2016, Journal of Turkish Studies
Cemil Kavukçu, son dönem Türk edebiyatının öykü ve romanlarıyla dikkat çeken yazarlarından biridir. Daha çok öyküleriyle tanınan Kavukçu, yaşadıklarını eserlerine yansıtan akıcı ve samimi bir üsluba sahiptir. Onun öyküleri, Türk öykücülüğünün bir sentezi gibidir. Küçük yaştan itibaren resme ve edebiyata ilgi duyan yazar, ancak olgunluk döneminde eserlerini yayımlamaya başlar. O, öykü ve romanlarında, çevresiyle uyum sağlamakta zorlanan, hayata tutunamayan taşralı bireyin sorunlarını ele alır. Kavukçu, ilk romanı Dönüş'ü 1998 yılında yayımlar. Romanda bir kasaba çocuğu olan Vedat'ın geçirdiği sarsıntı ve sorunlar ele alınır. İkinci romanı Suda Bulanık Oyunlar (2004) ilk romanından altı yıl sonra okurla buluşur. O, ilk romanında olduğu gibi bu romanında da taşralı bir gencin üniversitesi öğrencisi olarak büyük kent macerasını anlatır. Kavukçu'nun değerlendirmeye çalıştığımız Gamba (2006) romanı da, iş ve özel hayatları çalkantılı ve gelecekleri belirsiz olan bireylerin hayal kırıklıklarından söz eder. Romanda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında çalışan üç mühendis arkadaş "Güney" sahillerine bisiklet turuna çıkar. Tur fikri, yeni emekli olan Asım Eray'dan gelir. Onun ifadesiyle bu tur, bir "arınma ve özgürlük" turudur. Bisiklet turunda Asım Eray'ın çocukluğundan beri gördüğü kâbus peşini bırakmaz. O, bu kâbusa "Gamba" adını verir. Ona göre Gamba topuklarına kadar siyah paltosu olan, ince uzun biridir. Gözleri kocaman, bakışları delicidir. Burnu yoktur. Kartalınkini andıran kocaman bir gagası vardır. Bisiklet turunda başlangıçta işler planlandığı gibi gider. Fakat bir süre sonra Ankara'dan gelen telefonlar turun seyrini değiştirir. Tura katılan Asım Eray ve Turgay Ankara'ya dönme kararı alırlar. Cevat ise tura arkadaşı Nurbay'la devam eder. Cemil Kavukçu, roman kişilerini doğal yönleriyle anlatır. Onların davranışlarına yansımış düşüncelerini olayların akışı içinde dile getirir. Roman kişilerinin hemen hepsi, olumsuz çevre ve şartların etkisinde kalan, çıkış yolu bulmakta zorlanan, kendilerini olayların akışına bırakanlardır. Onlar, mücadeleci olamadıkları için kendilerine sığınacak liman olarak arkadaş çevresini seçerler. Bu kişiler, sorunlardan kaçış için alkolden medet umarlar. İçlerinde, model olabilecek, fikir ve davranışlarıyla arkadaşlarını yönlendirebilecek bir birey yoktur.