1979) and 40 Square Meters of Germany (Tevfik Başer, 1986). The study begins by discussing concepts related to trauma developed by theorists such as Sigmund Freud, Cathy Caruth, and Dominick La Capra, specifically "latency, " "acting out, " and "working through. " It then evaluates other concepts offered to the audience in traumatic narratives, such as Ann Kaplan and Ban Wang's concepts of voyeurism, shocking, curing, and witnessing. Evaluating these, it argues that traumatic narratives may have an ideological orientation that creates a melodramatic closure or encourages aggression as well as confronting the past. Based on this theoretical perspective, the study explains the historical development of labor migration to Germany and elaborates the historical and social reasons for the films' presentation of the migration experience within the framework of the fragmentation of subjectivity and loss of self. The last part of the study evaluates the way the traumatic migration experience is presented in the films through family disintegration, personal tragedies, crisis of masculinity, and changes in gender relations. It discusses whether a solution to or closure for trauma can be found in films dealing with the economic exploitation, inequality, cultural incompatibility, alienation, and isolation that immigrants face. The study also explores the different kinds of meanings the films attach to the discourse of trauma within the framework of themes such as national identity, racism, hybridity, integration, cultural shock, masculinity, femininity, and memory. In addition, it evaluates the consequences of these meanings in terms of the representation of migration and immigrants.
Göç Dergisi, 2021
Ulusal sınırlar içinde yaşanan ortak kültürün homojenleşmesiyle oluşan ulusal sinemanın sınırları dışında açılan yeni bir alandaki harekete dayalı olan göç sineması, merkezine genellikle kültürel karşılaşmaların yarattığı etkileşimi almaktadır. Çıkılan anavatan ve ulaşılan yeni ülke arasındaki geçiş ve karşılaşmalar temelinden hareket edildiğinde öncelikli ülke sınırına, ardından kültürel etkileşime dayandırılan göç sinemasını kuramlaştırma çalışmaları da bu iki kavrama dayanarak çeşitlendirilmiştir. Ulus-aşırı, ulus-ötesi, kültürler-arası, çok-kültürlü, çok-dilli ya da aksanlı, melez, hibrit şeklinde nitelendirmelerle genişleyen bu alanı, temellindeki sosyolojik olguya dayanarak toplumsal anlamda göç, bireysel anlamda da göçmen sineması altında toplamak mümkündür. Günümüzün küresel sisteminde kökeni ve gelişim sürecinden bağımsızlaşarak, teknolojik gelişmelerin de etkisiyle sinema endüstrisinin üretim, dağıtım, gösterim aşamalarını da içerir hale dönüşen bir anlamlandırmayı rağmen; ulusötesi (transnational) sinema kavramı göç ve göçmen sinemasını nitelemektedir.
Göç dergisi, 2021
Göç, sinemanın her zaman ilgilendiği konulardan biri olagelmiştir. Dünyanın içinden geçtiği tüm toplumsal meselelerde olduğu gibi, yaşanan göçlerin yol açtığı toplumsal değişimler de bireysel hikâyelerle birlikte sinemaya yansımaya devam etmektedir. Göç olgusu; iç göç, ulusötesi göçmenlik, mültecilik, işçi göçü, mübadele, vatan hasreti, gurbet, eve dönüş gibi konularla kurmaca ve belgesel sinemada geniş yer bulmuştur. Yeni kıtaların keşfiyle birlikte göç etmeye başlayan toplulukların hikayeleri sinemaya konu olmaya başlamıştır. Sanayi Devrimi sonrasındaki kentleşme hareketleriyle birlikte artık anlatının ayrılmaz bir parçası haline gelen göç olgusu, bu toplumsal değişimlerin yanı sıra savaşlar, politik veya etnik çatışmalar, iş-geçim kaynağı, yeni yaşam arayışları, iklim değişiklikleri-kuraklık-kıtlık gibi doğa kaynaklı yoksunluklar, eğitim ya da günümüzde küreselleşme ile birlikte önemli sayılara ulaşan nitelikli göçmenlik sinemanın ilgilendiği alanlardır.
Marmara Iletisim Dergisi, 2015
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2017
Kentsel dönüşümün sıklıkla tartışıldığı günümüzde yarattığı toplumsal ve sosyal etkilerle üzerinde farklı argümanlar geliştirilen göç olgusu, bizleri gecekondulaşmayı ve kentsel mekanda var olma süreçlerini anlamamızı sağlayacak araştırmalara yöneltmektedir. Bunu yaparken farklı disiplinleri bir araya getiren çalışmaların konuyu daha da zenginleştirmekte olduğu açıktır. Konunun çok boyutlu içeriği farklı ele alışların önünü açmakta olup, her biri özellikle de Türk sinemasının geçmiş deneyimleri göz önünde bulundurulduğunda, birer belge niteliği taşıyan filmler üzerinden böyle bir irdelemeyi yapmak bize yeni olanaklar sunmaktadır. Bu noktadan hareketle, paylaşılan çalışma, göç ve gecekondu gibi kentsel unsurların sinemaya yansıyan görsel içerikleri ile kent planlama alanı arasında bağ kurma yolunu benimsemiştir. Böyle bir çaba gerek sinemanın bir temsil biçimi olması, gerekse de teorik anlamdaki pek çok konunun görsel bir niteliğe kavuşmasında etkili bir sanat dalı olması bakımından önemlidir. Çalışma literatür çalışmasının yanı sıra göçün farklı süreçlerini anlatan seçilmiş Türk filmleri üzerinden göç özellikleri, konut türleri, meslek grupları, kültürel yapılar vb. özellikler üzerinden elde edilen çıkarımlara temellendirilmiştir. Göç açısından önemli bir varış noktası olan İstanbul kentinin değişen sosyal ve mekânsal özellikleri, bu özellikleri perdeye en iyi yansıtmış olan filmler arasından yapılmış seçimler üzerinden değerlendirmeye çalışılmıştır. İstanbul'un Türkiye kentleşme pratiği içerisinde özellikle göç süreçleri açısından var olan farklı konumu ve bu temelde filmlere konu olma özelliği nedeni ile böyle bir değerlendirmenin çıkış noktasını oluşturmuştur.
2. Uluslararası Sosyal İnovasyon Kongresi Özet Bildiriler, 2020
To the awe of Muslims there was a special broadcast on NPO2 -Dutch national television -Muslims pray for bonding on the 2nd of April 2020, subtitled a Joint prayer from the Taqwa Mosque in Amsterdam due to the corona crisis. This joint prayer was on prime time in the Netherlands where Dutch imams recited from the Quran by taking turns. The Muslim amazement didn't stop with this broadcast, as most mosques in large cities publicly called for prayer (the adhaan) as a sign of national solidarity. Then, there were new TV-commercials on the Corona measures including images of Muslims praying together with images of sports people reminding them to stay at home. As far as the memory goes it was a first in years that a Minister, in this case Minister Grapperhuis gave a Ramadan message to congratulate the start of the holy month Ramadan. On the 2nd of May 2020 Minister Arie Slob endorsed the permit of an Islamic Secondary school in the Hague after long years of rejections and quarrels. Therefore, the question in this paper is, does this pandemic give rise to a more constructive political and media attitudes in the Netherlands while minorities in cases of international crises typically are the scapegoats to be targeted? Furthermore, is this initial seemingly positive depiction in favour of the Dutch Muslim a temporary glitch or is the Corona-crisis paving the way for new opportunities to mend relations that seemed deconstructive?
Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi II. Uluslararası Sanat ve Tasarım Kongresi, 2016
Migration and migration-based problems have been among the major problems of Greece since it declared its independence in 1821. Especially, it caused dramatic social and economic tribulations when they faced a severe defeat against Turks in 1922 and Greeks living Anatolia had to immigrate to mainland Greece leaving their lands after the population exchange. These problems faced due to migration found their place in cinema as well, and migration has become one of the major topics worked in Greek cinema. The objective of this work is to reveal how the migration issue is reflected in Greek movie posters. In this context, the movie posters of O Prosfygas (1969), Smyrna 1922 (1978), The Weeping Meadow (2004), each of which is among the masterpieces of their eras, are analyzed by analyzing means of semiotics. The reason why movie posters are chosen as the analysis objects is that movie posters, which are important carriers of ideology like other media tools, are vivid and aesthetic signs reflecting cultural, commercial and political characteristics of the country where they are designed. Therefore, analyzing movies shot in different eras, has given clues contributing to reveal the place of migration issue in social and cultural life in Greece. As a result of the analysis of the movie posters of O Prosfygas, Smyrna 1922, The Weeping Meadow, it is concluded that political conditions are determinant in reflection of sorrows due to migration in movie posters, and that Turks portrayed as savages, manslayers and vandals are the only reason of the troubles Greeks went through in the movies O Prosfygas and Smyrna 1922, shot during an era when relations were tense due to Cyprus issue; however, in the movie The Weeping Meadow shot in 2004 when relations got milder, portraying Turks as the only blame is abandoned and it is focused on the sorrows created by migration and the exchange of population.
Göç Dergisi, 2021
İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’nın yeniden inşası için Marshall Planı yürürlüğe konmuş ve gelişmeye başlayan Avrupa ülkeleri, ihtiyaç duydukları iş gücünü göçmenler ile karşılamışlardır. Ancak 1973 Petrol Krizi sonrasında göçmen alımını durdurmuşlar ve “kapalı kapı” politikası izlemeye başlamışlardır. Soğuk Savaş sonrası yaşanan siyasi çalkantılar ve küreselleşme süreci, uluslararası göç hareketlerini de küresel boyuta taşımış ve Avrupa Kalesi daha da güçlendirilmiştir. Arap Baharı ve Suriye iç savaşı yeni bir göç krizi yaratırken göçe karşı alınan önlemler daha da sıkılaştırılmıştır. Bu nedenle göçmenler, daha tehlikeli rotalar izlemek zorunda kalmış ve göç güzergâhları boyunca ölüm ve kayıplar dünya genelinde artmıştır. Bu trajedi, doğal olarak sinemacıların da dikkatini çekmiştir. Dünya sinemasıyla eş zamanlı olarak Türk sinemasında da düzensiz göç temalı filmlerin sayısında artış kaydedilmiştir. Çünkü Türkiye, uluslararası göç hareketlerinin dönüşümü kapsamında her zaman merkezî bir konumda yer almıştır. Türk sinemasında düzensiz göç temalı filmler incelendiğinde bu dönüşüm net bir şekilde görülmektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Türk Sinemasında Sosyal Meseleler, 2012
Perspektif, 2020
Perspektif, 2020
Journal of Turkish Studies, 2017
Hakikat, Temsil, İnşa: Medyada Gerçeklik Krizleri (Ed. Yavuz Kerem Demirbaş), 2022
3. Uluslararası Sinema Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2023
Journal of History Culture and Art Research
2012
Kastamonu İletişim Araştırmaları Dergisi, 2021
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2015
Uluslararasi avrasya sosyal bi̇li̇mler dergi̇si, 2022
Beyond Istanbul, 2019
DergiPark (Istanbul University), 2022
DergiPark (Istanbul University), 2022