Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, Kent ve Maneviyat
16. yüzyıldan itibaren, Türk insanının yaşamına giren kahve ve kahvehane etrafında, çok geniş bir kültürel birikim oluşmuştur. Kahve ve kahvehane merkezli kültürel birikim ortamı, o kadar hızlı gelişmiş ve geniş bir alanda etkili olmuştur ki, belki de Türk insanının yaşamına bu derece etki eden -içecek ve mekân olarak- ikinci bir unsur gösterilemez. Kahvehaneler, toplumsal paylaşımın gerçekleştiği ve geçmişin yad edildiği kültürel mekânlar olarak Türk insanının yaşamında önemli bir yer tutmuştur. Bir “sohbet medeniyeti”ne sahip olan Türk toplumunun, dinsel açıdan “meşru” kabul edilen kahve ve kahvehaneye sahip çıkması ve bu unsurları yaygınlaştırması, birçok toplumdan daha hızlı ve kapsamlı olmuştur. Kahvehaneler, Türk insanı için birer “kültür mekânı” olarak hizmet vermişlerdir. Ayrıca kahvehaneler, “toleranslı davranma” alışkanlığının kazanıldığı merkezler olarak da dikkat çekmektedirler.
Medya ve Kültürel Çalışmalar Dergisi
Osmanlı modernleşme döneminde toplumun sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik, başta İstanbul’da olmak üzere, bir araç-mekân olarak zorunlu bir biçimde kahvehane adı verilen mekânlar ortaya çıkmıştır. Bu mekânların, oyun oynayan insan anlamında Homo Ludens’ in, Türkiye kültürel formasyonuna özel biçimiyle oyunsal tinin, kendini yeniden hatırlamasının ve özünde aynı kalarak değişik formlara bürünmesinin bir sonucu olarak ortaya çıktığı saptanmaktadır. Bu makalede sosyal ve kültürel bir kurum olarak kahvehanenin, başlangıçta bir içecek olarak kahveye ulaşmak amacına ek olarak, oyunsallık denen ve antropolojik bir nitelikte tüm insanlarda mevcut bulunduğu varsayılan tinsel özün gerektirdiği bir mekân arayışıyla eş zamanlı oluşu ele alınmıştır. Dünya üzerindeki benzer örneklerinden farklı olarak ise Homo Ludens’ in, Türkiye kültürel formasyonu içinde tarihsel olarak kökeni Şamanizm’e dayandırılabilecek oyunsal pratiklerin, teatral bir düzlemde ortaya çıkması sonucu kahve...
Türk Dünyasında Kahvehaneler Özet 16. yüzyıldan itibaren, Türk insanının yaşamına giren kahve ve kahvehane etrafında, çok geniş bir kültürel birikim oluşmuştur. Kahve ve kahvehane merkezli kültürel birikim ortamı, o kadar hızlı gelişmiş ve geniş bir alanda etkili olmuştur ki, belki de Türk insanının yaşamına bu derece etki eden –içecek ve mekân olarak– ikinci bir unsur gösterilemez. Bu yazıda, kahvehanenin Türk dünyasında, özellikle de Osmanlı’da, ortaya çıkması, yaygınlaşması ele alınmış ve kahvehaneyle bağlantılı olarak ortaya çıkan ve gelişen kültür unsurları üzerinde durulmuştur. Anahtar Kelimeler: Kahve, Kahvehane, Türk Dünyası. Coffeehouses in Turkish World Abstract A very broad cultural accumulation has emerged around coffee and coffeehouse which has been in the life of Turkish people since the 16th century. Cultural accumulation environment based upon Coffee and coffeehouse have developed so rapidly and been so effective in a broad area among Turkish population that it could be asserted that there is not a second factor which has affected Turkish people life style as drink and place. In this study, it has been dealt with the emergence and becoming widespread of Coffeehouse in the Turkish world and particularly in the Ottoman, and considered the elements of culture which have come up and improve relatedly with it. Key Words: Coffee, Coffeehouse, Turkish World.
Teknolojinin hızla ilerlediği çağımızda, insanların yerine getirmekte olduğu üretici fonksiyonların çoğu, makineler tarafından yerine getirildiğinden dolayı ortaya çıkan boş zamanların en verimli şekilde nasıl değerlendirilebileceği problemi karşımıza çıkmaktadır. Göç neticesinde sağlıksız bir biçimde büyüyen kentler de asrımızın en önemli problemlerinden birisidir. Köylerde iş bulabilme imkanına sahip olmayan insanların kentlerde toplanması, kentlerin de yeni gelenlerin hepsine iİ imkanı sağlama yönünden yetersiz kalması büyük bir iİ potansiyelinin atıl kalması anlamına gelmektedir. Kır ve özellikle de kent hayatının bir parçası haline gelen kahvehaneler, insanların boş zamanlarında en çok uğradıkları yerler arasındadır. Önceleri sohbet, muhabbet ve tartışma mekanları olan kahvehaneler bugün bu fonksiyonunu büyük ölçüde kaybetmiş bulunmaktadırlar. Kahvehanelere devam eden kimseler saatlerce oyun oynamakta ve adeta toplumsal hayattan tecrit edilmiş olmaktadırlar. İster gelenekselleşmiş olmasından, isterse boş zamanda gidilecek yer olmayışı yüzünden cazip hale gelen kahvehanelerde bulunan insanların, en faydalı bir şekilde toplumsal hayata kazandırılmaları şarttır. Araştırmada, kahvehanelerin tarihi gelişimi de göz önünde bulundurularak bu gibi yerlerdeki günlük hayat incelenmiş ve mevcut durum ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Erkeklik kavramı feminizm kavramının incelenmesi ile birlikte akademik olarak merak uyandıran bir konu haline gelmiştir. Kadına biçilen "doğal roller" olduğu kadar erkeğe biçilen "doğal roller" de mevcuttur ve bu erkeklik rolleri pekiştirilmeye ihtiyaç duymaktadır. Varlığını "kadın olmayan" ile ispatlamaya çalışan erkek, bunu pekiştirmek için günlük hayatta birçok sınavdan geçmektedir. Erkeklik araştırmalarına göre; kadını ya da kadınlığı çağrıştıran her öğe erkeğin erkekliğine zarar vermektedir. Dolayısıyla varlığını "kadın olmama" ile temellendiren erkek, tüm kadın ve kadınlık tehditlerine karşı yöntemler geliştirerek erkekliğini ispat etme çabasına girişmektedir. Erkek, iktidarın doğal sahibidir ve bu iktidarı koruyup pekiştirmek için çeşitli pratiklere ve mekanlara ihtiyaç duymaktadır. Kahvehaneler de bu mekanların en spesifik, en dokunulmaz ve en yoğun şekilde erkekliğin pekiştirilip yeniden üretildiği mekanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Erkeklerin futbol sohbeti yapıp bahis oyunları oynadığı, kendi aralarında "özgürce" sosyalleşebildikleri, rahatça argo kelimeler kullanabildikleri (bazı erkeklere göre kadınların yanında küfür etmek ayıp kabul edilir) mekanlar olan kahvehaneler; kadınların, kadınlığı çağrıştıran eşcinsellerin ve "yeterince erkek olmayanların" kapıdan içeri alınmadığı mekanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Nurhak Polat'ın yaşadığı ilginç kahvehane deneyiminden esinlendiğim makalede; toplumsal cinsiyet ve cinsellik, kadınlık-erkeklik öznellikleri, ataerkillik, erkeklik ve iktidar, Pierre Bourdieu'nün eylem teorisi ve erkeklik, hegemonik erkeklik, erkekliğin farklı halleri ve heteroseksüel erkeğin doğuşu, argo ve küfür, homofobi, erkeklik ve futbol ve son olarak cinsiyet ve mekan: erkek kahveleri başlıkları incelenmiştir.
Kahvehaneler, kahve bitkisinin bulunmasıyla birlikte ortaya çıkmış ve yayılmıştır. Kahvenin Ortadoğu'da bulunması ve yayılmasıyla ortaya çıkan süreç heyecan vericidir. Kahvenin yayıldığı her alanda kurulan kahvehaneler, bulunduğu dönemin sosyal ve siyasal hayatına derinlemesine etki etmiştir. İnsanların bu mekânlara gidişlerinin başlıca sebebi kahve içme isteği gibi görünse de asıl sebep sosyal bir ortama girme, başka insanlar ile görüşme ve etkileşim içinde bulunabilmektir. Özellikle Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin incelendiği bu makalede kahvehanelerin sosyal ve siyasal etkisi dönemsel olarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Kahve, kahvehane, sosyal hayat, siyasal hayat COFFEEHOUSES IN THE OTTOMAN AND THE REPUBLIC PERIOD:
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi SBE Dergisi
Kapadokya Bölgesi, Doğal ve Arkeolojik Sit Alanlarının yanı sıra Osmanlı’nın geç dönemine ait sivil mimari örneklerin değeri ile de ön plana çıkmaktadır. Özellikle Ürgüp, Göreme, Avanos, İbrahimpaşa, Ortahisar, Mustafapaşa ve Nevşehir Kalesinin etrafında bu tarz yapıların günümüze ulaşan varlığı gözlemlenmektedir. Ancak çoğu, doğal ya da insan faktöründen dolayı bakımsız kalmış, terkedilmiş ya da yıkılarak günümüze ulaşamamıştır. Bu yapılardan biri de Tahtalı Kahvehanedir. Tümüyle yıkılmış ve günümüze ulaşamamış, şehrin silüetinde önemli yer tutan ya da tarihi bir kompozisyon özelliği taşıyan yapıların yeniden yapılması restitüsyon, restorasyon ve rekonstrüksiyon alanlarında uygulamaya yönelik adımlar olarak görülebilir. Diğer taraftan geleneksel yapım tekniği, malzeme, plan, mimari ve bezeme özelliklerinin sürdürülebilirliği yönüyle de sanat tarihi araştırmalarına kaynak teşkil eder. Tarihe tanıklık etmiş bu türden yapıların korunması muhakkak gerekli olsa da korunamadığı durumlard...
Milli Folklor, 2019
Anavatani Afrika Boynuzu ulkelerinden Etiyopya olan kahvenin, 16. yuzyilda Yemen›den Istanbul›a getirilmesiyle birlikte tuketimi hizla yayilarak bir Osmanli toplumsal gelenegi hâline donusmustur. Soz konusu gelenek, Istanbul’u ve 1830’a kadar Osmanli idaresi altinda yasamis Cezayir’i diplomatik, dini, askeri, ticari, edebi ve ilmi gibi cesitli nedenlerle ziyaret eden Batili seyyahlarin en cok ilgisini ceken unsurlardan biri olmustur. Oyle ki, Istanbul ve Cezayir’e iliskin genellikle Fransizca ve Ingilizce dillerinde kaleme alinmis seyahatnamelerde “kahve ve kahvehane” kulturunden bahsetmeyen esere nadiren rastlanmaktadir. Kahvenin, 17.yuzyil sonlarinda Osmanli Devleti sinirlarini asarak, Avrupa ulkeleri ile tanismasiyla kahve icme aliskanligi kelimenin tam anlamiyla Dogu ile Bati halklari arasinda paylasilan ortak kulturel bir miras olma ozelligine erismistir. Bu nedenle, 17. yuzyildan 20.yuzyil baslarina kadar yayinlanmis Istanbul ve Cezayir ile ilgili seyahat anilarinin degismez i...
2025
Bu makale, kahvehanelerin tarihçesi ve Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki önemini ele almaktadır. Kahvehanelerin sosyal, kültürel ve politik yaşam üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde incelenmiş; Osmanlı toplumunda bir araya gelme, fikir alışverişinde bulunma ve sanatla uğraşma gibi birçok faaliyet için nasıl bir merkez haline geldikleri açıklanmıştır. Ayrıca kahve kültürünün oluşumu ve kahvehanelerin bu süreçteki rolü de kapsamlı bir şekilde değerlendirilmiştir. Makale, tarihsel veriler ve çeşitli örneklerle zenginleştirilmiştir. --- This article explores the history of coffeehouses and their significance during the Ottoman Empire. It delves into the social, cultural, and political impacts of coffeehouses, highlighting how they became central hubs for gathering, exchanging ideas, and engaging in arts within Ottoman society. Additionally, the formation of coffee culture and the role of coffeehouses in this process are thoroughly examined. The article is enriched with historical data and various examples to provide a comprehensive perspective.
Kahvehane TDK sözlüğünde "kahve, çay, ıhlamur, bira, nargile içilen, hafif yiyecekler bulunduran, tavla, domino, bilardo, kâ- ğıt vb. oynanan yer, kıraathane" olarak tanımlanır. Ancak kelimenin anlamı bu düz tanımın yanı sıra, zamana ve yere bağlı olarak farklı anlamlar yüklenerek zenginleşir, genişler. Bu makalede bu sözcüğün ve gösterileni olan mekanın ortaya çıktığı ve 20. yüzyıl başında, Kemeraltı çevresinde üstlendiği anlama dair bazı yorumlar aktarılacaktır.
Anadolu Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2014
Space, when considered regarding the way it is used, represents a style of a residential experience, which, from the local to the universal shared by human beings and communities. While on the one hand, social habits, which are the essence of civilization, overcome all the borders and make people together, on the other hand, they constitute a complex cultural system of relations faced within those spaces. Buildings such as shops, "arasta", "bedesten", mosque, "hamam" and "han, " which were the major units of the Ottoman towns and whose borders have become more indefinite in the contemporary cities while being identical with the market (bazaar), constitute the base of this system of cultural relations. Coffee Houses, one of the most important characteristics of this physical environment, are the spaces that from the Ottomans to the present day transferred socio-cultural relations to the public area, and primarily to the "mahalle" scale that shaped the social topography of the same places. Coffee Houses, symbolizing different poles of the public life that is controlled very firmly by any form of political and religious authority, appear most of the time as the place where social life is reshaped. While mediating for the reproduction of the social order, they assume the role of a productive center of a multi-faceted communication web in the daily life of the communities, as the places that consume and are consumed at the same time. In this paper, the spatial construction of the Coffee Houses from past to the present will be analyzed, and the process of change in the beyond-modern discussions will be scrutinized.
B u yazının hikâyesi bir resimle başlar. Osmanlı tasvir sanatının en meşhurlarından olan bu resim günümüze farklı tasvirlerden ve hat örneklerinden mürekkeb bir mecmua ya da resim külliyatı içinde ulaşmıştır. Çoğunlukla Osmanlı kökenli tasvirlerden oluşan bu mecmuada isim ya da tarih veren herhangi bir kayıt yer almaz. Ancak eserde yer alan tasvirlerin üslup ve ikonografisi, 16. yüzyılın sonu ya da 17. yüzyılın başında düzenlenmiş olduğunu düşündürür. Mecmuadaki resimler çoğunlukla altın yaldız ya da renkli desenlerle çevrelenmiş, kenarlarına da mermer desenli ya da altın serpmeli kağıtlar yapıştırılmıştır. 1 Bu yazıda tanıtılacak olan resim de benzer bir düzenleme içinde yer alır. Resme eşlik eden bir anlatım/hikâye yer almamasına rağmen tasvirin konusu şüpheye düşmeyecek kadar sarihtir; burada bir Osmanlı/İstanbul kahvehanesinin adeta portresi çizilmiştir. 2 Osmanlı kültür tarihiyle ilgilenen pek çok yayında, konuşmada sıklıkla bir yandan adeta bir "görsel belge" niteliğinde kullanılırken diğer yandan da hep bir "gerçeklik" sorgulamasına tabi tutulan bu tasvir üzerine -bunca popülerliğine rağmen-detaylı bir çalışma, şaşırtıcı bir şekilde, yapılmamıştır. Bu yazının amacı da bu meşhur tasvire biraz daha yakından bakarak onu dönemin tarihsel bağlamı içinde okumaya çalışmak olacaktır. Kuşkusuz bunu yapmak için de evvela Osmanlı sosyal tarihinin en önemli kurumlarından olan kahvehanenin serencamına, bu konudaki çalışmalardan yola çıkarak kısaca değinmek gerekecektir.
Bartın Üniversitesi Lisans Bitirme Tezi, 2018
Bu tez çalışmasında, kahve ve kahvehanelerin Osmanlı toplumsal yaşamı içerisinde üstlendiği fonksiyon ve işlevlerin yanı sıra bu mekanlar üzerinde devletin uyguladığı politikalar incelenmektedir. XVI. yüzyıldan itibaren kahvenin Osmanlı Devleti’nin başkenti olan İstanbul’a gelmesiyle başlayan süreç ve daha sonrasında bu içeceğin tüketilmesi için açılan kahvehaneler önemli sosyalleşme mekanları olmuşlardır. İstanbul'da 1554'te ilk kahvehanenin açıldığı günden beri kahve, sanata, sosyal yaşama, ekonomiye ve kültüre önemli etkilerde bulunmuştur. Her meslekten, her sosyal sınıftan insanlar kahvehanelerde bir araya gelir; kitaplar okunur, sohbetler yapılırdı. Üstelik sadece İstanbul'da değil, dünyanın hemen hemen her yerinde kahvehaneler aydınların buluşma yeri, kahve ise en sevilen içecek olmuştur. Zamanla kahvehanelerin fonksiyonlarında değişmeler olmuş ve yeni bir takım fonksiyonlar üstlenmişlerdir. Bazı dönemler sapma hareketinin merkezleri gibi algılanmış olan kahvehaneler yönetimlerce yıktırılmış, bazı dönemlerde ise, üst düzeydeki devlet adamlarının ve entelektüellerin en gözde uğrak yeri olmuşlardır.
2.nd International Conference on Coffee and Cacao, 2022
Türkiye kahve üreticisi bir ülke olmadığı halde, kahvenin, uzun yıllar boyunca kahvehanelerde içildiği bilinmekte ve hatta, Habeşistan ve Yemen'den gelmeye başladığı tarih itibari ile 14. Yüzyıla kadar uzanmış olduğu araştırmalarda yer almış bulunmaktadır; 16. Yüzyılda Osmanlı Sarayı mensupları tarafından içilen bir içecek olması nedeniyle, köklü bir kahve kültürü geliştirmiş bir ülke olduğu bilinmektedir. Kahve, başlı başına bir kültür içeceğidir. Çok sayıda kavramsal bağı olan bu içecek, belki, üretiminin yapıldığı ülkelerde bile, Türkiye'deki kadar önemli gelişimler kaydedip anlamlı bir kültür içeceğine dönüşmemiştir denilebilir. Kahve, üretici ülkeler için her şeyden önce bir geçim kaynağı iken; kahve bağlamında Türkiye ve birçok ülkede kahvehaneler, sohbetleri koyulaştıran, tartışmalar yaratan edebiyatçılar, şairler, plastik sanatçılar, dönemlerinin bazı ileri gelenleri vb. ile kaliteli ortamların yaratılmış olmasıyla, Türk ve dünyada farklı kahve kültürlerinin temeli olmuştur. Bu mekanlar sadece sosyal merkezler olmayıp, aynı zamanda sanat ve entellektüel bazlı merkezler olarak gelişmiştir. Bildiri, kahve kültürü temelinde, kahvehane mekanlarını ve bu mekanlarda kullanılan bazı ürünleri tanımlamaktadır. Gelecek on yıllara bakıldığında ise, sürdürülebilirlik kavramı vb. sorunların varlığı düşünüldüğünde, insanların, konuşabilmesi tartışabilmesi ve ortak kararlar alabilmesi için bu mekanlara daha çok ihtiyaç duyulacağı öngörülmektedir. Bildirinin yöntemleri bilgi birikimi, veri analizi ve yorumdur.
2019
Kahve, her toplumda farklı anlamlar ifade etse de genel olarak, tüketildiği bölgelerde yeni bir mekân olgusu yaratmayı başarmıştır. Kahvenin özellikle, Osmanlı toplumsal hayatına etkisi, oldukça dönüştürücü ve yenilikçi bir sosyalleşmeye neden olmuştur. Kahvehanelerin böylesi yaygın bir sosyalleşmeye neden olması, iktidar sahipleri tarafından olumsuz değerlendirilmiş ve ortaya çıkan bu duruma, gerek dinen, gerek toplumsal huzur açısından yasaklamalar uygulamıştır. Ancak zamanla yöneticiler, kahvenin yarattığı ticari faydadan vazgeçemediler. Aynı zamanda toplumun hemen her kesiminin, bu içeceğin yasaklanmasına karşı muhalefet geliştirmesinin yarattığı etkinin, bir sonucu olarak yasaklamalar uygulanabilir olmamıştır. Kamusal mekân olarak kahvehaneler, sürekli olarak çeşitlenmiş ve farklılaşmıştır. Diyebiliriz ki; Türk toplumu için kahvenin ve kahvehanelerin yarattığı etki azımsanmayacak derecede büyük olmuştur, öyle ki günün en temel öğününün ‘’kahve-altı’’ olarak nitelendirilmesi bu cazip içeceğe verilen kıymetin başka bir göstergesi olsa gerek...
Sanat ve Tasarım Dergisi, 2015
Tabaskı halk resimleri, Anadolu halkının kültürü ve gelenekleri dorultusunda, inanç ve duygularını dile getirmek için halk sanatçıları tarafından yapılmıtır. Bu resimler ile kahvehane ve bu mekânın kendine has kültürü arasında önemli bir iliki vardır. Kahvehane ilk kez 16. yüzyılda Mekke'de açılmıtır. 16. yüzyılın ikinci yarısında ise ticari kaygılarla Halep'ten ve am'dan gelen iki kii resmî olarak stanbul'da ilk kahvehaneyi açmılardır. Kahvehanelerde zaman içerisinde heterojen bir kültür olumutur. Bu kültürün kendine has özellikleri ise tabaskı halk resimlerine biçimsel ve tematik olarak yansıtılmıtır. Çou zaman iç mekân dekorasyonunda kullanılan ve konu bakımından son derece zengin olan bu resimler, yörelere, halkın inanç ve eitim seviyesine, bireyin sosyal statüsüne ve bu dinamiklere göre ekillenen kahvehanelerin türüne göre çeitlemeler göstermektedir.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Bu çalışmada 2013 yılında UNESCO tarafında somut olmayan kültürel miras listesine alınan Türk Kahvesi, coğrafya ilminin esaslarına göre değerlendirilmeye çalışılmıştır. Anadolu'nun iklim koşullarına uygun bir bitki olmadığı halde Türkiye' de çok fazla tüketilen ve Türk Kahvesi adı altında tescillenen bu içecek, Türk insanının günlük ritüellerinin, gelenek ve göreneklerinin de merkezine yerleşmiştir. Anadolu topraklarında yaklaşık olarak 500 yıllık bir geçmişi olan Türk Kahvesini dünyadaki diğer benzerlerinden ayıran en önemli özellik, telvesi ile ikram edilmesi ve pişirme şeklinin diğer kahvelerden farklı olmasıdır. Esas anavatanı bugünkü Etiyopya olan kahvenin Anadolu'ya gelişi Mekke ve Medine' de dini görevlerini yapan hacılar tarafından olduğu tahmin edilmektedir. Osmanlı Devleti'nin başkenti olan İstanbul'a gelmesinin ise Yemen Valisi olan Özdemir Paşa tarafından gerçekleştirildiği bilinmektedir. Sosyal bilimler içinde yer alan birçok disiplinde Türk kahvesi incelenmiştir. Ortak kültürümüze ait pek çok değeri içeren Türk Kahvesi gerek içildiği mekân gerekse tarihi, davranışsal ve ekonomik yönleri ile beşerî coğrafyanın ilgi alanına girmektedir. Çalışmada Türk Kahvesi coğrafyanın temel unsuru olan mekân ve insan perspektifinden incelenmiştir. Bu amaçla nitel araştırma yöntemlerinden olan doküman analizi yapılmış, konu ile ilgili geniş literatür çalışması yapılmıştır. İthal bir ürün olan kahvenin tüketimindeki hızlı artışa paralel olarak Türkiye'nin iklim şartlarında yetişen bitki kahvelerinin de (menengiç, kendir, çörekotu ve nohut) son yıllarda oldukça popüler olduğu tespit edilmiştir.
Bilim kişilere ya da uluslara mal edilemeyecek, kamusal ve kolektif bir olgudur. Ancak düşüncelerde kalıp söze dökülmediği sürece şahsa aittir. Bir kez düşünceler kelimelerle taşınmaya başlayınca, nereye gideceğine, kimin işine yarayacağına ve kimlere ait olacağına artık üreten kişi karar veremez. Bilimin üretimi şahsî olsa da taşınması ve işlenmesi tamamen kolektif bir süreçtir. Bu süreçte sıradan gördüğümüz pek çok insanın katkısı vardır. Toplu bir başarıdan bahsedebiliriz. Bilim bir bilgi bütünü olduğu gibi aynı zamanda üretilen bu bilgiye erişme sürecini de içerir. Bilimsel bilginin özgürce paylaşılması, kamusallaşmasında etkilidir.
2nd INTERNATIONAL CONFERENCE ON COFFEE AND COCOA, 2022
Kahve ve kahvehane geleneği de Osmanlı’yı ziyaret eden Batılı seyyahların en çok ilgisini çeken unsurlardan biri olmuştur. İstanbul’a ilişkin genellikle İngilizce ve Fransızca dillerinde kaleme alınmış seyahatnamelerde “kahve ve kahvehane” kültüründen bahsetmeyen esere nadiren rastlanmaktadır. Seyyahlar, hakkında türlü efsaneler türetilmiş olan kahvenin, yemeklerden sonra mutlaka aranan, özellikle misafir ağırlama törenlerinde ve saraylarda merasimlerle sunulan geleneksel bir içecek olduğuna dikkat çekmişlerdir. Gün boyunca muntazaman içilen iki fincan kahvenin yanı sıra eve ziyarete gelen eş dost ile de kahve içilmesinin âdetten olduğu, ikram edilen kahvenin reddedilmesinin büyük ayıp sayıldığını belirtmişlerdir, ayrıca sunulan kahvenin harika olduğu, içine şeker koyulmadan içildiği, bunun da kahveyi daha doğal bulmalarından ileri geldiği yönünde bilgiler vermişlerdir. Kahvehaneleri ise, her meslekten sayısız insanın bir araya geldiği, kitapların okunduğu, ilmi sohbetlerin yapıldığı yerler olarak tarif etmişlerdir. Hatta bir dönem kahvehaneler için, “mecma-i zürefa” yani güzel konuşmaların toplantı yeri, “akademik muhit” ve “kabare” benzetmeleri yapılmıştır. Netice olarak bu çalışma kapsamında, daha önce üzerinde fazla durulmamış olan seyahatnameler ele alınmaya çalışılmıştır. Bu anlamda; Ulrich De Seetzen, Antoine Galland, J. F. Michaud ve J. J. F. Poujoulat, Knut Hamsun, Michel Febvre, Edmondo de Amicis gibi seyyahların gözlemlerinden istifade edilmiştir. Bu gözlemlerden hareketle de Osmanlı halkının kahve tüketim alışkanlığı ve kahvehanelerin sosyal hayattaki yeri ortaya konulmuştur.
Journal of Turkish Studies, 2018
yaşamını sürdürmekte, kahve sektöründe sürekli büyüyen bir şirket olarak tüm dünyada Türk kahvesini tanıtmaktadır. Araştırmanın amacı; Osmanlı'dan günümüze hayatta kalmayı başarmış, aile şirketinden gelerek markalaşan ve dünyaya Türk kahvesini tanıtma misyonu üstlenmiş bir şirketin kurumsallaşma hikâyesini fonda yer alan modernleşme paralelinde araştırmaktır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.