Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, Sosyal Demokrat Dergi
diğer adıyla "Las Mariposas" yani Kelebekler. Onlar, Dominik Cumhuriyeti'nde Trujillo'nun diktatörlüğüne karşı muhalefetin liderleriydiler. Trujillo, 31 yıllık iktidarı boyunca rejim sivil özgürlükleri ve muhalefeti şiddetle bastırdı. Mirabal kardeşler rejime meydan okuyan hareketinin örgütlenmesine ve büyümesini sağladılar. Trujillo'nun kız kardeşlere duyduğu nefret sadece siyasi değil, kişiseldi de: Diktatör cinsel tekliflerini reddettiği için Minerva'ya öfkeliydi ve bunu otoriter liderliğine güç veren maçoluğuna da bir hakaret olarak algılıyordu. 25 Kasım 1960'ta, 36, 34 ve 25 yaşlarındaki üç kız kardeş siyasi tutuklu olan kocalarını ziyaretten dönerken rejim ajanları tarafından öldürdü. Bu cinayet Trujillo'ya karşı muhalefetin güçlenmesine yardımcı oldu. Altı ay sonra diktatör bir suikast sonucu öldürüldü. Hayatta kalan tek Mirabal kardeş olan Dedé, 3 kız kardeşinin çocuklarını yetiştirme ve eğitme görevini de üstlenmişti. Dedé, sadece Dominik Cumhuriyeti'nde değil, tüm Latin Amerika'da şiddet yanlısı diktatörlüklere karşı mücadelelere güç vermeye devam etti. Dominiklilerin kız kardeşlere verdiği isimle Kelebekler, hem demokratik hem de feminist direnişin sembolleri haline geldi.
Bu yazı, bin yıllardır bir arada yaşadığımız ve hem çözümlemesi hem de kurtulması titiz ve sabırlı düşünsel ve pratik yolculuklar gerektiren şiddet olgusunu çözümleme iddiasında değildir. Şiddet çözümlemesi ve şiddetsizliği mümkün kılma arayışı adına şimdiye kadar yapılan çalışmalar sonucu elde edilen bazı görüşlerden bir seçki niteliğindedir. Özellikle şiddeti şiddetsizliğe bir yol arayışıyla analiz eden iki düşünürün görüşleri üzerinde durulmuştur: Almanya’da Yahudi soykırımını yaşamış bir Yahudi siyaset bilimcisi olan Hannah Arendt ve yine ailesinin büyük bir kısmını Yahudi soykırımında kaybetmiş birinden doğup felsefeye Yahudi etiği derslerinde merak salan, en geniş şiddet alanlarından biri olan cinsiyet ayrımcılığı üzerine çalışmalar yapan ve kendisi de bu ayrımcılığın menzilindeki bir lezbiyen olan Judith Butler.
Türkiye"de kadınlar öğrenilmiş çaresizlik ve onurlu yaşam arasında bezdiriye (mobbing"e) karşı umut ve umutsuzluk arasında zorlu bir mücadele vermektedirler. Didem Yaylalı bu mücadelenin değerli bir kaybı olmuştur. Didem Yaylalı"nın yaşadıklarının Türkiye"de bezdiriye karşı iş yaşamında onurlu yaşam mücadelesi veren temizlik işçisinden, öğretmenine, banka memuresine, garsonuna, aşçısına, hâkimine, belediye başkanına, milletvekiline, memlekette çalışan tüm kadınlara bezdiriye karşı onurlu duruşlarını sürdürebilmeleri için anlatacağı birşeyler var:
İletişim Yayınları, 2019
2019
Bu calismanin amaci, aktif yas alma baglaminda muzik etkinligine katilan ve katilmayan 60 yas ve ustu bireylerin sosyal destek, yalnizlik ve yasam doyumlari bakimindan fark olup olmadiginin incelenmesidir. Calismanin katilimcilari 60 yas ustu bireylerden olusmus olup 60-84 yaslari arasinda 65 (%41.7) kadin, 91(%58.3) erkek olmak uzere toplam 156 kisidir. Calismanin katilimcilari, Turkiye’nin batisinda yer alan sehirlerde yasayan bireylerdir. Calismanin verilerinin toplanmasinda Algilanan Elde Edilebilir Destek Olcegi (Schulz ve Schwarzer, 2003), Yaslilarda Yalnizlik Olcegi (Gierveld ve Kamphuis, 1985) ve Yasam Doyumu Olcegi (Diener, Emmons, Larsem ve Griffen, 1985) kullanilmistir. Ayrica katilimcilarin demografik ozelliklerini olcmek icin kisisel bilgi formu kullanilmistir. Calismada toplanan verilerin analizi icin korelasyon, bagimsiz t testi ve tek yonlu Varyans analizi ile test edilmistir. Sonucta, muzik etkinliklerine katilan bireylerin sosyal destek yalnizlik ve yasam doyumu ol...
Yüzüncü Yılında Milli Mücadele Döneminde Manisa (Ahmetli-Akhisar-Alaşehir-Demirci) II, 2020
Tasarım + Kuram, 2016
Keeping freedom as an ideal on agenda is essential for the interrogation of norms and forms that have been constituted, generated and cultivated with relevance to the convenience of man-made environment to human nature, rights and security. Regarding this ideal, the current of thought, conceptualy comprising freedom as absolute rejection of repression and dominion has been developed within the anarchist philosophy. The attitudes that are characterised as anarchist and spatial definitions coincide through freedom as a term, then come into question along with repressive facts concerning human-environment-place relations. In spatial develeopments, prevalent tendencies and movements are emerged and spreaded with extent of determinations of those that produce and use the places in this context; and are revealed over manners that exceed the status quo patterns repressing time and place. In this context, cross-cultural evaluations on human-environment-place relations released from place-time limitations would potentially reveal and highlight brandnew relations concerning diverse attitudes on spatial developments through need for freedom.
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2017
Tarihte olduğu gibi günümüzde de milyonlarca müslüman, gayrimüslimlerin hâkimiyeti altında yaşamaktadır. Ancak günümüzde bu, geçmişle karşılaştırılması mümkün olmayan bir niceliğe ulaşmıştır. Müslümanlar, refah içinde özgürce yaşadıkları ülkelere sahip oldukları dönemlerde, değişik gerekçelerle gayrimüslimlerin hâkimiyetini meşru görmeye yanaşmamışlar; ancak tarihsel gerçeklik siyasi ve ekonomik açıdan onlardan yüz çevirmeye başladıkça, onlar da bunun bazı İslami prensiplere riayet etmek şartıyla mümkün olabileceğini düşünmeye başlamışlardır. Makalemizde, konunun fıkıh literatüründe nasıl ele alındığını incelemek suretiyle gayrimüslim ülkelerde yaşayan müslümanları bir nebze olsun aydınlatmayı ve problemin çözümüne katkı sağlamayı umuyoruz.
Dede Korkut Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2018
Bütün askerî darbeler, uyguladıkları işkence, şiddet ve baskı yöntemleriyle birbirlerine benzerler. Sebepleri ne olursa olsun her darbe sonrasında demokrasi rafa kaldırılmış ve askeri vesayet devreye girmiştir. 1970 sonrası Türk tiyatrosunun üretken isimlerinden Tuncer Cücenoğlu'nun Çıkmaz Sokak (1980) adlı eseri, askerî darbelerin neden olduğu felâketleri gözler önüne sermenin yanı sıra şiddeti bertaraf etme aracı olarak şiddete başvurmanın mantığını da şekilde sorgulayan tiyatro verimlerinden biridir. 12 Eylül sonrasında kaleme alınması bakımından ayrı bir sosyolojik değeri haiz olan bu oyun, Yunanistan’da 1967'de gerçekleşen "Albaylar Cuntası"nı merkeze almasına karşın aslında eleştirilerin odağında dünyadaki tüm darbeler ve bu darbelerin normalleştirdiği baskı, şiddet, işkence gibi problemler vardır. Oyunda kurgu, Yunanistan’da 1967 ve 1974 yılları arasında kalan zaman diliminde iktidarı ele geçiren Askerî Cunta’nın son döneminden hareketle şekillendirilmiştir. Yedi yıl boyunca askerî vesayetle yönetilen ülkede darbenin neden olduğu yıkım ve tahribatlar, nihayetinde yerel bir siyasî mevzu olmaktan çıkarılarak siyasî erkin ve insanlığın genel, yaygın bir sorunu hâlinde teşhir edilmektedir. Öte yandan şiddet ve işkence gibi insanlık suçlarını intikam arzusunun yönlendirmesiyle tekrar bir çözüm gibi yürürlüğe sokmak, bir tür çıkmaz olarak düşünülmekte ve bu noktada oyuna seçilen isim sembolik bir anlam kazanmaktadır.
“Meksika’da 1999 yılında Zapatista, askerlere, üzerinde aşağıdaki ifade bulunan kağıtlarla seslenir ve bu olay bir araştırmacıya “simit sat, onurlu yaşa” sloganını hatırlatır. Şöyle yazmaktadır kağıtlarda: “Askerler, yoksulluk yüzünden hayatlarınızı ve ruhlarınızı sattığınızı biliyoruz. Ben de fakirim, milyonlarca kişi gibi. Ancak siz, bizi sömürenleri – Başkan Zedillo ve onun para babalarını savunduğunuz için, bizden daha da kötü durumdasınız” (Oklay, 2016).
SİYASET BİLİMİ ANSİKLOPEDİSİ, 2022
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2018
Su sporları turizmi, son yıllarda pek çok destinasyonda gerçekleştirilen bir boş zaman aktivitesi olarak ön plana çıkmakta, dalışa yönelik turistik faaliyetler, gün geçtikçe değer kazanmaktadır. Bu çalışmada, dalış yapan bireylerin, boş zaman aktivitesi olarak dalışı nasıl gördükleri ve dalış aktivitesinin yaşam doyumlarıyla bir ilişkisinin olup olmadığı araştırılmıştır. Bu amaç doğrultusunda Çanakkale'de ve Eskişehir'de faaliyet gösteren dalış kulüpleri aracılığıyla donanımlı dalış yapan 28 birey ile yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler neticesinde, dalmanın bireylerin hayatında önemli bir yere sahip olduğu, keşfetmeye, sosyalleşmeye, kendini dinlemeye ve ruhen yenilenmeye katkısının olduğu belirlenmiştir. Ek olarak, bireylerin dalış aktivitelerine katılımları ile elde ettikleri yaşam doyumları arasında olumlu bir ilişkinin olduğu gözlenmiştir. Çalışmanın, dalış sporları ve yaşam doyumu ilişkisi ile ilgili alanyazına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
2019
Mevlana Zafer Ali Hân, Hindistan Pakistan alt kitasinin Ingilizlere karsi yuruttugu ozgurluk mucadelesinde fikri, edebi ve siyasi kisiligiyle on saflarda yer almis cok yonlu bir kisiliktir. Zulum ve baskilara karsi gazeteci kimligiyle mucadele etmistir. Ingiltere’ye giderek Hint alt kitasindaki baskici basin kanunlari elestirmis ve ozgur basinin Hint alt kitasinda olusmasi icin sesini duyurmaya calismistir. Bu cesaret ve acik sozlulukle mucadelesinden dolayi bircok kez hapsedilmis, gazetesi kapatilmis ve kefalet odenerek tekrar acilmistir. Bes seneden fazla hapiste hayatini gecirmistir. Kendi ve ailesinin servetini Hint alt kitasi Muslumanlarinin seslerini duyurmak icin seferber etmistir. Mali zorluklara sabretmis, hapishane eziyetlerine katlanmis ancak ozgurluk mucadelesini ve Turklere yardimdan geri durmamistir. Musluman Hint halkinin ozgur olarak ayri bir devlet olarak yasamasinda rol almistir.
Ankara üniversitesi ilef dergisi, 2015
This article focuses on how Zeki Demirkubuz approaches to the phenomenon of violence in his movies. The study aims at making the world transformed by violence comprehensible, rather than using the film narrative only as a means to discover the concept of violence. The phenomena of violence in Innocence (1997), in which Demirkubuz views violence as "a way of human nature", and Destiny (2006) are subjected to detailed film analysis The cinematographic language created by Demirkubuz in the above mentioned movies is examined through auteur analysis. The diversifying appearances of violence in Demirkubuz's movies are revealed by an analysis informed by mise-en-scene criticism. Thus, the article suggests that Demirkubuz, is one of the significant directors of Turkish cinema who make violence visible through the atmosphere he creates with his characters. It is observed that Demirkubuz's embittered and resigned characters unfold the phenomenon of violence in the movies analysed.
Mezopotamya , 2013
İmralı Notları, 2013 ve 2015 yılları arasında Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin ve gönderilen mesajların derlenmesiyle oluşturulan bir kitaptır. Kasım 2015 tarihinde Almanya'da, Mezopotamya Yayınevi tarafından yayınlanmıştır. Twitter.com/tutanaklar https://tr.m.wikipedia.org/wiki/%C4%B0mral%C4%B1_Notlar%C4%B1
Eleştirel Pedagoji Dergisi (Sınavlar Özel Sayısı), 2017
Bu yazı Susan Neiman'ın "Niçin Büyüyelim?/Çocuksu Bir Çağ İçin Altüst Edici Düşünceler" adlı kitabı üzerine tuttuğum notlara dayalı değerlendirmelerden, yorumları içeriyor. Büyümeyi özgürlük ve sorumlulukla ilgili etik ilkelere sahip olmak olan gören yazarın düşünceleri, eğitime farklı bir yönden de bakmamızı sağlıyor.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.