Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
31 pages
1 file
Özet İnsan bir çevre varlığıdır. İnsanı kuşatan çevrenin onun inşasına ve varoluşuna katkısı muhakkaktır. Biz burada bu çevreleri fiziksel, sosyal ve zihinsel olarak üçe ayırdık. Bu çevrelerle kuşatılan insanın varoluş alanlarından biri de etiktir. İnsan davranışlarının ahlâkî alanını konu alan felsefî düşünce etkinliği olarak temerküz eder. Bununla birlikte ahlâkî ilke koyma niteliğiyle de hayatın içindedir. Bu minval üzere insan kendisini kuşatan çevrelerin etkisinde kalarak etiğin meşruiyetini kozmolojik, teolojik ve antropolojik açıdan sağlamış ve onu inşa edebilmiştir. Bu makalede söz konusu çevreler bağlamında etik temellendirme konusu değerlendirilecektir. Abstract The human being is an environmental entity. All humans are surrounded by environment. There is no doubt that the environment contributes to the formation and existence of all human beings. We have decided to separate the environment into three classifications: the physical environment, the social environment, and the mental environment. Ethics is one area of human existence that is surrounded by these environments. Ethics is an activity of philosophical thought evaluating human’s behaviour with the ethical dimension Also, it effects the life by setting some moral rules. In this way, the ethics could be legitimated and conducted in terms of cosmology, theology and anthropology by human staying under the influences of these environments. In this article, it is going to be evaluated the varieties of ethics justification (or legitimacy) in the context of relationships with these environments.
2021
Bu makalede, çevre sorunları bağlamında Kur'an'da israf anlayışı ve insana tanıdığı vicdani boşluğun telafisi analiz edilmeye çalışılmıştır. İsrafın, çevre sorunlarını oluşturan en önemli etkenlerden biri olduğuna dikkat çekilmiştir. Bunun için yine çevre sorunları karşısında yapılması öncelikli işlerden birinin israfı önlemek olduğuna vurgu yapılmıştır. Çalışmada, din-çevre ilişkisinin iyi analiz edilebilmesi için çevre sorunlarının bugün yüz yüze kalınan şekliyle kavranması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Ardından israf konusu Kur'an'ın ele aldığı anlam boyutlarıyla kısaca verilmiş, süreç içerisinde oluşan anlam değişimine dikkat çekilmiş, zamanla öne çıkan ekonomik anlamdaki israf anlayışının kapsam alanı çevre sorunlarıyla ilişkili olarak incelenmiştir. Kur'ân'ın israf tasavvurunda bireyin keyfiyetine bırakılan vicdani bir boşluk olduğu tespit edilmiştir. Çevre-israf ilişkisinde kontrol edilmesi gereken en önemli noktalardan birinin bu boşluk olduğuna vurgu yapılmıştır. Kur'an'ın ilgili boşluğu inanç temelli ahlak anlayışı ile doldurduğuna değinilmiştir. Ahlak kapsamına giren alt başlıklar ayrı ayrı ele alınmamış, Kur'ân'ın ahlaka verdiği önem genel çerçevesiyle vurgulanmıştır. Çünkü her bir başlık ayrı bir çalışma konusu olabilecek niteliktedir. Bu noktada özellikle ahlak anlayışının çevre sorunları bağlamında güncellenmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Önemine binaen israf ve ahlak ilkelerini yalın haliyle dile getirmenin yeterli olmayacağı üzerinde durulmuştur. Çevre konusunun farkındalık/bilinç boyutlarıyla ele alınmaya başlandığı günümüzde ruhunu Kur'ân'dan alan ahlakın, çevre sorunlarıyla bağlantılı olarak profesyonel bir eğitim anlayışı ile içselleştirilmesinin sağlanması gerektiğine işaret edilmiştir.
Sinop Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2017
Son iki yüz yıl boyunca bilim, endüstri, ekonomi ve siyaset alanlarında birçok yeniliklere şahit olduk. Günümüzde yaşanan her yeni teknolojik ve bilimsel gelişmenin doğrudan ya da dolaylı olarak insan bedeni, diğer türlerin sürdürülebilirliği ve gelecek kuşaklar üzerinde belli ölçülerde etkileri olmaktadır. Bu bakımdan çevreciliği sadece "çevre koruma" anlamında bir ideoloji olarak algılamak çok yetersizdir. Yaşadığımız dünya tüm canlı yaşam örüntüleriyle bir bütündür ve bu bütün içinde insan, doğayı diğer türlerden daha fazla değiştirdiği için daha fazla sorumluluk almak durumundadır. Bu çalışmada çevrecilik, bir literatür taramasına dayalı olarak, etik değerler açısından incelenecektir. Etik ve çevre etiği kavramlarına değinildikten sonra genetiği değiştirilmiş organizmalar, sürdürülebilir kalkınma, aşırı tüketim ve küreselleşme konularının çevre etiği açısından nasıl görüldüğü ele alınacaktır.
Pamukkale Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi, 2003
Bu çalışmada, bilimsel yöntem olarak ta ifade edilen problem çözme yönteminin basamaklarını açıklamak amaçlanmaktadır. Ayrıca bilimsel problem çözme yöntemini diğer yöntemlerden ayıran özellikleri karşılaştırmalı olarak vermek ve bu yöntemin çevre eğitiminde uygulanmasına yönelik bir model geliştirmek hedeflenmektedir.
Tasarım + Kuram, 2020
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License. Öz Günümüz kentlerinde sanayileşme, nüfus artışı, göç, gelişmişlik düzeyi, ulusal politikalar gibi çeşitli faktörler doğrultusunda gerçekleşen yoğun, planlanmamış ve çarpık kentleşmeye bağlı pek çok sorun görülmektedir. Bu sorunların çevresel kaynaklar, kent mekanı ve kentin yaratıcı ve yürütücü unsuru insan üzerinde neden olduğu etkiler on yıllardır pek çok disiplinde tartışılmaktadır. Dolayısıyla insan ve çevre arasındaki karşılıklı ve kuvvetli etkileşim, insanın bedensel ve psikolojik sağlığını, kentsel tasarımda ele alınması kaçınılmaz konulardan biri yapmaktadır. Özellikle çevre psikolojisi alanında yer bulan insan psikolojisi ve çevre arasındaki ilişki, kentsel sorunlar konusuyla ilgili olarak ekopsikoloji yaklaşımında karşılık bulmaktadır (Rozsak, 1992). İnsan ve doğa arasında yeniden kurulacak bağın çevresel sorunların çözümündeki rolüne dikkat çeken yaklaşım, bu bağın kurulabilmesi için ise bireylerin doğal alanlarda vakit geçirmesi ile elde ettikleri ekoterapi hizmetinin gerekliliğinden bahsetmektedir. Bu gereklilik doğrultusunda bu çalışma, kentin ekoterapi hizmeti sağlayan fonksiyonları ve özelliklerinin araştırılmasını amaçlamaktadır. Bu amaçla ekopsikoloji ve ekoterapi konu başlıklarında sistematik literatür taraması gerçekleştirilmiş, ulaşılan 37 makale içerisinde terapötik mekânların türleri, özellikleri, faydaları ve terapötik aktiviteler incelenmiştir. İncelenen 4 eksen dâhilinde anahtar kelimeler halinde çekilerek gruplanan tanımlar söylem analizine tabi tutulmuştur. Belirlenen fayda, tür, özellik ve aktivitelerin mekânının niteliklerini belirleme konusundaki en önemli araçlardan olan kentsel tasarım süreçlerine sunabileceği katkılar ve dâhil olabileceği aşamalar tartışılmıştır.
1. İstanbul Uluslararası Coğrafya Kongresi Bildiri Kitabı, 2019
Environmental Ethics and Intrinsic Value İnsan ve çevre arasındaki ilişkiler konusunun daha sistemli ele alınması, 1960’ların sonlarında akademik bir disiplin olarak ortaya çıkan çevre etiğiyle olmuştur. O, temel olarak, doğal çevre ve onu oluşturan insan-olmayan bireyler ile insan arasındaki etik ilişkileri incelemeyi amaçlar. Çevre etiğinin incelediği soruların başında insan ve çevre bağlamında asıl değere sahip olanın ne ya da neler olduğu sorusu gelir. Bu çalışma öncelikle ve kısaca, çevre etiğinin doğuşunu, amacını ve ilgilendiği konuları ele alacaktır. Daha sonra çevre etiğinde asıl değer konusuna odaklanacak ve bu konuda ileri süren temel teorileri incelenmeye ve değerlendirmeye çalışacaktır.
Bingöl Araştırmaları Dergisi, 2020
Çevre kirliliği, doğanın fiziksel unsurlarını ve ekolojik dengeyi ciddi boyutlarda etkilemektedir. Bu durum, çevre meselesinin birçok bilim alanı tarafından sorunsallaştırılmasını gerekli hale getirmiştir. Çevre sorunlarına yönelik olarak bilimin farklı disiplinlerinden öneriler ve formüller bulunmaktadır. Bu disiplinlerden bir tanesi de eğitim felsefesidir. Çevre ve etik meselesini eğitim felsefesi açısından irdelemek için çevre sorunlarının nedenlerine de dikkat çekmek gerekir. Bu çalışmada, mevcut çevre sorunları karşısında eğitim felsefesinin bakış açısı göz önünde bulundurularak çevre ve etik konusu incelenmektedir. Bu çalışmada, dokümantasyon yöntemi kullanılarak daha önce yapılan araştırmaların ve istatistiklerin verilerinden de yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular; doğa, ekoloji, değer ve eğitim felsefesi çerçevesinde incelenmiştir. Ayrıca çevre bilinci ve etik ilişkisi, günümüzde eğitim ve doğa haklarının önemi bakımından gündeme getirilmiştir. Yapılan çalışmada bütün bu konular tartışılarak çözüm önerilerinde bulunulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Çevre, etik, eğitim felsefesi, ekoloji, doğa hakları.
2020
Kur’ân’da teshir kavrami, genel olarak insanin cevresini olusturan varliklarin onun hizmetine sunulmasi manasinda kullanilir. Teshir kavramiyla ilgili âyetlerde Kur’ân, kâinatta kurdugu makro dengeden mikro dengeye ve bu dengenin insan icin ne anlama geldigine isaret eder. Bu yonuyle Kur’ân’da teshir kavrami, sadece insanlarin onlerinde hazir olarak bulduklari cevreyi ve nimetleri onlara hatirlatmaz ayni zamanda bu cevrenin mevcut duruma nasil geldigine deginerek hem tarihi surece hem de fiziksel yasalara da dikkat ceker. Bu meyanda teshir kavrami, tekvini âyetlere atifta bulunur ve insanla kâinat arasindaki baga isaret eder. Bu sebeple teshir kavramindan hareket edilerek insan ve cevre kavraminin ana umdeleri, ortaya cikarilabilir. Yapilan arastirmayla, teshir kavrami uzerinden hem Kur’ân’in ekolojik dengeye bakisinin yansitilmasi hem de cevre bilincinin olusmasina katki saglanmasi amaclanmistir. Ayrica bu kavramin, Kur’ân’in butunlugu icerisinde anlasilmasinin Kur’ân’daki mesajlar...
Mülkiye Dergisi, 2023
Ekolojik sorunlarla mücadele edilmesi ve çözüm önerilerinin etkin bir şekilde hayata geçirilebilmesi için kamuoyu farkındalığı ve bilgi seviyesi kritik bir öneme sahiptir. Özellikle ulusal ölçekte çevre politikalarının oluşturulması ve teşvik, sınırlama, yaptırım, yasal düzenleme gibi politika araçlarının etkinliği kamuoyunun, tekil ya da birden fazla çevre sorununun seviyesi, yoğunluğu, ciddiyeti ve 'gerçekliğine' yönelik ikna düzeyiyle doğrudan bağlantılıdır. Bu bağlamda bireylerin ya da toplumun belirli bir kısmının söz konusu çevre sorunlarına kuşku duyması/şüpheyle yaklaşması, ilgili sorunun çözümü ve küresel ölçekte deneyimlediğimiz ekolojik krizle mücadele açısından bir açmaz yaratmaktadır. Bu doğrultuda, politik ve iktisadi amaçlar doğrultusunda, belirli aktörler tarafından sistematik ve planlı bir şekilde yürütülen, kuşku yaratma ve yayma odaklı etkinlikleri ifade eden çevresel kuşkuculuk yaklaşımı, bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Ekolojik krizle etkin mücadelenin önündeki en büyük engellerden birisi olan bu yaklaşımın aktörleri, argümanları, stratejileri ve etkileri çalışmada detaylı olarak ele alınmaktadır. Çevresel kuşkuculuk, teorik ve pratik bağlamda çok büyük oranda Amerika Birleşik Devletleri üzerinden ilerlediği için çalışma kapsam olarak bu ülke ile sınırlıdır. Hakikat sonrası yaklaşımla kesişim noktalarına da sahip olan çevresel kuşkuculuk, iklim değişikliğinin etkisinin ve yoğunluğunun her geçen gün arttığı bu dönemde, aşılması gereken geniş tabanlı ve ‘yüksek bütçeli’ bir sorun olarak ön plana çıkmaktadır. Bu durum, bir yandan hâlihazırda istenen düzeyden çok uzakta kalmış olan ve on yıllardır somut bir kazanıma imza atamayan uluslararası iklim rejiminin etkinliğini tümüyle tehdit ederken; diğer yandan dünya genelinde yerel yönetimlerin başını çektiği alternatif çözüm pratiklerini köklü bir şekilde etkilemektedir. İklim değişikliğiyle her ölçekte mücadelenin kaçınılmaz olduğu ve bunun için mümkün olan en yüksek kamuoyu desteğinin gerektiği günümüzde çevresel kuşkuculuğun, tüm boyutlarıyla çözümlenmesi ve ifşası kaçınılmaz görünmektedir. Bu bağlamda çalışmanın temel savı, çevresel kuşkuculuğun kamuoyu üzerinde kritik etkiler yaratarak çözüm çabalarını baltaladığı ve bu yaklaşımla kapsamlı bir mücadele hayata geçirilmeksizin ekolojik krizden çıkışın mümkün olmayacağı yönündedir.
Senex:Journal of Aging Studies, 2019
Amaç: Çalışmanın temel amacı Muratpaşa merkezinde yaşayan 65 yaş üstü bireylerin ikamet ettikleri konutların fiziksel uygunluğunu incelemek ve konutlarında onları sınırlayan yapısal özellikleri ve nedenlerini tespit etmek, yerel yönetimler ve kent sakinleri için konutlar açısından Demans Dostu Çevre oluşturma sürecinde bir yol haritası oluşturmaya katkı sunmaktır. Yöntem: Çalışma kapsamında, birey-mekân uyumunu ele almak üzere tasarlanan araştırma modelini uygulamak için "Yaş Dostu Kentlere Doğru: Hızla Yaşlanan Bir Toplumda Yaş Dostu Çevreler ve Hizmetler Yaratmak" araştırmasının mikro verileri kullanılarak ikincil veri analizi gerçekleştirilmiştir. Bulgular: İkincil veri analizi kapsamında, Muratpaşa ilçesinde ikamet eden yaşlıların konut içi alanlarının ve genel konut alanın risk değerlendirmeleri yapılmış ve mahallelerin nüfus yoğunluklarına göre demans dostu çevre bağlamında konutiçi erişilebilirlik üzerine risk haritalandırmaları gerçekleştirilmiştir. Birey-konut ilişkisi bağlamında, bireylerin hanehalkı yapıları ve demans risk durumlarına dayalı olarak konut riskleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Sonuç: Yapılan analizler ile kent merkezi içerisindeki konut alanlarının demans dostu çevre değerlendirmesi sonucunda riskleri barındırdığı tespit edilmiştir. Türkiye'de özellikle yerinde yaşlanma kavramı önerileri sosyo-politik düzlemde sıklıkla gündeme getirilirken yaşlı bireylerin var olan koşullarına ilişkin bir değerlendirme yapılmamaktadır. Özellikle demans gibi yalnızca bireyi değil aileyi ve toplumu etkileyen hastalıklarda da yerinde yaşlanmanın önerilebilir olması için bireylerin ilk engel ile karşılaştıkları konutlarının erişilebilirliğinin sağlanması önemlidir. Kapsayıcı tasarım ilkelerine bağlı kalınarak kent alanlarının iyileştirilmesi ve kilit hizmetlere erişimin kolaylaştırılması gerekmektedir.
KELAM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2014
Mutakallimun have carried out important functions particularly during the period of expansion when they faced with different cultures and religions and they have never fallen within a simple form of religious defense. In fact, they have contributed a new horizon to the Islamic thought by putting forward new theories and establishing new issues. However, their primary concern has been introducing Islam to non-muslim quarters. This study aims to demonstrate how Qadi Abuljabbar handled a theological problem according to environmental factors. The Qadi tackles the problem of suffering with rational justification, dispelling the worries of non-muslims.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Bilimsel Madencilik Dergisi
Journal of Turkish Studies, 2015
Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), 2022
8. Uluslararası Asos Congress Hukuk Sempozyumu (8th Asos Congress International Symposium on Law), 2022
Akademik Hassasiyetler, 2020
Coğrafi Bilimler Dergisi, 2023
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2020
Aibu Iibf Ekonomik Ve Sosyal Arastırmalar Dergisi, 2012
Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2013