Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, Farklı Disiplinlerde Değer Kavramı
…
30 pages
1 file
İçinde yaşadığımız çağ, geçmiş dönemlere göre toplumsal değişim ve dönüşümlerin hızlı yaşandığı bir dönemdir. Bu hızlı toplumsal değişme süreciyle beraber insanların çevre-doğayla olan ilişkisi, ekonomik davranışları, ahlâkî yönelimleri, kültürel-millî unsurlara yönelik algıları, siyasal ve dinsel tutum ve davranışları hızla değişmektedir. Bu durumla bağlantılı olarak bireylerin toplumsal dünyayı algılamalarında önemli bir etkiye sahip olan toplumsal değerler de bu süreçten nasibini almaktadır. Toplumsal değerler üzerine araştırma yapılması değişimin hızlı yaşandığı günümüzde bireylerin, toplumların ve kültürlerin anlaşılması açısından önem taşımaktadır.
IV. Uluslararası Tarih Eğitimi Sempozyumu , 2016
Demokrasi siyasal değil, toplumsal bir durumdur. Kişilerin kendilerini anlamlı kılabildikleri farklı kültür grupları içinde bulunması ve bu heterojen bütünlüğün korunması ancak birey ile en örgütlü yapı arasında koruyucu bir sosyal sahanın varlığı ile mümkündür. Sivil alanların varlığı ve korunması demokratik düşüncenin toplumsallaşması ile olur. Demokrasi siyasi seçimlerin sürekliliği ile değil, çıkarlarının bilincinde olan ve toplumsal gerçekliğine yabancılaşmamış bireyler ile geçerli kılınır. Bireylerin yaşanan gerçeklikle irtibatını kesen, onların içinde bulunduğu duruma yabancılaşmasına neden olan ve gözlerine perde çeken düşünsel örtüler söz konusudur. Bunlar farklı alanlardan inşa edilen ideolojilerdir. Tarih aracıyla ideolojik, gerçek-dışı bir güvenli düşünsel saha kurma en yaygın kullanılagelen siyasal yöntemdir. Güncel sosyal gerçekliğin kavranmasında geçmişten bugüne nedensellikler kurmak geçerli bir yöntemdir. Bu nedenle sosyoloji tarihsel metoda dayalı yapılmalıdır. Ancak tarihin eşitsizlikleri örten bir ideoloji olarak kullanılmasına karşı sosyoloji eleştirel yaklaşmalıdır. Bu nedenle sosyoloji tarihsellik ile tarihsicilik arasında bir ayrım yaparak demokratik durumun inşasına katkıda bulunmalıdır. Bu çalışma teorik bir araştırmadır. Literatür üzerinden yürütülecek tartışmanın birinci bölümünde ideoloji kavramına sosyoloji alanından sunulacak eleştiriler ele alınacaktır. İkinci bölümde ise tarihsicilik eleştirisi yapılacak ve sonuç bölümünde tarih sosyoloji ilişkisi yeniden değerlendirilecektir. Araştırmanın bilimsel alana katkısı yöntem tartışması üzerinden olacaktır.
Journal of Turkish Studies, 2018
Value judgments are the most important norms that determine human behaviors and that appoint the direction of the expected behavior in a society. Values that live sometimes as a norm, sometimes an objective, and sometimes a principle play a great role in establishing and regulating of the social life. This role shows itself in change processes, too. Because along with the change of values in a society, it is seen that human relations being in the first place, many things from institutions to stratification features change also. In this respect, values ruling in social area inform us about the course of social life. Also, an individual's values both express his/her pursuits and their importance and show the direction of his/her wishes and demands. Thus, values play a descriptive role and reflect the identity and character of both the individual and society. Sociology put the values into the base of social and cultural structure, but mostly concentrates on their effect on human behaviors. In this article, after covering the discussions stemming from different perspectives devoted to the resource of value judgments, the resource of values in sociological terms is tried to be explained. Sociology is a social science discipline that avoids single reasoned methodology, and that follows multi-reasoned methodology in its studies, and that takes functional relations among phenomenon into account. Because of this property of sociology, in value judgments' showing up, functional interaction processes between assessing subject and assessed object, and cultural environment are seen as important. Thereby, in this study, it is emphasized that value judgments arising as a product of assessment process cannot be independent from sociology's explanation.
2003
Degerler pozitivist anlayisin etkisinde uzun yillar salt bireysel gercekligi ifade ettigi ve oznel bir karaktere sahip oldugu gerekcesi ile sosyolojik incelemelerin kapsami disinda tutuldu. Fakat son yillarda "deger" konusu sosyolojinin temel inceleme alani icine girdi. Bilindigi gibi toplumsal yapiyi olusturan temel toplumsal kurumlarin tumu kendine ait degerler icermektedir. Ayrica bir toplumdaki degerlerin kaynagi kisinin disindadir ve kisi bunlari kontrol edemez. Bir toplumdaki bireyler cesitli ideallere, inanclara sahip olmasalardi o toplumda cesitli normlarin olusmasi da mumkun olamayacakti. Bunun yaninda degerler, hicbir zaman kendi baslarina bir bilissel kategori olusturmazlar ve bunlar baska alanlardaki degerlerle iliskilidirler. Cogu kez de degerler kisilerin davranislarinda birer bagimsiz degisken rolu oynarlar. Bir fakire yardim eden kisinin durumuna baktigimizda, kisi bunu sadece dini bir gorev olarak yapmayabilir. Ayni zamanda bu davranis o kisinin insani deg...
DergiPark (Istanbul University), 2016
ÖZET Tahtacılar (Türkmen Alevileri) , XIX. yüzyıldan beri, giderek artan bir şekilde bilim adamları, gezginler ve derlemecilerin dikkatini çekmiştir. Seyahatnamelerde, raporlarda, bilimsel araştırmalarda-çalışmalarda, derlemelerde bazen kısa, ama öz; bazen uzun ve detaylı, kısmen de yüzeysel olarak yer almış bir etnik ve dinî topluluktur. Bu bakımdan Tahtacılara Türkmen "Alevî" topluluk denmektedir. Tahtacılara grup kimliğini veren her ne kadar uğraştıkları meslek gibi görünse de burada asıl olan Aleviliktir.
II. Uluslararası İslam Kültür ve Medeniyeti Sempozyumu Kurban, 2022
Giriş İbadetlerin ifası din sosyolojisi araştırmalarının temel konularından birisidir. Özellikle dinî hayat araştırmalarında örneklemin, bir bütün olarak ibadetleri ne ölçüde ifa ettiğine özel bir önem verilir. Ancak ülkemizde özel bir ibadeti konu edinen çalışmaların sayısı oldukça azdır. Oysa bu tür çalışmalar ibadetlerin toplum tarafından nasıl algılandığı, coğrafi veya boylamsal olarak farklılık gösterip göstermediği, bir değişim söz konusu ise bunun hangi faktörlere bağlı olduğu gibi sorulara cevap vermek için daha elverişlidir. Bu bildiride kimi genel dinî hayatla, kimi doğrudan kurbanla ilgili olarak Türkiye'de yapılan lisansüstü araştırmalardan ve istatistiksel çalışmalardan hareketle toplumun kurban ibadetine yönelik tutum ve davranışlarını, yakın dönemdeki tartışmaların ve özellikle şehirleşmenin kurban ibadetine etkisini, son olarak da vekâlet yoluyla yapılan kesimlerin kurban ibadetini nasıl dönüştürdüğünü ortaya koymaya çalışacağız.
MİLEL VE NİHAL inanç, kültür ve mitoloji araştırmaları dergisi, 2016
It has been discussed that the meaning of jahiliyyah, which is an important term in Qur'an and in Hadith literature and in using and saying of Muslim. Along with modern period, the jahiliyyah concept has progressed in the two thinking axis. Firstly, the concept is begun to be understand as a synonym for "ignorance." One of the meanings of the root "jahl" has considered determining the meaning of jahiliyyah. For a long time, the word ignorance prevented a true understanding of the concept. Then, it had argued that the jahiliyyah meant uncivilized situation rather than ignorance. Therefore, it is accepted that not to be gentle, thoughtless, unrestrained are the main characteristic of jahiliyyah. The antonymous of jahiliyyah, which fulfilled the conceptual period at Madinah, was tafaqquh in the early period. Muslims considered tafaqquh of what Allah revealed to them and of which Prophet Muhammad provided an example, as the distinctive sign of being a Muslim. Those who opposed Prophet Muhammad were at the same time those who denied the Qur'an. Jahiliyyah, in this sense, refers to any disposition-which legislates or enforces a law regarding the life of individuals or peoples-that does not take into consideration the Qur'anic revelation/wayh.
Vakıflar Dergisi, 2018
One of the most important sources of concrete information about Akhi culture and tradition is The Akhi Evran Waqfıyyas. These Waqfıyyas contain social, cultural, religious, economic and political information of their time period. During Turkish Seljukid period, many waqfıyyas with extensive facilities were established by İzzeddin Keykavus and Alaeddin Keykubat. Motivations behind establishing such foundations included benevolence, humanitarianism, generosity and the idea of performing good deeds for the hereafter. Kırşehir Akhi Evran Waqfıyya that has a great importance in terms of Akhi Evran and Akhism studies was written up in Arabic in Hijri 676 / AD 1277. Copies of this waqfıyya have been preserved to our present day. In this study, the information obtained from the copies of five different waqfıyya was evaluated by making comparisons. Based on these copies, 27 separate settlements and their names were identified. In these waqfıyyas, Sheikh Nasuruddin Akhi Evran was described as a person with excellent morality, the most virtuous in the world and Pîr-i Pîrân (master of masters). Having realized that the world was mortal, Akhi Evran donated all his wealth and possessions to these waqfs, thus ensuring their sustainability through legal registration.
Toplumları derinden etkileyen tarihi olaylar, tarih kitaplarında ve belgelerde çoğunlukla sayısal değerler, sebep ve sonuç ifadeleriyle yer alırken doğallıkla işin sosyolojik ve bireysel boyutu geri planda kalır. Roman gibi edebi eserler ise bu boşluğu doldurma işlevini görebilirler. Fırat Sunel’in “Salkım Söğütlerin Gölgesinde” adlı romanı, Ahıskalıların 1944 Kasımında Sovyetler Birliği’nin o zamanki lideri Stalin’in emriyle sürgüne gönderilmelerini anlatmaktadır. Dönemin olaylarının toplumsal ve bireysel yaşantıya etkisi, bu romanla ortaya konulmuştur. Roman, türün özelliklerinin bir gereği olarak kurgusal bir sistem içinde yer almaktaysa da tarihe mal olmuş olayların kronolojisi, bu olayı harekete geçiren aktörler ve mekânlar tarihi olanla paralellik gösterir. Bu çalışmada, roman sosyolojisine kısaca değinilmiş, “Salkım Söğütlerin Gölgesinde” romanının olay örgüsü, belli başlı kahramanları, anlatıcısı, zaman ve mekânı üzerinde durulduktan sonra “nesnel harita” başlığı altında tarihi süreç üzerinde durulup romanla tarihsel süreç arasındaki, ilişki söz konusu edilmiştir.
Gündelik hayatın içerisinde şekillenen ve ortaya çıkan olgulardan biri de ağıttır. Kültüre ve insana ait olan ağıt; ölenin iyi niteliklerini, ölümünden duyulan acıyı dile getiren söz veya ezgi demek olduğu gibi, edebiyatta da ölen bir kimsenin gençliğini, güzelliğini, iyiliklerini, değerlerini, arkada bıraktıklarının acılarını, büyük felaketlerin acılı etkilerini dile getiren söz veya okunan ezgi, yazılan yazı, sagu, mersiye anlamına gelir . İnsanlar, çeşitli sebeplerden dolayı sevdiklerinden ayrılmak zorunda kalırlar. Aslında ağıdın temasını oluşturan şey, acı ve ayrılığın sentezidir. Ölüm, askere gidiş, evlenen kızın evden ayrılması (Çukurova yöresinde kına ağıtları), hastalık, aldatılma üzerine söylenen ağıtlar ayrılığı işlerler. Geleneksellik ifade eden ağıtların da her kültürel olgu gibi tarihleri vardır. İslamiyet öncesinde Öz: Ağıt, yüzyıllardır mekân ve zamanda varlık bulan bir olgudur. Ölüm, yas, büyük felaketler ile birlikte ağlamanın gerçekleş(tiril)mesiyle gözyaşının vücut bulmasıdır. Sesi, sözü vardır; ama her şeyden önce kalıpları yoktur. Ağlama, insanları bağlayan bir unsurdur. Toplumsal birlikteliğe yapılan atıflarda çekilen ortak acılara merkezî bir yer verilir. Toplumsal belleğe işlenen bu acıların vücut bulduğu bir uğraktır ağıtlar. Anadolu'nun çeşitli yörelerinde, farklı renklerde insanların benzer acılara sahip olmasıyla çeşitlenen ağıt, insanları birbirine bağlayan bir gerçekliktir. Ağıt, insanın ve acının varoluşuyla başlamıştır ve insan olduğu sürece devam edecektir. Kimileri bunu mesleki olarak "icra ederken" kimileri de bizzat yaşayarak kelama dökerler. Türkiye' de çeşitli yörelerde, çeşitli ağızlarda, çeşitli dil ve söylemlerle gerçekleştirilen bu eylem (ağıt), kendine ortak bir payda bulur: Acı. Ağıt, "ortak" acının dillenmesidir. Bir duygu arşivi ve tarihi oluşturur. Ağıdın, sosyolojik bilgi yahut muhayyileye değen tarafı, onun toplumsal dayanışmayı, paylaşmayı merkeze almasıdır. Ağıt kolektif bilincin tezahürüdür. Ağıdın cinsiyeti yoktur, fakat ağıt yakıcılar (yananlar) genellikle kadınlar (analar) dır. Ağıt, geleneksel (şifahi) olarak "el alma" ile varlığını devam ettirir. Bu makalede, Durkheim'ın kollektif bilincine atıfla ağıdın toplumsal boyutu ele alınacaktır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Sosyolojik Felsefi ve Tarihi Yonleriyle Hekimlik, 2023
[Uluslararası] Peygamberler Sempozyumu ve Eğil Tanıtım Günleri, 2014
Sonçağ Yayıncılık, 2022
Noktasız Dergi, 2025
International Symposium of Akhism, 2019
Ordu üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 2024
International Journal of Management Economics and Business, 2017
Uluslararası Disiplinlerarası ve Kültürlerarası Sanat, 2016
Sosyolojik Bağlamda Kimlik-Kültür İlişkisi, 2023
FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 2018
Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2014
Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
10. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Kongresi Kongre Programı ve Bildiri Özetleri, 2019
OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2021
Mehmet Âkif Ersoy’un Bazı Fıkhî Meseleleri Sosyolojik Açıdan Değerlendirmesi, 2023