Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2025, Türk Edebiyatı
Nezihe Meriç'in "Bozbulanık" kitabındaki derin yapı ve metaforlar
Yüzyıl Başlamgıcı'ndan bir Panaroma
Türkiye’de yayımlanan günlük Yeni İstanbul adlı gazetenin 1967 yılı Ekim ve Kasım aylarında yaklaşık 40 gün boyunca, tam sayfa üzerinde Masonluğa karşıt (antimasonik) nitelikli yazılara ve birtakım bilgilere yer verilmiş. Buna, bu yazı dizisinin önceki bölümünde de değinmiştik. Bu bölümde söz konusu gazetelerde tam sayfa halinde yayımlanmış olan yazıların başlıkları ile her bir gazetenin manşeti yer alıyor. Bunların üzerinde yer yer yorumlar ve açıklamalar veriliyor.
Sanat ve Tasarım Dergisi, 2019
Konut, insanın dünyadaki varoluşunun mekansal karşılığı olarak barınak/ev/yuva gibi kavramlara karşılık gelmekte; kullanıcının aidiyet duygusunu besleyen, psikolojik ve sosyolojik beklentilerini karşılayan ve çoğalarak kültürel bir değer olması beklenen özelleşmiş bir mekan türüdür. Ne yazık ki güncel konut projeleri incelendiğinde, arzu edilen "konut"ların çok ötesinde bir tablo ile karşılaşılmaktadır; kullanıcı ihtiyacı, rant, lüks, statü gibi piyasa koşullarına hizmet eden konular üzerinden ele alınmakta ve kullanıcıya sunulmaktadır. Konutun anlamı ve manevi değeri kenara itilirken iç mekan tasarımları görmezden gelinmekte ve yaşamlar piyasa değeri [?]+1 olan topraklara sıkıştırılmaktadır. Bu sorundan hareketle güncel konut projeleri ve görmezden gelinen iç mekan tasarımlarını tartışmaya açmak ve konuya eleştirel bir bakış açısı getirmek amaçları ile "[?]+1 Toprak Atölye" dizisi düzenlenmektedir. "[?]+1 TOPRAK ATÖLYE", ilk olarak 3. İstanbul Tasarım Bienali kapsamında, kolektif bir üretim mantığıyla kurgulanarak İstanbul bağlamında ele alınarak yürütülmüştür. İstanbul, bu atölye dizisinin ilk odağı ve referans noktasını teşkil etmektedir ancak, konuya yalnızca İstanbul ölçeğinden bakmanın tekdüzeliğini bozmak üzere devam niteliğindeki atölyelerin çeşitli kentlere yayılması, konunun farklı bağlamlarda tartışılması ve yorumlanması planlanmıştır. Bu doğrultuda çalışmaya konu olan "[?]+1 Toprak Atölye 2" Karadeniz Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, İç Mimarlık Bölümü'nün ev sahipliğinde Trabzon kenti bağlamında gerçekleştirilmiştir. Çalışmada bu atölyenin strüktürü, süreci ve sonuç ürünleri hem kendi bağlamında hem de birinci atölyenin sonuçları üzerinden tartışılmaktadır. The term "housing" corresponds to the concepts of shelter, house, nest as a spatial reaction to humankind's existence in the world; it defines a specialized and personalized type of space that is expected to foster the users' sense of belonging, meet their psychological and sociological expectations, and is expected to multiply eventually, becoming a cultural asset.. Unfortunately, a brief examination of the current housing projects reveals the severity of the situation which far exceeds the desired "housing"; the user needs, in some way, are neglected and instead, the issues that serve for the market conditions most-such as rent, luxury, and status-are being featured for publicity. As the meaning and sentimental value of the house is being marginalized, the interiors are ignored and life is compressed into pieces of land with a market value of [?]+ 1. Based on this problem, "[?]+1 Toprak Atölye" workshop series is held with the aim of opening up housing projects and ignored interiors for discussion, and bringing a critical perspective to the subject. "[?] + 1 Toprak Atölye" was primarily carried out within the context of Istanbul under the scope of 3rd Istanbul Design Biennial, with a collective production mentality in mind. Istanbul constitutes the prime focus and reference point to the very first workshop of this sequence; however, to disrupt the monotony of investigating the issue at Istanbul scale and context only, the workshop evolved into a series to be held in various cities and discussed in different contexts in order. Correspondingly, "[?] + 1 Toprak Atölye 2" was held in the context of Trabzon city hosted by Karadeniz Technical University, Faculty of Architecture, Interior Architecture Department. The structure and the process of this workshop were designed in accordance with the Trabzon context and the related outcome of it was discussed in comparison to the earlier results and experiences.
Studies Dergisi, üç ayda bir yayınlanan uluslararası hakemli bir dergidir. Turkish Studies Dergisi"nde yayınlanan tüm yazıların, dil, bilim ve hukukî açıdan bütün sorumluluğu yazarlarına, yayın hakları www.turkishstudies.net"e aittir. Yayıncının yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen herhangi bir Ģekilde basılamaz, çoğaltılamaz. Yayın Kurulu dergiye gönderilen yazıları yayınlayıp yayınlamamakta serbesttir. Gönderilen yazılar iade edilmez. Turkish Studies EBSCO, DOAJ, ICAAP, Scienctific Commons ve MLA indeksleri tarafından taranmaktadır.
2014
Büyük bir ihtimalle metinleri Hadice Turhan Sultan tarafından seçilmiş ve Hattat Halid-i Erzurumî'nin talebesi Teknecizade (Şehrî) İbrahim tarafından yazılmış yazılarıyla Yeni Cami, arkasında köklü bir mimari-yazı geleneğini temsil etmektedir. Caminin kubbe ve kapı yazıları metinsel olarak Osmanlı hanedan camilerinin tipik yazı örneklerindendir. Caminin çini yazıları, malzeme olarak, hanedan kadınlarının inşa ettirdiği camilerin bir devamıdır. Bütün bunlarla beraber, döneminin zihin dünyasını yansıtan yazılarının bazı özellikleri, camiyi bu köklü mimari-yazı geleneği içerisinde özel bir konuma taşımaktadır.
Betonart, 2017
It is impossible to talk about a building that does not have any details. This is so because being without details implies unconnectedness, whereas the building, beginning with the idea of construction, turns into a series of relations on different scales and layers. The detail seems to be the most "momentary" among these countless relations, covering at once the whole process and making up the loudest noise. Talking about detail also requires talking on the very conditions of its existence. This paper attempts to criticize the approach which addresses the detail as a contiguity problem, with reference to the specific case of ODTU Campus Project, based on the Altuğ-Behruz Çinici Archive in SALT Research.
Urban Academy / Kent Akademisi, 2023
Yere bağlanma kavramı, bireylerin yaşadıkları alanlarla kurdukları duygusal bağlar sonucunda meydana gelir. Bu kavram, hisler, anlama, algılama ve davranış biçimleri gibi değişkenleri içermesi sebebiyle çok boyutlu ve karmaşık bir olgudur. Lewicka (2011, p.223) Yere bağlanma olgusu üzerine yapılan çalışmaların “insanlar, süreçler ve yerler” üzerine olması gerektiği halde, araştırmaların büyük çoğunluğunun sadece konunun psikolojik ve sosyolojik boyutu üzerine yoğunlaştığını belirtmektedir. Bu çerçevede Lewicka, “Yer”i inceleyen bir ‘Yer Teorisi’ (Place Theory) henüz oluşmadığını ve yere bağlanma ile “Yer”in özellikleri arasındaki ilişkileri inceleyen az sayıda çalışma olduğunun altını çizmektedir. Bu makale, Yere Bağlanma olgusu ile Yer’in özelliklerini araştıran geniş kapsamlı bir araştırmanın bir alt başlığı olarak, yeşil alanların varlığı ile yere bağlanma olgusu arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmayı hedeflemekte ve yere bağlanma olgunun mekanın fiziksel özellikleri ile ilişkisini araştırmaktadır. Bu çalışmada araştırma soruları, alan kullanıcılarının sosyal ve demografik özelliklerinin yanı sıra mekanın fiziksel özelliklerini anlamayı ve çözmeyi hedefleyecek şekilde belirlenmiştir. Alan çalışması, İstanbul kentinin Anadolu yakasında bulunan tarihi değerlere sahip Boğaziçi köyleri arasında yer alan Kuzguncuk mahallesinde yapılmıştır. Mahalle kuzeyde bir diğer eski Boğaz köyü olan Beylerbeyi, güneyinde ise Üsküdar ilçesinin tarihi kent merkezi arasında konumlanmıştır. Kuzguncuk mahallesinin önemli kentsel imajlarından biri olan, “İlya’nın Bostanı” adıyla da bilinen bostan alanıdır. Bostan, Kuzguncuklular için, hem çok kullanılan bir yeşil alan, hem de mahalleye ait ortak hafıza mekanıdır. Bu nedenle 1980’lerden başlayarak çekiciliği artmaya başlayan mahalledeki, Bostan alanı birçok kereler değişik fonksiyonlarla kullanıma açılmaya çalışılmış, ancak her defasında mahalle halkının çabalarıyla tehlike bertaraf edilmiştir. Çalışma kapsamında Kuzguncuk semtinde 2016 yılının altıncı ayında 400 kişinin katılımıyla yapılan anket araştırmasının sonuçları paylaşılacaktır. Bu makalede üst ölçekli kapsamlı bir çalışmanın yere bağlanma ve yeşil alanlar ile ilgili kısmı çekilmiş ve bu kapsamlı araştırmanın bazı sorularına odaklanılmıştır.
Karadeniz Araştırmaları, 2022
Bir gösterge ve/veya göstergeler bütünü olan yazınsal metinlerin anlam merkezi içeriğin tözüdür. Kültürün hemen her unsuruyla oluşturulan bu töz, yazınsal metinlerin anlamını taşır. Bu metinleri anlamlamak isteyen araştırmacılar, anlambilim ve göstergebilim gibi yöntemlerle içeriğin tözüne ulaşmaya çalışırlar. Çözümleme odağındaki bu arayışların yanı sıra yazınsal metinlerin üretim sürecinde içeriğin tözünde ortaya koyduğu yapı da oldukça önemlidir. Yazınsal metinlerin üretimini başlatan yapı içeriğin tözüdür. Araştırmalarımıza göre içeriğin tözüne ilişkin bir yapı ortaya koyan çalışmaların çok az sayıda olduğu, alanyazının bu anlamda yeni çalışmalara gereksinim duyduğu gözlemlenmektedir. Çalışma kapsamında alanyazındaki gereksinim göz önüne alınmış, yazınsal metinlerin anlam evrenini temsil eden içeriğin tözüne yapısalcı bir anlayışla yaklaşılmış ve bu yapının görsel olarak ortaya konması amaçlanmıştır. Bu yapıyı yani içeriğin tözünü oluşturan kurucu öge anlambirimciktir. Çalışmada anlambirimcikler, anlambirimciklerin ürettiği izlek, anlambirimcik demeti, yerdeşlik, anlambirimcik molekülü (yerdeşlik demeti) gibi içeriğin tözüne ilişkin kavramların kavramsal ve bağıntısal yönleri ele alınmış, bu terimler önerilen çizgede ilgili yerlerine konumlandırılmıştır. İçeriğin tözü gibi soyut ve derin yapıda bulunan bir alanı sınırlamak, yapısını tam olarak çıkarmak ne denli zor olsa da üretilen çizgeyle bir girişimde bulunulmuş, yapılacak yeni çalışmalar için bir örnek oluşturulmuştur.
Kıbatek Kıbrıs Türk Edebiyatı ve Edebiyatçıları Sempozyumu, 2018
1940 yılında Kıbrıs’ta, Larnaka’nın Boğaziçi Köyü’nde dünyaya gelen İsmail Bozkurt, hem politikacı hem de yazar kimliğiyle tanınır. Uzun yıllar boyunca üstlendiği politik görevlerin yanı sıra birçok yapıt kaleme alan Bozkurt, genellikle Ada halkının yaşamını ele alır. İlk romanı Yusufçuklar Oldu Mu?’nun ardından 1995 yılında yayımlanan Mangal adlı romanında bir yandan Kıbrıs halkının mutluluklarına ve acılarına yer verirken diğer yandan Ada’daki siyasi olaylara değinir. Yapıtta Mustafa, Cenk ve Mete adlarında Kıbrıslı üç gencin üniversite için gittikleri Ankara’da yaşadıkları olaylar yalın bir dille anlatılır. Makine mühendisliği bölümünde okuyan ve babasıyla hiçbir zaman iletişim kuramayan Mustafa’nın, kırk beş yaşında dul bir kadın olan ev sahibeleri Afife ile aralarındaki ilişki ise romanın ana izleğini oluşturur. Önceleri anne-oğul arasındaki duyguya benzeyen ancak zaman içinde cinsel yakınlığa doğru evrilen bu ilişki, okurlara Yunan tragedyasının en önemli yazarları arasında yer alan Sophokles’in Kral Oidipus adlı yapıtını anımsatır. Nitekim söz konusu çalışmada Mustafa’nın yaşadığı ikilem ve baskın bir görünüşe sahip olan babasının onun üzerindeki etkisi Kral Oidipus tragedyasından yola çıkılarak Sigmund Freud’un Oidipus Kompleksi bağlamında irdelenecektir.
2016
İsmet Doğan'ın monografisi Melez Anlatılar'daki "Kendileme" bölümü için Diego Velázquez'in "Nedimeler" yapıtıyla İsmet Doğan'ın "Nedimeler (Cümleler, Şeyler ve Harfler)" yapıtı çözümlenmiştir.
Kafkas Üniversitesi İİBF Dergisi, 2020
ÖZ Tecimsel kaygılarla yayın akışlarını düzenleyen özel televizyon kanalları, varlıklarını sürdürebilmek adına, daha yüksek izlenme oranlarına ulaşabilmek zorundadırlar. Rakipleriyle kıyasıya bir rekabet içerisinde olan özel kanallar, ister tematik ister ana akım medyaya dahil olsunlar, kendilerini "izlenme oranı (reyting)" tartışmasının yakıcılığından kurtaramamaktadırlar. Bir televizyon programının oluşumunda ekran başındaki hedef izleyicinin de bariz olarak fark edebileceği, en net
Dışa kapalı siteler Türkiye'de 1980 sonrasında ortaya çıkan ve hızla yaygınlaşan konut yapılarıdır. Bu siteler, ortaya çıkmaları ile birlikte kent üzerinde etkili olmaya başlamışlardır. Kapalı sitelerin başta kentli kimliği olmak üzere, kentin fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel yapısı üzerinde önemli etkileri vardır. Bu durum, konunun farklı meslek dalları tarafından çeşitli açılardan ele alınmasına neden olmuştur. Bu çalışmada, dışa kapalı site olgusuna mimarlık alanındaki bakış açısının ve yaklaşımların ortaya koyulması amaçlanmaktadır. Bunun için meslek ortamındaki tartışma ve değerlendirmelerin takip edilmesinde önemli bir yer tutan dergiler veri kaynağı olarak kullanılmıştır. Bu amaçla Türkiye'deki mimarlık dergilerinde dışa kapalı siteler ile ilgili makaleler taranmıştır. Makaleler konuya yaklaşımları ve metodolojileri açısından incelenmiştir. Ayrıca, dışa kapalı siteler olgusunun geçirdiği değişimi ve süreci anlayabilmek amacı ile makaleler kronolojik olarak da değerlendirilmiştir.
ogu.edu.tr
Bu çalışmanın amacı, Slope/W bilgisayar programının kullanıldığı Bozüyük, Yediler yerleşim alanı kayması araştırmasını sunmaktır. Araştırma alanının litolojisi gevşek kumlu siltten oluşmaktadır. Bölgede topoğrafik yapı aniden yükselmektedir. Araştırma alanında detaylı jeolojik ve geoteknik çalışmalar yapılmış, kayma alanının mukavemet parametreleri ile geoteknik özellikleri, arazi ve laboratuar teknikleri kullanılarak bulunmuştur. Şevin güvenlik faktörü Slope/W programı kullanılarak bulunmuştur. Şev stabilitesi analizinde dairesel göçme teorisi kullanılmıştır. Kaymış bir şev üzerinde geri analiz gerçekleştirilmiş ve geri analizden elde edilen sonuçlar laboratuar yöntemlerinden elde edilenlerle karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak, şevin duraysızlığını önlemek amacıyla bölgeye bir istinat yapısı ve drenaj sistemi inşa edilmesi önerilmiştir.
İTÜdergisi/b, 2008
Izmit that is located at the end of the gulf with the same name at the east of the Marmara Sea was established in the Hellenistic period with Nicomedia name. Izmit became an important coastal town through the advantage of its strategic location and maintained its characteristic as being one of the important cities of Anatolia after going under the Ottoman Authority in 1337. In the historical sources, it was mentioned that the local people from the Greeks were allowed to stay in the city after the conquest, if so desired. The Jews and the Armenians were added on the population of the city starting from the second half of the 16 th century . By the time of progress, the number of the non-Moslems who constitute a significant portion of the population of the city shows variances in the different dated data. According to the figures provided by Cuinet at the end of the 19 th century regarding the ethnical and religious distribution of the population of Izmit, the minorities 12.625 while ...
2016
ÖZET Doğudaki İslami Türk yazı dilinin 15. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar olan dönemi genel olarak Çağatayca adıyla tanınmaktadır. Çağataycanın Klasik öncesi sanatçılarından Gedayi’nin divanında, Klasik dönem sanatçıları Nevayi ve Babür’ün divanlarında, Klasik sonrası dönemde yazılmış Ferheng-i Türkî adlı bir sözlükte émiştük yapısı görülür. Bu yapının çözümlenmesi çeşitli zorluklar taşır. Bu makalede, söz konusu yapının alanyazında değerlendirilip değerlendirilmediğine ilişkin inceleme yapılmış, değerlendirmeler eleştirel olarak gözden geçirilmiştir. Çalışmada, émiştük yapısını çözümleme önerileri sunularak tartışılmıştır. İlk bakışta birleşik çekim gibi görünen émiştük yapısı, aldığı kişi ekleri bakımından birleşik çekim açıklamasına izin vermemektedir. Divanü Lugati’t-Türk’teki -dUk biçimbiriminin de bu yapı ile ilişkisi tartışılmış ve değerlendirilmiştir. Çağatayca metinlerdeki émiştük yapısının, Çağatayca öncesi ve sonrası metinlerde de tanıklarına rastlandığı anlaşılmaktadır. İslami Doğu Türk yazı dilinin hangi temeller üzerinde geliştiğini anlamak bakımından farklı biçimbirimlerin incelenmesi aydınlatıcı bilgiler verecektir. ANAHTAR SÖZCÜKLER émiştük, Çağatayca, Ali Şir Nevayi, Gedayi, Babür, Doğu Türkçesi, é(r)mek fiili. ABSTRACT The period of Eastern Islamic Turkish written language which lasts from 15th century to the 20th century, is generally known as Chagatay. Émiştük structure is seen in various works in pre-classical, classical and post-classical period. Gedayi, who was a pre-classical artist of Chagatay, preferred this structure in his works. This structure was also seen in the Divans of classical period artists such as Nevayi and Babür. In addition to these works of classical period artists, this structure was seen also in the post-classical period. This structure was seen in a dictionary called Ferheng-i Türki which was written in the postclassical period. Knowing that the analysis of this structure is difficult, in this article, whether this structure is evaluated in literature or not along with the evaluations are critically reviewed. The analysis of the structure of the émiştük is discussed by presenting proposals in this study. At the first glance, the structure “émiştük” looks like a conjoint declination. When we examine this structure deeply, we can evaluate that the structure does not allow the description of the conjoint declination with respect to personal endings. The relation between this structure and the morphem “-duk” in Divanü Lugati’t-Türk has been discussed and evaluated in this study. The structure of “émiştük”, which exists in Chagatay texts, can also be found in texts before and after Chagatay texts. The examination of various morphemes will be useful in order to understand on which bases Islamic Eastern Turkish written language has been developed. KEYWORDS émiştük, Ali Şir Nevayi, Gedayi, Babür, é(r)mek, Eastern Turkish, Chagathay Turkish
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.